Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/1357 E. 2022/1603 K. 19.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1357 – 2022/1603
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :2022/1357
KARAR NO :2022/1603

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :….
ÜYE :….
ÜYE :…
KATİP :….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :11/11/2021 Tarihli Ek Karar
NUMARASI :2021/243 D.İş Esas – 2021/241 D.İş Karar

İHTİYATİ HACİZ
TALEP EDEN
ALACAKLI :TÜRKİYE CUMHURİYETİ ZİRAAT BANKASI ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ :Av. …
İHTİYATİ HACZE
İTİRAZ EDENLER
BORÇLULAR :1-…
:2-…
3-NEZİRAGA ÇİFTLİĞİ ET ENTEGRE GIDA SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ
:4-TÜRKKAN YAĞ SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ :Av. …
TALEP :İhtiyati Haciz
TALEP TARİHİ :04/10/2021

KARAR TARİHİ :19/09/2022
KR. YAZIM TARİHİ :22/09/2022

İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
İhtiyati haciz talep eden alacaklı vekili talep dilekçesinde özetle; davalı Türkkan Yağ San. ve Tic. A.Ş. ile alcaklı banka arasında genel kredi sözleşmeleri imzalandığını, diğer davalılar …, … ve Nezir Ağa Çiftliği Et Entegre Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin de işbu sözleşmeleri müteselsil kefil sıfatıyla imzaladıklarını, sözleşme yükümlülüklerini yerine getirmeyen davalılara/borçlulara Ankara 12. Noterliği’nin 13.08.2021 tarih 23431 yevmiye nolu ihtarname yevmiye sayılı muacceliyet ihtarnamesinin keşide edildiğini, muacceliyet ihtarnamesinin tebliğine rağmen borçlular tarafından alacaklı banka alacağının ödenmediğini, davalıların alacaklıyı oyalama saiki ile hareket ettiğini, borçluların alacaklı bankaya alacağını ödemediğini, mal kaçırma saiki ile hareket ettiklerinin ihbar edildiğini, İİK 257. maddesi uyarınca borçluların üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları ile menkul ve gayrimenkul mallarının ihtiyaten haczini istemek mecburiyeti doğduğunu, alacaklı banka alacağının teminatında toplam 4 adet gayrimenkul ipoteğinin bulunmakta olup ipotek bedelleri toplamının 17.000.000,00-TL olduğunu, İİK’nın madde 45 hükmüne aykırılık teşkil etmemek adına, kredi borçlusu yönünden alacağın rehinle temin edilen kısmı hariç tutularak işbu ihtiyati haciz başvurusunu yaptıklarını, bunun yanında, müteselsil kefillerden Nezir Aga Çiftliği Et Entegre Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin de kredi borçlusu firma lehine 10.000.000,00-TL bedelle ipotek vermiş olduğundan, (kefalet limiti ile sınırlı olarak) alacağın rehinle temin edilmeyen kısmı yönünden ihtiyati haciz talep edildiğini, alacaklı bankanın, Bakanlar Kurulu’nun 24.01.2017 tarih ve 2017/9756 sayılı kararı ile Türkiye Varlık Fonuna devredilmiş olup, 6741 sayılı Kanun’un “Muafiyet ve İstisnalar” başlıklı 8 inci maddesi “…Şirket ve Türkiye Varlık Fonu ile Şirket tarafından kurulacak şirketler ve alt fonlar, …….. ve her türlü dava ve icra işlemlerinde teminat yatırma mükellefiyetlerinden muaftır. …” hükmü uyarınca ihtiyati haciz taleplerinin teminatsız olarak değerlendirilmesine talep ettiklerini ve borçlular … ve … yönünden 120.238.899,07-TL, Nezir Aga Çiftliği Et Entegre Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. yönünden ipotek ve kefalet limiti nazara alınarak 54.400.000,00-TL, Türkkan Yağ San. ve Tic. A.Ş. yönünden ipotek limiti nazara alınarak 103.238.899,07-TL, borca yetecek kadar menkul ve gayrimenkulleri ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasını talep ve dava etmiştir.
İhtiyati hacze itiraz eden borçlular vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle ihtiyati haciz talep eden alacaklının, yetkisiz mahkemeye müracaat ettiğini, bu nedenle öncelikle yetki itirazında bulunduklarını, huzurdaki başvuruda yetkili mahkemenin İstanbul (Çağlayan) Mahkemeleri olduğunu, alacaklı bankanın, ihtiyati haciz teminatı konusunda herhangi bir muafiyeti olmadığı halde, konu ile ilgisi bulunmayan yasa hükmü ile mahkemeyi yanılttığını, ihtiyati haciz için teminat alınması zorunlu kılındığı halde, alacaklı banka ihtiyati haciz kararı alınırken 6741 Sayılı Yasanın 8. maddesine atıf yaparak ihtiyati haciz teminatından muaf olduğundan bahisle teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı talep ettiğini, bu talebin hukuka aykırı şekilde mahkeme tarafından kabul edildiğini, ilgili yasa hükmünde ” (2) Şirket ve Türkiye Varlık Fonu ile Şirket tarafından kurulacak şirketler ve alt fonlar, elektrik ve havagazı tüketim vergisi ve yangın sigortası vergisi hariç olmak üzere 26/5/1981 tarihli ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu gereğince alınan vergi, harç, katılma payı ile tasdik ücretlerinden, sahip olduğu taşınmazlar dolayısıyla emlak vergisinden, satın alınan ve satılan taşınmazlar ile ilgili olarak tapu ve kadastro döner sermaye bedellerinden ve her türlü dava ve icra işlemlerinde teminat yatırma mükellefiyetlerinden muaftır.” belirtildiğini, alacaklı bankanın vadesi gelmiş bir alacağının bulunmadığını, alacaklı bankanın kredi borçlusunun Türkkan Yağ Sanayi ve Ticaret A.Ş. olup, halihazırda vadesi geçmiş borcu bulunmamasına rağmen kat ihtarı düzenlenmesinin hukuka aykırı olduğunu, BDDK tarafından pandemi düzenlemeleri kapsamında yayınlanarak tüm bankalara bildirilen ve uyulması banka açısından yasal zorunluluk olan 08.12.2020 tarihli, 9312 Karar uyarınca 90 günlük gecikme sürelerinin 180 gün olarak uygulanmasına karar verildiğini, kararda da görüleceği üzere bir bankanın hesabı kat edebilmesi için gecikmeye düşülen en son taksit ödeme gününün üzerinden 180 gün geçmesinin zorunlu olduğunu, bir an için bu sürenin 90 gün olduğu kabul edilse bile alacaklı bankanın en erken alacağın tümünü muaccel hale getirebileceği tarihin 30/09/2021 olduğunu, ihtarname tarihinin 12/08/2021 olmakla birlikte alacaklı bankadan celbedilecek hesap ekstresinden görüleceği üzere, borçluların 02/08/2021 tarihinde bile taksit ödemelerini yapmaya devam ettiğini, alacaklı bankanın bu ödemeleri gizlediğini, mahkemeye ve borçlulara ayrıntılı hesap ekstresini bildirmediğini ve hukuka aykırı şekilde ihtiyati haciz kararı aldığını, BDDK kararı ve pandemi tedbirleri uyarınca, borçluların vadesi gelmiş bir borcunun bulunacağı en erken tarihin 02/02/2022 olduğu halde, alacaklı banka tarafından alacağın vadesinin geldiğinden bahisle ihtiyati haciz talebinde bulunulmasının hukuken mümkün olmadığını, hesap kat ihtarının, hiçbir gerekçe gösterilmeden ve detaylı hesap ekstresi eklenmeden keşide edilmiş olup, tebliğlerinin de usulsüz olduğunu, borçlu şirket yetkilisinin ve kefil …’ın, muhalefet partisi olan iyi parti’nin mecliste grup başkanvekilliği görevini yürütmekte olduğunu, millet tarafından kendisine yüklenen sorumluluk ve görev gereği zaman zaman iktidar partisini zaman zaman da alacaklı bankayı eleştirdiğini, alacaklı bankanın hesap kat gerekçesinin ihtarnamede belirtilmemiş olması, ister istemez gerekçenin, borçlunun, iktidar partisine ve alacaklı kamu bankasına karşı, basın yayın organları önünde yapmış olduğu eleştiriler olabileceği ihtimalini getirdiğini, alacaklı bankanın tüm alacağının rehinle temin edilmiş durumda olduğunu, bir alacak hakkında ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için İİK’nın 257 uyarınca öncelikli koşulun rehinle temin edilmemiş olması olduğunu, alacaklı bankanın tüm alacağı rehinle temin edilmiş durumda olduğu halde, mahkemeyi yanıltmak amacıyla ilgili belge ve kayıtları sunmadıkları için ihtiyat haciz kararının hukuka aykırı şekilde verildiğini, alacaklı bankanın talep dilekçesinde sadece 17.000.000-TL tutarında bir ipotek teminatını dosyaya bildirdiğini ve geri kalan alacakları için temin edilmiş rehinlerini dosyaya bildirmediğini, bir kamu bankasının, risk miktarının sadece % 12’si oranında bir teminat alarak kredi kullandırmasının akla yakın olmadığı gibi, yürürlükteki banka mevzuatı açısından da kamu bankasının üst yöneticileri ve hatta şube müdürleri açısından da suç teşkil ettiğini, alacaklının bunun dışında borçlular Nezir Ağa Çiftliği’nin, asıl borçlu lehine ve fakat kendi malvarlığı üzerine koyduğu ipotek miktarını da mahkemeye yanlış bildirdiğini, dosyadaki mübrez ipotek senetleri dikkatli incelenirse Nezir Ağa Çiftliği’nin 10.000.000-TL değil,12.000.000-TL değerinde ipotek verdiğinin anlaşılacağını, haliyle bir an için diğer tüm itirazları reddedilse bile borçlular Nezir Ağa Çiftliği yönünden kefalet limiti nazara alındığında 54.400.000-TL değil 52.400.000-TL üzerinden karar verilmesi gerektiğinin açık olduğunu, borçluların kefil Nezir Ağa Çiftliği Et Entegre Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. adına Kocaeli İli, Dilovası İlçesi 329 Ada 9 Parselde tapuya kayıtlı taşınmazın 19/36 hissesi üzerinde 5.000.000-dolar bedelli Ziraat Bankası Kazakistan Şubesi lehine borçluların kredi borçlusu Türkkan Yağ San. Tic. A.Ş. adına Eskişehir İli, Sivrihisar İlçesi sınırları içerisinde 17 ayrı parselde 17 ayrı taşınmaz üzerine 6.000.000-EURO bedelli, Ziraat Bankası Karadağ Şubesi Lehine borçluların kredi borçlusu Türkkan Yağ San. Tic. A.Ş. adına Kocaeli İli Dilovası İlçesi 179 Ada 22 Parselde ve 175 Ada 8 parselde tapuya kayıtlı taşınmazların tam hissesi üzerinde 6.000.000-EURO bedelli, Ziraat Bankası Karadağ Şubesi Lehine borçlular Türkkan Yağ San. Tic. A.Ş. Lehine menkul rehni olarak 220.000.000-Ukrayna Gravnası (75.000.000-TL) bedelli, Ziraat Bankası Karadağ Şubesi lehine borçlular kefil Nezir Ağa Çiftliği Et Entegre Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından Gebze 6. Noterliği 04/12/2020 Tarih ve 30996 yevmiye numaralı Ziraat Bankası Türkiye Lehine 3.000.000-TL bedelli taşınır rehni sözleşmesi ve kefil Nezir Ağa Çiftliği Et Entegre Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından Gebze 6. Noterliği 26/04/2018 Tarih ve 16348 yevmiye numaralı 1.000.000-TL bedelli taşınır rehni sözleşmesi uyarınca alacaklı bankanın tüm alacağının kat be kat fazlasının rehinle temin edildiği açık olduğu halde hukuka aykırı şekilde ihtiyati haciz başvurusunda bulunulduğunu, bu nedenle de ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini beyanla; huzurdaki davanın borçluların salt ticari ve siyasi itibarini ortadan kaldırmak için siyasi saiklerle ve kötü niyetli olarak açıldığını, kamu bankası olarak gerekli dikkat ve özeni göstermediklerini, talep edilen alacak miktarı da nazara alındığında maddi tazminat ve fazlaya dair diğer tüm hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 250.000,00-TL manevi tazminatın alacaklı bankadan alınarak borçlulara ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ EK KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… İhtiyati hacze yapılan itirazların ayrı ayrı reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden borçlular vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
İhtiyati hacze itiraz edenler vekili istinaf dilekçesinde özetle; alacaklı banka Türkiye Varlık Fonu tarafından kurulmayan bir şirket ya da alt fon oladığından teminattan muaf olmadığını, yerel mahkemece 6741 sayılı yasayı yanlış yorumlayarak usul ve yasaya aykırı bir şekilde ihtiyati haciz kararı vermiş olduğunu, alacaklı bankanın 6741 sayılı yasa kapsamında teminattan muaf olmadığına ilişkin itirazlarının baki kalmak kaydıyla 6741 sayılı yasa kapsamında getiren muafiyet sadece dava ve icra işlemleri için geçerli olduğunu, bankanın vadesi gelmiş bir alacağının bulunmadığından bu nedenle de verilen ihtiyati haciz kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, alacaklı banka tarafından TBK’nın 20-25 maddeleri ile MK’nın 2. maddesine aykırı hareket edilerek hesap kat edilmiş olup sırf bu nedenle dahi alacaklı bankanın ihtiyati haciz taleplerinini reddinin gerektiğini, alacaklı banka tarafından haksız ihtiyati haciz taleplerine dayanak yapılan hesap kat ihtarnamesinin de hukuken geçersiz olduğunu, alacaklı bankanın tüm alacağı rehinle temin edilmiş olmasına rağmen alacaklı bankanın kötü niyetli olarak ihtiyati haciz talebinde bulunmuş olduğunu, ihtiyati hacze itiraz edenlerin adresinin Gebze sınırları içesinde olmamasına rağmen bu hususun göz ardı edilerek ilk derece mahkemesinin yetkisiz olduğu halde ihtiyati haciz kararının verilmiş olduğunu, belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
İhtiyati haciz talep eden vekili cevap dilekçesinde özetle; yasada ihtiyati hacze itiraz sebepleri tahdidi olarak sayılmış olup bunların dışındaki sebeplere dayanılarak ihtiyati haciz kararına itiraz edilemeyeceğini, ihtiyati haczin itiraz süresinde yapılmamış olduğunu ve bu nedenle reddi gerektiğini, borçluların yetki itirazının asılsız olduğunu ve ihtiyati haciz kararı yönünden mahkemenin yetkili olduğunu, alacak rehinle temin edilmiş olduğundan borçlular hakkında ihtiyati haciz kararının verilmeyeceği iddiasının hukuki ve fiili dayanaktan yoksun olduğunu, teminata dair itirazın hasız olduğunu ve ihtiyati haciz talep eden bankanın yasa gereği teminat yatırma mükellefiyetinden muaf olduğunu belirterek; ihtiyati hacze itiraz edenlerin haksız istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/243 D. İş Esas – 2021/241 D.İş Karar sayılı 11/11/2021 tarihli ek kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Talep, Ziraat Bankası AŞ. İle aleyhine ihtiyati haciz istenen Türkkan Yağ San. ve Tic. A.Ş. arasında imzalanan genel kredi sözleşmeleri uyarınca kullandırılan kredilere ilişkin alacağın tahsilini teminen, kredi borçlusu ve kefillerin malları ile 3.şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczi istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince 05.10.2021 tarihli ve 2021/243 D.İş E.,2021/241 D.İş K. Sayılı karar ile;” 1-Alacaklının ibraz ettiği dilekçe ve ekinde bulunan Genel Kredi Sözleşmeleri ve ihtarname incelendiğinde, İİK’ nun 257 vd. maddelerindeki yasal koşulların oluştuğu anlaşılmakla, İHTİYATİ HACİZ TALEBİNİN;
-Borçlular … ve … yönünden 120.238.899,07.-TL,
-Borçlu Nezir Aga Çiftliği Et Entegre Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. yönünden ipotek ve kefalet limiti nazara alınarak 54.400.000,00-TL,
-Borçlu Türkkan Yağ San. ve Tic. A.Ş. yönünden ipotek limiti nazara alınarak 103.238.899,07-TL miktar için İHTİYATİ HACİZ TALEBİNİN 6741 SAYILI KANUNUN 8. MADDESİ GEREĞİNCE TEMİNATSIZ OLARAK KABULÜNE,
2-Borçluların yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ve alacakları ile diğer haklarının borca yetecek miktarının İHTİYATEN HACZİNE,
3-İhtiyati haciz kararı teminatsız verildiğinden, kararın bir suretinin İİK’nın 261. maddesi gereğince 10 gün içinde Mahkememiz yargı çevresindeki icra dairesinde infaz edilmek üzere alacaklıya verilmesine, …” karar verilmiş, karara karşı borçlular vekilince yapılan itirazlar,mahkemenin 11/11/2021 tarihli ve aynı E/K sayılı Ek kararı ile ayrı ayrı reddedilmiş,ek karara karşı ihtiyati hacze itiraz eden borçlular vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İİK’nın 257.maddesinde rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ve alacaklarıyla diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir. Aynı yasanın 258. maddesi gereğince alacaklının, alacağının varlığı ile haciz sebepleri hakkında mahkemeden olumlu şekilde kanaat uyandırması gerekli ve yeterlidir. Bir başka deyişle ihtiyati haciz kararı verilmesi için mutlak ispat şartlarının oluşmasına gerek bulunmayıp, yaklaşık ispat ölçülerinde ispat yeterli olacaktır.
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin emsal içtihatlarına göre ihtiyati haciz kararı verilmesinde mutlak ispat şartlarının oluşmasına gerek bulunmadığı, yaklaşık ispat ölçülerinde ispatın yeterli olacağı belirtilmiştir (Yargıtay 11. HD,26/02/2014 tarihli 2013/16354E, 2014/3605K.sayılı karar),
İİK.’nın 265.maddesinde ise;”Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir.
Menfaati ihlâl edilen üçüncü kişiler de ihtiyatî haczi öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere veya teminata itiraz edebilir.
Mahkeme, gösterilen sebeplere hasren tetkikat yaparak itirazı kabul veya reddeder.
İtiraz eden, dilekçesine istinat ettiği bütün belgeleri bağlamaya mecburdur. Mahkeme, itiraz üzerine iki tarafı davet edip gelenleri dinledikten sonra, itirazı varit görürse kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. Şu kadar ki, iki taraf da gelmezse evrak üzerinde inceleme yapılarak karar verilir.
İtiraz üzerine verilen karara karşı istinaf yoluna başvurulabilir. Bölge adliye mahkemesi bu başvuruyu öncelikle inceler ve verdiği karar kesindir. İstinaf yoluna başvuru, ihtiyatî haciz kararının icrasını durdurmaz.” şeklindedir.
Somut olayda;ihtiyati haciz talep eden Bankanın Gebze Girişimci Şubesi ile ve muteriz borçlu Türkkan Yağ Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi arasında 27.2.2017,11.05.2018 ve 22.03.2019 tarihli tarihli Genel Kredi Sözleşmeleri imzalandığı, diğer borçlular …, … ve Nezir Ağa Çiftliği Et Entegre Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. nin işbu sözleşmeyi müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, Banka kredi alacağının ödenmemesi nedeniyle kredi hesabının 12.08.2021 tarihi itibarıyla kat edilerek, Ankara 12. Noterliği’nin 13.08.2021 tarih 23431 yevmiye nolu ihtarname yevmiye sayılı muacceliyet ihtarnamesinin borçlu ve kefillere tebliğ edildiği görülmüştür.
Asıl borçlu şirket ile alacaklı banka arasında imzalanan genel kredi sözleşmelerini (27.2.2017 ,11.05.2018 ve 22.03.2019 tarihli ) aleyhine ihtiyati haciz talep edilen diğer borçlular müteselsil kefil sıfatı ile imzalamıştır.
Genel Kredi Sözleşmelerinde; “Müşteri ile Banka arasında, bu sözleşmenin uygulanması ve yorumlanması dolayısıyla çıkabilecek bütün anlaşmazlıklarda, Türkiye Cumhuriyeti Kanunları geçerlidir. Bu sözleşmeden doğacak her türlü anlaşmazlıkların çözümünde Gebze Mahkeme ve İcra Müdürlükleri yetkili olacaktır.” hükmüne yer verilmiş olup, Genel kredi sözleşmesinin tarafları tacir olduğundan HMK nun 17. maddesi gereğince taraflar arsındaki yetki sözleşmesi geçerlidir.
Gerçek kişi borçlular işbu sözleşmeyi kefil sıfatıyla imzalamış olup, her ne kadar tacir değillerse de, TTK. 7 maddesinde düzenlenen teselsül karinesi gereğince, kredi sözleşmesinin tarafları tacir olduğundan, sözleşmede yer alan yetki şartı müteselsil kefilleri yönünden de bağlayıcıdır.
Bu nedenlerle muteriz borçlular vekilinin yetkiye ilişkin itirazı yerinde değildir.
Öte yandan, müteselsil kefiller yönünden, Genel Kredi Sözleşme tarihleri (27.2.2017 ,11.05.2018 ve 22.03.2019 ) ve talep tarihi dikkate alındığında TBK’nın 586. maddesinin uygulanması gerekir. Anılan maddenin 1. fıkrası; “Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.” düzenlemesini içermektedir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 01/11/2016 tarih 2016/12120 esas 2016/8556 karar sayılı emsal içtihadında da; “… borçlunun ifada gecikmesi tek başına yeterli olmayıp ifada gecikmiş olan borçluya ihtar gönderilmesi ve bunun da sonuçsuz kalması gerekmektedir. Ayrıca kanunda müteselsil kefile ihtar çekilmesi şartı aranmamaktadır. Müteselsil kefile ihtar çekilmesi, sadece onun takipten önce temerrüde düşürülmesi ile ilgili bir sorundur. Başka bir anlatımla, müteselsil kefil hakkında icra takibine girişilebilmesi için diğer koşulların yanında ayrıca müteselsil kefile de ihtar gönderilmesi gibi bir koşul yasada yer almamaktadır. Bu itibarla, hem asıl borçluya hem de müteselsil kefile aynı anda ihtar gönderilip borçluya gönderilen ihtarın tebliğine rağmen verilen süre içinde borcun ödenmemesi üzerine yasada belirtilen koşullar gerçekleşmiş olacağından bu durumda müteselsil kefil aleyhine takibe girişilebilecektir….” denilmiştir. Tüm bu hal, kuşkusuz ki asıl borçlu yönünden de alacağın muaccel olması durumunda geçerlidir. TBK’nun 590/(3). maddesi “Asıl borcun muaccel olması, alacaklı veya borçlunun önceden süre içeren bildirimde bulunmasına bağlıysa, kefalet borcu için bu süre, bildirimin kefile yapıldığı tarihte işlemeye başlar” düzenlenmesini içermektedir.
Bununla birlikte, hesabın kat edilmesi, kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacağın muacceliyeti için yeterlidir, ayrıca ihtarın tebliği şartı aranmaz. Asıl borçluya gönderilen ihtar, borçlunun temerrüdünün yanı sıra, 6098 sayılı TBK’nın 586’ncı maddesinde öngörülen müteselsil kefilin takibi koşullarının gerçekleşmesi bakımından da gerekli bir unsurdur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’ nun (TBK)’ nın 586. maddesine göre, kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesiyle ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçsüzlüğü içinde olması gerekir.
İhtiyati haciz talep eden banka tarafından kredi hesabı kat edilerek kat ihtarnamesi asıl borçlunun kredi sözleşmesinde belirtilen adresine tebliğe gönderilmiştir. Buna göre kredi hesabının kat edilmesi ile alacak muaccel hale gelmiştir. İtiraz edenler vekilinin alacağın muaccel olmadığına ilişkin istinaf sebebi yerinde olmayıp,dosyada alacağın varlığına ilişkin İİK’nun 258. maddesinde öngörülen yaklaşık ispat ölçülerinde ispata yeterli belge ve bilginin mevcut olduğu görülmekle,borçlular vekilinin sair istinaf itirazlarına itibar edilmemiştir.
Ancak; yerel mahkemece her ne kadar, davacının teminattan ve harçtan muaf olduğu gerekçesi ile ihtiyati haciz kararı teminatsız olarak verilmiş ise de; 6741 sayılı Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 8. maddesi uyarınca; “…Türkiye Varlık Fonu, Türkiye Varlık Fonu Yönetimi AŞ. ve bu şirket tarafından kurulacak şirketler ve alt fonlar, elektrik ve havagazı tüketim vergisi ve yangın sigortası vergisi hariç olmak üzere 26/5/1981 tarihli ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu gereğince alınan vergi, harç, katılma payı ile tasdik ücretlerinden, sahip olduğu taşınmazlar dolayısıyla emlak vergisinden, satın alınan ve satılan taşınmazlar ile ilgili olarak tapu ve kadastro döner sermaye bedellerinden ve her türlü dava ve icra işlemlerinde teminat yatırma mükellefiyetlerinden muaftır.” şeklinde düzenleme bulunduğu, buna göre İhtiyati haciz isteyen T.C. Ziraat Bankası Türkiye Varlık Fonu Yönetimi A.Ş. tarafından kurulan şirketlerden olmadığından teminat yatırma mükellefiyetlerinden muaf olması söz konusu değildir.
Konuya ilişkin Yargıtay 11.HD nin 2018/3173 Es.- 2019/912 Karar sayılı ilamı da “….Mahkemece verilen karar davalı T.C. Ziraat Bankası AŞ. vekili tarafından temyiz edilmişse de davalı Banka vekili tarafından yapılan temyiz istemi harçlandırılmamıştır. Yürürlükte bulunan 6741 sayılı Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 8. maddesi uyarınca Türkiye Varlık Fonu, Türkiye Varlık Fonu Yönetimi AŞ. ve bu şirket tarafından kurulacak şirketler ve alt fonlar, elektrik ve havagazı tüketim vergisi ve yangın sigortası vergisi hariç olmak üzere 26/5/1981 tarihli ve 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanunu gereğince alınan vergi, harç, katılma payı ile tasdik ücretlerinden, sahip olduğu taşınmazlar dolayısıyla emlak vergisinden, satın alınan ve satılan taşınmazlar ile ilgili olarak tapu ve kadastro döner sermaye bedellerinden ve her türlü dava ve icra işlemlerinde teminat yatırma mükellefiyetlerinden muaftır. Davalı Ziraat Bankası, Türkiye Varlık Fonu Yönetimi A.Ş. tarafından kurulan şirketlerden olmadığı gibi uyuşmazlık konusu madde hükmünde ifade edilen taşınmazlardan da kaynaklanmamaktadır. Bu itibarla, temyiz isteminin incelenebilmesi için gereken temyiz harcının yatırılması ve buna ilişkin harç tahsil makbuzunun dosyaya konulması gerektiğinden, anılan eksikliğin tamamlanması için dosyanın mahal mahkemesine iadesine karar vermek gerekmiştir.” şeklindedir.
Bu nedenle, İİK’nın 259. maddesi uyarınca teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesi ve borçlular vekilinin bu husustaki itirazının reddi yerinde görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle,aleyhine ihtiyati haciz talep edilen borçlular vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan gerekçeyle teminat yönünden kabulü ile HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-)Aleyhine ihtiyati haciz talep edilen borçlular vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile, HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/243 D. İş Esas – 2021/241 D.İş Karar sayılı 11/11/2021 tarihli ihtiyati hacize itirazın reddine dair ARA KARARININ KALDIRILMASINA, HMK’nın 353-(1)-b)-2) maddesi gereğince YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
a-Borçlular vekilinin ihtiyati haciz kararına İTİRAZININ KISMEN KABULÜ İLE: 05/10/2021 tarihli ara karar ile verilen ihtiyati haciz kararının kaldırılmasına,
b-Alacaklının ibraz ettiği dilekçe ve ekinde bulunan Genel Kredi Sözleşmeleri ve ihtarname incelendiğinde, İİK’ nun 257 vd. maddelerindeki yasal koşulların oluştuğu anlaşılmakla, İHTİYATİ HACİZ TALEBİNİN;
-Borçlular … ve … yönünden 120.238.899,07-TL,
-Borçlu Nezir Aga Çiftliği Et Entegre Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti. yönünden ipotek ve kefalet limiti nazara alınarak 54.400.000,00-TL,
-Borçlu Türkkan Yağ San. ve Tic. A.Ş. yönünden ipotek limiti nazara alınarak 103.238.899,07-TL miktar için alacağın, taktiren %10’u oranında (10.323,889-TL) nakdi teminat veya kesin ve süresiz teminat mektubu sunulduğunda, alacak miktarıyla sınırlı olmak kaydıyla, Borçluların yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz malları ve alacakları ile diğer haklarının borca yetecek miktarının İHTİYATEN HACZİNE,
Teminat yatırılmak koşuluyla, ihtiyati haciz kararının icrasının ilk derece mahkemesi tarafından sağlanmasına
2-)İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;
a-İstinaf Kanun Yoluna Başvuru harçlarının hazineye irad kaydına,
b-İstinaf Karar Harçlarının talepleri halinde ilk derece mahkemesince istinaf edenlere iadesine,
c-İstinaf edenler tarafından yapılan İstinaf Kanun yolu masrafları ile 1,40-TL posta masrafının ihtiyati haciz talep edenden tahsili ile istinaf eden ihtiyati hacze itiraz edenlere verilmesine,
ç-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
d-İstinaf edenlerin yatırdığı istinaf gider avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince istinaf edenlere iadesine,
e-Kararın, 6100 sayılı HMK’nın 359-(4) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.19/09/2022


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye…
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*