Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/1358 E. 2023/1313 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1358
KARAR NO : 2023/1313

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :16/11/2021
NUMARASI :2018/542 Esas – 2021/651 Karar

DAVACI :… – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALI :… – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVA :Menfi Tespit
DAVA TARİHİ :02/10/2018

KARAR TARİHİ :14/09/2023
KR. YAZIM TARİHİ :29/09/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket aleyhine başlatılan icra takibi nedeniyle davacının davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, hacze konu edilen eşyanın gemi siciline kayıtlı DENİZ 53 DUBASI olduğunu, adı geçen emtianın davalı şirketin yediemin uhdesinde iken, yine davalı şirket yetkilisi tarafından parçalanarak satıldığını ve bununla ilgili davacı şirket tarafından Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulduğunu, soruşturma başlatıldığını, takibe konu edilmiş olan ve davacı şirkete TTK hükümlerine göre tebliğ ve teslim edilmemiş olan 27/04/2018 tarihli ve 19.500 USD bedelli faturadan soruşturma dosyasında hiçbir aşamada bahsedilmediğini çünkü böyle bir fatura ve borç bulunmadığını, geminin limanda batık olsa dahi keyfekeder çıkarılarak başka bir deniz sahasına çekilemeyeceğini ancak davalı şirket tarafından çekilmiş veya kendi sahasına bırakılmasına izin verildiğini, şu anda geriye kalan tutarı yaklaşık 100.000,00-TL olan davacıya ait emtianın parçalanarak davalı şirket tarafından haksız kazanç elde edildiğini, davalı şirketin bir tersane olduğunu ve satışa konu emtianın sicile kayıtlı olduğunu, bu emtianın değerini bilebilecek durumda olduğunu, bu emtianın hurda halinin dahi yaklaşık 200.000,00-TL olduğunu belirterek; davacı şirketin borçlu bulunmadığının tespitini, icra takibinin teminatsız olarak durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, icra takibinde satışı istenen emtianın satılması söz konusu olursa, icra veznesine girecek paranın alacaklıya ödenmemesi yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmesini, kötü niyetli olarak takip başlatan davalının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… 1-Davanın KABULÜ ile; davacının Kocaeli 8. İcra Müdürlüğünün 2018/27608 esas sayılı dosyasında 19.500 USD yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine,
2-Şartları oluşmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; bilirkişi raporunda açıkça belirtildiği üzere, davalı şirketin usulüne uygun tutulan ticari defterleri kapsamında davacı şirketten 19.500,00-USD alacaklı olduğunu, yere mahkemenin davalı tarafından işletilen limana dava konusu fatura alacağına ilişkin dubanın nasıl geçtiğine ilişkin davalı şirket çalışanlarından başkaca delil bulunmadığı yönünde eksik ve hatalı bir değerlendirmede bulunduğunu, dava konusu duba hakkında mala zarar verme suçuna ilişkin görülen Kocaeli 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2019/1232 E. – 2021/241 K. sayılı dosyasında davalı şirket yöneticisi … hakkında beraat kararı verilmiş olup, bu hususta karşı tarafın istinaf başvurusunun da esastan reddedildiğini ve kararın kesinleştiğini, işbu dosyanın yerel mahkeme tarafından celbedilmesine rağmen hükme esas alınmadığını, yerel mahkeme her nedense, dubanın davalı şirket iskelesine bağlanması, batması, zarar vermesi gibi eylemler gerçekleşirken davacının duba ile neden ilgilenmediğini, dubanın iskelede bağlı olması için bir sebep bulunup bulunmadığının irdelenmediğini, her isteyenin her iskeleye dubasını bedelsiz bağlamasının önünü açtığını belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili tarafından istinaf başvurusuna karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER:Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/11/2021 tarih, 2018/542 Esas – 2021/651 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; İİK.’nın 72/3 maddesi uyarınca açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince toplanan deliller ve yapılan yargılama sonunda,”…Dava, İİK. 72/3 maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır.Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davalının faturaya dayalı alacağını tahsil etmek amacıyla davacı aleyhine Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2018/27608 E. sayılı dosyası ile 19.500-USD ana para alacağı üzerinden icra takibi başlattığı, davacının takip dayanağı fatura nedeniyle borçlu olmadığının tespitini talep ettiği, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacının takibe konu edilen 19.500,00-USD bedelli fatura nedeniyle davalıya borçlu olup olmadığı, davalının davacı tarafa ait Deniz-53 Dubasına liman hizmeti verip vermediği hususunda toplandığı tespit edilmiştir. Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2018/27608 E. , Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2018/5335 E. ,Kocaeli CBS 2018/15992 E. Kocaeli 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/1232E. sayılı dosyaları dosyamıza kazandırılmış, Liman Başkanlığına müzekkere yazılarak Deniz 53 Dubasının davalıya ait limanda hangi tarihten itibaren bağlı bulunduğu hususu sorulmuştur.
Dava konusu dubanın 03/12/2017 tarihinde battığı, davacının dava dışı bir şirketle batık çıkarma konusunda 05/12/2017 tarihinde anlaştığı, dava konusu dubanın davalı tarafından işletilen tersane ve limana hangi tarihte ve kim tarafından teslim edildiğinin tespit edilemediği, teslim edildiğinin Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2018/5335 E sayılı dosyasının alacaklısının dava dışı Vira Proje Yönetim Tasarım şirketi, borçlusunun davacı şirket olduğu, bu dosya üzerinden davacıya ait Deniz 53 dubasının 21/03/2018 tarihinde davalıya ait tersanede fiilen hazcedildiği ve dava dışı …’a yediemin sıfatıyla teslim edildiği, 30/04/2018 tarihinde ise dava dışı … tarafından dubanın parçalandığı, Kocaeli CBS 2018/15992 soruşturma dosyası üzerinden savcılık soruşturmasının yürütüldüğü, Kocaeli 10. Asliye Ceza Mahkemesinin 2019/1232E. Sayılı dosyası üzerinden ceza davasının açıldığı ve 2019/1232 E. sayılı dosyasında dava dışı … hakkında mala zarar verme suçundan beraat kararı verildiği, davalı şirket çalışanı ve müdürü olduğu anlaşılan …’ın ceza mahkemesince alınan savunmasında, dava konusu dubanın davalı tarafından işletilen tersanenin yanında yer alan Limaş limanında bağlı olduğu sırada battığını, Limaş sorumlularının rica etmesi üzerine kendi limanlarına bağlanmasına izin verdikleri, ancak dubanın uzun süre limanlarında bağlı kalması üzerine davalının liman ücreti olarak fatura tanzim ettiği, faturanın davalıya tebliğ edilememesi üzerine icra takibi başlattıklarını, dubanın yeniden batmaması için yeniden monte edilebilecek şekilde parçaladığını beyan etmiştir.
Taraf iddia ve savunmaları, dosya kapsamında yer alan deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde; takip dayanağı faturanın davacının defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacının davalı ile liman hizmeti konusunda anlaşmaya varmadığı, davacının kendisine ait dubayı Limaş limanına bıraktığı, dubanın davalı tarafından işletilen limana nasıl geçtiği hususunda davalı çalışanının beyanları dışında başkaca delil bulunmadığı, davcının bilgisi dışında verilen liman hizmeti nedeniyle kesilen faturanın davacnın defterlerinde kayıtlı olmadığı, davalı tarafın liman hizmetini de usulüne uygun verilmediği, davacıya ait dubanın icra dosyasında alınan kıymet takdir raporuna göre kullanılamaz durumda olduğunun tespit edildiği, bu durumda davacının liman hizmeti nedeniyle davacı taraftan ücret talep edemeyeceği kanaatiyle davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuş, davalının kötü niyeti sabit olmadığından kötü niyet tazminatına hükmolunmamıştır.” şeklindeki gerekçeyle davanın kabulü ile davacının Kocaeli 8. İcra Dairesi’nin 2018/27608 Esas sayılı dosyasında 19.500-USD yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine, şartları oluşmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Kamu düzeni yönünden yapılan incelemede;
Bilindiği üzere görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda kazanılmış hak söz konusu olmaz. Mahkeme duruşma yapmadan, yani taraflara tebligat yapıp onları dinlemeden dosya üzerinden de görevsizlik kararı verebilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmış ise veya yapılmamış olsa bile resen mahkeme, ilk önce görevli olup, olmadığını inceleyip, karara bağlamalıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun, görev hususunu düzenleyen 5. maddesinin ikinci fıkrasında “Bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4. madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılır.
Bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca, asliye ticaret mahkemelerinden biri veya birkaçı münhasıran bu Kanundan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebilir” hükmü getirilmiştir.
HSYK’nın 24.03.2005 gün 188 sayılı kararında Denizcilik İhtisas Mahkemesi kurulmayan yerlerde, ticaret mahkemesi bulunması halinde bu mahkemenin, ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde 1 numaralı asliye hukuk mahkemesinin görevli olacağı hususu karar altına alınmıştır.
“6762 sayılı Türk Ticaret Yasası’nın 4. maddesine eklenen fıkrada, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun olumlu görüşü ile Adalet Bakanlığı’nca, bu Yasa’nın dördüncü kitabında yer alan deniz ticaretine ilişkin ihtilaflara bakmak ve asliye derecesinde olmak üzere denizcilik ihtisas mahkemeleri kurulacağı, bu mahkemelerin yargı çevresinin Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından belirleneceği düzenlenmiştir. 6102 sayılı Yeni Türk Ticaret Yasası’nın 5/2. maddesi de bir yerde asliye ticaret mahkemesi varsa, asliye hukuk mahkemesinin görevi içinde bulunan ve 4. madde hükmünce ticari sayılan davalarla özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer işlere asliye ticaret mahkemesinde bakılacağı, bir yerde ticaret davalarına bakan birden çok asliye ticaret mahkemesi varsa, iş durumunun gerekli kıldığı yerlerde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nca, asliye ticaret mahkemelerinden biri veya birkaçı münhasıran bu kanundan ve diğer kanunlardan doğan deniz ticaretine ve deniz sigortalarına ilişkin hukuk davalarına bakmakla görevlendirilebileceği hüküm altına alınmış olup 6762 sayılı Yasa’nın 4. maddesine eklenen fıkra ile aynı mahiyettedir. Bu durumda 6762 sayılı Yasa zamanında anılan yasal düzenleme doğrultusunda alınan Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun 24.03.2005 tarih ve 188 sayılı kararı geçerli olup bu tür davalara denizcilik ihtisas mahkemesi bulunmayan yerlerde ticaret mahkemesi varsa 1 numaralı ticaret mahkemesi, ticaret mahkemesi yok ise 1 numaralı asliye hukuk mahkemesi’nin denizcilik ihtisas mahkemesi olarak görevlendirildiği bu kararda belirlenmiştir. Denizcilik ihtisas mahkemesi sıfatlı ticaret mahkemesi ile diğer mahkemeler arasındaki ilişki görev ilişkisidir. Denizcilik ihtisas mahkemesinin görev alanın tayininde davanın değeri önemli olmayıp, uyuşmazlığın deniz ticaretinden kaynaklanıp kaynaklanmadığı esas alınır” (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 20.04.2015 tarih, 2015/ 326 Esas-2015 / 5496 Karar).
Diğer yandan, deniz alacağı hususunda, 6102 sayılı TTK’nın 1352/1. maddesinde “Deniz alacağı; aşağıda sayılan hususların birinden veya birkaçından doğan istem anlamına gelir: “ve aynı maddenin 1-m bendinde “Geminin yapımı, yeniden yapımı, onarımı, donatılması ya da geminin niteliğinde değişiklik yapılması” hükümleri mevcuttur.
Somut olayda; davalı tarafından icra takibine konu edilen alacağın deniz 53 dubası ve üzerinde bulunan ekipmanın su altından çıkarılma işinden kaynaklı düzenlenen fatura alacağına dayalı olduğu dolayısıyla taraflar arasındaki uyuşmazlığın yukarıda anılan madde uyarınca deniz alacağına ilişkin olduğu ve denizcilik ihtisas mahkemesinin görev alanına girdiği anlaşıldığından, talep hakkında denizcilik ihtisas mahkemesi sıfatıyla karar verilmesi gerekmekte olup, Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla hüküm verilmesi yasaya ve usule aykırıdır.
Açıklanan nedenlerle, istinaf başvurusunun kamu düzeni ilkesi ve 6100 sayılı HMK’nın m. 353/1-a-3 ve 355 hükümleri uyarınca kısmen kabulü ile mahkemece yukarıda belirtilen eksiklikler araştırılmak suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi için ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Kamu düzeni nedeniyle Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/11/2021 tarih, 2018/542 Esas ve 2021/651 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine,
4-İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
5-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Davalı hakkında düzenlenen 30/03/2022 tarihli ve 5.974,21-TL bedelli harç tahsil müzekkeresinin iptaline, mahkemesince işlem yapılmaksızın geri istenilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.14/09/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*