Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/1333 E. 2023/1526 K. 09.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1333
KARAR NO : 2023/1526

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/12/2021
NUMARASI : 2019/254 Esas – 2021/726 Karar

DAVACILAR : 1- … (T.C. NO: …) – …
VEKİLİ : Av. … – …
2-…’… (T.C. NO: …) Velayeten … (T.C. NO: …) – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : ES İNŞAAT OTOMOTİV AKARYAKIT GIDA TARIM HAYVANCILIK SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : Av. … – …

DAVA TÜRÜ : Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ : 31/05/2019

KARAR TARİHİ : 09/10/2023
KR. YAZIM TARİHİ : 12/10/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin 29/03/2019 tarihli olağan genel kurul toplantısının 4, 5, 6, 7, 8 ve 9 numaralı kararının iptalini talep ettiklerini, şirketin müvekkilleri hakkında iyi niyet çerçevesinde hareket etmediklerini, genel kurulda alınan kararların yasaya aykırı olarak alındığını, kar avansı ve kar dağıtımı yapılmamasına ilişkin kararın iptali gerektiğini beyan ederek 29/03/2019 tarihli olağan genel kurul toplantısının 4, 5, 6, 7, 8 ve 9 numaralı genel kurul kararlarının iptaline ve BAM kararları uyarınca belirtilen kararların yürütülmesinin durdurulmasına, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … Davanın REDDİ ile
29/03/2019 tarihli olağan genel kurul toplantısında 4, 5, 6, 7, 8, 9 numaralı bentlerin iptaline ilişkin taleplerin reddine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacılar tarafından ayrı ayrı istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu 29.03.2019 tarihli olağan genel kurulda alınan şirketin bilanço ve gelir tablolarının kabul edilmesine ilişkin 4 numaralı karar ile faaliyet raporunun kabul edilmesine ilişkin 5 numaralı karar mevzuata, iyiniyet ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu; dava konusu 29.03.2019 tarihli olağan genel kurulda alınan kâr avansı ve kâr dağıtımı yapılmamasına ilişkin 6 numaralı karar; mevzuata, iyiniyet ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu; dava konusu 29.03.2019 tarihli olağan genel kurul’da alınan şirket müdürler kurulu ve yönetim kurulunun ibrasına ilişkin 7 numaralı karar; mevzuata, iyiniyet ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu; dava konusu 29.03.2019 tarihli olağan genel kurul’da alınan bağımsız denetçi seçimine ilişkin 8 numaralı karar; mevzuata, iyiniyet ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu; dava konusu 29.03.2019 tarihli olağan genel kurul’da alınan sermaye artırımına ilişkin 9 numaralı karar; mevzuata, iyiniyet ve dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme hükmünün eksik ve hatalı incelemeye dayalı olarak tesis edildiğini; henüz sermaye artırım kararının iptali talebimize dair hüküm kesinleşmemiş iken, buna dayalı olarak, üstelik oybirliği olmaksızın alınan sermayenin diğer ortaklarca tamamlanmasına ilişkin karara dair bu dosyadan bir karar tesis edilmiş olması, tümüyle usul ve yasaya aykırı olduğunu; bu dosyayla doğrudan bağlantılı olan Kocaeli 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/20 E. sayılı ve halen istinaftaki dosyasınınsonucunun beklenmeksizin davanın reddine karar verilmiş olmasının, açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; sayın mahkemenin benzer gerekçelerle işbu dosyada verdiği 08.12.2021 tarihli karar usul, yasa ve emsal içtihatlara uygun olduğunu, istinaf talebinin esastan reddi gerektiğini beyan ile; davacıların istinaf istemlerinin reddine, karar verilmesini, talep ederiz.
DELİLLER: Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/12/2021 Tarih – 2019/254 Esas – 2021/726 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; genel kurulun iptali istemine ilişkindir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Davalı şirketin 29/03/2019 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında; 4. karar ile şirketin bilanço ve gelir tabloları kabul edilmiş, 5. Karar ile şirket faaliyet raporları kabul edilmiş, 6. karar ile kâr avansı ve kâr dağıtımı yapılmamasına karar verilmiş, 7. karar ile şirket müdürler kurulu ibra edilmiş, 8. karar ile şirkete bağımsız denetçi seçilmiş, 9. karar ile 21/12/2018 tarihli genel kurul 6. madde gereğince şirket sermayesinin 20.000.000,00 TL’ye çıkarılmasına ilişkin kararda davacılar tarafından rüçhan hakkının kullanılmaması nedeniyle payın diğer ortaklara geçmesine karar verilmiştir.
İptali istenen 29/03/2019 tarihli genel kurul toplantı tutanağı ve eki belgelere göre; davacı …, davalı şirketteki hissesinin (65.465), davacı …’ın şirketteki hissesinin (21.822), …’ın davalı şirketteki hissesinin (408.000), …’ın davalı şirketteki hissesinin (152.000) ve …’ın davalı şirketteki hissesinin (88.000) pay olduğu görülmektedir.
Davalı şirketin türü ise limited şirkettir.
Davacılar, dava konusu genel kurul kararlarına oylama sırasında olumsuz oy kullanarak muhalefet gerekçelerini tutanağa yazdırmışlardır.
6102 sayılı TTK’nın 622. maddesinde, “Bu Kanunun anonim şirket genel kurul kararlarının butlanına ve iptaline ilişkin hükümleri, kıyas yoluyla limited şirketlere de uygulanır.” hükmü, 617-(3) maddesinde ise; “Toplantıya çağrı, azlığın çağrı ve öneri hakkı, gündem, öneriler, çağrısız genel kurul, hazırlık önlemleri, tutanak, yetkisiz katılma konularında anonim şirketlere ilişkin hükümler, Bakanlık temsilcisine ilişkin olanlar hariç, kıyas yoluyla uygulanır. Her ortak kendisini genel kurulda ortak olan veya olmayan bir kişi aracılığıyla temsil ettirebilir.” hükmü bulunmaktadır.
Limited şirketlerde genel kurul kararı alınması için gerekli nisaplar 6102 sayılı TTK’nın 620. ve 621. maddesinde belirlenmiştir. Bu hükümlere göre; kanun ve şirket sözleşmesinde aksine hüküm yoksa olağan karar alma nisabı toplantıda temsil edilen payların salt çoğunluğudur (m. 620). Önemli kararlar için gerekli oy nisapları ise karar türlerine göre farklı farklı düzenlenmiştir (m.621).
İhtiyati tedbir kararı verilebilmesi için kanunun ön gördüğü yaklaşık ispat koşulu karar nisapları ile birlikte değerlendirildiğinde, bir genel kurul kararının kanun ve şirket sözleşmesinde belirlenen oy nisaplarına aykırı bir şekilde alınmış olmasının yaklaşık ispat koşulunu yerine getirdiği söylenebilir. Oy nisaplarına uygun alınan kararlar yönünden ise yaklaşık ispat koşulu ile kararların yürütmesinin geri bırakılmasındaki hukuki yararın her karar için ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekir.
Tüm bu açıklamalara ve yasal hükümlere göre; genel kurulda alınan kararlardan, birbiri ile bütünlük arz eden ve birbirini etkileyen kararların birlikte, diğer kararların değerlendirmesinin ayrı ayrı yapılması gerekmiştir.
Buna göre;
1-Dava konusu iptali talep edilen ve genel kurulda alınan (8) nolu bağımsız denetçi atanmasına ilişkin karar incelendiğinde; önemli kararlar arasında sayılmadığından ve özel bir nisap öngörülmediğinden toplantıda temsil edilen payların salt çoğunluğu ile alınması gerekli kararlardan olup, yukarıda belirtildiği üzere davacıların pay oranlarının toplam 87.287, diğer orakların olumlu oylarının toplamının 648.000 olması nedeniyle olumlu oyların salt çoğunluğu sağladığı anlaşılmaktadır.
6102 sayılı TTK’nın 400/1-2 fıkralarında sayılan hallerden birisinin varlığı durumunda, o kişilerin ilgili şirkette denetçi olamayacakları hüküm altına alınmıştır.
İlk derece mahkemesince; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılmış ve seçilen Avrasya Bağımsız Denetim Yeminli Mali müşavirlik aş ortaklarından biri veya ortaklarının yanında çalışan kişi ya da kişilerin denetim dışında bir destek verip vermediği hususunda araştırma yapılmış, bu hususta herhangi bir delil veya belgeye rastlanmamış olmakla, Avrasya Bağımsız Denetim ve Yeminli Mali Müşavirlik A.Ş.’nin bağımsız denetçi seçilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön olmadığından bu madde yönünden istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
2-Dava konusu iptali talep edilen ve genel kurulda alınan (4) nolu şirketin bilanço ve gelir tablolarının, (5) nolu şirket faaliyet raporlarının kabul edilmesi ile (6) nolu kâr avansı ve kâr dağıtımı yapılmamasına ilişkin kararların birbiri ile bağlantılı olması nedeni ile birlikte incelendiğinde;
Davacılar, bilanço ve gelir tabloları ile şirket faaliyet raporlarının kendilerine tebliğ edilmediğini, davalı ise bu tabloların genel kuruldan önce şirket merkezinde panoya asılarak şirket ortaklarının incelemesine açıldığını belirtmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 617-(3) maddesi yollaması ile limited şirketlerde de uygulanması gereken 437-(1) maddesine göre finansal tabloların şirket merkezinde genel kuruldan (15) gün önce incelemeye hazır tutulacağı hüküm altına alınmıştır. Şirket ortaklarına ayrıca tebliğ edileceğine dair bir hüküm bulunmamaktadır. Diğer yandan kanunun 420. maddesine göre Finansal tabloların müzakeresi ve buna bağlı konular, sermayenin onda birine, halka açık şirketlerde yirmide birine sahip pay sahiplerinin istemi üzerine, genel kurulun bir karar almasına gerek olmaksızın, toplantı başkanının kararıyla bir ay sonraya bırakılır.
Eldeki talep incelendiğinde davacıların genel kurulda böyle bir taleplerinin olmadığı ve bilanço ve gelir tabloları ile şirket faaliyet raporlarının şirkette bir panoya asılmadığına dair delil sunamadıkları, aksine Gölcük 4. Noterliğinin ihtarnamesi ile bilanço, gelir tabloları ve faaliyet raporunu şirket merkezindeki ilan panosunda asılı bulunacağının ortaklara tebliğ edildiği ve tebliğ tebellüğ şerhini içeren Gölcük 4. Noterliği belgesinin dosya içerisine alındığı görülmüştür.
Genel kurul tutanağına göre bu gündem maddelerinin oylamasında; Olumlu oy kullanan …, … ve …’ın payları toplamı (648.000) olduğu ve karar nisabını sağladığı görülmektedir.
İlk derece mahkemesince, davacıların iptalini istedikleri genel kurul gündem maddeleri ve iptal istemine gerekçe gösterdikleri konular yönünden bilirkişi raporu alınmıştır. 04/06/2020 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi, genel kurulun kâr dağıtımı konusunda keyfi karar vermemesi, ortakları haklı bir neden olmaksızın kar payından mahrum bırakmaması veya kâr payı dağıtımını düşük oranda yapmaması gerekir (Bu yönde Gürbüz Üsluel, s. 95). Yargıtay’a göre de, şirket ortaklar kurulu TTK.nın bu konudaki düzenlemeleri ile bağlı olup, tahakkuk eden kazanç üzerinde dilediği gibi tasarruf yetkisine sahip değildir. Ortaklar kurulu bilançoya göre ortaya çıkan kazancı dağıtmaktan keyfi bir şekilde sarfınazar edemez (11. HD. E.2002/13209, K. 2003/5053, T. 16.05.2003; 11. HD. E. 2016/10594, K. 2018/4304, T. 5.6.2018; 11. HD. E. 2019/1317 K. 2019/8061, T.11.12.2019;). Davalı şirket, çeşitli piyasa koşulları nedeni ile 2015 yılları sonrasında kar elde edemediği, 2014 yılında 1.258.877,84 TL, 2015 yılında 1.083.109,53 TL kar ettiği, 2016 yılında 597.012,59 TL, 2017 yılında 962.425,16 TL ve 2018 yılında 3.304.543,84 TL zarar ettiği görülmektedir. Şirketin 2015 sonrasında zarar etmesinin nedeninin bilirkişi raporunda, gelir tablosunda satılan malın maliyetinin yükselmesi nedeniyle brüt satış karlılığının azalması, bilançoda kısa ve uzun vadeli borçların büyümesine bağlı olarak ödenen faiz giderlerinin artması olarak belirlendiği, davacıların finansal tablolara ilişkin somut itirazlarının olmadığı anlaşılmaktadır. Bu açıklamalar uyarınca; (4) nolu şirketin bilanço ve gelir tablolarının, (5) nolu şirket faaliyet raporlarının kabul edilmesi kararları ile şirketin kâr etmemesi nedeni ile (6) nolu kâr avansı ve kâr dağıtımı yapılmamasına ilişkin kararları yönünden iptal koşullarının oluşmadığı görülmekle bu yöndeki istinaf istemlerinin reddi gerekmiştir.
3-Dava konusu iptali talep edilen ve genel kurulda alınan (7) nolu şirket müdürler kurulu ibrasına ilişkin kararın incelenmesinde;
… ve …’ın şirket müdürü olmaları nedeni kendi ibraları ile birbirlerinin ibralarında oy kullanamayacakları(6102 sayılı TTK m.619/1), bu durumda ibra yönündeki tek olumlu oyun …’a ait olduğu, …’ın olumlu oyunun 88.000 ve davacıların olumsuz oyları toplamının 87.287 olduğu, bu durumda oy kullanabilecek toplam payın salt çoğunluğun ibra yönünde oy kullandıkları, böylelikle ibra yönünden gerekli salt çoğunluğun sağlandığı görülmektedir.
Diğer yandan, davacıların ibra koşullarının oluşmadığına yönelik başkaca somut delil ileri süremedikleri, bir şirketin faaliyet dönemi içerisinde zarar etmesinin tek başına ibra etmemek için yeterli neden sayılamayacağı anlaşıldığından bu genel kurul gündem maddesi yönünden de iptal koşulları oluşmadığından istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
4-Dava konusu iptali talep edilen ve genel kurulda alınan (9) nolu, 21/12/2018 tarihli olağanüstü genel kurulda alınan şirket sermayesinin 20.000.000,00 TL’ye çıkarılmasına ilişkin karar uyarınca davacılar tarafından rüçhan hakkının kullanılmaması nedeniyle, sermaye payının diğer ortaklar tarafından tamamlanmasına ilişkin kararın incelenmesinde;
Esas sermaye artırımında rüçhan hakkına ilişkin kararların, şirketin önemli işlerinden olması nedeni ile temsil edilen oyların en az üçte ikisinin ve oy hakkı bulunan esas sermayenin tamamının salt çoğunluğu ile alınması gerekmektedir. Genel kurul tutanağına göre bu gündem maddelerinin oylamasında; Olumlu oy kullanan …, … ve …’ın payları toplamı (648.000) olduğu ve karar nisabını sağladığı ve bu kararın alınması için gerekli çoğunluğun sağlandığı görülmektedir. Bu nedenle sadece oylamaya göre iptal koşulunun gerçekleşmediği görülmektedir.
Diğer yandan, iptali istenen (9) nolu kararın uygulanması 21/12/2018 tarihli genel kurulda alınan sermaye artırım kararının kesinleşmesine bağlı olup, Dairemizin 19/09/2019 tarih, 2019/1284 E., 2019/837 K. Sayılı ilamı ile 21/12/2018 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında alınan sermaye artırımına ilişkin (6) ve rüçhan hakkının kullanılmasına ilişkin (7) nolu kararlarının 6102 sayılı TTK.’nun 449. maddesi uyarınca dava sonuna kadar tedbiren yürütülmesinin geri bırakılmasına karar verildiği, Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/12/2021 tarihi 2019/20 E., 2021/621 K. Sayılı kararı ile iptal talebinin reddine karar verildiği ve kararın istinafı üzerine dairemizin 06/03/2023 tarih, 2022/442 E., 2023/259 K. Sayılı ilamı ile davacıların istinaf isteminin esastan reddine karar verildiği, dairemiz kararının temyiz edilmesi nedeniyle kararın henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır.
Bu açıklamalara göre, esas sermaye artırımında rüçhan hakkının kullanılmamasına dayalı (9) nolu kararın bu aşamada iptalini gerektirir bir durum olmadığı, sermaye artırımına ilişkin 21/12/2018 tarihli olağanüstü genel kurulda alınan (6) ve rüçhan hakkının kullanılmasına ilişkin (7) nolu genel kurul kararları iptalle sonuçlanırsa iptali istenen (9) nolu kararın işlevsiz kalacağı, iptal edilmediği takdirde de hukuka uygun bir karar olduğu anlaşıldığından bu genel kurul kararı yönünden de istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Diğer yandan, davacıların bu kararların azınlık haklarının ihlali amacıyla kötüniyetli yapıldığına dair bir delillerinin de olmadığı, davalı şirketin kanundan kaynaklanan yetkisini kullandığı görülmekle bu gündem maddesi yönünden istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
Gerekçeli karar başlığında; davacı vekili ile davalı şirket vekilinin adreslerinin yazılmaması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde; usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davacıların istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden; istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine, karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; Davacıların İSTİNAF BAŞVURULARININ AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE,
2-Bakiye 189,15 TL harcın davacılardan ayrı ayrı alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harçlarının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların, istinaf edenler üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf edenler tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf edenlere iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin kararın temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne TEMYİZ yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.
09/10/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*