Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/1341
KARAR NO : 2023/1310
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :15/02/2022
NUMARASI :2018/448 Esas – 2022/104 Karar
DAVACI :ERKA KAĞIT OLUKLU MUKAVVA KUTU SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALI :TUNÇOĞULLARI GERİ DÖNÜŞÜM ORMAN ÜRÜNLERİ NAKLİYE İNŞAAT GIDA İTHALAT İHRACAT SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVA :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :26/07/2018
KARAR TARİHİ :14/09/2023
KR. YAZIM TARİHİ :28/09/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında ticari ilişki gereğince davacı şirket tarafından davalı firmaya teslim edilen mallarla ilgili olarak davacı firmaca düzenlenen 2 adet toplam 103.014,00-TL tutarlı faturaya ilişkin davalı firmanın 2 adet toplam 80.000,00-TL tutarlı çek keşide ederek müvekkiline teslim ettiğini, iş bu faturalardan kaynaklanan bakiye 23.014,00-TL’yi daha sonra ödeyeceklerini bildirmelerine rağmen ödemediklerini, cari hesap gereğince davacı şirket lehine doğmuş ve ödenmesi gereken 23.014,00-TL bakiye alacak çeşitli defalar talep edilmişse de davalı şirketçe haksız ve keyfi olarak ödenmediğini, davalı borçlunun davacı şirkete olan borcunu ödemediğinden dolayı bu alacağın tahsili amacıyla Kocaeli 8. İcra Dairesi’nin 2018/27063 Esas sayılı dosyasından genel haciz yolu ile icra takibine başlanıldığını, ödeme emri şirkete tebliğ edilmiş, ancak borçlu vekili aracılığı ile İcra dairesine sunduğu itiraz dilekçesi ile borca ve faize tümüyle itiraz ederek takibin durmasına neden olduklarını, yukarıda arz olunan sebeplerle fazlaya ilişkin tüm haklarının saklı kalmak kaydıyla; davalı borçlunun Kocaeli 8. İcra Dairesi’nin 2018/27063 Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazların iptali ile takibin devamına, davalı borçlu takibe kötü niyetle ve haksız olarak itiraz etmiş olmakla davacı lehine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf ile davalı şirket arasında ticari ilişki bulunduğunu ve bu ticari ilişki sebebiyle teslim edilen mallarla ilgili olarak davalı firmaya 2 adet toplam 103.014,00-TL tutarlı fatura kesildiğini ve bu faturalardan kaynaklanan bakiye 23.014,00-TL bakiye borç kaldığını iddia etmiş ise de davacının iş bu iddiaları gerçeği yansıtmadığını, davacı ile davalı arasında dava dilekçesinde iddia edilen ticari ilişki olmadığı gibi mal tesliminin de yapılmadığını, davacının beyanları kötü niyetli olup taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, davacı taraf dava dilekçesinde davalı firma tarafından sözde teslim edilen mallara ilişkin 2 adet çek tanzim edilerek gönderildiğini beyan etmiş ise de söz konusu Vakıfbank, Gölcük Şubesi 0099792 çek seri numaralı, 30.07.2018 vade tarihli 40.000,00-TL bedelli, ve Vakıfbank, Gölcük Şubesi 0099793 çek seri numaralı 14.08.2018 vade tarihli 40.000,00-TL bedelli çeklere istinaden davalı şirketin davalıya herhangi bir borcunun olmadığının ve çekteki imzanın davalı şirket yetkilisine ait olmadığının tespiti aracıyla Turgutlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 2018/209 Esas sayılı dosyası ile menfi tespit davası açılmış olup yargılamanın devam ettiğini, davacı tarafın haksız ve kötü niyetli olması sebebiyle; davacının haksız davasının reddine, takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın REDDİNE …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece ihdas edilen kararın eksik incelemeye dayalı, delillerin takdirinde hataya düşülmek suretiyle tesis edilmiş, usul ve yasalara aykırı olduğunu, yerel mahkeme davaya konu malların teslimine dair davacı tanıklarını dinlemediğini, davalı tarafından Turgutlu Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/209 E ve 2020/156 K sayılı dosyasından açılan ve işbu dava ile doğrudan ilgili mahkeme kararının kesinleşmiş sonucunu beklemeden karar verdiğini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı tarafından cevap dilekçesi birlikte işbu itirazın iptali davasında, davacı tarafın haksız ve kötüniyetli olması sebebiyle takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatı talep edilmiş olmasına rağmen yerel mahkemece bu talebe ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmadığı gibi hüküm de kurulmadığını, yerel mahkeme gerekçeli kararında dava türünün hatalı olarak yazıldığını belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarının haksızlığının mahkemece kanıtlandığını belirterek; haksız istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/02/2022 tarih, 2018/448 Esas – 2022/104 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, faturaya dayalı ticari satış alacağının tahsiline yönelik ilamsız icra takibine itirazın iptali davasıdır.
İlk derece mahkemesince ,toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; “…davacının ticari ilişkiden kaynaklanan alacağını tahsil etmek amacıyla davalı aleyhine Kocaeli 8. İcra Müdürlüğünün 2018/27063 Esas sayılı takip dosyası ile takip başlattığı, davalının itirazı üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği , davanın icra takibine yapılan itirazın iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkin olduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; dava konusu alacağın dayanağı olan bir ticari ilişki bulunup bulunmadığı, takip miktarı kadar davacının davalıdan alacağının bulunup bulunmadığı, davalının itirazında haklı olup olmadığı hususlarında toplandığı tespit edilmiştir. Mahkememizce tarafların ticari defterleri üzerinde inceleme yaptırılarak rapor alınmıştır. Taraf iddia ve savunmaları, alınan bilirkişi raporları, toplanan deliller ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; takip dayanağı faturaların davalının ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı, davacı vekilinin faturaya konu malların davalı tarafa teslim edildiği ve akabinde davalı tarafından toplam 80.000 TL bedelli iki adet çek tanzim olunarak ödeme aracı olarak müvekkiline teslim edildiğini iddia ettiği, ancak davalının Turgutlu Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/209 E. 2020/156 K. Sayılı dosyasında davalı şirket tarafından söz konusu çekler nedeniyle borçlu olunmadığının tespitinin talep edildiği, davanın kabulüne karar verildiği, davacının malların davalı tarafa teslim edildiğine dair imzalı irsaliye belgesi veya başkaca delil ile iddiasını ispatlayamadığı…” şeklindeki gerekçeyle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş, karara karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacının istinaf itirazlarının incelenmesinde;
Davacı faturaya dayalı ve “cari hesaptan kaynaklı alacak bakiyesi” açıklamasıyla ilamsız icra takibi yapmıştır.
Mahkemece davacının ticari defterleri incelenmek üzere talimat yoluyla SMMM Bilirkişisinden aldırılan 24.09.2019 tarihli raporunda; ticari defter, ticari belge ve dava dosyası üzerinden yapılan incelemelerde, davacı tarafın ticari defter ve belgelerine göre taraflar arasında karşılıklı bir ticari ilişki mevcut olduğunun ve bu ticari ilişkiye istinaden, takip tarihi itibariyle, davacı şirketin, davalı şirketten 23.014,00-TL. alacağı olduğunun tespit edildiğinin ,akademisyen bilirkişiden aldırılan 08/07/2020 ve 11.12.2020 tarihli raporlarda ise; davacının iddiaları, davalının savunması, dosyaya sunulan belgeler ve davalının ticari defterlerine göre; davalının incelenen ticari defterlerinin 6102 TTK’nıtı 64. maddesine göre 2018 dönemine ait ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığının, lehe delil olup olmaması hakkındaki takdirin yüce mahkemeye ait olacağının, davalının ticari defter kayıtlarına göre; taraflar arasında ticari bir ilişkinin olduğunun ancak taraflar arasındaki ilişkinin dayanağı olan mal veya hizmetin ne olduğu ve ödemenin nasıl yapılacağına dair dosya kapsamında herhangi bir sözleşmeye rastlanılmadığının, davacının düzenlemiş olduğu mal satış faturalarının davalının ticari defter kayıtlarında görülmediğinin, davacının düzenlemiş olduğu mal satış faturalarının kendi ticari defter kayıtlarında olması malların teslim edildiği manasına gelmediğinin, alacağın varlığı ve hesabına ilişkin değerlendirme ve hesaplama yapılabilmesi için malların teslim edildiğine dair belgelerin dosyaya ibrazının gerektiğinin, dava konusu faturalarda teslim alanın isim ve imzasının olmadığının, firma kaşesinin olmadığı, 6102 sayılı TTK, 213 sayılı VUK hükümlerine ve ilgili Yargıtay içtihadlarına göre faturanın salt düzenlenmesi neticesinde mal veya hizmetin teslim edildiğine delil sayılamayacağının, dava dosyasında bulunan Turgutlu 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 2018/209 E. 2020/156 K. sayılı 02.10.2020 tarihli ilamında çeklerdeki imzanın ispat edilemediğine hükmedildiğinden, söz konusu çeklerin mal teslimine karşılık verildiğinden söz edilemeyeceğinin, davacının düzenlediği, faturalara ait iddia ettiği mal teslimine ilişkin dava dosyasında yeterli done olmadığından bahsedilen çeklerin mal teslimi karşılığında verildiğine dair dava dosyasında herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanılmadığının, dolayısı ile davalının davacıya herhangi bir borcu olduğundan söz edilemeyeceğinin bildirildiği görülmüştür.
Bilindiği üzere ticari defterlerin ve faturaların delil olmasına ilişkin düzenleme,Yargıtayın konuya ilişkin içtihatlarında da belirtildiği gibi, HMK’nın 222. maddesinde yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise, 3. fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Somut dosyada yerel Mahkeme davacının malların davalı tarafa teslim edildiğine dair imzalı irsaliye belgesi veya başkaca delil ile iddiasını ispatlayamadığı gerekçesiyle davayı reddetmiştir. İtirazın iptali davaları, takibin dayanağı alacakla sıkı sıkıya bağlı davalar olması nedeniyle alacağın takipte belirtilen alacak olduğunun kanıtlanması gerekir. Salt fatura düzenleyerek bunun ticari deftere kaydedilmesi davacının alacaklı olduğunu kabul etmeye imkan vermemektedir. Davacının faturayı geçerli bir ticari ilişkiye istinaden düzenleyip tebliğ ettiğini ve içeriğini oluşturan emtia veya hizmeti sunduğunu da kanıtlaması gerekir.
Davacı mal teslimini HMK’nın 200 ve devamı maddelerince yazılı delil ile ispatlamak zorundadır. Yemin deliline de dayanmayan davacı, alacaklı olduğu iddiasını ispatlayamamıştır. Bu nedenle davacı istinaf sebepleri yerinde değildir.
Davalının istinaf itirazlarının incelenmesinde ise,
Davalı vekilinin kötüniyet tazminatına yönelik istinaf sebebi değerlendirildiğinde; cevap dilekçesi ile kötüniyet tazminatı talep edilmiş olduğu, HMK 297/1-c ve 297/2. maddeleri uyarınca taleplerden her biri hakkında ne hüküm verildiğinin ve gerekçesinin açıklanmasının zorunlu olduğu, ilk derece mahkemesi tarafından davalının kötü niyet tazminatı istemi hakkında olumlu olumsuz bir karar verilmemiş olmasının isabetsiz olduğu, davalı yanın bu yöndeki istinaf isteminin yerinde olduğu anlaşılmıştır.
Ne var ki bu eksiklik yeniden yargılamayı gerektirmemektedir. Davacı yanın reddedilen alacak tutarını ispat edemediği, bu tutar bakımından takip yapmakta haksız olduğu, ancak kötü niyetli olduğunun davalı tarafça ispat edilemediği anlaşılmış, davalının kötüniyet tazminatı talebinin yerinde olmadığı anlaşılmıştır..
Mahkemece, gerekçeli karar başlığında; davalının adresinin yazılmamış olması, 6100 sayılı HMK’nın 297/1-b maddesine aykırı olmakla birlikte sonuca etkili olmadığından, kaldırma nedeni yapılmamış ve bu hususa eleştiri getirilmekle yetinilmiştir.
Yukarıda izah edilen gerekçelerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzeni nedeniyle kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-b.2 maddesi uyarınca kaldırılmasına; dairemizce esas hakkında yeniden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmasına karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçelerle;
1-HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca; davacının istinaf başvurusunun ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davalının istinaf başvurusunun kamu düzeni KABULÜNE, Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 15/02/2022 tarihli ve 2018/448 Esas – 2022/104 Karar sayılı kararının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-b2 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
YENİDEN YARGILAMA YAPILMASI GEREKMEDİĞİNDEN AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE HÜKÜM KURULMASINA,
a)Davanın REDDİNE,
b)Davalının kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE
c)Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 5.100,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
ç)Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 80,70-TL harcın, peşin alınan 277,96.-TL harçtan mahsubu ile bakiye 197,26.-TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
d)Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
e)HMK.nın 333.maddesi uyarınca davacı tarafından yatırılan ve sarf edilmeyen gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;
a)İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 269,85-TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 80,70-TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 189,15-TL istinaf karar harcının istinaf edenlerden ayrı ayrı alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302/5 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
c)İstinaf edenler tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
ç)İstinaf edenler tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edenlere iadesine,
d)İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
e)6100 sayılı HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca; kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
f)Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.14/09/2023
…
Başkan …
¸e-imzalıdır
…
Üye …
¸e-imzalıdır
…
Üye …
¸e-imzalıdır
…
Katip …
¸e-imzalıdır
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*