Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/1355 E. 2023/1369 K. 15.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1355
KARAR NO : 2023/1369

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/03/2022
NUMARASI : 2020/541 Esas – 2022/253 Karar

DAVACI : AYATA DEMİR ÇELİK İNŞ.TAAH.YAPI A.Ş. – …
VEKİLLERİ : Av. …, Av. …- …
DAVALI : DESTEBAŞI GRUP İNŞAAT SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVA : Kayıt Kabul (Alacak)
DAVA TARİHİ : 15/09/2020

KARAR TARİHİ : 15/09/2023
KR. YAZIM TARİHİ : 25/09/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin inşaat malzeme alım satım işleri ile iştigal ettiğini, aynı sektörde faaliyet gösteren Müflis Destebaşı Grup İnş. San. Tic. A.Ş.’ye muhtelif tarihlerde inşaat malzemesi satışı yaptığını, Destebaşı Grup İnş. San. Tic. A.Ş.’nin satın aldığı ürün karşılığında Finansbank Pendik Şubesinin … nolu hesabından düzenlenen; – 06.09.2018 keşide tarihli … seri nolu 100,000,00 TL,- 13.09.2018 keşide tarihli … seri nolu 150.000,00 TL, – 13.09.2018 keşide tarihli … seri nolu 40.000,00 TL, – 20.09.2018 keşide tarihli … seri nolu 200.000,00 TL, – 27092018 keşide tarihli … seri nolu 200.000,00 TL miktarlı çekleri verdiğini, ancak bu çekleren gününde ödenmediğini, bunun üzerine çeklerden kaynaklı alacakların tahsili için; İstanbul Anadolu 9. İcra Müdürlüğü 2018/25471 E ve İstanbul Anadolu 4. İcra Müdürlüğünün 2019/7631 E sayılı dosyaları ile icra takibi başlatıldığını, bu tediplerden İstanbul Anadolu 9. İcra Müdürlüğünün 2018/25471 E sayılı dosyasından 238.979,04 TL tahsilat yapıldığını, bunun dışında herhangi bir tahsilat olmadığını, takibin devam ederken davalı şirket hakkında iflas kararı verildiğini, İflas kararı sonrası masaya kayıt için 06.12.2019 tarihinde müracaat edildiğini, müracaat ederken yapılan icra dosya kapak hesaplarına göre; İstanbul Anadolu 9. İcra Müdürlüğünün 2018/ 25471 E sayılı dosyadan 192.721,97 TL, İstanbul Anadolu 4. İcra Müdürlüğünün 2019/7631 E sayılı dosyadan 576.194,65 TL olmak üzere toplam 768.916,62 TL alacaklarının bulunduğunun tespit edildiğini ancak iflas masasına yaptıkları kayıt taleplerinin reddedildiğini, kararına karşı, alacaklarının ticari bir alacak olmasından dolayı arabuluculuğa müracâat edildiğini, Arabulucu toplantısına iflas idaresi vekilinin katıldığını ancak anlaşma sağlanamadığını, bu sebeple mahkemeye müracaat etmek gerektiğini beyanla; müvekkillerinin 768.916,62 TL alacağının iflas masasına kaydına, sıra olarak ta 06.12.2019 tarihli kayıt dilekçeleri nazara alınarak o müracaatları geçerli sayılsa idi hangi sıraya kaydedilecek ise o sıraya kaydına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iflas idaresince verilen karar incelendiğinde davacının yapılan araştırmalarda müflis şirketin ticari defterlerinde davacı şirketin alacağının tespit edilemediğini ve sunulan çeklerdeki imzaların geçerliliğinin yargılamaya mucip olmasından dolayı alacak kayıt talebinin reddine karar verildiğini, bu sebeple müflisin ticari defterlerinde var olmayan alacağın reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın öncelikle hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından usulden reddi gerektiğini, mahkeme aksi kanaatte olup işin esasına girecek ise davacının iflas masasına başvuru yaptığı dilekçe ve ekleri incelendiğinde icra dosyalarına ilişkin yaptırılan kapak hesaplarında tahsil harçlarının bulunduğu ve yine faiz hesap tarihinin müflisin iflasına karar verilen 29/08/2019 tarihine kadar yaptırılması gerekirken masaya başvuru yaptığı 03.12.2019 tarihine kadar faiz işletildiğinin görüldüğünü, bu sebeple ilgili icra müdürlüklerine tahsil harçları hesaplanmaksızın 29/08/2019 tarihi esas alınarak dosya hesabının yapılmasının istenilmesi gerektiğini beyanla; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… HMK m. 150/5. gereğince davanın açılmamış sayılmasına …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; “yerel mahkeme kararı hatalıdır zira 03.06.2021 tarihli celsede de belirtildiği üzere iflas kararı kaldırılmış ve bu karar da kesinleşmiştir. Bu sebeple iflas masası da ortadan kalkmıştır. Huzurdaki dava iflas masasının işlemine karşı açılmıştır. İflas masası ortadan kalkmış olduğundan huzurdaki dava da konusuz kalmıştır. Bu hususta emsal niteliğinde Yargıtay 23. H.D.nin 2012/459 E sayılı emsal kararında da birebir aynı durum söz konusudur. Bu sebeple harç mecburiyeti koşulmadan “dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi” gerekirken harç zorunlu tutulması ve açılmamış sayılma kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır,” beyanı ile karşı vekalet ücreti yönünden tehir-i icra kararı verilmesini, İflas kararı ortadan kalkmış ve bu karar da kesinleşmiş olduğundan konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini, Dava açılmasına müvekkil sebep olmadığından masraf ve vekalet ücretinden sorumlu tutulmamasına, Mahkeme masraf ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “Müvekkil şirketin yargılama devam ederken hakkında verilen iflas kararı kaldırılmıştır. Davacı yan istinaf dilekçesinde her ne kadar müvekkil şirket hakkında iflas kararı kaldırıldığından bahisle davanın konusuz kaldığına yönelik beyanı ile “dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini” talep etmişse de bu talebin kabulü hukuka aykırı olacaktır. Zira kayıt kabul davası devam ederken müvekkil şirket hakkında verilen iflas kararı kaldırılmış olup bu karar kesinleşmiş olduğundan açılan dava Yargıtay içtihatları gereğince alacak davasına dönmekte ve yargılamaya alacak davası olarak devam edilmektedir. Kayıt kabul davalarının konusu ile alacak davaları ile aynı talebe sahip olup, alacaklının alacağını elde etmesi amacıyla iflas sıra cetvelinde alacağın kayıt ve kabulüne karar verilmesi isteğidir. Bu açıdan kayıt kabul davaları aslında bir tür alacak davası olarak nitelendirilmektedir. İflas kararının kaldırılmasına müteakip davaya alacak davası olarak devam edilmesinin gerekçesi de nitekim bu durumdur, Yargıtay 23. H.D. Kararı – E. 2015/4567 K. 2016/1695 T. 17.3.2016 tarihli kararında da yer verildiği üzere bu davaların alacak davası olarak devamı gerektiğine yönelik içtihatlar bulunmaktadır. Bu nedenlerle davacının istinaf istemi yerinde değildir. Yerel mahkeme tarafından davacının yenileme talebinin reddi kararında hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Davacının iddiaları yersiz olduğu gibi yerel mahkemenin davanın açılmamış sayılmasına karar vererek tarafımız lehine vekalet ücretine yönelik kararı ile arabuluculuk görüşmelerindeki arabuluculuk ücretinin de yine davacı yana bırakılması hukuka uygundur,” beyanı ile davalının istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/03/2022 tarih, 2020/541 Esas – 2022/253 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; kayıt kabul istemine ilişkindir. Davalı hakkındaki iflas kararı kalktıktan sonra dava alacak davasına dönüşmüştür.
İlk derece mahkemesince; HMK m. 150/5. gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyanın yapılan incelemesinde; davacı şirketin inşaat malzeme alım satım işleri ile iştigal ettiği, bu bağlamda aynı sektörde faaliyet gösteren Müflis Destebaşı Grup İnş. San. Tic. A.Ş.’ye muhtelif tarihlerde inşaat malzemesi satışı yaptığı, Destebaşı Grup İnş. San. Tic. A.Ş.’nin satın aldığı ürün karşılığında Finansbank Pendik Şubesinin … nolu hesabına bağlı 06.09.2018 keşide tarihli … seri nolu 100,000,00 TL,13.09.2018 keşide tarihli … seri nolu 150.000,00 TL, 13.09.2018 keşide tarihli … seri nolu 40.000,00 TL, 20.09.2018 keşide tarihli … seri nolu 200.000,00 TL, 27092018 keşide tarihli … seri nolu 200.000,00 TL miktarlı çekleri verdiği; ancak bu çeklerin gününde ödenmediği, bunun üzerine çeklerden kaynaklı alacakların tahsili için İstanbul Anadolu 9. İcra Müdürlüğünün 2018/25471 E ve İstanbul Anadolu 4. İcra Müdürlüğünün 2019/7631 E sayılı dosyaları ile icra takibi başlatıldığı, bu takiplerden İstanbul Anadolu 9. İcra Müdürlüğünün 2018/25471 E sayılı dosyasından 238.979,04 TL tahsilat yapıldığı, bunun dışında herhangi bir tahsilat olmadığı, takibin devam ederken davalı şirket hakkında iflas kararı verildiği, İflas kararı sonrası masaya kayıt için 06.12.2019 tarihinde müracaat edildiği, müracaat ederken yapılan icra dosya kapak hesaplarına göre; İstanbul Anadolu 9. İcra Müdürlüğünün 2018/ 25471 E sayılı dosyasından 192.721,97 TL, İstanbul Anadolu 4. İcra Müdürlüğünün 2019/7631 E sayılı dosyasından 576.194,65 TL olmak üzere toplam 768.916,62 TL alacaklarının bulunduğu belirtilerek, 768.916,62 TL alacağın iflas masasına kaydına karar verilmesi için eldeki davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince açılan davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
492 sayılı Harçlar Kanunu hükümlerine göre; “Yargı işlemlerinden bu kanuna bağlı (1) sayılı tarifede yazılı olanları, yargı harçlarına tabidir (2. md.). Yargı harçları (1) sayılı tarifede yazılı işlemlerden değer ölçüsüne göre nispi esas üzerinden, işlemin nevi ve mahiyetine göre maktu esas üzerinden alınır (15. md.). Noksan tespit edilen değerler hakkında 30. madde hükmü uygulanır [16-(4) md.]. Yargı harçları (1) sayılı tarifede yazılı nispetler üzerinden alınır (21. md.). (1) sayılı tarifede yazılı nispi karar ve ilâm harcının 1/4 ü peşin alınır (28. md.). Yargılama sırasında tespit olunan değerin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o oturum için yargılamaya devam olunur, takip eden oturuma kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunmaz. 6100 sayılı HMK’nın 150. maddesinde gösterilen süre içinde dosyanın işleme konulması noksan olan harcın ödenmesine bağlıdır (30. md.). Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz (32. md.). HMK’nın 120-(1) maddeye göre de davacı, yargılama harçlarını mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Harçlarla ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkindir.
Eldeki davada; davacı tarafından kayıt kabul davası olarak ikame edilen davanın, davalı hakkında daha önce aynı mahkemece verilen iflas kararının kaldırılması sonrasında davanın alacak davasına dönüştüğü, bunun üzerine 03/06/2021 tarihli celsede mahkemece davacı vekiline talep sonucunu alacak davasına göre açıklamak ve dava değeri üzerinden nispi harcı tamamlamak üzere sonraki celseye kadar süre verildiği, sonraki celsede yine mahkemece; davacı vekiline yatırması gereken 13.131,17.-TL harçtan peşin yatırılan 54,40.-TL harcın mahsubu ile 13.076,77.-TL nisbi peşin harcı tamamlamak üzere sonraki celseye kadar kesin süre verildiği, harcın yatırılmaması halinde Harçlar Kanunu’nun 30 ve HMK’nın 150. Maddeleri gereğince dosyanın işlemden kaldırılacağının davacı vekiline ihtarına (ihtaratın tebligat ile yapılmasına) şeklinde ara karar kurulduğu, izleyen celsede mahkemece davacı tarafın ihtarata rağmen nispi harcı yatırmadığı anlaşılmakla; harçlar kanunun 30. maddesinin yollaması ile HMK’nın 150/1 maddesi gereğince dava yenileninceye kadar dosyanın işlemden kaldırılmasına şeklinde ara karar oluşturulduğu, davacı tarafından kendisine verilen süre içerisinde bu eksikliklerin tamamlanmadığı, bunun üzerine de mahkemece HMK’nın 150/5. fıkrası gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği görülmüş, açıklanan tüm bu neden ve gerekçelerle ilk derece mahkemesince verilen kararın yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Davalının, Gebze ATM’nin 29/08/2019 tarih 2019/179 esas 2019/732 karar sayılı kararı ile iflasına karar verilmesi üzerine davacının alacağının sıra cetveline kaydı için iflas idaresine kayıt kabul başvurusunda bulunduğu, kayıt kabul talebinin reddi üzerine eldeki kayıt kabul davasını açtığı, Dairemizin 03/02/2021 tarih 2020/1688 esas 2021/202 karar sayılı kararı ile iflas kararının kaldırılması ve kaldırma sonrasında Gebze ATM’nin 29/04/2021 tarih 2021/164 esas 2021/395 karar sayılı kararı ile davanın reddine karar verilmesi ve ret kararının 28/05/2021 tarihinde kesinleşmesi üzerine eldeki davanın alacak davasına dönüştüğü ve yargılamaya alacak davası olarak devam edildiği, dolayısıyla iflas halinin sona ermesiyle davanın konusuz kalmasının söz konusu olmadığı, kayıt kabul davaları maktu harca tabi iken alacak davasının nisbi harca tabi olduğu, ilk derece uygulamasının yerinde olduğu, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Öte yandan kamu düzeni yönünden yapılan incelemeye göre; kayıt kabul davaları arabuluculuk dava şartına tabi değildir. Ancak, davacı tarafça ihtiyari olarak arabuluculuk sürecine başvurulduğu, eldeki dava konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat davası olmasa da davacı tarafından arabuluculuğa başvurulduğu, başvuru sonrası çıkan arabuluculuk bedelinin davacı tarafından ödenmesi gerektiği, eldeki davada arabuluculuğa başvuru gerekmese de davacının başvurması nedeniyle ortaya çıkan masrafın davacı tarafından ödenmesi gerektiği anlaşılmıştır.
Mahkemece; dava öncesinde taraflarca arabuluculuk görüşmeleri yapıldığı ve sürecin anlaşmazlık ile sonuçlandığı, bu nedenle arabulucuk için 1.320,00-TL ücret takdir edildiği ve bakanlık bütçesinden ödenmesine karar verildiği anlaşılmakla Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesi, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Yönetmeliği’nin 26. maddesi, Hukuk Muhakemeleri Kanunu 297/1-ç ve 326. maddeleri gözetilerek dava öncesi bakanlık bütçesinden ödenen arabuluculuk ücretinin yargılama gideri olarak hüküm altına alınması gerektiği kanaatiyle, arabuluculuk ücretinden davacının sorumlu tutulması da usul ve yasaya uygun görülmüştür.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davacının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca; Davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 80,70-TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 189,15-TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302/5 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davacıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin kararın temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne TEMYİZ yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 15/09/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*