Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/1205 E. 2023/1064 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1205
KARAR NO : 2023/1064

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :19/01/2022
NUMARASI :2021/168 Esas – 2022/49 Karar

DAVACI :ESSER ÖZEL GÜVENLİK HİZMETLERİ LİMİTED ŞİRKETİ – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALI :KARTAL BOMBE ÜNİTELERİ SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVA :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :15/03/2021

KARAR TARİHİ :22/06/2023
KR. YAZIM TARİHİ :10/07/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı arasında mevcut güvenlik hizmet alımı sözleşmesinin akdedildiğini, bu sözleşme gereğince davacı şirketin güvenlik hizmetini düzenli bir şekilde yerine getirdiğini, ancak 30.06.2019 tarih 008397 nolu fatura olan 15.002,93-TL’lik faturadan kaynaklı cari hesap alacağının ödenmemesinden dolayı Gebze İcra Dairesi’nin 2020/38502 Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, itiraz üzerine takibin durduğunu, her ne kadar itiraz dilekçesinde işçilik alacağından dolayı rücu hakkı olduğunu beyan etmişlerse de bu rücu hakkının yasal bir dayanağı olmadığını, kanunla belirtilen rehin haklarının sınırlı olduğunu ve sayılanlar dışında hiçbir sebeple alacağı ödemekten imtina edilemeyeceğini, kaldı ki işçilik alacağının bambaşka bir dava niteliği olduğundan iş bu davada bekletici mesele yapılamayacağını, davacı şirketin iyi niyetli olarak yasal düzenlemelerden kaynaklanan alacağını talep ettiğini, bu nedenlerle; Gebze İcra Dairesi’nin 2020/38502 Esas sayılı dosyasındaki itirazın iptali ile takibin devamına, davalının alacağın %20’si oranında icra-inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı aleyhine davacı tarafından Gebze İcra Dairesi’nin 2020/38502 Esas sayılı icra dosyası ile 15.002,93-TL tutarlı takip başlatıldığını, 24.12.2020 tarihinde borca itiraz edildiğini, davacı tarafın davalı aleyhine itirazın iptali davasını açtığını, davacısı … olan, Gebze 8.İş Mahkemesi’nin 2017/175 Esas sayılı dosyası ile görülmekte olan davada, davacı şirket ışçısınin müvekkil şirketten hak ve alacaklarını talep etmekte olduğunu, müvekkili şirketin müşterek ve müteselsil sorumlu olduğu işçilik haklarından dolayı davacıya rücu edeceğinden, davacının hak ve alacaklarına karşı takas mahsup talebinde bulunmakta olduğunu, taraflar arasındaki 01.01.2016 tarıhli Özel Güvenlik Hizmet Sözleşmesi’nin Esser Özel Güvenlik’in Yükümlülükleri başlıklı 5.Bölümünde; “5.9-ESSER ÖZEL GÜVENLİK Sosyal Sigortalar Kurumu’na (SGK) bildirilmeyen ve çalışma izni olmayan personeller çalıştırılamayacağı, Esser Özel Güvenlik elemanlarına ait her türlü ücret, senelik izin, kıdem ve ihbar tazminatları gibi her türlü sosyal hak ve güvenceler gibi tüm özlük hakları ile işçilerin iş kazası dahil uğrayacakları kazalardan doğan her türlü hukuki ve cezai sorumluluğu üstlenmeyi, bunlardan dolayı Esser Özel Güvenlik işçileri ve haleflerinin KBS’ ye rücu etmelerine veya herhangi bir talepte bulunmalarına imkan ve yer bırakmayacağını kabul ve taahhüt eder.” şeklinde madde düzenlemesinden de açıkça anlaşılacağı üzere Esser Özel Güvenlik elemanlarına ait işçilik alacaklarında, tüm sorumluluğun Esser Özel Güvenlik Ltd. Şti.’ne ait olduğunu, müvekkili şirketin herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, ancak yine de müvekkil şirkete dava açıldığını, açıklanan nedenlerle; öncelikle Gebze 8.İş Mahkemesi 2017/175 Esas sayılı dosyanın sonucunun beklenilmesine, iş bu haksız davanın öncelikle usulden reddine, aksi takdirde takas mahsup talepleride dikkate alınarak esastan reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan davacı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafları ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline, karar verilmesini arz ve talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… 1-Davanın KABULÜNE, Davalı borçlunun Gebze İcra Müdürlüğü’nün 2020/38502 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 15.002,93.-TL asıl alacak üzerinden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına,
2-Davalı borçlu itirazında haksız olduğundan takip konusu asıl alacağın %20’si oranında 3.000,59.-TL icra inkar tazminatına mahkum edilmesine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; öncelikle Kocaeli 10. İş Mahkemesi’nin 2021/31 Esas sayılı dosyanın neticesinin kesinleşmesinin beklenilmesi gerektiğini, akabinde takas mahsup taleplerinin değerlendirilerek karar verilmesi gerektiğini, Esser Özel Güvenlik elemanlarına ait işçilik alacaklarında, tüm sorumluluğun Esser Özel Güvenlik Ltd. Şti.’ye ait olup, davalı şirketin herhangi bir sorumluluğu bulunmadığını belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili tarafından istinaf başvurusuna karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER:Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/01/2022 tarih, 2021/168 Esas – 2022/49 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; fatura ve cari hesaptan kaynaklanan alacak için başlatılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince toplanan deliller ve yapılan yargılama sonunda;”…. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafın hizmet sözleşmesi kapsamında davalı tarafa fatura karşılığı sunduğu hizmetin bedelinin ödenmediğini belirterek davanın kabulünü talep etmiş, davalı taraf, sözleşme ilişkisini ve ticari ilişkiyi, verilen hizmeti inkar etmemekte olup, anılan sözleşmesinin 5.9. maddesine göre davacıya rücu haklarının bulunduğunu, bu nedenle takas defi’nin mevcut olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Celp edilen vergi dairesi müzekkere cevapları ve tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinden, davacının ve davalının 2019 ye 2020 yıllarına ait yasal ticari defterlerinin sahibi lehine delil kudretine haiz olduğu, taraflar arasında ticari ilişkinin olduğu, bu ticari ilişkinin cari hesap ilişkisine dayalı olduğu, takip ve dava konusu faturaların taraf defterlerinde kayıtlara alındığı, tarafların bu faturaları ilgili dönemlerde bağlı bulundukları vergi dairelerine BS ve BA formu ile beyan ettikleri, beyanların birbirini teyit ettiği, taraf defterleri arasındaki borç alacak bakiye tutarları arasında 0,08.-TL’lik bir farkın olduğu, bu fark tutarının, davalının devir aldığı firmanın bilançosundaki davacı firmaya olan borç bakiye tutarının 12.013,10.-TL olarak kayıtlara alındığı ancak bu borç bakiye tutarının ödemesinin 12.013,02.-TL olarak yapıldığı, 0,08.-TL tutarlı farklılığın bu eksik ödemeden kaynaklandığı, davacının yasal ticari defter kayıtlarına göre; takip tarihi itibariyle davalıdan 15.002,93.-TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, davalının yasal ticari defter kayıtlarına göre; takip tarihi itibariyle davacıya 15.002,93.-TL borçlu olduğunun tespit edildiği rapor edilmiş ve alınan rapor denetime elverişli bulunarak hükme esas alınmış olup, davacı tarafça takip konusu edilen fatura içeriği güvenlik hizmetinin verildiği, davalının faturayı defterine kaydettiği, faturaya karşı herhangi bir itirazının bulunmadığı, takip tarihi itibariyle fatura karşılığı borcun ödenmemiş olduğu sabittir. Davalının takas mahsup talebi yönünden dosyanın incelenmesinde ise, Gebze 10. İş Mahkemesi’ne yazılan müzekkere cevabından, Gebze 8. İş Mahkemesi’nin 2017/175 Esas sayılı dosyasının bu mahkemeye devredildiği ve 2021/31 Esasa tevzi olunduğu ve 12/11/2021 tarihinde davanın kısmen kabulüne dair karar verildiği, davacı vekilinin 19/01/2022 tarihli celsedeki beyanından davanın istinaf edildiği ve dosyanın kesinleşmediği anlaşılmıştır. Gebze 10. İş Mahkemesi’nin 2021/31 Esas sayılı dosyasındaki hesaplanacak alacak ile ilgili olarak takas talebinin, dosyanın henüz derdest olması ve takas konusunu oluşturacak muaccel bir alacağın söz konusu olmadığı değerlendirilerek reddine karar verilmiştir. Bu nedenle davanın kabulüne, alacak likit olduğundan davalı tarafın icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar vermek gerekmiştir.
HUAK Yönetmeliği’nin 26/2 maddesine göre arabuluculuk ücreti yargılama gideri kapsamında belirtildiğinden, 6325 sayılı Kanun 18/A-14. bendinin 2. yarı cümlesi ve ilgili yönetmeliğin 26/2. maddesi hükmü uyarınca arabuluculuk ücretinin 6183 sayılı Kanuna göre hak sahibi çıkan taraftan tahsilinin gerektiği, ileride arabuluculuk ücretinin hak sahibi tarafından tahsil edileceğinin kesin olduğu, bu hususun kamu düzenine ilişkin bulunduğu, 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin taraflarca ödendiğine ilişkin herhangi bir makbuz dosyada mevcut olmadığından, 6183 sayılı Kanuna ve davalı aleyhine açılan davanın kabul edilmesine göre davalıdan tahsili için Hazineye müzekkere yazılmasına karar verilmiştir.” şeklindeki gerekçeyle davanın kabulüne, davalı borçlunun Gebze İcra Dairesi’nin 2020/38502 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 15.002,93-TL asıl alacak üzerinden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, davalı borçlu itirazında haksız olduğundan takip konusu asıl alacağın %20’si oranında 3.000,59-TL icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiş karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davalı vekili, Gebze 8.İş Mahkemesi’nin 2017/175 Esas sayılı dosyası ile görülmekte olan davanın derdest olmasından bahisle takas mahsup beyanlarının mahkemece dikkate alınmadığını ve bildirilen dosyanın bekletici mesele yapılmadığını iddia etmektedir.
Her iki davanın da açılış tarihleri dikkate alınarak ve de davacısı … olan, Gebze 8.İş Mahkemesi’nin 2017/175 Esas sayılı dosyasının halen yargılama safahatının devam edip karara çıkılmamış ve de kararın kesinleşmemiş olduğu gözetilerek; usul ekonomisi ilkeleri dikkate alınmak suretiyle taşınmazın teslimi anında ortaya çıkan KDV alacağı açısından takas mahsup hususuna girilmemesi ve de bekletici mesele yapılmamasında isabetli davranıldığı anlaşılmıştır. Zira davacı olan satıcı taşınmazı teslim mükellefiyetini yerine getirmek suretiyle alacağa hak kazanmıştır.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, alınan bilirkişi raporunun taraf, mahkeme ve istinaf kanun yolu denetimine olanak sağlayacak şekilde düzenlenip, hükme esas alınmaya yeterli olduğu, bir alacağın ancak, ilama bağlanmış olması halinde takas ve mahsuba konu edilebileceği kabulüne göre, mahkemece verilen kararın yerinde bulunduğu anlaşılmakla, davalının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Mahkemece, gerekçeli karar başlığında; davalının adresinin yazılmamış olması, 6100 sayılı HMK’nın 297/1-b maddesine aykırı olmakla birlikte sonuca etkili olmadığından, kaldırma nedeni yapılmamış ve bu hususa eleştiri getirilmekle yetinilmiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davalının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca; davalının istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 1.024,85-TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 256,22-TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 768,63-TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302/5 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-6100 sayılı HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca; kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
8-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/06/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*