Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/1257 E. 2023/1146 K. 07.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1257
KARAR NO : 2023/1146

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :18/01/2022
NUMARASI :2019/458 Esas – 2022/38 Karar

DAVACI :… (T.C.No:…) – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALILAR :1-… – …
VEKİLİ :Av. … – …
:2-ATA GRUP METAL İNŞ. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. (Eski unvan: Ata Kompozit Panel Paslanmaz Mamulleri Metal İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti.) – …
DAVA :Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :16/12/2016

KARAR TARİHİ :07/07/2023
KR. YAZIM TARİHİ :14/07/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin uzun yıllardan beri metal kaplama ve polisaj işi yaptığını; davacının eski müşterileri arasında sektörde ”ATA” markasıyla tanınan Ata Yapı Bağlantı Elemanları-… bulunduğunu; Ata Yapı Bağlantı Elemanları-… firması, pul, sac, boru, dübel vs. benzeri türden metallerin üretimini yapmakta iken ürünleri ”ATA” markasının tanınmış ve iyi bir müşteri portföyüne, pazar payına sahip olduğunu; davacının ise ilgili üretimlerin kaplama ve polisaj işlerini yapması nedeni ile Ata Yapı Bağlantı Elemanları-…’dan alacaklı olduğunu; …’ın 2009 yılının sonlarında alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile işletmesini muvazaalı olarak davalı Kerimoğulları Metal ve İnşaat Malzemeleri Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’nin adresine taşıdığı ve ilgili işletmeleri fiili olarak tek bir işletmeye dönüştürdüğünü; bir süre sonra 06/01/2010 tarihinde ise eski unvanı Ata Katı Yakıt Tartım Sistemleri Bağlantı Elemanları Metal ve İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. olan diğer davalı şirket Kerimoğulları Metal ve İnşaat Malzemeleri Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti.’nin ortakları …, … tarafından aynı adreste faaliyet göstermek üzere kurulduğunu; Ata Yapı Bağlantı Elemanları-…’ın piyasaya olan borçlarından kurtulmak amacıyla, … ve Kerimoğulları Metal ve İnşaat Malzemeleri Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. ortakları birlikte hareket ettiğini; yukarıda ismi geçen üç adet şirketi fiili olarak tek bir ticari işletmeyi işletir hale getirdiğini; yukarıdaki vakıalar gerçekleşirken davalıların tedarikçilerine bir takım sorunlardan dolayı işlerin yeni firmalar üzerinden yürütüleceğini söylediğini; bu söylem sonrası tedarikçilerin bir kısmı, 2010 yılı başından itibaren Ata Yapı Bağlantı Elemanları-…’ın ”ATA” markalı ürünlerine yaptığı hizmetleri yapmaya devam ettiğini; ancak, davalının yeni tüzel kişilere fatura düzenlemeye başladığını; tedarikçilere Ata Yapı Bağlantı Elemanları-… tarafından verilen çeklerin davalılar tarafından ödeneceğinin söylendiğini fakat, ödenmediğini; davacının Ata Yapı Bağlantı Elemanları-…’dan alacağını tahsil etmek için icra takibi başlattığını; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile yukarıda açıklanan ve resen gözetilecek sebeplerle davacının Ata Yapı Bağlantı Elemanları-…’dan alacaklı olduğu tutardan davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının kabulüne, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Kerimoğulları Metal ve İnşaat Malzemeleri Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının 1992 yılından beri hurda metal ticareti, pul rondela imalatı ile uğraştığını; lisanslı olarak geri dönüşüm faaliyetinde bulunduğunu; dosya borçlusu ile davalı firmanın faaliyet alanlarının farklı olduğunu; davalı firmanın dosya borçlusunun yaptığı işi yapmasının TTK. hükümleri gereğince mümkün olmadığını; davalı firma ile borçlu firmanın alışverişte bulunduğunu; davalı firmanın borçluda alacağının kaldığını; davalının alacağına karşılık borçlu …’ın bir takım makinelerini faturalı olarak satın aldığını; ellerindeki çekleri iade ettiğini; bu çeklerin ve faturaların suretlerinin İstanbul Anadolu 23. İcra Dairesi 2013/7078 Esas sayılı dosya içerisinde mevcut olduğunu; davalının kesinlikle açık veya gizli borçlu işletmeyi devralmak niyetiyle hareket etmediğini; borçlu şirketin adi şirket olup, davalı şirket ile birleşmesinin mümkün olmadığını; davalının bu makineleri 2010 yılı başında diğer davalı firmaya devrettiğini; hiç üretim faaliyetinde kullanılmadığını; bu makinelerin davacı tarafından haczedildiğini; taraflarınca istihkak iddiasında bulunduklarını; … tarafından yine bu davada da, davacı vekili olan vekil aracılığı ile açılan istihkak davasının İstanbul Anadolu 12. İcra Hukuk Mahkemesi’nde görüldüğünü; satış için nakit para transferi olmaması sebebiyle satış işleminin muvazaalı olduğundan bahisle, istihkak iddialarının reddedildiğini; davacı tarafın iddia ettiği gibi red gerekçesinin işletme devri olmadığını; …’nın haciz kesinleştikten sonra yasal süre içerisinde hacizli malların satışını istemediğinden haczin düştüğünü; hacizli mallara yediemin olan kişi bu malları yediemin ücretine karşılık satarak işten de ayrıldığını; bu şekilde davalı firmada dosya borçlusuna ait hiçbir şey kalmadığını; yukarıda arz edilen sebeplere binaen esasa ilişkin beyanlarının kabulü ile, davanın reddini talep etmiştir.
Davalı Ata Grup Metal İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. temsilcisi cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketi arkadaşı olan …’dan, Ata Katı Yakıt Tartım Sist. isminde iken yeni şirket kurmanın zorluğu nedeni ile devraldığını; şirketi içi boş olarak, isim ve kayıttan ibaret bir şirket olarak aldığını; şirket ile beraber alet, makine ve araç almadığını; … ile şirketi devralmadan önce ve devraldıktan sonra hiçbir tanışıklığı ve karşılaşmışlığı olmadığını; bütün üretim araçlarını şirkete devraldıktan sonra kendisinin edindiğini; … ile … arasındaki ilişkiyi de bilmediğini; …’nın, …’ın işletmesini devraldığını bilmediğini; devraldıysa da geçmiş dönemde olabileceğini; şirketi devraldıktan sonra … ile de herhangi bir iş ilişkisi olmadığını; haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Kartal 6. İcra Müdürlüğü’nün (yeni icra müdürlüğü İstanbul Anadolu 23. İcra Müdürlüğünün ) 2010/5374 esas (yeni esas 2013/7078), 2010/5376 esas (yeni esas 2013/23371) sayılı dosyalarında davacının Ata Yapı Bağlantı Elemanları-…’dan alacaklı olduğu tutardan davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının tespitine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı Kerimoğulları Metal ve İnş. San. Tic. Ltd. Şti. vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının bildirdiği delillerinin geçtiği, gerçekleştiği zamandaki maddi gerçekler ile dava tarihindeki maddi gerçeklerin çok farklı olduğunu, dava tarihi ve yakın öncesi zaman itibariyle davalı ile dosya borçlusu arasında bir ilişkinin ispat edilemediğini, yargılama sırasında ilk yapılan keşifte de ikinci yapılan keşifte de, davalı şirketin adresinde dosya borçlusuna ait bir mal, belge, hatta iz bile bulunamadığını, bu nedenle yerel mahkemece verilen kararın usuli yönden hatalı olduğunu, borçlu şirket adi şirket olup, davalı şirket ile birleşmesinin mümkün olmadığını, bilirkişi heyetinin gerekli incelemeyi yapmadığını, bilirkişi heyetinin davalıya ait işyerine gelmeden rapor hazırladığını, bu rapora karşı da itirazlarının dikkate alınmadığını, davacı vekilinin bildirmiş olduğu Yargıtay kararlarının da bu dava konusu olaya uygulanabilme ve benzetilebilme ihtimali olmadığını, Yargıtay kararlarında belirtilen olayların mahiyeti itibariyle çok farklı olduğunu, davalı firmanın alacağı olduğunun da İstanbul Anadolu 12. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2010/818 Esas nolu dosyasında yapılan bilirkişi incelemesi ile de tespit edildiğini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı Ata Grup Metal İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti. temsilcisi istinaf dilekçesinde özetle; diğer davalı yönünden bir işletme devri olduğu yönünde iddialar ileri sürülebilse de davalı şirket açısından böyle bir iddianın sürülemeyeceğini, borçlu … ile davalı şirketin şu andaki faaliyet alanlarının farklı olduğunu, …’ın işletmesi şahıs şirketi olduğu için birleşe ve devir alınmasının mümkün olmadığını, bilirkişi raporunun yetersiz olduğunu belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; gerekçeli kararın sadece eda niteliği taşıyacak şekilde düzeltilmesi gerektiğini, davalıların icra dosyalarından sorumlu olduğunun kabulü ile icra dosyalarındaki alacakların davalılardan tahsiline karar verilmesi ve ayrıca lehe nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
DELİLLER:Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/01/2022 tarih, 2019/458 Esas – 2022/38 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; örtülü ticari işletme devri iddiasına dayalı alacağın tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece verilen davanın reddine dair 2016/1682, 2018/1033 E/K sayılı karar, karşı davacı tarafça istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemizin 2019/369, 2019/424 E/K sayılı ilamı ile, “…Mahkemece; öncelikle, davaya konu icra dosyaları ve davalılar ve asıl borçlunun kurucu ortak ve yöneticilerini bildirecek şekilde ticaret sicil dosyaları celbedilerek, davacının, davalıların ve asıl borçlunun ticari defterleri üzerinde davacının itirazların karşılayacak şekilde şirketler konusunda uzman bir mali müşavir ve şirketlerin faaliyet alanına göre uzman makina mühendisi teknik bir bilirkişinin de içinde bulunduğu bilirkişi heyetinden alınacak taraf ve yargı denetime elverişli rapor sonucuna göre; İstanbul Anadolu 12. İcra Hukuk Mahkemesi’nin (Kapatılan Kartal 3. İcra Hukuk Mahkemesi) 2010/818 Esas 2012/791 Karar sayılı dosyasında görülen istihkak davası sonucunda taraflar arasında görülüp kesinleşen dava dosyasında verilen kararın eldeki dosyaya yapacacağı etki de değerlendirilerek, TTK.’nun 11. ve 818 sayılı B.K.’nun 179., 6098 sayılı TBK.’nun 202. maddeleri uyarınca, örtülü ticari işletme devri hususunda değerlendirme yapılıp, böyle bir devrin varlığı halinde asıl borçlu ile birlikte davalının da müteselsil sorumlu ve bu sorumluluk nedeniyle de davacının davalıdan talep etme hakkının bulunduğu göz önünde bulundurularak (Yargıtay 11. H.D. 24/01/2017 Tarih – E:2015/12704 K:2017/747) sonucuna göre bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine, karar verilmesi verilmesi doğru bulunmamıştır…” denilerek, HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince kaldırılmıştır.
İlk derece mahkemesi tarafından kaldırma sonrası yapılan yargılamada dosyanın re’sen seçilecek şirketler konusunda uzman bir mali müşavir ve şirketlerin faaliyet alanında uzman bir makine mühendisinden oluşacak heyete tevdine karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti 10/08/2021 tarihli raporunda özetle; dava dışı borçlu …’ın davalı şirkete satış gösterilmek suretiyle devretmiş olduğu varlıklarının ticari satım için bulundurulan varlıklardan olmadığı, Eksantrik Pres, Freze, Kalıp gibi makine ve teçhizatların, İşletme faaliyetlerini yürütmek için gerekli ve zorunlu varlıklardan olduğu, davalı şirket merkezinde yapılan haciz sırasında davalı şirket tabelası ile dava dışı borçlu şirketin tabelası birlikte asılı şekilde fotoğraflanmış olduğu, davalı şirket işyerinde dava dışı borçlu tarafından üretilen çok sayıda mamulün demirbaş eşya, makineler ve kalıpların haczedilmiş olması birlikte değerlendirildiğinde davalı şirketin, dava dışı borçlu …’ı yasal prosedürü yerine getirmeden birleşme yoluyla devraldığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirmiştir.
Mahkemece “…Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, Mahkememizce yapılan keşif, makina mühendisi ve mali müşavir bilirkişi heyetinden alınan bilirkişi raporu, davacı tarafından delil olarak sunulan takip dosyası, Kartal 3. İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/818 Esas, 2012/791 Karar sayılı dosyası, davalı şirketlerin ticaret sicil kayıtları hep birlikte değerlendirildiğinde, talebin tespit mahiyetinde olduğu, iş yeri devir sözleşmesi kanunda öngörülen şekilde yapılmaması halinde hükümsüz olsa da; şekle uyulmadan yapılan sözleşmede hükümsüzlüğün, tarafların rızaları ile ifa edilmesinden sonra ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğu, alacaklara karşı devir sözleşmesinin hükümsüzlüğünün ileri sürülemeyeceği, İstanbul Anadolu 12. İcra Hukuk Mahkemesi’nin (Kapatılan Kartal 3. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2010/818 esas 2012/791 karar) sayılı dosyasında görülen istihkak davasının reddine karar verilmiş olması, davalı şirket iş yerinde dava dışı borçlu tarafından üretilen demirbaş eşya ve makinelerin haczedilmiş olması birlikte değerlendirildiğinde davalı şirketlerin dava dışı borçlu …’ı yasal prosedürü yerine getirmeden birleşme yoluyla devraldığı anlaşılmakla; davacının işletme devri ve organik bağ iddiaları ispatlandığından, davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur…” şeklindeki gerekçeyle Kartal 6. İcra Dairesi’nin (yeni icra müdürlüğü İstanbul Anadolu 23. İcra Dairesi) 2010/5374 esas (yeni esas 2013/7078), 2010/5376 esas (yeni esas 2013/23371) sayılı dosyalarında davacının Ata Yapı Bağlantı Elemanları-…’dan alacaklı olduğu tutardan davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının tespitine karar verilmiş, karara karşı taraf vekilleri istinaf yoluna başvurmuştur.
Uyuşmazlık; borçlu …-Ata Yapı Bağlantı Elemanları işletmesinin davalı şirketlere örtülü olarak devredilip edilmediği ve davalıların borçlunun davaya konu borçlarından sorumlu olup olmadıkları noktasında toplanmaktadır.
Taraflar arasında İstanbul Anadolu 12. İcra Hukuk Mahkemesi’nin (Kapatılan Kartal 3. İcra Hukuk Mahkemesi) 2010/818 Esas 2012/791 Karar sayılı dosyasında görülen istihkak davası sonucunda mahkemece, faturaların mahcuz mallarla tam bir uygunluk göstermediği; bu nedenle, yapılan satış ve devrin alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla danışıklı olarak yapıldığı ayrıca, borçlu tarafından istihkak iddiasında bulunan şirketlerin mal satılması bir nevi ticari işletme devri niteliğinde olduğu; bu durumda, İİK’nın 44. ve 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 179. maddeleri gereğince, devrin ticari siciline bildirilmesi ve ilan edilmesi gerektiği buna ilişkin herhangi bir işlem yapılmadığı; İİK’nın 280. maddesi gereğince, malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek amacıyla yaptığı tüm işlemler zarar verme kastının işlemin diğer tarafça bilindiği veya bilinmesi gerektiği durumlarda iptal edilebileceği; ticari işletmenin tamamını veya bir kısmını devralan şahsın borçlunun alacaklılarını ızrar kastını bildiği ve borçlunun da bu hallerde ızrar kastıyla hareket ettiği kabul olunacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği ve anılan kararın temyizi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 25/06/2013 tarih, 2012/1467 Esas 2013/9914 Karar sayılı ilamı ile onandığı ve 05/12/2013 tarih 2013/17810 Esas 2013/17227 Karar Sayılı ilamı ile karar düzeltme isteminin reddine, karar verilerek kesinleştiği anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nın 11/3 maddesinde; “Ticari işletme, içerdiği malvarlığı unsurlarının devri için zorunlu tasarruf işlemlerinin ayrı ayrı yapılmasına gerek olmaksızın bir bütün hâlinde devredilebilir ve diğer hukuki işlemlere konu olabilir. Aksi öngörülmemişse, devir sözleşmesinin duran malvarlığını, işletme değerini, kiracılık hakkını, ticaret unvanı ile diğer fikrî mülkiyet haklarını ve sürekli olarak işletmeye özgülenen malvarlığı unsurlarını içerdiği kabul olunur. Bu devir sözleşmesiyle ticari işletmeyi bir bütün hâlinde konu alan diğer sözleşmeler yazılı olarak yapılır, ticaret siciline tescil ve ilan edilir”.
6098 sayılı TBK’nın 202. maddesinde; “Bir malvarlığını veya bir işletmeyi aktif ve pasifleri ile birlikte devralan, bunu alacaklılara bildirdiği veya ticari işletmeler için Ticaret Sicili Gazetesinde, diğerleri için Türkiye genelinde dağıtımı yapılan gazetelerden birinde yayımlanacak ilanla duyurduğu tarihten başlayarak, onlara karşı malvarlığındaki veya işletmedeki borçlardan sorumlu olur. Bununla birlikte, iki yıl süreyle önceki borçlu da devralanla birlikte müteselsil borçlu olarak sorumlu kalır. Bu süre, muaccel borçlar için, bildirme veya duyuru tarihinden; daha sonra muaccel olacak borçlar için ise, muacceliyet tarihinden işlemeye başlar. Borçların bu yoldan üstlenilmesinin sonuçları, dış üstlenme sözleşmesinden doğan sonuçlarla özdeştir. Bildirme veya ilanla duyurma yükümlülüğü devralan tarafından yerine getirilmedikçe, ikinci fıkrada öngörülen iki yıllık süre işlemeye başlamaz” hükümleri düzenlenmiştir.
İşyeri devir sözleşmesi kanunda öngörülen şekilde yapılmaması halinde hükümsüz olacaktır. Ancak, doktrin ve uygulamada (YHGK. 11/03/1953 E.2/K.9) şekle uyulmadan yapılan sözleşmenin hükümsüzlüğünün, tarafların rızalarıyla ifa edilmesinden sonra ileri sürülmesi hakkın kötüye kullanılması sayıldığından, malvarlığı veya ticari işletmeninin aktiflerini devralmış bulunan kimse artık alacaklılara karşı, devir sözleşmesinin hükümsüzlüğünü ileri süremeyecektir. Alacaklı devralanın sözleşmenin şekilsizlik yüzünden muteber olmadığı itirazına karşı, hakkın kötüye kullanıldığı savunmasında bulunması bile, hakim resen göz önünde bulundurup, devralanı malvarlığının veya ticari işletmenin borçlarından sorumlu tutabilecektir (Dr. Kevork, Acemoğlu Borçlar Kanunu’nun 179. maddesine Göre Malvarlığı veya Ticari İşletmenin Devri (Doçentlik Tezi), İstanbul, s:65).
Diğer yönden, bilindiği üzere; dava dilekçesinde açık bir şekilde talep sonucunun yer alması zorunlu olup HMK 297/2. Bentte “Hükmün sonuç kısmında, … taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” düzenlemesi gereği Mahkememizce talep sonucu hakkında tereddüte yer bırakmaksızın karar verilmesi gerekmektedir. Bir davanın hangi dava türüne girdiği de talep sonucuna göre değerlendirilmektedir.
HMK 105. vd. maddelerinde dava türleri düzenlenmiş olup, eda davası ve tespit davası bu dava türlerinden birinde yer almaktadır. Davacı vekilinin talep sonucu” fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile yukarıda açıklanan ve resen gözetilecek sebeplerle müvekkilinin Ata Yapı Bağlantı Elemanları-…’dan alacaklı olduğu tutardan davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının kabulüne karar verilmesi” olup bu davanın ancak tespit davası mahiyetinde olduğu değerlendirmesi yapılmıştır.
HMK’nın 106. Maddesi ” (1) Tespit davası yoluyla, mahkemeden, bir hakkın veya hukuki ilişkinin varlığının ya da yokluğunun yahut bir belgenin sahte olup olmadığının belirlenmesi talep edilir. (2) Tespit davası açanın, kanunlarda belirtilen istisnai durumlar dışında, bu davayı açmakta hukuken korunmaya değer güncel bir yararı bulunmalıdır. (3) Maddi vakıalar, tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz.” olarak düzenlenmiştir. Bu durumda davacı tarafça dava konusu talebi hakkında korunmaya değer güncel bir yararının bulunduğunun ispatlanması gereklidir. Davacının ispatlaması gereken hukuki yarar, davacı için sözkonusu olan tehlike veya tereddütlü durumun oluşturacağı zararın ancak tespit davası yoluyla giderilebileceğinin ispatlanması gerekir. Bir başka deyişle davacı tarafça, tespit davası yoluyla elde edilebilecek hukuki koruma, başka bir davayla sağlanabiliyorsa, tespit davası açılamaz. (Prof. Dr. Hakan Pekcanıtez, Prof. Dr. Oğuz Atalay, Prof. Dr. Muhammet Özekes, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Hükümlerine Göre Medeni Usul Hukuku, Yetkin Yayınları, Ankara, 2011, sf.301-302) (İstanbul bölge Adliye Mahkemesi 45. Hukuk Dairesinin, 2023/288, 2023/552 E/K sayılı ilamı).
Somut dosyada dava açılışında dava esas değerinin 97.100,00-TL olarak bildirildiği,bilahare yerel mahkemenin 10.12.2021 tarihli ara kararı gereğince, davacı vekili tarafından dava dilekçesinin netice ve talep bölümünde bahsi edilen Kartal İcra Müdürlüğünün 2010/5376 esas (yeni esas 2013/23371) dosyasında takibe kona 11.016,67 TL alacak yönünden de ilgili harcın tamamlandığı, ön inceleme duruşmasında, dava konusunun ve uyuşmazlık noktasının, davacının Ata Yapı Bağlantı Elemanları-…’dan olan alacağını davalılardan talep ettiğine ilişkin olarak belirlendiği, Dairemiz kaldırma ilamında da, davanın; örtülü ticari işletme devri iddiasına dayalı alacağın tahsili istemine ilişkin olduğunun belirtildiği,tüm dosya kapsamından davalılar ile dava dışı Ata Yapı Bağlantı Elemanları-… işletmesi yönünden TBK’nın 202. maddesinde düzenlenen işletmenin devri koşullarından, “kimliği muhafaza edecek şekilde bir ekonomik bütünlüğün devrinin gerçekleştiği anlaşılmıştır. Bu nedenle davacının istinaf başvurusunun esastan kabulü, davalılar …ve Ata Grup Metal İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddi gerekmiştir.
Dolayısıyla dava dilekçesinin içeriğinden ve tüm dosya kapsamından tespit talebi ile birlikte, bir miktar alacaktan sorumluluğu talebinin olduğu, yani talebin tespit ile birlikte eda hükmü talebini de içerdiği anlaşıldığından yerel Mahkemece;”Kartal 6. İcra Müdürlüğü’nün (yeni icra müdürlüğü İstanbul Anadolu 23. İcra Müdürlüğünün ) 2010/5374 esas (yeni esas 2013/7078), 2010/5376 esas (yeni esas 2013/23371) sayılı dosyalarında davacının Ata Yapı Bağlantı Elemanları-…’dan alacaklı olduğu tutardan davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının tespitine,” şeklinde hüküm kurulması dosya kapsamına uygun değildir.
Ne var ki HMK’nın 353/1-b.2 maddesinde yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında karar verileceği belirtilmiş olup, anılan yasal düzenleme ve yukarıda yapılan açıklamalar uyarınca davacı vekilinin istinaf itirazının kabulü ile, mahkemece verilen kararın kaldırılarak yeniden esas hakkında davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulü ile İDM kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile, davacının, Ata Yapı Bağlantı Elemanları-…’dan alacaklı olduğu, Kartal 6. İcra Müdürlüğü’nün 2010/5374 E. ( İstanbul Anadolu 23. İcra Müdürlüğü’nün 2013/7078 E. ) sayılı dosyasında 87.100,00 TL asıl alacaktan( takip tarihinden değişen oranlarda ticari avans faizi ile) ile 175,00TL ihtiyati haciz vekalet ücreti ve 46,06 TL i.haciz yargılama giderinden takip tarihinden yasal faizi ile) ve Kartal 6. İcra Müdürlüğü’nün 2010/5376 E.( İstanbul Anadolu 23. İcra Müdürlüğü’nün (2013/23371E.) sayılı dosyasında 10.000,00 TL asıl alacaktan( takip tarihinden değişen oranlarda ticari avans faizi ile) davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının tespiti ile, tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile, bahsi geçen icra dosyalarına konu alacakların davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm hukulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere ;
I-İlk derece mahkemesi kararına yönelik davalılar … vekili ve Ata Grup Metal İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Davacının ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle ESASTAN KABULÜNE, Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/01/2022 tarih, 2019/458 Esas ve 2022/38 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince, KALDIRILMASINA,YENİDEN YARGILAMA YAPILMASI GEREKMEDİĞİNDEN AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE HÜKÜM KURULMASINA,
a)Davanın KABULÜNE,
-Davacının Kartal 6. İcra Dairesi’nin 2010/5374 E. (İstanbul Anadolu 23. İcra Dairesi’nin 2013/7078 E.) sayılı dosyasında, 87.100,00-TL asıl alacak (takip tarihinden değişen oranlarda ticari avans faizi ile) ile 175,00-TL ihtiyati haciz vekalet ücreti ve 46,06-TL ihtiyati haciz yargılama giderinden (takip tarihinden yasal faizi ile) davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının tespiti ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
-Davacının Kartal 6. İcra Dairesi’nin 2010/5376 E.(İstanbul Anadolu 23. İcra Dairesi’nin 2013/23371 E.) sayılı dosyasında 10.000,00-TL asıl alacaktan (takip tarihinden değişen oranlarda ticari avans faizi ile) davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu olduklarının tespiti ile, tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,

b)Alınması gerekli 179,90-TL karar ve ilam harcının, peşin yatırılan 1.658,23-TL harçtan mahsubu ile artan 1.478,33-TL’nin talep halinde davacıya iadesine
c)Davacı tarafından sarf edilen davetiye ve müzekkere gideri, bilirkişi ücretleri olmak üzere toplam 3.627,50-TL yargılama giderinin179,90-TL harç ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmının davacı üzerinde bırakılmasına,
ç)Davalı tarafından yapılan yargılama giderleri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
d)Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 15.571,37-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
e)Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
3-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;
a)İstinaf Kanun Yoluna Başvuru harçlarının hazineye irat kaydına,
b)Davacı tarafından yatırılan İstinaf Karar Harcının talep halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,
c)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 80,70-TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 99,20-TL istinaf karar harcının davalılardan ayrı ayrı alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302/5 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
ç)Davacı tarafından yapılan 220,70-TL İstinaf Kanun Yoluna Başvurma harcı ile 94,50-TL posta masrafı olmak üzere toplam 315,20-TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
d)Davalılar tarafından yapılan istinaf kanun yolu masraflarının üzerlerinde bırakılmasına,
e)İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
f)İstinaf edenlerin yatırdığı istinaf gider avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince istinaf edenlere iadesine,
g)Kararın, 6100 sayılı HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.07/07/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*