Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/1412 E. 2023/1437 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1412
KARAR NO : 2023/1437

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :10/03/2022
NUMARASI :2021/429 Esas – 2022/238 Karar

DAVACI :… (T.C.No: …) – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALI :… – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVA :Kooperatif Üyeliğinden İhraç Kararının İptali
DAVA TARİHİ :12/07/2018

KARAR TARİHİ :28/09/2023
KR. YAZIM TARİHİ :02/10/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı …’ın kooperatif üyesi …’den kooperatif hissesini alarak davalı kooperatife üye olduğunu, davacının aldığı dairede oturmaya başladığını, dairesinin … blok, … kat, … nolu daire olduğunu, davalı kooperatifin ise yükümlülüklerini yerine getirmeyip fiili teslime rağmen kat mülkiyetli tapuları teslim edemediğini, davalı kooperatif tarafından müvekkiline aidat borcu çıkartıldığını, 2012 yılından beri ortaya atılan bir borç nedeni ile davacıya Gebze Noterliği’nden ihtar gönderildiğini, davacının borcu olmadığına ilişkin itirazlarını gönderdiğini ancak yönetimin dikkate almadığını, ikinci ihtarın da keşide edildiğini, davacı aleyhine Gebze 4. İcra Dairesi’nin 2017/28296 Esas sayılı dosyasından takibe konu edildiğini, yapılan itiraz üzerine takibin durduğunu, davacıya Gebze 15. Noterliği’nin 08.05.2018 tarihli ihtarı ile üyelikten çıkarıldığına ilişkin karar tebliğ edildiğini, 08.05.2018 tarih, 9445 yevmiye sayılı ihtar ekinde 07.05.2018 tarih, 2018/6 Karar Nolu Yönetim Kurulu Kararı ile davacının kooperatif üyeliğinden ihraç edildiğini, ihtarın müvekkiline tebliğ edildiği 8 Ağustos 2018 tarihine kadar dava açma süresinin bulunmakta olduğunu ve davanın süresinde açıldığını, ihraç sonrası yapılan Genel Kurulda ihraç işleminin oylamaya alınmadığı gibi, davacıya yapılacak ödeme için de herhangi bir karar alınmadığını, kooperatif defteri incelendiğinde davacıya çıkartılan borcun gerçek anlamda olmadığını, aidat borcu için üyelikten ihraç yapılamayacağını, üyelik aidatının ve hesaplamasının yerinde olmadığını, varsa bile zamanaşımını uğradığını, kooperatif yetkililerinin keyfi hareket ettiğini beyanla; davanın kabulü ile davacının davalı kooperatiften ihracına ilişkin 07.05.2018 tarih, 2018/6 K. sayılı yönetim kurulu üye ihraç kararının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının 08.03.2012 tarihli yönetim kurulu kararı uyarınca kooperatif eski üyelerinden …’den üyelik hakkını devir ve teslim alarak kooperatife üye yapıldığını, davacının üye olduktan sonra hiç aidat ödemesi yapmadığını, davacının dava dilekçesinde peşin satış ile daire teslim aldığı başkaca borcunun bulunmadığını söylenmiş ise de; bu hususun kabulünün mümkün olmadığını, zira kooperatife üye olunurken yönetim tarafından bir miktar peşinat alınmakta olup, kooperatif devam ettiği sürece de her üye için aidat borcu tahakkuk ettirildiğini, üyelik sırasında alınan peşinatın aidat ile bir ilgisinin bulunmadığını, aidat borcunun kooperatifin üyeler adına yapmış olduğu iş ve işlemler için geçerli olup, genel kurullarda belirlenen aidat miktarlarını davacının ödemediğini, aidat borcu ödeme yükümlülüğünün kooperatifin tasfiye edilmesine kadar devam edeceğini, Kooperatifler Kanunu 31. maddesinde ana sözleşmenin ortakları ek ödemelerle yükümlendirebileceğinin belirtildiğini, Kooperatif Ana Sözleşmesi’nin 21. maddesinde; ortakların taahhüt ve tediye ettikleri ortaklık payları dışında, kooperatif amaçlarının gerçekleşmesini sağlamak üzere genel kurulca kararlaştırılacak miktardaki, arsa, altyapı, inşaat ve benzeri gider taksitlerini ödemek zorunda olduğunun düzenlendiğini, kanuni düzenlemeler uyarınca genel kurullarda belirlenen miktarda aidatların tüm üyeler için tahakkuk ettirilerek tahsil yoluna gidildiğini, ancak davacının hiç aidat ödemesi yapmadığının tespit edildiğini, bu nedenle aleyhinde Gebze 4. İcra Dairesi’nin 2017/28296 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatılmış olup, icra takibine de itiraz edildiğini, ardından Gebze 15. Noterliği’nin 20.10.2017 tarih ve 20207 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile kendisine 1. ihtarnamenin gönderildiğini, 1. ihtarnameye rağmen ödeme yapmadığından bu kez Gebze 15. Noterliği’nin 22.12.2017 tarih ve 26222 yevmiye sayılı ihtarnamesi ile ikinci ihtarnamenin de gönderildiğini, 2. ihtarnameye rağmen davacının belirtilen sürede herhangi bir ödeme yapmadığını, bunun üzerine yönetim kurulunun 07.05.2018 gün ve 2018/6 sayılı kararı ile Kooperatifler Kanunu 16. ve 27. maddeleri uyarınca davacının üyelikten ihraç edildiğini, yapılan ihraç işleminin hukuka uygun olduğunu, gönderilen ihtarnameler ile birlikte açıkça hangi aylara ait ne kadar borcu bulunduğunun belirtildiğini, hukuka aykırı bir durumun söz konusu olmadığını, kooperatifin henüz tasfiye aşamasına gelmediğini, tapu devri veya ferdileşme olmadığı gibi halen faal durumda olduğunu, davacının üyelikten ihraç kararı usul ve yasaya uygun olarak yapıldığını beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın REDDİNE …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kooperatif kayıtlarının düzensiz gelişigüzel ve keyfi yapılması nedeni ile davalı kooperatif defterlerinin delil değeri bulunmadığını, ihraç sonrası yapılan Genel Kurulda ihraç işlemi oylamaya alınmadığı gibi, davacıya yapılacak ödeme için de herhangi bir karar alınmadığını, davacının üyelikten ihracına ilişkin karar ilk genel kurulda onaylanmadığından kararın iptal edilmesi gerektiğini, kooperatif defterleri incelendiğinde davacıya çıkartılan borcun gerçek anlamda olmadığı, aidat borcu için üyelikten ihraç yapılamayacağı, üyelik aidatının ve hesaplamasının yerinde olmadığı, varsa bile zamanaşımına uğradığı, kooperatif yetkililerinin keyfi hareket ettiği, istediği üyeyi idare ettiği, istemediğini bu yolla çıkarttığı, yapı faaliyeti olarak herhangi bir faaliyeti kalmadığı, apartman aidatlarının zaten toplandığı, üyelik aidatının olmayacağı ve bu nedenle üye çıkartılamayacağının açık olduğunu, yapı kooperatifinin görevi sona ermiş olup, apartman giderleri için çıkartılan aidat ödemeleri nedeni ile üyelik ihracı yapılamayacağını, davalının site yönetimi olduğunu, kooperatifin amacının sona erdiğini, davacıyı ihraç eden davalı kooperatifin alacağı için itirazın iptali davası açtığını, davacının ihracı için yapılan takibin devam ettiğini, davacının haciz baskısına alındığını ancak üyelikten de atıldığını, bu çelişkinin dahi davacının ihraç kararının yerinde olmadığını ortaya koyduğunu belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunun davalının iddialarını teyit ettiğini, davacının kooperatife üye olduğu günden bu yana hiçbir şekilde aidat ödemesi yapmadığı halde ve üstelik diğer ödeme yükümlülüklerimi de yerine getirmediği halde borcunun olmadığı yönündeki beyanın kabul edilebilir yanı bulunmadığını, kooperatifin amacını henüz gerçekleştirmediğini ve tasfiye olmadığını, Kooperatifler Kanunu’nun 16. maddesi gereğince; haklarında çıkarılma kararı bulunan ancak çıkarılma kararı kesinleşmeyen üyelerin hak ve yükümlülüklerinin, çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar devam edeceğini, davacının çıkarılma kararı bulunmasına rağmen, karar henüz kesinleşmemiş olduğundan dairesinde oturduğunu, kooperatif haklarından yararlanırken aidatları ise ödemediğini, hakları kullanırken çıkarılma kararı ileri sürmeyen davacının borçların ifasında çıkarılma kararını ileri sürmesinin hakkaniyet ile örtüşmeyeceği gibi, iyiniyetli olmadığını da gösterdiğini, kanun maddesi açık olduğundan, davacının çıkarılma kararı kesinleşinceye kadar aidatları işlemeye devam edeceğinden ödenmeyen aidatlar içinde icrai takip yapılmasının mümkün olacağını belirterek; haksız istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/03/2022 tarih, 2021/429 Esas – 2022/238 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davalı kooperatifin 07/05/2018 tarih, 2018/6 sayılı yönetim kurulunun üye ihracına ilişkin kararın iptali istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince verilen,davacının davasının kabulü ile, davalı Kooperatifin davacının ihracına ilişkin 07/05/2018 tarih 2018/6 Karar sayılı yönetim kurulu kararının iptaline, dair 2018/551, 2020/142 E/K sayılı karar Dairemizin 2020/1180, 2021/893 E/K sayılı ilamı ile,”…Mahkemece her ne kadar davanın kabulüne karar verilmiş ise de; hükme esas alınan rapor ve yapılan araştırma hüküm tesisi için yeterli değildir.
Buna göre; davacının kooperatif üyelik hakkını devraldığı dava dışı …’nin davacıya devrettiği tarih öncesine ait borcunun bulunmadığı tarafların kabulünde olup davacı kooperatif ihtarname ekinde yer alan borç tablosuna göre üyelik hakkının devralınması sonrasına ait aidat borçlarının ödenmesini talep etmiştir.
Bilirkişi tarafından tanzim edilen raporlarda davacının hak sahipliğinin bulunduğu (B) blok daire için ihtarname tarihi itibariyle ödenmesi gereken miktar hesaplanmış, ayrıca kooperatif kayıtlarına göre davacı adına kayıtlı 78.167,50-TL ödemenin bulunduğu tespit edilmiştir. Ancak söz konusu miktar devir öncesi gelen ve devreden kooperatif üyesinin ödediği miktar olduğu anlaşılmaktadır. Davalı tarafından davacı üyenin ödemesi gereken miktar ile ödenen miktara ilişkin olarak bu durumun devredenin birden fazla üyeliğinden kaynaklı olduğu ileri sürülmüş ve bu yönde itiraz sebepleri ileri sürmüş, ancak bilirkişi tarafından bu yönde herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır.
Bu halde; mahkemece yapılacak iş, kooperatif defter ve kayıtları üzerinde tayin edilecek konusunda uzman bir başka bilirkişi aracılığı ile inceleme yaptırılarak, davalının itiraz sebepleri gözetilerek devreden ortağın üyelik sayısı, yaptığı ödemeler, bu ödemeler nedeniyle davacının üyelik hakkına devredilen miktar, devralan davacı üyenin ihtarname tarihi itibariyle ödemesi gereken aidat ve ödediği miktarın tespiti, ayrıca kooperatif ihraç prosedürünün benzer üyelerle aynı şekilde işletilip işletilmediğinin 1163 sayılı yasanın 23.md.deki eşitlik ilkesi göz önünden bulundurularak taraf ve yargı denetimine elverişli rapor aldırılarak davacının borca yönelik hukuki sebepleri de değerlendirilerek dosya kapsamındaki delillere göre bir karar vermekten ibarettir…” şeklindeki gerekçeyle kaldırılmıştır.
Yerel mahkemece kaldırma sonrası yapılan yargılama sonunda;”…Dosyada BAM kaldırma ilamı doğrultusunda alınan bilirkişi raporu ve bilirkişi ek raporu hüküm kurmak için elverişli ve yeterli görüldüğünden, davacı tarafça genel olarak hukuki değerlendirmelere yönelik ek rapor talep edildiği görüldüğünden ve hukuki değerlendirme Mahkememize ait olduğundan bilirkişiden yeniden ek rapor alınmasına yönelik talebin reddine karar verilmiştir.
Kooperatifler Kanunu’nun 27.maddesinde parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen kooperatif üyelerinin ihracı prosedürü düzenlenmiştir. Buna göre kooperatif tarafından aidat borcunun ödenmesi için davacıya iki ihtarın gönderilmesi ve bu ihtarların usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi, ilk ihtarnamenin ödemesi 30 gün geciktirilmiş borcu içermesi gerekir. Ayrıca borcun ödenmesi için 1. ihtarda 10 gün, 2. ihtarda 1 aylık sürenin verilmesi ile süresinde ödememe halinde sonuçları ve ödenmesi istenen borcun miktarının ve neye ilişkin olduğunun açık ve anlaşılır olarak belirtilmesi gerekir.
İhraç kararından önce davacı, davalı Kooperatife üyedir. Davalı Kooperatifin Yönetim Kurulu’nun 07/05/2018 tarih, 2018/6 Karar sayılı kararı ile davacı …’ın adresine ödemediği aidatlara istinaden 10 gün süreli 1.ihtar ile bir ay süreli 2.ihtarname tebliğ edilmiş, yasal süresi içinde borçlarını ödemediğinden Kooperatifler Kanunu’nun 27.maddesi uyarınca üyelikten ihracına oy birliği ile karar verilmiştir. Gebze 15. Noterliği’nin 08/05/2018 tarih ve 9445 yevmiye nolu ihtarnamesi gönderilerek parasal yükümlülüklerin yerine getirilmediğinden, ekteki Yönetim Kurulu kararı gereğince kooperatif üyeliğinden ihraç kararı verildiği ihtar edilmiş olup, bu ihtarname davacıya 10/05/2018 tarihinde tebliğ edilmiştir.
Dava, yönetim kurulu kararının tebliğ tarihi olan 10/05/2018 tarihinden itibaren 3 aylık yasal süre içerisinde 12/07/2018 tarihinde açıldığından davanın esasına geçilmiştir.
Ortağa bildirilen borç miktarı ortağın kooperatife girişi ve sonrasındaki duruma göre kişisel ve gerçek borç miktarını yansıtmalıdır. Aksi halde, ortak 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16. ve 27. maddeleri hükümlerine uygun olarak temerrüde düşürülmüş olmaz. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesi’nin 2014/2201 E. ve 2014/5402 K. sayılı ilamı)
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, kooperatif kayıtları, BAM kaldırma ilamı, kaldırma ilamı sonrasında alınan bilirkişi raporu ve ek raporu hep birlikte değerlendirildiğinde; davacıdan talep edilen aidat tutarlarının ve faizinin doğru hesaplandığı, diğer ihraç edilen üyelere uygulanan prosedürün davacıya da eşitlik ilkesine uygun olarak aynen uygulandığı, birinci ve ikinci ihtarnamelerin yasal düzenlemelere uygun olduğu, verilen sürelerde borcun ödenmediği, daha sonra yönetim kurulu tarafından ihraç kararı alındığı, bu kararın da usulüne uygun olduğu ve davacı tarafa tebliğ edildiği, usulüne uygun olarak ödenmesi talep edilen aidat borcunun ödenmemesi sonucu davacının ihracının, kooperatif ana sözleşmesi ve mevzuata uygun olduğu, davanın ispatlanamadığı anlaşılmakla; davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur..” şeklindeki gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda; davalı kooperatif üyelerinden …’nin üyelik hakkını 08/03/2012 tarihinde devralan davacının, kooperatif yönetim kurulunun 08/03/2012 tarih ve (14) nolu kararı ile üye kayıt defterine (27) nolu üye olarak kaydedildiği, davacının üyelik aidatlarını ödemediğinden bahisle Gebze 15. Noterliği aracılığı ile gönderilen 20/10/2017 ve 22/12/2017 tarihli ihtarnamelere konu borcun ödenmemesi üzerine yönetim kurulunun 07/05/2018 tarih ve 2018/6 sayılı kararı ile ihraç edildiği, eldeki davanın, davacı tarafından yasal (3) aylık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, borcun gerçek borç olmadığı, üyelik aidatının ve hesaplamasının yerinde olmadığı, var ise de zamanaşımına uğradığı, kooperatif yetkililerinin keyfi hareket ettiği ileri sürülerek ihraç kararının iptalinin talep edildiği, davalı, ihtarnamelere konu borcun üyelik hakkının devir sonrasına ait olduğu, davacının üyelik sonrası hiç aidat ödemediğini bu nedenle ihraç kararının hukuka uygun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık, davacının kooperatiften ihracı işleminin kanun ve ana sözleşmeye uygun olup olmadığı ve iptalinin gerekip gerekmediği noktasındadır.

1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 27. ve davalı kooperatif ana sözleşmesinin 14. maddelerinde parasal yükümlülüklerini yerine getirmeyen kooperatif üyelerinin ihracı prosedürü düzenlenmiş olup, bu tür davalarda, mahkemece öncelikle, aidat borcunun ödenmesi için üyeye iki ihtarın gönderilip gönderilmediği ve bu ihtarların usulüne uygun olarak tebliğ edilip edilmediği, ilk ihtarnamenin ödemesi 30 gün geciktirilmiş borcu içerip içermediği, böyle bir borcun ödenmesi için birinci ihtarda 10 gün, ikinci ihtarda 1 aylık sürenin verilip verilmediği, bu süre içerisinde ödememe halinde müeyyidenin ne olduğunun ve ödenmesi istenen borcun miktarının ve neye ilişkin olduğunun açık ve anlaşılır olarak belirtilip belirtilmediği, her iki ihtarnamede de bildirilen borç miktarının aynı olup olmadığı, tespit edilmelidir. Tüm bu aşamalarda bir eksiklik bulunmaması halinde ihtarlarda istenen borcun gerçek borç olup olmadığının belirlenmesi gerekmektedir.
Ortağa bildirilen borç miktarı ortağın kooperatife girişi ve sonrasındaki duruma göre kişisel ve gerçek borç miktarını yansıtmalıdır. Aksi halde, ortak 1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16. ve 27. maddeleri hükümlerine uygun olarak temerrüde düşürülmüş olmaz.
Somut dosyada ise davacıya gönderilen Gebze 15. Noterliği’nin 20.10.2017 tarih ve 20207 yevmiye sayılı 22.12.2017 tarih ve 26222 yevmiye sayılı ihtarnameleri ile davacıya bildirilen borç tutarlarının gerçek borç miktarını yansıtmadığı, her ne kadar ihtarların ekinde davacıya borç durumunu gösteren hesap tablosu gönderilmiş ise de, faiz tutarlarının nasıl hesaplandığının, hangi faiz oranlarının uygulandığının, hangi döneme ne kadar faiz işletildiğinin açık ve denetlenebilir olmadığı, dolayısıyla ihraç kararı verilemeyeceği dolayısıyla,Kooperatifler Kanunu’nun 16 ve 27.maddesine uygun usulüne uygun bir ihtarın bulunmadığı, bu sebeple alınmış usulüne uygun bir ihraç kararının bulunmadığı anlaşılmakla, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince kaldırılarak davanın kabulü ile davalı kooperatifin ihraç kararının iptaline dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere ;
1-Davacının ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle ESASTAN KABULÜNE, Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/03/2022 tarih, 2021/429 Esas ve 2022/238 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince, KALDIRILMASINA,
YENİDEN YARGILAMA YAPILMASI GEREKMEDİĞİNDEN AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE HÜKÜM KURULMASINA,
a)Davanın KABULÜNE,
-Davacının, davalı kooperatiften ihracına ilişkin 07.05.2018 tarih, 2018/6 K. sayılı yönetim kurulu üye ihraç kararının İPTALİNE,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 269,85-TL karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 35,90-TL’nin mahsubu ile kalan 233,95-TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302/5 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
c)Davacının yaptığı toplam 1.541,00-TL yargılama giderinin 35,90-TL peşin harç ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
ç)Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
d)Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 17.900,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
e)Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
2-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;
a)İstinaf Kanun Yoluna Başvuru harcının hazineye irad kaydına,
b)İstinaf Karar Harcının talep halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,
c)Davacı tarafından yapılan 220,70-TL İstinaf Kanun Yoluna Başvurma harcı ile 98,10-TL posta masrafı olmak üzere toplam 318,80-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
ç)İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
d)Davacının yatırdığı istinaf gider avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davacıya iadesine,
e)Davacı hakkında düzenlenen 03/06/2022 tarihli ve 39,80-TL bedelli harç tahsil müzekkeresinin iptaline, mahkemesince işlem yapılmaksızın geri istenilmesine,
f)Kararın, 6100 sayılı HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.28/09/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*