Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/1334 E. 2023/1302 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1334
KARAR NO : 2023/1302

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :14/12/2021
NUMARASI :2019/474 Esas – 2021/751 Karar

DAVACI : … (T.C.No: …) -…
VEKİLİ :Av. …. – …
DAVALI : … (T.C.No: …) – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVA :İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :12/11/2018

KARAR TARİHİ :14/09/2023
KR. YAZIM TARİHİ :28/09/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının Aksa Grup firması adı altında “inşaat – metal- otomotiv- elektrik- geri dönüşüm” işi ile uğraştığını, Su Yapı Hafriyat Nak. Şti. adına yapılan işler karşılığında kesilmiş 16/04/2018 tarihli faturadan yaptığı iş ve Su Yapı ile olan iş ilişkisinin ortada olduğunu, davacı tarafından yine Su Yapı İnşaat Hafriyat Nakliyat adına bir iş yapıldığını ancak karşılığı alamadığını, Su Yapı yetkilisi … tarafından davacıya söz konusu işin kendisi aracılığıyla borçlu/davalı … adına yaptırıldığı kendisinin alacağı borçlu/ davalıdan tahsil edemediğini, işbu alacağın doğrudan davacı tarafından borçlu/davalı …’ndan tahsil edilmesi gerektiği belirtilerek alacağın temlik edildiğini, bunun üzerine borçlu/davalı …’ndan alacağını tahsil etmeye çalışan fakat başaramayan davacının, borçluya karşı Gölcük İcra Dairesi’nin 2018/2446 Esas sayılı dosya ile icra takibine geçtiğini, borçlu tarafından borca itiraz edilmiş ve takibin haksız olarak durdurulduğunu, borçlu/davalı …’nun …’e dolaylı yoldan davacıya olan borcunu kabul etmekte fakat borcunu ödemekten kötü niyetli olarak kaçındığını, bu nedenlerle itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında hiçbir şekilde ticari ilişki, alacak-verecek ilişkisinin mevcut olmadığını, davalının davacıya borcunun bulunmadığını zaten davacının da davalının kendisine borcunun bulunmadığını kabul ettiğini, Türk Borçlar Kanunu madde 184’e göre devir sözleşmesinin yazılı şekilde yapılmasının gerektiğini, ortada usulüne uygun bir temlikin söz konusu olmadığını, başlatılan takibin herhangi bir yasal dayanaktan yoksun olduğunu ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle HMK 114/1-d ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden REDDİNE …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava şartlarının kamu düzeni gereğince re’sen gözetilecek hususlar olduğunu, bu nedenle yerel mahkemece davacının dava ehliyeti şartını gerçekleştirip gerçekleştirmediğinin araştırılması gerektiğini, yerel mahkeme hakiminin bu hususta re’sen araştırma ilkesinin bir sonucu olarak kendiliğinden delil toplaması gerektiğini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili tarafından istinaf başvurusuna karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER:Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/12/2021 tarih, 2019/474 Esas – 2021/751 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince toplanan deliller ve yapılan yargılama sonunda; tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları dava şartı olduğu (6100 Sayılı HMK 114/1-d), Mahkemenin, dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracağı, (6100 sayılı HMK madde 115/1-ilk cümle),6100 sayılı HMK. m.114/1-d’ de “tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları” dava şartı olarak benimsendiği,bir davada gerek aktif ve gerekse pasif husumet ehliyetinin bulunup bulunmadığının, mahkemece öncelikle ve re’sen gözetilecek hususlardan olduğunu ve şayet husumet ehliyeti yok ise, davanın bu sebep ile reddedileceği, dosyanın incelenmesinde, davacı vekilinin 19/02/2018 tarihli vekaletnamesini ibraz ettiği, Uyap sisteminin uyarı vermesi üzerine yapılan araştırma sonucu davacının Gölcük Sulh Hukuk Mahkemesinin 2019/690 esas sayılı dosyası ile kısıtlanmasına karar verildiği, davacı vekilinin vekaletnamesinin geçersiz hale geldiği, davacı vasisinden alınan vekaletnameyi ve vesayet makamından alınacak izin belgesini veya vesayetin sona erdiğine ilişkin mahkeme kararını sunmak üzere 30 gün kesin süre verildiği, usulüne uygun ihtarat yapılmasına rağmen vasiden alınan vekaletname, izin belgesi veya vesayetin kaldırıldığına ilişkin herhangi bir belge sunulmadığı gerekçesiyle, davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığından, davanın usulden reddine karar verilmiş karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Bir davada dava ehliyeti olmayanlar, yasal temsilcileri eliyle temsil edilirler (HMK. m.52). Bu sebeple, küçük veya kısıtlı olan kişinin, kendisi dava açamaz; kanuni temsilcisi olan velisi, vasisi veya kayyımının onun adına dava açması ve bu tür kişinin davalı olarak gösterildiği bir davada, usul işlemlerini onun adına yasal temsilcisi yapması gerekir.
Eğer, dava açıldıktan sonra taraflardan biri vesayet altına alınır veya kendisine yasal danışman (kanuni müşavir) atanması söz konusu olursa, bu durumda hakim, yasal temsilci atanmasına kadar yargılamayı erteleyebilir (HMK. m.56/1; m.165). HMK’nın 56/1. maddesi, “Taraflardan birinin vesayet altına alınması veya kendisine yasal danışman atanması talebi mahkemece uygun bulunur ya da mahkemece gerekli görülürse, bu konuda kesin bir karar verilinceye kadar yargılama ertelenebilir.” hükmünü içermektedir. Bu düzenlemenin yapılmasının nedeni, anılan kişilerin yargılamadaki haklarının korunmasıdır.

6100 sayılı HMK’nın 114/1-d maddesi uyarınca, tarafların dava ehliyetine (HMK. m. 51) sahip olmaları dava şartlarından olup; mahkemece bu husus, HMK’nın 115/1 maddesi gereği re’sen araştırılmalıdır. Görülmekte olan bir dava sırasında, taraflardan birinin vesayet altına alınması gerektiği iddia edilirse veya hakim tarafından kendiliğinden bu kanıya varılırsa, mahkeme hakiminin kendisi bu konuda vasi tayini yoluna gidemez. Mahkemenin yapması gereken iş, vesayet altına alınmayı gerektirip gerekmediğinin takdiri için sulh hukuk mahkemesine yazı yazması ve bekletici sorun (HMK. m. 165) yaparak, sonucunu beklemesidir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında; özgürlüğü bağlayıcı ceza alması sebebiyle Gölcük Sulh Hukuk Mahkemesinin 14.06.2019 tarihli ve 2019/690 Esas sayılı dosyası ile kısıtlanan davacı yönünden TMK’nın 462/8. maddesi uyarınca ilgili vesayet makamından husumete izin kararı alınması için vasiye ya da vasinin vekalet vermesi halinde adı geçen davacı vekiline ya da vekalet verdiği başka bir vekile uygun bir süre verilmesi, vasinin davacı vekiline ya da başka bir vekile vekaletname vermemesi halinde vasiye tebligat yapılarak taraf teşkilinin sağlanması ve bu usuli eksiklikler tamamlandıktan sonra uyuşmazlığın esasının incelenmesi, şayet vasiye ya da vekalet vermesi halinde adı geçen davacı vekiline ya da başka bir vekile usulü eksiklikleri gidermek üzere HMK’nın 54/2. madde hükmü uyarınca süre verildiği halde dava açılmaması ve dava açmaya izin kararının sunulmaması durumunda 6100 sayılı HMK’nın 114/1-d-e ve 115/2. maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, açıklanan şekilde bir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın, sonradan kısıtlanan davacının, kısıtlanmadan önce vekaletname verdiği vekile kesin süre verilmek suretiyle, usule ve adil yargılanma hakkı ihlal edilecek şekilde yargılama sonlandırılıp, karar verilmesi yerinde görülmediğinden, davacının istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile kararın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/a-4, a-6 maddeleri uyarınca kaldırılmasına, dosyanın yeniden görülmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince; yukarıda açılanan hususlara ilişkin olmak üzere ESASTAN KABULÜNE,
2-Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/12/2021 tarih, 2019/474 Esas ve 2021/751 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine,
5-İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.14/09/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*