Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/1354
KARAR NO : 2023/1314
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :10/02/2022
NUMARASI :2021/206 Esas – 2022/92 Karar
DAVACI :ATY ÇEVRE VE ENDÜSTRİYEL ATIK YÖNETİMİ ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALI :GÜR SU SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – ,,,
VEKİLİ :Av. … – …
DAVA :Menfi Tespit (Alım Satım)
DAVA TARİHİ :12/04/2021
KARAR TARİHİ :14/09/2023
KR. YAZIM TARİHİ :28/09/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından davacı aleyhine Kocaeli 8. İcra Dairesi’nin 2021/31280 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, icra takip dosyasının dayanağının cari hesap alacağı olarak gösterildiğini, davacının, davalı şirkete muaccel hiçbir borcu bulunmadığını, Kocaeli 8. İcra Dairesi’nin 2021/31280 Esas sayılı dosyasından taraflarına 29/03/2021 tarihli 12.472,01-TL bakiye borç muhtırası tebliğ edildiğini, davacının takipten önce temerrüde düşürülmediğini, taraflar arasında cari hesap sözleşmesi çerçevesinde işleyen bir ticari ilişki olduğu hususunda bir uyuşmazlık bulunmadığını, taraflar arasındaki cari hesap sözleşmesinin sona erme koşullarının gerçekleşmediğini, davalı tarafından sözleşmenin feshi ihbarının bildirilmediğini, davacının icra takibine konu cari hesap borcunu ödemiş olduğunu, bakiye dosya borcundan davacının sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, Kocaeli 8. İcra Dairesi’nin 2021/31280 sayılı icra takibinin 12/01/2021 tarihinde başlatıldığını, ödeme emrinin ise 26/01/2021 tarihinde tebliğ edildiğini, davacının cari hesap borcunun, 22/01/2021 tarihinde dava dışı Akademi Çevre Entegre Atık Yönetimi Endüstri A.Ş. tarafından davalı şirket hesabına yatırıldığını, bu hususun uzun süre icra dosyasına alacaklı vekili tarafından bildirilmediğini, 29/03/2021 tarihinde bildirildiğini, davacının davalıya cari hesaptan kaynaklanan borcu kalmadığını, icra dairesi tarafından gönderilen borç muhtırasının bakiye, takipten önce işletilen faiz, takip tarihinden sonra işletilen faiz, tahsil harcı, icra masrafları ve icra vekalet ücretinden oluştuğunu, bir an için davalı alacaklının icra takibi yapması kabul edilse bile, borç muhtırasına konu alacakların bazılarının talep edilmesinin mümkün olmadığını, bir kısmı yönünden ise talep olunabilecek miktarın ise yanlış hesaplandığını, davalı alacaklının işlemiş faiz talebinde bulunamayacağını, icra takibinden sonra, ödeme emri tebliğinden önce davacının cari hesap borcunu ödemiş olması nedeniyle takipten sonra da icra takibi kapsamında asıl alacağa faiz işletilmesinin mümkün olmadığını, ödeme veya icra emri tebliğinden önce yatırılan paradan tahsil harcı alınamayacağını, borç muhtırasındaki miktar belirlenirken yapılan dosya hesabına 2.109,93-TL tahsil harcının dahil edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davalı alacaklı vekilinin borcun tamamen ödenmesine ilişkin tahsilatı 29/03/2021 tarihinde icra dosyasına bildirirken, yasal olarak alınması mümkün olmadığı halde 1.565,46-TL tahsil harcını icra müdürlüğüne yatırdığını, davacının borcu için ödenen miktardan hiç bir şekilde tahsil harcı kesintisi yapılmasının mümkün olmadığı halde davacının ödemesinden bu miktarın yatırılmasının ana para borcunun kapanmamış gibi görünmesine neden olduğunu ve dosya hesabının hatalı yapıldığını, davalı alacaklının tahsilatı aylar sonra bildirdiği, yasal olarak ödememesi gereken %4,55 üzerinden harç ödediğini, hacizden önce haricen yapılan tahsilattan alınabilecek en yüksek tahsil harcı oranının %2,27 olup, bu oranda tahsil harcı alınmasının hukuken mümkün olmadığını, dosyada hiç bir haciz olmadığı hatta ödeme emri bile tebliğ edilmeden yapılan harici tahsilattan %4,55 tahsil harcı ödenmesinin ve icra dosya hesabına avukatlık ücreti ve takip masraflarının eklenmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacının icra takibi yapılmasına sebebiyet vermediğini, mahkeme aksi kanaatte olsa bile icra takibi nedeniyle hükmedilebilecek icra vekalet ücretinin tam vekalet ücreti olamayacağını, icra vekalet ücretinin 3/4 oranında hesaplanması gerektiğini beyanla öncelikle Kocaeli 8. İcra Dairesi’nin 2021/31280 Esas sayılı icra takibinin yargılama sonuna dek teminatsız olarak durdurulmasına, mahkemece kabul görmediği taktirde belirlenecek teminat karşılığında İİK m.72/3. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir kararı verilmesine, yargılama sonunda davanın kabulü ile davacının Kocaeli 8. İcra Dairesi’nin 2021/31280 Esas sayılı dosyasından dolayı davalıya borçlu olmadığının tespit edilmesine, davalının haksız ve kötü niyetli takip yapmış olması nedeni ile takip miktarının % 20’si üzerinden kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı ile davacı arasında nakliye işinden doğan cari hesap ilişkisinin çok eskiye dayalı olarak sürmekte iken, 31.12.2019 tarihi itibariyle ticari ilişkinin davacının ödemelerini aksatması nedeniyle sona erdiğini ve o tarihten itibaren davalı tarafından nakliye işlemi yapılmadığından davacıya fatura kesilmediğini, ticari kayıtlarda kesilen faturalardan dolayı davacıdan 01.01.2020 tarihi itibariyle 39.102,30-TL borcun kısa sürede ödeneceği belirtilmiş olmasına rağmen, müvekkilinin 1 yılı aşkın süre beklemesine rağmen borcun davacı tarafça ödenmediğini, 12.01.2021 tarihinde icra takibi başlatıldığını, kesilen fatura ve cari hesap alacağının takip eden ay içinde ödenmesi zaruri iken 1 yılı aşkın süre ödenmemesi ve bu nedenle takipte yasal faiz talep edilerek icraya konulmasında hukuka aykırı bir durum söz konusu olmadığını, cari hesabın alacak sütununa yazılan tutarlar için, sözleşme ve ticari teammüller gereğince kaydolundukları tarihten itibaren faiz işleyeceği TTK’nın 90. maddenin (e) fıkrasında hüküm altına alınmış olup davacının bu yöndeki itirazlarının yersiz olduğunu, borcu ödemeyerek ödemeyerek icra takibine neden olan davacının her ne kadar icra tebligatı gelmeden bir şekliyle takipten haberdar olup borcu başka şirket kanalı ile müvekkilinin hesabına yatırmış ise de, tebligat ellerine geçtikten sonra da borca süresinde itiraz etmeyerek, takibin kesinleşmesine ve icrai işlemlerin devam etmesine neden olduklarını, davacı tarafın süresinde itiraz etmeyerek kesinleşen dosyada ilgili kalemlerden sorumlu tutulmayacakları yönündeki savunmalarının hukuken kabul edilemeyeceğini, borcun haricen 3. bir şirket tarafından ödendiğinin taraflarına mail yolu ile ödeme dekontu atılarak, davacı şirket vekili tarafından 29.03.2021 tarihinde bildirildiğini ve taraflarınca aynı gün bu durum dosyaya bildirilerek haricen tahsil harcı yatırılarak kalan bakiye yönünden takibe devam edildiğini, yapılan tüm işlemlerin kanun ve mevzuata uygun olup, davacı tarafın taleplerinin yerinde olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın kısmen kabulü ile;
-Davacının Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’ nün 2021/31280 Esas sayılı dosyasındaki 3.634,91 TL işlemiş faiz alacağı nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespiti ile;
-Davacı taraftan Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’ nün 2021/31280 Esas sayılı dosyasında tahsil edilen 3.634,91 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
-Fazlaya ilişkin talebin reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararına esas aldığı bilirkişi raporunun hukuka aykırı değerlendirmeler içermesine ve bilirkişi raporuna karşı itirazlarının ilk derece mahkemesi itirazlarımız hakkında hiç bir değerlendirme yapmaksızın karar verdiğini, bununla beraber ilk derece mahkemesi bilirkişi raporuna dayanmakla birlikte bilirkişi raporunda tespiti yapılan fazla ödemeden daha aşağı bir miktara hükmedildiğini, dava dilekçesinde ve bilirkişi raporuna karşı beyanlarında, gerek icra dairesi, gerekse bilirkişi heyetince yapılan hesaplamaların hangi yönlerden hukuka aykırı olduğu her alacak kalemi yönünden detaylı bir şekilde açıklanmış ise de ilk derece mahkemesi gerekçeli kararı farklı alacak kalemleri yönünden iddialarının neden reddedildiğine dair herhangi bir açıklama içermediğini, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacıya karşı icra takibi yapılamayacağına dair iddialarının kabul edilmese dahi icra dairesinin bakiye borç muhtırasındaki borç kalemleri yönünden iddialarının değerlendirilmemiş olmasının da hukuka aykırı olduğunu, 492 sayılı Harçlar Kanunu’na ekli l sayılı tarifenin İcra ve İflas Harçları başlıklı B bölümünün İcra Harçları adlı I–3. maddesindeki tahsil harcının, ancak ödeme emrinin tebliğinden sonraki işlemler nedeniyle alınacağının öngörüldüğünü, bir diğer anlatımla ödeme veya icra emri tebliğinden önce yatırılan paradan tahsil harcı alınmayacağını, davacı şirketin cari hesap borcu 22/01/2021 tarihinde, yani ödeme emrinin tebliğ tarihi olan 26/01/2021’den önce, tamamen ödenmiş olup dosyadan tahsil harcı alınması yasal olarak mümkün olmadığını, icra dosya hesabına avukatlık ücreti ve takip masraflarının eklenmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili tarafından istinaf başvurusuna karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER:Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/02/2022 tarih, 2021/206 Esas – 2022/92 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacı tarafından başlatılan icra takibine yapılan vaki itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince toplanan deliller ve yapılan yargılama sonunda; “…Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, taraflar arasında cari hesap ilişkisi bulunduğu, davalı alacaklının davacı borçlu aleyhine 12.01.2021 tarihinde Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’ nün 2021/31280 Esas sayılı dosyası cari hesap alacağı açıklaması ile 39.102,30 TL asıl alacak 3.634,91 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 42.737,21 TL üzerinden icra takibi başlattığı, davacı borçlunun ödeme emri tebliğ edilmeden icra takibi başladıktan sonra 22.01.2021 tarihinde davalı alacaklıya 39.102,30 TL asıl alacağı ödediği, 26.01.2021 tarihinde ödeme emrinin davacı borçluya tebliğ edildiği, davalı alacaklının talebi üzerine davacı borçluya Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü tarafından 29.03.2021 tarihli borç muhtırası gönderildiği, muhtıranın 04.04.2021 tarihinde davacı borçluya tebliğ edildiği, davacı borçlunun işbu dava ile davalı alacaklıya borçlu olmadığının tespiti istemi ile dava açıldığı, Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporuna göre davacı borçlunun takip tarihi itibariyle davalı alacaklıya asıl alacak miktarı kadar borçlu olduğunun tespit edildiği, ancak davalı alacaklının icra takibi başlatmadan önce davalı borçluyu temerrüde düşürmemiş olduğu ve bu nedenle işlemiş faiz talebinde bulunamayacağı, davacı borçlunun icra takibindeki işlemiş faizden sorumlu olmayacağı anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile; davacının Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’ nün 2021/31280 Esas sayılı dosyasındaki 3.634,91 TL işlemiş faiz alacağı nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespiti ile; davacı taraftan Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’ nün 2021/31280 Esas sayılı dosyasında tahsil edilen 3.634,91 TL nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklindeki gerekçeyle davanın kısmen kabulü ile davacının Kocaeli 8. İcra Dairesi’nin 2021/31280 Esas sayılı dosyasındaki 3.634,91-TL işlemiş faiz alacağı nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespiti ile davacı taraftan Kocaeli 8. İcra Dairesi’nin 2021/31280 Esas sayılı dosyasında tahsil edilen 3.634,91-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı dava, menfi tespit olarak adlandırılmaktadır.
Menfi tespit davası 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 72. maddesinde düzenlenmiştir.
Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ise ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde on beşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesini isteyebilir.
Bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amaç bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın gerçekten mevcut olmadığının tespitidir.
Başka bir deyişle hukuki bir yarar bulunması koşuluyla sonuçta alacak-borç ilişkisi doğuracak bir durumun olmadığının tespiti amaçlanır. Dayanılan hukuki ilişkinin gerçekten mevcut olmadığı icra takibine maruz kalmadan önce ileri sürülebileceği gibi, icra takibinden sonra da ileri sürülebilir.
Borçlunun icra takibinden önce veya sonra menfi tespit davası açabilmesi için borçlu olmadığının tespitinde hukuki yararının bulunması şarttır. Buna rağmen borçlunun, alacaklının harekete geçmesini beklemeden borçlu olmadığının tespitinde korunmaya değer bir yararı bulunabilir. Bu tür bir yararının bulunması hâlinde de borçlu, borçlu olmadığının tespiti için dava açabilir.
Bunun dışında icra takibi taraflar arasındaki maddi ilişkiyi tespit edecek nitelikte olmadığından, alacaklının takibe girişmesinden sonra, hatta takip kesinleştikten sonra da borçlunun, borçlu olmadığının tespitini mahkemeden istemesi mümkündür. Borçlu belirtilen şekilde takipten önce veya sonra alacaklıya karşı bir menfi tespit davası açar; bu davayı kazanırsa, hakkındaki icra takibi dayanaksız kalır ve borcu ödemekten kurtulur.
İİK’nın 72. maddesinin beşinci fıkrası gereğince borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış veya verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu alacaklıya ödemiş olursa açılmış olan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda borçlunun menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülerek devam edilmesi için bir talepte bulunmasına gerek yoktur. Borcun ödenmiş olduğunu öğrenen mahkemenin yukarıda yazılı yasa hükmü gereğince davaya kendiliğinden istirdat davası olarak devam etmesi gerekir (Çavdar, S.: İtirazın İptali, Borçtan Kurtulma, Menfi Tespit ve İstirdat Davaları, Ankara, 2007, s. 803). 23.Nitekim aynı ilkeler, Hukuk Genel Kurulunun 18.12.2018 tarihli ve 2017/3-1526 E., 2018/1948 K., sayılı kararında da benimsenmiştir. (Hukuk Genel Kurulu 2017/19-918 Esas 2020/472 Karar)
Somut dosyada, alacaklı Gür Su Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. tarafından, borçlu ATY Çevre Endüstriyel Atık Yönetimi A.Ş. aleyhine, Kocaeli 8 .İcra Dairesinin 12.01.2021 tarih ve 2021/31280 Esas sayılı dosyasında, 39.102,30 TL asıl alacak ve 3.634,91 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 42.737,21 TL alacak için icra takibine başlatıldığı ve icra takibinde borcun sebebi olarak, 39.102,30 TL cari hesap alacağının gösterildiği,borçlu şirket tarafından 39.102,0 TL asıl borcun tamamı 22.01.2021 tarihinde ödendiği, alacaklı vekili tarafından Kocaeli 8. İcra Müdürlüğüne verilen 29.03.2021 tarihli talebine istinaden İcra Müdürlüğü tarafından bakiye gönderilen borç muhtırası ile, kesinleşen 42.737,21 TL ve masraflar toplamı ile toplam 51.574,31 TL dan yatırılan 39.102,30 TL asıl alacağın mahsubundan sonra kalan 12.472,01 TL borç miktarın ödenmesinin ihtar edildiği görülmüştür.
Dosyada Yeminli Mali Müşavir ve İcra Hukuku Uzmanı bilirkişilerden aldırılan 15.01.2022 tarihli raporda özetle; davacı şirketin incelenen 2019, 2020 ve 2021 yıllarına ait ticari defter kayıtlarında; davacı ATY Çevre Endüstriyel Atık Yönetimi A.Ş. ne düzenlediği hizmet fatura bedelleri ve yapılan ödemelerin 120.01.A01 kodlu alacak cari hesabında izlendiği,2018 yılından 62.556,30 TL bakiye alacak devrettiği ve 2019 yılı defterinde dönem başı giriş kaydı yapıldığı, 2019 yılında yapılan protokol ödeme mahsubu ve fiyat farkı faturaların kaydı sonucunda 31.12.2019 dönem sonunda 39.02,30 TL bakiye alacak kaldığı ve bu tutarın 31.12.2020 dönem sonu kayıtlarında yer aldığı ve 2021 yılına devrettiği, 22.01.2021 tarihinde icra dosyası gereğince, davacı şirket adına Akademi Çevre A.Ş. tarafından ödendiği ve bu tarih itibariyle alacağı kalmadığı, davalı şirketin düzenlediği hizmet fatura bedelleri ve yapılan ödemelerin 320.01.308 nolu satıcılar hesabında izlendiği,2018 yılından 123.450,00 TL bakiye borç devrettiği ve 2019 yılı defterinde dönem başı giriş kaydı yapıldığı, 2019 yılında yapılan ödeme, protokol mahsubu ve fiyat farkı faturaların kaydı sonucunda 31.12.2019 dönem sonunda 20.000,00 TL bakiye borç kaldığı ve bu tutarın 31.12.2020 dönem sonu kayıtlarında yer aldığı ve 2021 yılına devrettiği, 22.01.2021 tarihinde icra dosyası gereğince, davacı şirket adına Akademi Çevre tarafından ödendiği ve bu tarih itibariyle borcun kalmadığı, alacaklı vekilinin İcra dosyasına 29/03/2021 tarihinde açtığı talepte; “Dairenizde bulunan yukarıda esas numarası yazılı dosyamız borçlusu Aty Çevre ve Endüstriyel Atık Yönetimi A.Ş. müvekkil şirkete 22/01/2021 tarihinde 39.102,30 TL ödeme yapmış olup harcı sistemden yatırılmıştır. Kalan miktarın hesaplanarak borçlu şirket vekiline bakiye borç muhtırası gönderilmesine karar verilmesini talep ederim.” şeklinde beyanda bulunduğu, alacaklı vekilinin bu beyan üzerine UYAP sisteminden peşin harcın düşümü ile 39.102,30*944,55 oranında hesapladığı 1.565,46 TL tahsil harcını yatırdığı, icra dairesince yapılan 29/03/2021 tarihli hesap tablosunda; toplam 51.574,31 TL borç miktarından haricen ödenen 39.102,30 TL’nin düşümü ile 12.472,01 TL bakiye borç çıkartılmış ve buna ilişkin bakiye borç muhtırası borçluya tebliğ edildiği, borçlu tarafça 27/04/2021 tarihinde 12.596,13 TL dosyaya ödeme yapılarak dosya borcun ödendiği ve dosyanın infazen işlemden kaldırılarak tüm hacizlerin kaldırıldığı,
İcra Dosyasının ve ticari defterlerin incelenmesinde; taraflar arasında yazılı sözleşme olmadığı ve vade farkı faturasının düzenlenerek borçlu tarafa tebliğ edilmediği ve hesaplara kaydedilmediğinin görüldüğü,bu nedenle; borçlunun temerrüde düşürülmesi söz konusu olmayacağından takip tarihi itibariyle istenen 3.634,91-TL işlemiş faiz kaleminin fazladan talep edildiği, borçlunun temerrüdü icra takibinde takip tarihi olan 12/01/2021 tarihi itibariyle doğmuş olduğundan faiz hesaplamaları bu tarihten itibaren yapılacağı, icra vekalet ücreti yönünden ;Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince, borçlu ödeme süresi içerisinde borcunu öderse bu tarifeye göre belirlenecek ücretin dörtte üçü takdir edilir. Her ne kadar davacı vekili dosya borcunun süresinde ödendiğinden bahisle avukatlık ücretinin dörtte üç üzerinden hesaplanması gerektiğini beyan etmiş ise de, icra takibinin kesinleşmesinden önce sadece ana para borcu olan 39.102,30-TL’nin yatırıldığı, bakiye dosya borcunun takibin kesinleşmesine müteakip 27/04/2021 tarihinde ödendiği görülmekle icra vekalet ücretinin tam olarak hesaplanacağı,12/01/2021 takip tarihi itibariyle icra dosya borcunun: 12/01/2021 tarihi itibariyle takip tarihinden önce borçlunun temerrüde düşürülmemesi, aralarında yazılı cari hesap sözleşmesi olmaması ve vade farkı faturasının düzenlenerek diğer tarafa tebliği ve hesaplara kaydedilmemiş olması, bu hususların ticari defter incelemesinde de bulunamamış olması nedeniyle takip tarihi olan 12/01/2021 itibariyle takip miktarının 39.102,30-TL olması gerektiği,
Dava tarihi olan 12/04/2021 itibariyle icra dosya borcunun ise:borçlu/davacı tarafından her ne kadar icra takibinin kesinleşmesinden önce cari hesap bakiyesi 22/01/2021 tarihinde alacaklının hesabına haricen ödenmiş ise de, dosya borcunun tamamı ödenmediğinden avukatlık ücreti tam olarak hesaplanacaktır. Ayrıca Borçlar Kanunu m. 100 gereğince ilk ödemeler öncelikle; faiz, masraf ve avukatlık ücretinden ödeneceğinden bu kriterlere göre hesaplama yapılacaktır. Tahsil harcı paranın yattığı tarihi itibariyle dosyanın durumuna göre hesaplanacağından burada da kademeli hesap yapılacağı, bu açıklamalar ışığında:
Kocaeli 8. İcra Dairesi’nin 2021/3280 Esas sayılı dosyasında; davalı şirketin defter kayıtlarında ise, 31.12.2019 tarihinde ve 12.01.2021 takıp tarihi itibariyle davacı şirketten toplam 39.102,30 TL alacaklı olduğu ve bu tutarın 22.01.2021 tarihinde icra dosyası ile tahsil edildiği ve böylece 12.04.2021 dava tarihi itibariyle taraflar arasında asıl alacak yönünden borç/alacak bakiyesinin kalmadığının görüldüğü, buna göre, tarafların defter kayıtlarında 31.12.2019 tarihinde ve 12.01.2021 takip tarihi itibariyle bakiye borç/alacak tutarları arasında (39.102,30-20.000,00) 19.102,30-TL fark olduğunun görüldüğü, ancak davacı şirket tarafından 22.01.2021 tarihinde icra doyasına 39.102,30-TL ödeme yapıldığından, davalı şirketin defter kayıtlarında yer alan 39.102,30-TL’nin asıl alacak olarak alınması gerektiği, Kocaeli 8. İcra Dairesi’nin 2021/31280 Esas sayılı dosyasından takip tarihi olan 12/01/2021 itibariyle takibe esas miktarın 39.102,30-TL olması gerektiği, işlemiş faiz miktarı olarak talep edilen 3.634,91-TL’nin fazladan talep edildiği, dava tarihi itibariyle borç miktarının 7.677,76-TL olması gerektiği, icra dairesince 29/03/2021 tarihli Bakiye Borç Muhtırasında bakiye borç miktarının 12.472,01-TL olarak bildirildiği, 4.794,25-TL fazla hesaplama yapıldığının değerlendirildiği bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun gerekçeli, ayrıntılı,hükme ve taraf ve mahkeme denetimine elverişli olduğu görülmüştür.
Yerel mahkemece her ne kadar, davalı alacaklının icra takibi başlatmadan önce davalı borçluyu temerrüde düşürmemiş olduğu ve bu nedenle işlemiş faiz talebinde bulunamayacağı, davacı borçlunun icra takibindeki işlemiş faizden sorumlu olmayacağı anlaşılmakla davanın kısmen kabulü ile; davacının Kocaeli 8. İcra Dairesi’nin 2021/31280 Esas sayılı dosyasındaki 3.634,91-TL işlemiş faiz alacağı nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespiti ile; davacı taraftan Kocaeli 8. İcra Dairesi’nin 2021/31280 Esas sayılı dosyasında tahsil edilen 3.634,91-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiş ise de,kurulan hüküm dosya kapsamına uygun olmayıp, kamu düzeni nedeniyle kaldırılarak, Dairemizce yeniden hüküm kurulmak suretiyle düzeltilmesi gerekmiştir.
Dosyada aldırılan Bilirkişi raporunda, taraflar arasında yazılı sözleşme olmadığı ve vade farkı faturasının düzenlenerek borçlu tarafa tebliğ edilmediği ve hesaplara kaydedilmediğinin görüldüğü, bu nedenle; borçlunun temerrüde düşürülmesi söz konusu olmayacağından takip tarihi itibariyle istenen 3.634,91-TL işlemiş faiz kaleminin fazladan talep edildiği ifade edilerek, temerrüt faizi takip tarihi itibarıyla 153,06 TL olarak hesaplanmış olup, davacının bakiye borcu ;
Asıl alacak: 39.102,30-TL
İcra Vekalet Ücreti 5.865,35-TL (39.102,30*15/100)
Tahsil Harcı 887,62-TL (Hacizden önce haricen 39.102 ,30*2.,27/100)
İcra Masrafı 138.70-TL
Toplam: 45.999,37-TL
22/01/2021’de ödenen : -39.102.30-TL
Asıl Alacak miktarından Kalan 6.897,07-TL
12/01/2021-12/04/2021 arası faiz 153,06
Tahsil harcı farkı 627,63-TL (627,63*9.1/100 hacizden sonra)
12/04/2021 itibariyle borç 7.677,76-TL’nin icra dairesinden gönderilen bakiye borç muhtırasındaki 12.472,01-TL’den düşümü ile 4.794,25-TL olarak hesaplanmış olmasına rağmen, 4.794,25-TL üzerinden istirdat hükmü kurulması gerekirken,
yanılgılı değerlendirme ve hesaplama ile ayrıca, infazda tereddüt hasıl olacak şekilde kararda yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Mahkemece, gerekçeli karar başlığında; davacının ve taraf vekillerinin adreslerinin yazılmamış olması, 6100 sayılı HMK’nın 297/1-b maddesine aykırı olmakla birlikte sonuca etkili olmadığından, kaldırma nedeni yapılmamış ve bu hususa eleştiri getirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle kabulüne, yerel mahkemenin kararının davacı lehine kaldırılmasına dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından; dairemizce davanın esası hakkında HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere ;
1-Davacının ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KISMEN KABULÜNE, Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/02/2022 tarih, 2021/206 Esas ve 2022/92 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince, KALDIRILMASINA,
YENİDEN YARGILAMA YAPILMASI GEREKMEDİĞİNDEN AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE HÜKÜM KURULMASINA,
a)Davanın KISMEN KABULÜ ile;
-Davacı taraftan Kocaeli 8. İcra Dairesi’nnin 2021/31280 Esas sayılı dosyasında tahsil edilen 4.794,25-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
b)Alınması gerekli 327,50-TL karar ve ilam harçtan, peşin yatırılan 213,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 114,50-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
c)Davacının yaptığı toplam 1.292,50-TL yargılama gideri ve 213,00-TL peşin harç olmak üzere toplam 1.505,50-TL yargılama giderinden kabul ve ret oranına göre hesaplanan (%38,44 Kabul) 578,72-TL’lik kısmının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmının davacı üzerinde bırakılmasına,
d)Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
e)Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 4.794,25-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
f)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 7.677,76-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
g)Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
2-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;
a)Davacının yatırmış olduğu istinaf karar harcının talebi halinde ilk derece mahkemesince kendisine iadesine,
b)Davacı tarafından yapılan İstinaf Kanun Yoluna Başvurma harcı 220,70-TL ve posta gideri 102,10-TL olmak üzere toplam 322,80-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c)İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
d)Davacı tarafça yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının mahkemesince davacı tarafa iadesine,
e)Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
İlişkin; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesi gereğince; miktar itibari ile KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.14/09/2023
…
Başkan …
¸e-imzalıdır
…
Üye …
¸e-imzalıdır
…
Üye …
¸e-imzalıdır
…
Katip …
¸e-imzalıdır
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*