Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/1219 E. 2023/1140 K. 07.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1219
KARAR NO : 2023/1140

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :15/12/2021
NUMARASI :2020/630 Esas – 2021/1040 Karar

DAVACI :… – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALI :… – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVA :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :16/10/2020

KARAR TARİHİ :07/07/2023
KR. YAZIM TARİHİ :14/07/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile davacı arasında danışmanlık hizmet sözleşmesi imzalandığını, yatırım teşvik başvurusu ve takip hizmetleri karşılığı 3.000,00-TL + KDV ve %3 komisyon üzerinden anlaştıklarını, sözleşme uyarınca davacının 3.000,00-TL + KDV ile YTB (Yatırım Teşvik Belgesi) başvuru için, %3’lük prim ödemesinin de destek sağlanması durumunda peşin olarak tahsil edileceğinin kararlaştırıldığını, davalı adına alınan Yatırım Teşvik Belgesi ile 4.637.394,00-TL tutarlı destek sağlandığını,bu kapsamda 18.10.2019 tarih ve A 755286 sıra numarası ile fatura düzenlediğini, faturayı noter marifeti ile davalıya ilettiğini, davalının da yine noter marifeti ile faturayı iade ettiğini, daha sonra davacının, ilgili faturayı posta ile gönderdiğini, davacının ödenmeyen fatura nedeniyle Gebze 4. İcra Dairesi’nin 2019/45417 Esas sayılı dosyası ile takibe geçtiğini, davalının
bu takibe itiraz ettiğini beyanla,vaki itirazın iptali ile takibin devamına ve davalının %20’den az olmamak üzere inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile 1 yıl süreli bir danışmanlık sözleşmesi imzaladıklarını, ödeme koşullarında
yazan 3.000,00-TL + KDV’nin ödendiğini, sözleşmede el yazısı ile “uygulama başladıktan sonra destek tutarının %3
kadarı tahsil edilecek” hükmünün eklenmiş olduğunu, dolayısıyla destek sağlanması durumunda sabit yatırım tutarının %3 kadarı prim ödemesinin hüküm altına alındığını, davacı şirketin temel taahhüdünün, davalıya fabrika yeri temini olduğunu, öncelikle YTB alınması gerektiği, sonrasında yatırım yeri başvurusu hususunda davalının ikna olarak, YTB almaya karar verdiğini, YTB’nin düzenlendiğini ancak; yatırım yerinin
tahsis edilmediğini, dolayısıyla davalının YTB almasındaki amacının yatırım yeri tahsisi yönünde olduğunu, davalının, alınan YTB kapsamında hiçbir destekten yararlanmadığını, YTB kapsamında hiçbir alım yapılmadığını, bu nedenlerle davanın reddedilmesi gerektiğini, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesi talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın REDDİNE …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı şirket adına düzenlenen 18/10/2019 tarih, Seri A 755286 sıra numaralı fatura Gebze 15. Noterliği 05/11/2019 tarih 24231 yevmiye nolu ihtarname ile davalıya tebliğ edilmiş, davalı tarafça Gebze 3. Noterliği 07/11/2019 tarih 70779 yevmiye numaralı ihtarname ile haksız olarak itiraz edildiğini ancak fatura aslının davacı şirkete gönderilmediği, fatura aslının bu tarihten çok sonraki bir tarihte, 8 günü aşkın süre sonrasında haricen davacı şirkete gönderildiğini, davacı şirket tarafından 26/11/2019 tarihinde posta yolu ile davalı şirkete tebliğ edildiğini, bu hususun ilk derece mahkemesince dikkate dahi alınmaksızın davanın reddedildiğini, verilen tüm bu hizmetler neticesinde davacı şirketin yalnızca 3000-TL aldığının kabulü ticari teamüle ve hayatın olağan akışına aykırılık teşkil ettiğini, bu şekli ile emsal ücret araştırması yapılmaksızın karar verilmesi hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, ıslahın HMK kapsamında bir hukuki yol olmadığını söylemenin tamamı ile yasaya aykırılık teşkil ettiğini, gerekçeli kararda da yine dava dışı; davacı şirket temsilcisi tarafından kabul edilmeyen bir sözleşmeye dayanıldığını, sözleşmenin geçerliliği dahi tartışılmaksızın davanın reddine gerekçe yapılması ve davalının temerrüde düşürülmediğinden bahisle davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, gerekçeli kararda desteğin sağlanması ile yatırım teşvik belgesinin alınması kavramlarının farklı kavramlar olduğundan bahsedilmiş ise de, davacı şirketin yatırım teşvik belgesi alınması için gerekli iş ve işlemleri yapma edimi karşılığında ücret talebinde bulunduğunu, iki şirket tarafından imza altına alınmış sözleşmede davacı şirketin yatırım teşvik belgesinin teslim alınması ile ücrete hak kazandığının açıkça belirtildiğini, dosya kapsamında karar verildikten sonra davacı tarafından yatırım teşvik sürecine ilişkin uzman SMMM bilirkişi … tarafından hazırlanan uzman bilirkişi raporu alındığını, işbu rapora bakıldığında analiz tespit ve değerlendirme kısmında davacı firma tarafından verilen hizmetlerin açıklandığını, sonuç kısmında ise davacı şirketin danışmanlık hizmeti verdiğinin, ücrete hak kazandığının ancak kendisine hak kazandığı ödemenin yapılmadığının açıkça izah edildiğini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının istinaf dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler ve gerekçeler hukuki dayanaktan yoksun olup, bütünüyle reddi gerektiğini, zira, istinaf dilekçesinde ileri sürülen iddiaların, ilk derece mahkemesince yargılama aşamasında irdelendiğini, bütün delillerin toplandığını, değerlendirildiğini ve ona göre hüküm kurulduğunu, nitekim, ilk derece mahkemesince alınan bilirkişi raporunda, davacının davalı adına düzenlediği 40.720,00-TL’lik faturanın içeriği hizmetin davalı tarafa verilmediği ve davalının YTB kapsamında herhangi bir alım yapmadığı ve YTB destek unsurlarından yararlanmadığı tespitinde bulunduğunu, rapordaki bu tespitin de davacının talebinin haksız ve mesnetsiz olduğunun açıkça ortaya koyduğunu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçelerin soyut iddialar olarak kaldığını, yargılama aşamasında ispat edilemediğini, ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararına bakıldığında ise gerek delillerin değerlendirmesinde ve gerekse hukuki değerlendirmelerde bir isabetsizlik bulunmadığını belirterek; haksız istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/12/2021 tarih, 2020/630 Esas – 2021/1040 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; danışmanlık hizmet sözleşmesi nedeni ile düzenlenen fatura alacağı için başlatılan takibe vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince toplanan deliller ve sapılan yargılama sonunda;”…6098 sayılı TBK’nın 106.maddesinde yer alan “Yapma veya verme edimi gereği gibi kendisine önerilen alacaklı, haklı bir sebep olmaksızın onu kabulden veya borçlunun borcunu ifa edebilmesi için kendisi tarafından yapılması gereken hazırlık fiillerini yapmaktan kaçınırsa, temerrüde düşmüş olur.” düzenlemesi uyarınca davacının, üzerine düşen yapma edimini ifaya hazır olduğunu, 6102 sayılı TTK’nın 18/3 maddesi gereğince öncelikle davalıya bildirmesi gerekmektedir. Bu bildirime rağmen davalının olumsuz yanıt vermesi ya da verilen önel üzerine kendisine dönüş yapmaması halinde ise davalının temerrüdünden bahsetmek mümkündür. Davacının yatırım teşvik belgesinin alındığı tarihten itibaren makul bir sürede davalıya çıkaracağı ihtarname ile edimini yerine getirme hususunda hazır olduğunu bildirip, önel verip, süreyi bekledikten sonra, davalının verilen sürede dönüş yapmaması ya da olumsuz dönüş yapması halinde davalıyı temerrüde düşürmesi söz konusu olacakken, davalıya bu şekilde bir ihtar yapmadan ve önel vermeden doğrudan doğruya prim ödemesine ilişkin fatura tebliği ile takip yolunu seçmiş olması sebebiyle davalının ifa sırasının geldiğinden bahsedilemez.
Açıklanan tüm nedenlerle; davacı şirket ve davalı şirket arasında danışmanlık sözleşmesinin bulunduğu, sözleşmenin ilk sayfası kapsamında davalı şirketin yatırım teşvik başvurusu için davacıdan hizmet aldığı ve bu hizmetin karşılığı ücreti davacıya ödediği, bu noktada taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, taraflar arasındaki anlaşmazlığın sözleşmenin ikinci sayfası gereğince prim ödemesi için davacı firma tarafından davalıya hizmet verilip verilmediği konusunda toplandığı, davacı firmanın sözleşmeden doğan yükümlülükleri yerine getirdiği ve bunun üzerine faturanın tanzim edildiğini iddia ettiği ancak davalı tarafça sözleşmenin yer temini hususunu kapsadığı, davacı tarafça yer temininin sağlanamayacağı bunun yerine makine ve teçhizat için teşvikten yararlandırmanın yapıldığı savunulmuş, davacı tarafça yemin deliline dayanılmadığı, davalının bu sayfadaki sözleşme hükümleri ile bağlı kabul edilemeyeceği, aksi kabulde dahi, yatırım teşvik belgesi alınması ile desteğin sağlanması kavramları farklı kavramlar olup, teşvik belgesinin geçerli olduğu süreçte davacı tarafça herhangi bir danışmanlık hizmeti verildiğinin iddia ve ispat edilmediği, isticvap edilen davacı temsilcisinin, yatırım teşvik belgesi almak dışında bir taahhüdünün bulunmadığını belirtmesi karşısında dosyadaki mevcut sözleşmenin 11. maddesindeki destek sağlanması ve parantez içerisindeki yatırımın karşılığının ne olduğu noktası açıklığa kavuşturulmamış olup, davalı savunmaları karşısında hizmet verildiğinin ispat edilemediği, bilirkişi raporu ile bu durumun sabit olduğu, destek sağlanması noktasında takip tarihi itibariyle davacının edim yükümlülüğünün devam ettiğinin kabulü gerektiği, davalının bu süreçte yatırım teşvik belgesi kapsamında herhangi bir alım yapmadığı ve destek unsurundan faydalanmadığı, 6098 sayılı TBK’nın 97.maddesi gereğince edim sırasına göre öncelikli ifa hali davacıya ait olduğundan, davacının kendi edimini ifa etmemesi ve davalıyı alacaklı temerrüdüne düşürmemiş olması sebebiyle davacının takibinde haksız olduğu sonuç ve kanaatine ulaşılmakla, davanın reddine, davacının takip başlatmakta kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından reddedilen kısım yönünden davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı tarafından delil listesinin ıslahına ilişkin dilekçe sunulmuş ise de, HMK ilgili hükümlerine göre böyle bir hukuki başvuru yol veya yönteminin bulunmadığı, aksine yorumun iddia veya savunmanın genişletilmesi yasağına ters düşeceği göz önünde bulundurularak dilekçe dikkate alınmamıştır.
HUAK Yönetmeliği’nin 26/2 maddesine göre arabuluculuk ücreti yargılama gideri kapsamında belirtildiğinden, 6325 sayılı Kanun 18/A-14. bendinin 2. yarı cümlesi ve ilgili yönetmeliğin 26/2. maddesi hükmü uyarınca arabuluculuk ücretinin 6183 sayılı Kanuna göre haksız çıkan taraftan tahsilinin gerektiği, ileride arabuluculuk ücretinin hak sahibi tarafından tahsil edileceğinin kesin olduğu, bu hususun kamu düzenine ilişkin bulunduğu, 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin taraflarca ödendiğine ilişkin herhangi bir makbuz dosyada mevcut olmadığından, 6183 sayılı Kanuna ve davalı aleyhine açılan davanın reddedilmesine göre davacıdan tahsili için Hazineye müzekkere yazılmasına karar verilmiştir….” şeklindeki gerekçeyle davanın reddine, davalı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
19.06.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 15/6/2012 tarihli ve 2012/3305 sayılı, “Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar”ın 1. maddesinde;”..Kararın amacı; kalkınma planları ve yıllık programlarda öngörülen hedefler doğrultusunda tasarrufların katma değeri yüksek yatırımlara yönlendirilmesine, üretim ve istihdamın artırılmasına, uluslararası rekabet gücünü artıracak ve araştırma- geliştirme içeriği yüksek bölgesel yatırımlar ile stratejik yatırımların özendirilmesine, uluslararası doğrudan yatırımların artırılmasına, bölgesel gelişmişlik farklılıklarının azaltılmasına, kümelenme ve çevre korumaya yönelik yatırımlar ile araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin desteklenmesine ilişkin usul ve esasları belirlemektir.” hükmü yer almaktadır.
Kararda teşvik sisteminin; genel, bölgesel ve stratejik yatırımların teşviki uygulamalarından oluştuğu , bölgesel ve stratejik yatırımlar ile EK-4’te yer alan teşvik edilmeyecek yatırım konuları ve teşviki için EK-4’te öngörülen şartları sağlayamayan yatırım konuları hariç olmak üzere, 5 inci maddede belirtilen sabit yatırım tutarları ve üzerindeki yatırımların, bölge ayrımı yapılmaksızın, “Gümrük vergisi muafiyeti”, “Katma Değer Vergisi (KDV) istisnası”, “Gelir vergisi stopajı desteği (6 ncı bölgede gerçekleştirilecek yatırımlar için)” ve “Sigorta primi işveren hissesi desteği (tersanelerin gemi inşa yatırımları için)”nden yararlanacakları öngörülmüştür.
Kararın 4.(3) maddesinde ise, “Bölgesel teşvik uygulamaları” başlığı altında, EK-2 B’de iller itibarıyla karşılarında numaraları belirtilen sektörlerin, EK-2 A’da ilin bulunduğu bölgedeki şartları sağlamaları halinde, gümrük vergisi muafiyeti, KDV istisnası, vergi indirimi, sigorta primi işveren hissesi desteği, yatırım yeri tahsisi,faiz veya kâr payı desteği (3 üncü, 4 üncü, 5 inci ve 6 ncı bölgelerdeki yatırımlar için),gelir vergisi stopajı desteği (6 ncı bölgede gerçekleştirilecek yatırımlar için), sigorta primi desteğinden yararlanabilecekleri, (6 ncı bölgede gerçekleştirilecek yatırımlar için),
4.(5) maddesinde; stratejik yatırımlardan, 8 inci maddedeki kriterleri sağlayan yatırımların, bölge farkı gözetilmeksizin gümrük vergisi muafiyeti, KDV istisnası, vergi indirimi, sigorta primi işveren hissesi desteği, yatırım yeri tahsisi, faiz veya kâr payı desteği, KDV iadesi, gelir vergisi stopajı desteği (6 ncı bölgede gerçekleştirilecek ve/veya teknoloji odaklı sanayi hamlesi programı kapsamında desteklenmesine karar verilen yatırımlar için),sigorta primi desteğinden (6 ncı bölgede gerçekleştirilecek ve/veya teknoloji odaklı sanayi hamlesi programı kapsamında desteklenmesine karar verilen yatırımlar için) yararlanabilecekleri hükme bağlanmıştır.
Kararın 4.(6) maddesinde ise;” Üçüncü ve beşinci fıkralar kapsamında teşvik belgesi düzenlenebilecek olan yatırımlar için talep edilmesi halinde genel teşvik uygulamaları çerçevesinde belge düzenlenebilir.” denilmektedir.
Kararın
“Yatırım yeri tahsisi” ne ilişkin 16. maddesi:
MADDE 16- (1) (Değişik: RG-28/2/2019-30700) (Değişik: RG-7/8/2019-30855)
Bakanlıkça teşvik belgesi düzenlenmiş stratejik yatırımlar ve bölgesel desteklerden yararlanacak yatırımlar için, 29/6/2001 tarihli ve 4706 sayılı Kanunun ek 3 üncü maddesi çerçevesinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslara göre yatırım yeri tahsis edilebilir.
(2) (Değişik: R G -10/3/2023-32128) 15 inci maddenin altıncı fıkrasında belirtilen yatırımlara ve elektrik enerjisi üretimine yönelik yatırımlara yatırım yeri tahsis edilmez ” şeklinde olup,”Stratejik Yatırımlar” Kararın 8. maddesinde:
“Stratejik yatırımlar
MADDE 8 – (1) Aşağıda yer alan kriterlerin tamamını birlikte sağlayan, ithalat bağımlılığı
yüksek ürünlerin üretimine yönelik yatırımlar stratejik yatırım olarak değerlendirilir.
a) Asgari sabit yatırım tutarının ellimilyon Türk Lirasının üzerinde olması (münhasıran
bu yatırımların enerji ihtiyacını karşılamak üzere gerçekleştirilecek doğalgaza dayalı olmayan enerji yatırımlarının, tesis kurulu gücü ile orantılanacak kısmı dâhil).
b) Yatırım konusu ürünle ilgili yurtiçi toplam üretim kapasitesinin ithalattan az olması.
c) Bakanlıkça belirlenecek esaslar çerçevesinde, belge konusu yatırımla sağlanacak katma
değerin asgari yüzde kırk olması.
ç) Yatırım konusu ürünle ilgili olarak son bir yıl içerisinde gerçekleşen toplam ithalat tutarının
ellimilyon ABD Dolarının üzerinde olması.
(2) (Değişik:RG-29/6/2021-31526) Yurt içinde üretimi olmayan ürünlerin üretimine yönelik
yatırımlarda birinci fıkranın (ç) bendi hükmü, rafineri ve petrokimya yatırımlarında (c) bendi hükmü,T.C. Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanlığı’ndan alınacak proje onayı ile gerçekleştirilecek savunma sanayine yönelik yatırımlarda (b) ve (ç) bendi hükümleri aranmaz.
(3) Bu konuda Bakanlığa yapılacak müracaatlar Komisyon tarafından incelenerek
değerlendirilir ve uygun görülen projeler için teşvik belgesi düzenlenir.
(4) (Değişik:RG-21/08/2020-31220) EK-4’te belirtilen teşvik edilmeyecek yatırım konuları ile
altına dayalı entegre madencilik yatırımları bu madde kapsamında değerlendirilmez.
(5) (Mülga:RG-7/8/2019-30855)
(6) (Ek:RG-7/8/2019-30855) (Değişik:RG-29/6/2021-31526) Program Değerlendirme
Komitesi, Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı kapsamında, Öncelikli Ürün Listesindeki ürün ve hizmetlerin üretimine ilişkin olan ve Tebliğle belirlenecek kriterleri sağlayan yatırım projelerinden uygun gördüklerinin, stratejik yatırım olarak desteklenmesine karar verebilir. Bu yatırımların, 4 üncü maddenin beşinci fıkrasında yer alan destek unsurlarının hangilerinden yararlandırılacağı, Program Değerlendirme Komitesi tarafından belirlenir. Bu yatırımlar için birinci fıkradaki koşullar ve üçüncü fıkradaki Komisyon değerlendirmesi aranmaksızın teşvik belgesi düzenlenir.
(7) (Ek:RG-30/11/2022-32029) Endüstri Bölgelerinde gerçekleştirilecek asgari üçmilyar Türk
Lirası tutarındaki liman ve depolama tesisi yatırımlarının stratejik yatırım olarak desteklenmesine karar verilebilir. Bu yatırımlar için birinci fıkradaki koşullar ve üçüncü fıkradaki Komisyon değerlendirmesi aranmaksızın teşvik belgesi düzenlenir.” şeklindedir
Kararın “Yatırım süresi ve tamamlama vizesi” başlıklı 24. maddede ise;
MADDE 24 – (1) (Değişik: RG-9/11/2018-30590) Yatırımın başlangıç tarihi, teşvik belgesi
için Bakanlığa veya ilgili yerel birime müracaat tarihidir.
(2)(Değişik:RG-22/6/2018-30456) Teşvik belgesi kapsamındaki yatırımların proje bazında
yapılacak değerlendirme sonucunda öngörülen sürede gerçekleştirilmesi esastır. Yatırımın öngörülen sürede gerçekleştirilememesi hâlinde, teşvik belgesinde kayıtlı ilk sürenin yarısı kadar ek süre verilebilir.
Bu şekilde hesaplanan ek sürenin bir yıldan az olması halinde ek süre bir yıl olarak uygulanabilir. Bu Karar kapsamında düzenlenen ve ek süre verilmiş olan sabit yatırım tutarı Onmilyar Türk Lirası ve üzerindeki stratejik yatırımlara ilişkin teşvik belgelerine, talep edilmesi halinde ek süre dahil teşvik belgesinde kayıtlı sürenin yarısı kadar daha ilave süre verilebilir.
(3) İlgili mevzuatı gereği kamu kurum ve kuruluşlarından alınması gerekli izin ve ruhsat gibi
diğer belgelerin temin edilememesi veya kamu kurum ve kuruluşlarının uygulamaları sonucu
yatırımcıların faaliyetlerini durdurmaları veya yürütememeleri, yatırım süresi içerisinde gerçekleşecek mücbir sebep veya fevkalade hâl durumu nedeniyle yatırımın belgede kayıtlı süre içerisinde gerçekleştirilemediğinin yatırımcılar tarafından tevsik edilmesi hâlinde Bakanlıkça bu durum göz önünde bulundurularak ilave süre verilebilir.
(4) (Değişik: RG-24/2/2022-31760) Yatırımcı, öngörülen süre veya ek süre bitimini müteakip
altı ay içinde yatırımın tamamlama vizesinin yapılması için teşvik belgesini düzenleyen yerel birime veya Bakanlığa müracaat eder. Müracaat edilmemesi halinde, Bakanlıkça firmaya tamamlama vizesi müracaatında bulunulması için bildirimde bulunulur. Bildirim tarihini müteakip iki ay içerisinde tamamlama vizesi için müracaatta bulunulmaması halinde 28 inci madde hükümleri kapsamında yatırım teşvik belgesi iptal edilebilir. Bu süre içerisinde müracaat edilmemesi ve daha sonra teşvik belgesinin herhangi bir nedenle iptal edilmesi veya kısmi müeyyide uygulanması durumunda geçen süreden kaynaklanan cezanın sorumluluğu yatırımcıya aittir. Bu hüküm, bu Karar ve daha önceki kararlara istinaden düzenlenen teşvik belgelerine de uygulanır”. Hükümleri yer almaktadır.
Verilen bilgiler ışığında somut olayda taraflar arasında; 17/04/2018 tarihli 1 yıl süreli Danışmanlık Hizmet Sözleşmesi imzalandığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davacının sözleşme konusu edimi yerine getirip getirmediği ve hizmet bedeline hak kazanıp kazanmadığı; bu kapsamda, davacının hizmet bedeli alacağı olarak düzenlediği faturaya dayalı davalı hakkında icra takibi yapmakta haklı olup olmadığı; başka bir anlatımla, davalının hakkındaki icra takibine itirazında haklı bulunup bulunmadığı; noktalarında toplanmaktadır.
17/04/2018 tarihli Danışmanlık Hizmet Sözleşmesinin incelenmesinde; hizmet konusunun Ekonomi Bakanlığı yatırım teşvik belgesi ve takibi olduğu,”Danışmanlık başvuru ücretinin “3000,00TL+KDV olduğu,bu miktarın başvuru işlemleri sırasında peşin ödeneceği, destek sağlanması durumunda ise, Yatırım Teşvik Belgesi(YTB) teslim alındığında ise; sabit yatırım tutarının %3’lük primin peşin olarak tahsil edileceği kararlaştırıldığı,”3000,00TL+KDV danışmanlık başvuru ücretinin davalı tarafça ödendiği, davacı tarafça dosyaya örneği sunulan davalı …nin kaşe ve şirket yetkilisinin imzasının bulunduğu, E-TUYS Taahhütnamesi başlıklı belgede, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğü tarafından teşvik belgesi ile ilgili işlemlerin, 4875 sayılı Doğrudan Yabancı Yatırımlar Kanunu Uygulama Yönetmeliğindeki, doğrudan yatırımlara ilişkin işlemlerin elektronik ortamda yürütülmesi kapsamında, davacı şirket yetkilisi …’ın 10.12.2018 – 10.12.2019 tarihleri arasında yapacağı elektronik imza ile yapacağı her türlü işlemden yatırımcı şirketin sorumlu olacağının taahhüt edildiği, E-TUYS siteminde yetkilendirme sürecinin tamamlandığı,yer tahsisi ve makine ithalatı için gerekli formların doldurulduğu ve davalı Şirket ile ilgili diğer ilgili belgelerin (SGK belgeleri Toplam Sabit Yatırım Tablosu vs) davalı şirketten temin edilerek onaya sunulduğu, davalı şirketin iştigal faaliyeti kapsamında;”Mobilya Tamamlayıcı Parçaları, Mobilya ve İnşaat Su İzolasyon Malzemeleri İmalatı” tesisi kurulması için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı nezdinde yapılması gereken yazışmaların yapıldığı bununla birlikte Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Kocaeli İl Müdürlüğünün 23.05.2018 tarihli ve E 6367 sayılı cevabi yazısında davalı şirkete; “Mobilya Tamamlayıcı Parçaları, Mobilya ve İnşaat Su İzolasyon Malzemeleri İmalatı” tesisi için bildirilen adreste davalı şirketçe gerçekleştirilen faaliyetin, yürürlükteki ÇED Yönetmeliğinin EK I (Çevresel Etki Değerlendirmesi Uygulanacak Projeler) ve EK II(Seçme -Eleme Kriterleri Uygulanacak Projeler) Listelerinde yer almadığının tespit edildiği ve ÇED Yönetmeliğinin kapsamı dışında değerlendirildiğinin bildirildiği, bununla birlikte T.C. Ekonomi Bakanlığı Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğünce 11.09.2018 tarihli ve 138771 sayılı belgesi ile davalı Şirket yönünden 424.650 ABD Doları tutarında makina-teçhizat ithalatı için “Gümrük Vergisi Muafiyeti” ve “KDV İstisnası ” şeklindeki “Genel” teşvik uygulamasından 11.06.2018-11.06.2020 tarihleri arasında yararlanmasına ilişkin “Yatırım Teşvik Belgesi” nin düzenlendiği, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Teşvik Uygulama ve Yabancı Sermaye Genel Müdürlüğünce davalı Şirkete hitaben yazılan,11.09.2018 tarihli ve E.88541 sayılı yazısında, taleplerinin değerlendirildiğinin ve yatırımın bu Karar kapsamındaki destek unsurlarından yararlandırılmasının uygun görüldüğünün,”Yatırım Teşvik Belgesi” nin yazı ekinde gönderildiğinin, “Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar” kapsamındaki destek unsurlarından yararlanılabilmesi için yatırımın, Kararın ilgili hükümleri ile belgede yer alan kayıt ve koşullara uygun olarak gerçekleştirilmesinin ve ilgili diğer mevzuata uyulmasının gerektiğinin ayrıca, kararın 20. maddesi uyarınca yatırımın gerçekleşme durumunun altışar aylık dönemler halinde yatırımın yapılacağı bölgedeki Kalkınma Ajansma bildirilmesinin ve yatırım süresinin bitimini mütcakip en geç altı ay içerisinde tamamlama vizesi için :Bakanlığa müracaat edilmesi gerektiğinin davalıya bildirildiği, davacı danışman Şirketin gerek Ekonomi Bakanlığı (Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı) gerekse yer tahsisi için Çevre Bakanlığı birimleri nezdinde gerekli başvuru ve yazışmaları gerçekleştirerek, sonuçlandırdığı, taraflar arasında düzenlenen sözleşme uyarınca, davalı adına “Yatırım Teşvik Belgesi” nin düzenlenmesini sağladığı, davalının davacının sözleşme kapsamındaki hizmetleri tamamlamadığının ve yer tahsisini sağlamadığı şeklindeki savunmasının iyi niyet ilkesiyle bağdaşmadığı, sözleşme gereğinin yerine getirilmediği savunmasına imkan tanımayacağı, “Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Karar”ın 16. maddesinde, Bakanlıkça teşvik belgesi düzenlenmiş stratejik yatırımlar ve bölgesel desteklerden yararlanacak yatırımlar için, 29/6/2001 tarihli ve 4706 sayılı Kanun’un ek 3üncü maddesi çerçevesinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslara göre yatırım yeri tahsis edilebileceğinin hükme bağlandığı, davalı yatırımının stratejik ya da bölgesel desteklerden yararlanacak yatırımlardan olup olmadığının değerlendirilmesinin ilgili kamu otoritesinin uhdesinde olduğu, yerel mahkemece; 6098 sayılı TBK’nın 97. maddesi gereğince edim sırasına göre öncelikli ifa hali davacıya ait olduğu, davacının kendi edimini ifa etmemesi ve davalıyı alacaklı temerrüdüne düşürmemiş olması sebebiyle davacının takibinde haksız olduğu şeklindeki gerekçeyle, davanın reddine karar verilmiş olmasının gerek ilgili yatırım teşvik mevzuatı gerekse dosya kapsamına uygun olmadığı, davalının icra takibine itirazının haksız olduğu, davacı tarafından davalı aleyhine açılan işbu davanın sübut bulduğu anlaşıldığından, davacının yerinde görülen istinaf başvurusunun kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Hal böyle olunca yukarıda açıklanan nedenler ve tüm dosya içeriğine göre; davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasını gerektiren bir eksiklik bulunmadığından düzelterek yeniden karar verilmesi suretiyle; davanın kabulüne Gebze 4. İcra Dairesi’nin 2019/45417 Esas sayılı takip dosyasında davalının, 40.720,00-TL asıl alacağa yönelik itirazının iptali ile takibin bu miktarı üzerinde devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9 faizi uygulanmasına, İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca, alacağın likit niteliği gözetilerek; kabul edilen asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatınin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere ;
1-Davacının ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle ESASTAN KABULÜNE, Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 15/12/2021 tarih, 2020/630 Esas ve 2021/1040 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-b.2 maddesi gereğince, KALDIRILMASINA,
YENİDEN YARGILAMA YAPILMASI GEREKMEDİĞİNDEN AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE HÜKÜM KURULMASINA,
a)Davanın KABULÜNE;
-Gebze 4. İcra Dairesi’nin 2019/45417 Esas sayılı takip dosyasında davalının, asıl alacağa( 40.720,00TL) yönelik itirazının iptali ile takibin bu miktar üzerinde devamına,
-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9 faizi uygulanmasına,
-İİK’nın 67/2.maddesi uyarınca, alacağın likit niteliği gözetilerek; kabul edilen asıl alacak (40.720,00-TL) üzerinden %20 icra inkar tazminatınin (8.144,00-TL) davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine
b)Alınması gerekli 2.781,58-TL karar ve ilam harcının, peşin yatırılan 695,40-TL harçtan mahsubu ile bakiye 2.086,18-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
c)Davacının yaptığı toplam 1.122,30-TL yargılama giderinin 695,40-TL peşin harç ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
ç)Davalı tarafından yapılan yargılama giderleri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
d)Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
e)Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
f)6325 sayılı HUAK’ın 18/A-11 maddesi uyarınca, suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
2-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;
a)İstinaf Kanun Yoluna Başvuru harcının hazineye irat kaydına,
b)İstinaf Karar Harcının talep halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,
c)Davacı tarafından yapılan 220,70-TL İstinaf Kanun Yoluna Başvurma harcı ile 98,10-TL posta masrafı olmak üzere toplam 318,80-TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
ç)İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
d)Davacının yatırdığı istinaf gider avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davacıya iadesine,
e)Davacı hakkında düzenlenen 13/05/2022 tarihli ve 1.320,00-TL bedelli harç tahsil müzekkeresinin iptaline, mahkemesince işlem yapılmaksızın geri istenilmesine,
f)Kararın, 6100 sayılı HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.07/07/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*