Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/1342
KARAR NO : 2023/1318
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :08/09/2021
NUMARASI :2019/579 Esas – 2021/648 Karar
DAVACI :VHV ALLGEMEINE SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ (Eski unvan: Dubai Sigorta Anonim Şirketi) – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALI :AYHANLAR YOL ASFALTLAMA SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLİ :Av. … – … – …
DAVA TÜRÜ :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :19/08/2019
KARAR TARİHİ :14/09/2023
KR. YAZIM TARİHİ :28/09/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Palgaz Doğalgaz Dağıtım San. ve Tic. A.Ş.’nin davacı şirket nezdinde 3033123 numaralı “Klasik Ticari Paket Yangın Sigorta Poliçesi” ile 05/07/2016 – 05/07/2017 tarihleri arasında sigortalı olduğunu, 16.03.2017 tarihinde davalı Ayhanlar Yol Asfaltlama San. ve Tic. A.Ş. tarafından, … Mah. … Sk. Arena İstasyon önünde gerçekleştirilen kazı çalışmasında çelik hat istasyon vanasına zarar verilmesi sonucunda, sigortalılarına ait doğalgaz borularının hasarlandığını, söz konusu kazaya ilişkin ihbar neticesinde olay yerine varıldıktan sonra 3 çelik vanada hasar tespit edilmiş olup, gerekli onarımların yapılması için boruların içinde bulunan gazın tahliye edilmesi sonrasında eski vana çıkartılarak yeni vananın takıldığını ve boru hattının tamir edildiğini, bu süre zarfında vana kapatılmadan önce ve sonra 30.874,00 m³ + 172,9180 m³ olmak üzere toplam 31.046,918 m³ gaz çıkışı olduğunun belirlendiğini, davalı tarafından, kazı çalışması hakkında belediyeye haber verilmediğini, (kazı çalışmasının ne zaman ve nerede gerçekleştirileceğine ilişkin), yer altında bulunan altyapıların yerlerini gösterir plan ve projeler talep edilmediğini, gerekli yazılar beklenmeden kazı çalışmasının gerçekleştirildiğini, Sigortalıları Palgaz Doğalgaz Dağıtım A.Ş.’ye, kazı çalışması ile ilgili haber verilmediğinden dolayı sigortalıları tarafından kazı yerine teknik eleman gönderilmesinin de bu nedenle mümkün olmadığını, kazı işleminin dikkatsiz bir şekilde gerçekleştirildiğini, kazayı önleyici tedbirler alınmadığını, bu nedenle hasar meydana geldiğini, ekspertiz sonucunda, 3.599,50-TL malzeme, 2.501,28-TL personel gideri, 714,16-TL araç gideri, 396,52-TL kazı ve diğer giderler, 22.449,88-TL kaçak gaz gideri olmak üzere toplam 29.661,341-TL karşılığı olan 8.064,53-USD zarar hesaplandığını, poliçede 250,00-USD muafiyet bulunmasından ötürü 8.064,53-USD-250,00-USD=7.814,53-USD poliçe şartları uyarınca sorumlu olunan zarar hesaplandığını, poliçe şartları uyarınca hasar miktarının USD üzerinden ödenmesi gerekmekte olduğunu, buna göre; 16.03.2017 tarihli TCMB Döviz Satış Kuruna göre; 1.00-USD=3.678-TL 29.661,341-TL=8.064,53-USD Hasar Tutarı=8.064,53-USD (KDV hariç zarar)-Muafiyet 250,00-USD Ödenecek tazminat=7.814,53-USD tazminat miktarından sorumlu olduğunun tespit edildiğini, davacı şirket tarafından 7.814,53-USD tazminat tutarı, 28.03.2018 tarihinde sigortalılarının 37189646718968-6724173-6738393-6740547-6902110-6902241 no’lu poliçe prim borçlarından mahsup edilmek suretiyle sigortalılarına ödendiğini, Türk Ticaret Kanunu md. 1472 uyarınca “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı, tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal eder ” denmekte olduğunu, müvekkilinin sigorta şirketinin de ödemiş olduğu gerçek hasar bedelinin rücuen tahsili amacıyla Ayhanlar Yol Asfaltlama San. ve Tic. A.Ş.’ye başvurmuş olduğunu, bugüne kadar herhangi bir ödeme yapılmadığını, ödeme yapılmaması neticesinde, davalı hakkında Gebze 4. İcra Dairesi’nin 2018/49947 Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatılmış olduğunu, icra takibine itiraz edilmesi nedeniyle 2019/58282 no’lu arabuluculuk dosyasıyla arabuluculuğa başvurulduğunu, 21.06.2019 tarihinde yapılan oturumda davalı ile anlaşılamamış olduğunu işbu nedenle huzurdaki davayı açma zarureti hasıl olduğunu ifade ederek, fazlaya ilişkin hakları saklı tutarak, davalı Ayhanlar Yol Asfaltlama San. ve Tic. A.Ş.’nin Gebze 4. İcra Dairesi’nin 2018/49947 Esas sayılı icra dosyasına vaki itirazının iptaline ve takibin devamına, haksız itiraz eden borçlu aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın davalı şirkete kusur izafesinin mümkün olmadığını, kazı çalışması için belediyeden gerekli izinlerin alındığını ve kazayı önleyici tedbirlerin de alındığını, bu nedenle davalıya atfedilecek kusur olması husususun kabul edilemez olduğunu, bu konudaki tüm iddialara açıkça itiraz ettiklerini, tek yanlı olarak belirlenen kusur izafesini ve buna dayanak ekspertiz raporunun hükme esas alınmaması gerekmekte olduğunu, bilimsel olarak ilgili mahalde öncelikle bir keşfin yapılmasını, olayın aydınlatılmasını, bölgedeki ilgili MOBESE yahut kamera kayıtları var ise bunların toplanması ardından konusunda uzman bilirkişi/bilirkişilerden rapor alınması ve eğer kusur var ise belirlemenin de buna göre yapılmasının gerekmekte olduğunu, davacının davasına dayanak göstermiş olduğu ekspertiz raporunda; ancak dava dilekçesinde 45.452,93-TL talep edildiğini, sonuç olarak; davacı sigorta şirketinin bu bedelleri hangi kalemler için ekstra olarak eklediğinin de somut olmadığını, haksız kazanç sağlamaya yönelik bu taleplerinin reddinin gerekmekte olduğunu ifade ederek, öncelikle davanın husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise davanın tümden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… 1-Davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİNE, Davalı borçlunun Gebze 4. İcra Müdürlüğü’ nün 2018/49947 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 31.306,57.-TL asıl alacak ile 979,52.-TL işlemiş faiz üzerinden iptaline ve takibin bu miktarlar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemlerin reddine, takipteki faizin değişen oranlarda ticari avans faizi olarak belirlenmesine,
2-Davalı borçlu itirazında haksız olduğundan takip konusu asıl alacağın %20′ si oranında 6.261,31.-TL icra inkar tazminatına mahkum edilmesine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu sigorta poliçesi, dövizli poliçe olarak düzenlenmiş olup, hem prim hem de zarar ödemesi dolar kuru üzerinden yapıldığını, uğranılan zarar yabancı para cinsinden meydana geldiğinden TBK 99 maddesi gereği bu bedelin döviz olarak (borçlunun fiili ödeme tarihindeki kura göre) talep edebilme imkanı bulunduğunu, buna rağmen yerel mahkemece alacağımızın döviz olarak fiili ödeme tarihindeki kura göre ödeme taleplerinin reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, kaldı ki her halükarda, (döviz yerine sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme tarihindeki Türk Lirası karşılığını kabul anlamına gelmemek kaydıyla), yerel mahkemece aksi görüşte olunması halinde dahi (TL üzerinden tazminata hükmedilmesi görüşünde olunsa dahi), ilamsız icra takibi başlatılırken 7.814,53-USD asıl alacak + 244,50-USD işlemiş faizin takip tarihindeki TL karşılığı olan 45.452,93-TL üzerinden (Takip tarihinde kur miktarı 5,65-TL’dir) harç yatırıldığından, (İİK 59/3’e göre Türk Lirası karşılığının belirtilmesi zorunlu olduğundan) huzurdaki davanın da en az bu miktar üzerinden kabul edilmesi gerektiğini, bu nedenle icra takip tarihindeki kuru kabul anlamına gelmemek kaydıyla, yerel mahkemece TL üzerinden tazminata hükmedilmesi görüşünde olunsa dahi ilk derece mahkemesi tarafından kısmen kabul edilen miktar eksik olarak hesaplandığından, itirazın iptaline ilişkin dava (talep – harca esas) tutarı 45.452,93-TL olduğundan davanın bu miktar üzerinden kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın husumet yokluğu nedeniyle usulden reddedilmesi gerektiğini, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, davacı şirketin davalı şirkete kusur izafesinin mümkün olmadığını, tek yanlı olarak belirlenen kusur izafesi ve buna dayanak ekspertiz raporunun hükme esas alınmaması gerektiğini, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hukuka aykırı olarak düzenlendiğini, davacı tarafça usul ve yasaya aykırı olarak tazminat miktarı ve faizin döviz cinsi üzerinden hesaplanması talebinin reddedilmesi gerektiğini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafından süresi içerisinde istinaf başvurusunda bulunulmaması nedeniyle davalının istinaf başvurusunun reddedilmesi gerektiğini, davalı vekili tarafından süresi içerisinde cevap dilekçesi verilmediğini, bu nedenle, davalı tarafından “cevap dilekçesinde yer aldığını” belirttikleri yeni iddia ve savunmaların mahkemece dikkate alınmaması gerektiğini, usule ilişkin yapılan istinaf sebeplerinin reddi gerektiğini, dava dilekçesinde belirtilen tutarın, döviz alacağına ilişkin takip çıkış miktarının harca esas değer karşılığı olup, davacı tarafından fazlaca bir miktarın talep edilmediğinin açıkça görüldüğünü, bilirkişi incelemelerinde, kusur ve hasar miktarına ilişkin detaylı inceleme yapılmış olup, davalının bu yöndeki istinaf taleplerinin de reddi gerektiğini belirterek; haksız istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/09/2021 tarih, 2019/579 Esas – 2021/648 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davalı tarafından yürütülen yapılan kazı çalışmaları esnasında doğalgaz borularına hasar verilmesi nedeniyle, davacı sigorta şirketi tarafından sigortalıya ödenen bedelinin rücuen tahsili için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince toplanan deliller ve yapılan yargılama sonunda,”… Davaya konu talep 16/03/2017 tarihinde, davalı tarafından Barış Mah. 1801 Sok. Arena İstasyon önünde gerçekleştirilen kazı çalışması sırasında, çelik hat istasyon vanasına zarar verilmesi sonucunda doğal gaz borularının hasarlanması nedeninden kaynaklanmaktadır. Kazı çalışmaları sırasında doğal gaz borularının hasar gördüğü sabittir.
Davacı sigorta şirketi, 3033123 numaralı sigorta poliçesi nedeni ile sigortalı Palgaz Doğalgaz Dağıtım San. Ve Tic. A.Ş.’ye 28/03/2018 tarihinde 7,814,53 USD ödeme yapmıştır.
Davacı sigorta şirketi ile Palgaz Doğalgaz Dağıtım San. Ve Tic. A.Ş arasında sigorta poliçesi 05/07/2016 ve -05/07/2017 tarihleri arasında geçerli olmak üzere akdedilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davalı tarafından Barış Mah. 1801 Sok. Arena İstasyon önünde gerçekleştirilen kazı çalışması sırasında, çelik hat istasyon vanasına zarar verilmesi sonucunda doğal gaz borularının hasarlanması nedeniyle, davacı sigorta şirketi tarafından sigortalıya ödeme yapılmış olup, Mahkememizce denetime elverişli bulunan ve hükme esas alınan makine mühendisi bilirkişi raporuna göre, 16/03/2017 günü saat 09:10 sıralarında Barış Mahallesi 1801 Sokakta davalı şirket tarafından asfaltlama çalışması yapıldığını, istasyon vanasının yüzeyde görünür vaziyette olduğu dikkate alındığında etrafında çalışma yapılırken dikkatli ve tedbirli davranılması gerektiğini, ancak davalı şirketin çalışması sırasında doğalgaz vanasına hasar verdiğini, 16/03/2017 günü saat 09:10 sıralarında Barış Mahallesi 1801 Sokak AREVA İstasyon önünde Çelik hat istasyon giriş vanasının hasara uğramasından dolayı meydana gelen hasar miktarının 29.661,33 TL / 3.6780 = 8.064,53 USD olduğu belirlenmiş, istasyon vanasının yüzeyde görünür vaziyette olduğu dikkate alındığında etrafında çalışma yapılırken dikkatli ve tedbirli davranılması gerekmesine rağmen davalı tarafça gerekli dikkat ve özen gösterilmediği dikkate alınarak olayın gerçekleşmesinde davalı %100 kusurlu bulunmuş ve davalının dava dışı sigortalıya ödenen bedelin tamamından sorumlu olduğu, talep edilen bedelin fiili ödeme tarihindeki kur karşılığı hesaplanarak (7.814,53 USD asıl alacak, 244,50 USD işlemiş faiz, 28/03/2018 tarihinde Merkez Bankası USD efektif satış kuru = 4,0062 TL), bu bedel üzerinden değişen oranlarda ticari avans faizi uygulanarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, mali müşavir bilirkişinin faiz hesabına ilişkin hesap raporu hükme esas alınmayarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklindeki gerekçeyle davanın kısmen kabul, kısmen reddine, davalı borçlunun Gebze 4. İcra Dairesi’nin 2018/49947 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 31.306,57-TL asıl alacak ile 979,52-TL işlemiş faiz üzerinden iptaline ve takibin bu miktarlar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemlerin reddine, takipteki faizin değişen oranlarda ticari avans faizi olarak belirlenmesine, davalı borçlu itirazında haksız olduğundan takip konusu asıl alacağın %20′ si oranında 6.261,31-TL icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiş, karara karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacının istinaf itirazlarının incelenmesinde,
Somut dosyada davacı sigorta şirketi, sigortalısının kanuni halefi sıfatıyla eldeki davayı açmıştır. TTK m. 1472’de; “(1) Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer.Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir. (2) Sigortalı, birinci fıkraya göre sigortacıya geçen haklarını ihlal edici şekilde davranırsa, sigortacıya karşı sorumlu olur. Sigortacı zararı kısmen tazmin etmişse, sigortalı kalan kısımdan dolayı sorumlulara karşı sahip olduğu başvurma hakkını korur.” şeklinde düzenlenmiştir.
6098 sayılı TBK’nın 99. maddesi uyarınca yabancı para borcunun vadesinde ödenmemesi halinde alacaklı, bu borcun aynen veya vade ya da fiili ödeme günündeki rayice göre Türk parası ile ödenmesini isteyebilir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin istikrar kazanmış uygulanmasına göre de haksız fillerde zarar, yabancı para üzerinden doğmuş ise yabancı para üzerinden tahsil istenilmesi mümkündür.( Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2014/13970 E-2015/10395K, 2013/5213 E-2014/12333K, 2014/14491 E -2015/76 K sayılı ilamları aynı yöndedir.)
Davacı sigorta şirketi, sigortalısının poliçe teminatı kapsamında olan gerçek zararından sorumludur. Poliçede sigorta bedelinin ve primlerin USD cinsinden belirlendiği, sigortalı hasar ödemesine dayanak faturaların yabancı para (USD) üzerinden düzenlendiği, bunların kadri marufunda olduğunun bilirkişi raporu ile tespit edildiği görüldüğünden, yabancı para (USD) üzerinden tespit edilen ve ödenen zararın yabancı para(USD) üzerinden rücusunda usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
Somut olayda da; sigortalı doğal gaz istasyonunda meydana gelen 7.814,53-USD hasar bedelini dava dışı sigortalısına ödeyerek, TTK’nın 1472. maddesi uyarınca sigortalısının haklarına halef olan davacı, TBK’nın 99. maddesi uyarınca ödediği 7.814,53-USD’nin aynen tahsilini veya anılan miktarın vade ya da fiili ödeme günündeki rayicine göre Türk parası ile ödenmesini haksız fiil sorumlusu davalıdan isteyebilecektir.
Davacının dava dilekçesi içeriğinden 6098 sayılı TBK’nın 99 maddesi uyarınca tercih hakkını yabancı para üzerinden tahsil olarak kullandığı da gözetildiğinde ilk derece mahkemesince 7.814,53-USD’nin davacının sigortalısına ödeme yaptığı 28/03/2018 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi uyarınca işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile hasar bedelinin 28/03/2018 tarihindeki kur üzerinden hesaplanan TL karşılığına hükmedilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru değilse de, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.2 maddesine göre, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmişse “düzelterek yeniden esas hakkında” duruşma yapılmadan karar verilmesi gerektiği düzenlendiğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Davalının istinaf itirazlarının incelenmesinde,
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usuli işlemlerin kanuna uygun şekilde yapılarak, aşamalarda ileri sürülen iddia ve cevapların denetimi sağlayacak biçimde eksiksiz sergilenip, hükme esas alınan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; kaldırma kararı sonrası alınan raporlarda hasar nedeninin tam olarak tespit edildiği ve davacının kazanın oluşmasında herhangi bir kusurunun bulunmadığı anlaşılmakla davalının zarardan sorumlu olduğu görülmekle davalı vekili tarafından yapılan istinaf itirazları yerinde görülmemiş ve başvurunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerektiği, öte yandan ilk derece mahkemesince alacağın likit olduğu kabul edilerek davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmiş ise de, itirazın iptâli davalarında İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi çerçevesinde alacaklı yararına icra inkâr tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer yasal koşullar yanında takibe konu alacağın likit olması zorunludur.
Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için, ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi gerekmektedir. Eldeki davada takibe konu alacağın varlığı ve rücu şartlarının oluşup oluşmadığı hususları yargılamayı gerektirdiğinden likit bir alacağın varlığı söz konusu değildir. Bu nedenle davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilmesinin yerinde olmamakla birlikte bu hususta istinaf bulunmadığından ilamda eleştiri yapılmakla yetinilmiş ve bu yöne ilişkin hükümde değişiklik yapılmamıştır.
Mahkemece, gerekçeli karar başlığında; tarafların adreslerinin yazılmamış olması, 6100 sayılı HMK’nın 297/1-b maddesine aykırı olmakla birlikte sonuca etkili olmadığından, kaldırma nedeni yapılmamış ve bu hususa eleştiri getirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle esastan reddine, davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle kabulüne, yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından; dairemizce davanın esası hakkında HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere ;
1-Davalının ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacının ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle ESASTAN KABULÜNE, Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/09/2021 tarih, 2019/579 Esas ve 2021/648 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince, KALDIRILMASINA,
YENİDEN YARGILAMA YAPILMASI GEREKMEDİĞİNDEN AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE HÜKÜM KURULMASINA,
a)Davanın kabulüne; davalının Gebze 4. İcra Dairesi’nin 2018/49947 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin 7.814,53-USD asıl alacak ve 244,50-USD işlemiş faizin fiili ödeme günüdeki döviz alış kuru üzerinden 3095 sayılı Kanun’un 4/a maddesi gereğince Devlet bankalarının bu para cinsinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizi ile birlikte tahsili suretiyle takibin devamına,
-Davalı borçlu itirazında haksız olduğundan takip konusu asıl alacağın %20’si oranında 6.261,31-TL icra inkar tazminatına mahkum edilmesine,
b)Alınması gerekli 1.963,36-TL karar ve ilam harcından, peşin yatırılan 553,95-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.409,41-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
c)Davacının yaptığı toplam 935,20-TL yargılama gideri ve 553,95-TL peşin harç olmak üzere toplam 1.489,15-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
ç)Davalının yaptığı yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
d)Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 9.200,00- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
e)Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
f)6325 sayılı HUAK’ın 18/A-11 maddesi uyarınca, suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;
a)İstinaf Kanun Yoluna Başvuru harçlarının hazineye irat kaydına,
b)Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının talep halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,
c)Davacı tarafından yapılan 220,70-TL İstinaf Kanun Yoluna Başvurma harcı ile 32,50-TL posta masrafı olmak üzere toplam 253,20-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
ç)İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
d)Tarafların yatırdığı istinaf gider avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince yatıran tarafa iadesine,
e)Davalı hakkında düzenlenen 22/04/2022 tarihli ve 2.310,60-TL bedelli harç tahsil müzekkeresinin iptaline, mahkemesince işlem yapılmaksızın geri istenilmesine,
f)Davacı hakkında düzenlenen 22/04/2022 tarihli ve 594,00-TL bedelli harç tahsil müzekkeresinin iptaline, mahkemesince işlem yapılmaksızın geri istenilmesine,
g)Kararın, 6100 sayılı HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.14/09/2023
…
Başkan …
¸e-imzalıdır
…
Üye …
¸e-imzalıdır…
…
Üye …
¸e-imzalıdır
…
Katip …
¸e-imzalıdır
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*