Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/1150 E. 2023/983 K. 09.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1150
KARAR NO : 2023/983

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :24/03/2022
NUMARASI :2021/83 Esas -2022/152 Karar

DAVACI :ADENYUM TEKNOLOJİ SANAYİ İÇ VE DIŞ TİCARET ANONİM ŞİRKETİ – … – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALI :… (T.C.No:…) – …
DAVA :Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :16/02/2021

KARAR TARİHİ :09/06/2023
KR. YAZIM TARİHİ :19/06/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında kurulan sözleşme doğrultusunda davacı şirketin, davalıya karşı sözleşme ile belirlenen tüm yükümlülüklerini yerine getirmiş olduğunu ancak borçlu davalı fatura üzerinde de gösterilmiş olan 10.620,00-TL tutarındaki ödemeyi yapmadığını, davacı şirketin borcun tahsili amacıyla Kocaeli 8. İcra Dairesi’nde 2020/112296 esas numaralı dosya ile genel haciz yoluyla takip başlattığını ancak davalı borçlunun haksız ve icra sürecini uzatmak niyetiyle yaptığı itiraz neticesinde icra takibinin durdurulduğunu, itirazın iptali ile ilgili hükümlerin açıkça haksız menfaat amacıyla kullanılan davalının haksız ve kötü niyetli yaklaşımlarıyla ilgili borca itiraz ederek müvekkilin emeği ve üretimini karşılıksız bırakma çabasında olduğunu, 2021 Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 16/2-c maddesine göre “Arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık ile sonuçlanması halinde, avukat, 1.080,00 TL. maktu ücrete hak kazanır.” ibaresi gereği davacının davalıdan alacağını alabilmek adına katlandığı arabuluculuk faaliyeti neticesinde oluşan yargılama giderinin davalıdan tahsili gerektiğini, İstanbul BAM 28. Hukuk Dairesi 2019/422 E., 2019/3214 K. 26.12.2019 tarihli kararı da bu doğrultuda olduğundan emsal karar niteliğinde olduğunu, borçlunun yaptığı haksız ve hukuka aykırı itirazın iptaline ve takibin devamına karar verilmesine, borçlunun kötü niyeti sabit olduğundan takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, alacaklı davacının arabuluculuk görüşmeleri neticesinde A.A.Ü.T 16/2-c maddesi gereği ödediği 1.080,00-TL maktu avukatlık ücretinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini vekaleten talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı Adenyum Teknoloji Sanayi ve İç ve Dış Ticaret A.Ş. tarafından verildiği iddia edilen hizmetlerin gerçeği yansıtmadığını, Şubat 2020’de davacı gibi bir çok firmadan fiyat teklifi alındığını fakat hiçbir firmayla sözleşme imzalanmadığını, delil olarak sunulan evrakta fiyat teklifi olduğunun açıkça belirtilmesine rağmen üzerinde sözleşme yapmış olsaydı dahi iki tarafında imzasının olması gerektiğinden delil olarak sunulan evrakın usulsüz olduğunu, davacı ve davalı arasında herhangi bir sözleşme veya danışmanlık vekaletinin olmadığını, davacı icra takibinden önce hiçbir yolla davalıya ulaşmamış olup, delil olarak sunulan faturanın davalının muhasebe kayıtlarında yer almadığını, davalı faturayı icra takibiyle öğrendiğini, verilmemiş bir hizmet üzerinden haksız kazanç elde edilmeye çalışıldığını tüm bu nedenlerle davacının yaptığı haksız ve hukuka aykırı icra takibinin iptaline ve takibin kaldırılmasına, arabuluculuk dahil tüm yargılama ve vekalet ücretlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… 1-Davanın KISMEN KABUL ve KISMEN REDDİNE,
2-Davalının Kocaeli 8. İcra müdürlüğünün 2020/112296 Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 10.620,00 TL asıl alacak üzerinden ve bu meblağa miktarını takip tarihinden tahsil tarihine kadar işletilecek yasal faizi ile birlikte devamına,
3-Alacak likit olduğundan İİK 67/2. Maddesi uyarınca 10.620,00 TL üzerinden hesaplanacak %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsil edilerek davalıya verilmesine,
4-İşlemiş faize yönelik talebin reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davanın ana dayanak noktaları olan fiyat teklifi ve faturanın, bilirkişi raporu ve KOSGEB’in cevabıyla geçerliliğini yitirdiğini, davacı tarafın bunun üzerine delil sunma süresi geçmiş olmasına rağmen yeni deliller ortaya çıkardığını, fakat bu belgelerin hem kendiyle hem de tanık beyanlarıyla çeliştiğini, iddia edilen konuşmaların kendisi tarafından yapılmadığını, dinlenen tanıklardan birinin firmanın halen çalışanı olup, diğerinin ise eski çalışanı olduğunu belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili tarafından istinaf başvurusuna karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER:Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/03/2022 tarih, 2021/83 Esas – 2022/152 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; davacı tarafından başlatılan icra takibine yapılan vaki itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesi istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince; “… Yürütülen yargılama neticesinde ileri sürülen iddia ve savunmalar ile toplanan deliller kapsamında; davacı tarafından davalıya Kosgeb desteği sağlanması hususunda danışmanlık hizmeti verildiğinden bahisle danışmanlık ücretinin yansıtıldığı faturanın konu edildiği icra takibine davalının itirazının haksız olduğu ileri sürülmüş, davalı ise davacıdan herhangi bir hizmet almadığını, yalnızca fiyat teklifi alındığını, faturanın gerçeği yansıtmadığını ve kötüniyetli olarak düzenlenip takibe geçildiğini, Kosgeb başvurusunun kendisi tarafından yapıldığını savunmuştur. 03.12.2021 havale tarihli KOSGEB Kocaeli Doğu Müdürlüğünün mahkememizce sorulan hususlarda düzenlenen cevabi yazısına göre davalı …’a 25.06.2020 tarihli kurulda olumlu değerlendirme verilmesi nedeniyle işletme ve kuruluş desteği olarak 5.000,00 TL, makine, teçhizat ve yazılım desteği olarak 5.625,00 TL hibe desteği verildiği, ileri girişimcilik destek programı kapsamında desteğin sürdüğü, ancak hibe destek programına başvuruda aracı kullanılıp kullanılmadığına yönelik kurumun malumatının olmadığının bildirildiği görülmüştür. Takibe konu faturanın incelenmesinde dava dilekçesi ekinde yer alan fiyat teklifindeki iş bitiminde ödenecek olan bedelin KDV giydirilmiş halinin faturaya bedel olarak yansıtıldığı görülmüştür. Tarafların incelenen ticari defter ve kayıtlarında davacı tarafından usule uygun olarak kaydı yapılan faturanın davalının ticari defter ve kayıtlarında yer almadığı tespit edilmiştir. Davacı tarafından verildiği ileri sürülen hizmetin hibe destek programına başvuru ve yönlendirmelerden ibaret olması nedeniyle teknik inceleme yapılmamıştır. Dinlenen tanık beyanlarından davacı tarafından danışmanlık hizmetinin eksiksiz olarak yerine getirildiği, hibe destek programının sisteme girildiği, program kapsamında davalıyla mail üzerinden irtibat kurulduğu sonucu çıkmaktadır. Maillerin içeriklerinden davacı tarafından yapılan bilgilendirmelere karşın davalının cevap vermediği anlaşılsa da davalı tarafından kendisine ait olduğu kabul edilen mail adresine gönderilen maillere karşı bir çekince koyulmadığı görülmüş ve maillerin Kosgeb başvurusuna istinaden koordinasyon maksadıyla atıldığı değerlendirilmiştir. Sonuç olarak fiyat teklifi ve altında yer alan davalı imzası, tanıkların hizmetin tam verildiğine dair beyanları, her ne kadar süresinde sunulmayan delil olarak görülse de maillerin içerikleri ve davalının maillere çekince koymaması, davalı tarafından başvurunun bizzat yapıldığının ortaya koyulmaması, başka danışmanlık firmalarından hizmet alındığını gösterir bir adet fiyat teklif formunun davacıdan hizmet alınmadığını ispatlayamaması, Kosgeb başvurusunun gelen resmi yazılara göre olumlu sonuçlanması , davacı vekilinin iddiasında geçtiği şekilde dosyaya da sunulan başvurunun başkasından elde edilemeyecek kişisel bilgileri de içermesi ve söz konusu bilgilerin davalı tarafından başvuru sırasında verildiğinin anlaşılması hususları kapsamında davanın sübuta erdiği ve davacının danışmanlık hizmetini eksiksiz olarak vermesine rağmen davalının edimini ifadan imtina ettiği kanısına ulaşılmış, sayılan nedenlerle davanın ödeme emrinde yer alan asıl alacak üzerinden kabulüne, temerrüt olgusu bulunmadığından işlemiş faiz talebinin reddine ve davalının likit olduğu anlaşılan takip bedeli üzerinden icra inkar tazminatına mahkumiyetine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.” şeklindeki gerekçeyle davanın kısmen kabul ve kısmen reddine, davalının Kocaeli 8. İcra Dairesi’nin 2020/112296 Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 10.620,00-TL asıl alacak üzerinden ve bu meblağa miktarını takip tarihinden tahsil tarihine kadar işletilecek yasal faizi ile birlikte devamına, alacak likit olduğundan İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca 10.620,00-TL üzerinden hesaplanacak %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsil edilerek davalıya verilmesine, işlemiş faize yönelik talebin reddine, karar verilmiş karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre fatura emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır (229. md.). Fatura malın teslimi veya hizmetin yapıldığı tarihten itibaren azami “yedi gün” içinde düzenlenir. Bu süre içerisinde düzenlenmeyen faturalar hiç düzenlenmemiş sayılır (231/5. md.). 6102 sayılı TTK’da da fatura konusunda hükümler vardır. Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” (6102 Sayılı TTK 21/1) Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır (6102 Sayılı TTK 21/2).
Faturanın delil olması ile ticari defterlerin delil olması birbirinden farklıdır. 6102 sayılı TTK’nın 21/2. maddeye göre faturaya itiraz edilmemiş ise içeriği kesinleşir ise de akdî ilişkinin yazılı delillerle ispatı gerekir. Fatura ticari defterlere kayıt edilmiş ise artık faturanın delil olmasıyla ilgili bu maddeye değil ticari defterlerin delil olmasıyla ilgili TTK’nın 222. maddeye bakmak gerekir. Bu nedenle ticari defterlere kaydedilmiş fatura akdi ilişkinin varlığını da kanıtlar. Faturayı teslim aldıktan sonra süresi içinde itiraz ve iade etmeyerek ticari defterlerine kaydeden kimse, bu faturanın mal veya hizmet aldığı için geçerli bir sözleşme ilişkisine göre düzenlendiğini kabul etmiş sayılır ve fatura nedeniyle mal veya hizmet almadığını, bu faturadan dolayı borçlu olmadığını yazılı veya kesin delillerle ispatlaması gerekir.
Faturanın onu teslim alan kişiyi borç altına sokabilmesi için taraflar arasında borç doğurucu bir ilişkinin varlığı ve faturanın da bu ilişki nedeniyle düzenlenmiş olması gerekir. Borç münasebeti olmaksızın düzenlenen ve muhatap tarafından her nasılsa teslim alınan faturaya sekiz günde itiraz edilmemiş olması onu borç altına sokmaz (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 1978/11-1147).
6102 sayılı TTK’nın 21/2 maddesinde “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” hükmü yer almaktadır.
“…Faturanın tebliği şekle bağlı değildir, yazılı veya sözlü herhangi bir şekilde yapılabilir. Muhatap hazır ise kendisine elden verilmesi, değil ise herhangi bir şekilde gönderilmesi mümkündür. Ancak, uyuşmazlık halinde ispat kolaylığı açısından, fatura tebliğinin noter aracılığıyla ya da imza karşılığı elden tebliğ yolu ile ya da telgraf, teleks yolu ile veya PTT aracılığıyla ya da faks çekilmesi yahut güvenli elektronik imza ile elektronik posta gönderilmesi şeklinde yapılması uygundur. Faturaların borçluya tebliğ edilip edilmediği, itiraza uğrayıp uğramadığı belirlenmeli, faturaların tebliğ edilmiş ve 8 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edilmemiş olduğunun tespiti halinde faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunun alacaklı tarafça kanıtlanmış olduğu ve sadece fatura içeriğinin kesinleştiği, bunun aksinin yani faturaların içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığının ve kesinleşmediğinin kanıt yükünün bu kez borçluya geçtiği kabul edilmelidir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi halinde alacaklının HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir…”(Yargıtay 15. Hukuk Dairesi’nin 11/11/2020 tarihli 2019/3926 E. 2020/2954 K. sayılı ilamı)
Diğer yönden,5 Şubat 2019 tarihli Resmi gazete’de yayımlanan, Kobi Rehberliği ve Teknik Danışmanlık Hizmetleri Hakkında Yönetmeliği; Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı tarafından sağlanan destekler kapsamında, küçük ve orta ölçekli işletmelerin yararlandıkları rehberlik ve danışmanlık hizmetlerini sunacak KOBİ rehberlerinin ve teknik danışmanların; niteliklerinin ve sunacakları hizmetlerin belirlenmesi, yetkilendirilmesi, sınıflandırılması, izlenmesi, değerlendirilmesi ve denetlenmesine ilişkin esasları kapsamaktadır.
Yönetmeliğin KOBİ rehberliği yetkilendirme işlemi ile ilgili hükümleri ;
“MADDE 6 – (1) Bu Yönetmeliğin 5 inci maddesinde belirtilen şartları taşıdığı değerlendirme komisyonu tarafından uygun bulunanlar, Başkanlık tarafından KOBİ rehberi olarak yetkilendirilir. (2) KOBİ rehberi, sunduğu hizmetlere ve Başkanlık tarafından yürütülecek izleme ve denetim sonuçlarına göre yetkilendirme tarihinden üç yıl sonra kıdemli KOBİ rehberi olarak yetkilendirilebilir. (3) Sınıf değişikliklerine ilişkin hususlar, Başkanlık tarafından hazırlanacak usul ve esaslarda belirlenir. KOBİ rehberleri tarafından sunulacak hizmetler MADDE 7 – (1) KOBİ rehberleri tarafından sunulacak hizmetler aşağıda belirtilmiştir: a) İşletmelerin mevcut durumlarının analiz edilmesi, sorunlarının ve ihtiyaçlarının belirlenmesi. b) İşletmelere tavsiyelerde bulunulması ve yönlendirme yapılması. c) İşletmelere proje hazırlama ve yürütme süreçlerinde rehberlik edilmesi. ç) İşletmelerin genel yönetim, mali işler ve finans, üretim, pazarlama ve insan kaynakları konularındaki temel bilgi ve yönlendirme ihtiyaçlarının karşılanması. d) Başkanlık tarafından belirlenecek rehberlik hizmetlerinin yürTeknik danışman tarafından sunulacak hizmetler MADDE 9 – (1) Teknik danışmanlar tarafından sunulacak hizmetler aşağıda belirtilmiştir: a) Finansman, uluslararasılaşma, teknoloji/yenilik/dijitalleşme ve büyüme alanlarında Başkanlık tarafından belirlenen ve yetkilendirildikleri konularda, işletmelere danışmanlık hizmetlerinin sunulması. b) Başkanlık tarafından belirlenecek danışmanlık hizmetlerinin yürütülmesi ile ilgili diğer hizmetler.
Yetkilendirme MADDE 12 – (1) Değerlendirme komisyonu tarafından başvurusu uygun bulunan adaylar Başkanlık tarafından yetkilendirilir ve veri tabanına kaydedilir. (2) Yetkilendirmenin geçerlilik süresi üç yıldır. (3) Yetkilendirme geçerlilik süresinin bitiminden sonra, Başkanlık tarafından hazırlanacak usul ve esaslarda belirtilen şartları taşıyanlar, başvurmaları halinde yeniden yetkilendirilir.

Yönetmeliğin 13. maddesine göre, KOBİ rehberleri ve teknik danışmanlar tarafından, KOSGEB destekleri kapsamında işletmelere sunulan rehberlik ve danışmanlık hizmetleri Başkanlık tarafından izlenir ve işletmelere etkileri değerlendirilir….”şeklindedir
Genel hükümler başlıklı 15. maddesinde ise;”(1) Başvuru süreci ve adayların danışmanlık tecrübelerine ilişkin hususlar, değerlendirme komisyonunun oluşumu ve çalışma usulleri, KOBİ rehberleri ve teknik danışmanların görev, yetki ve sorumlulukları ile izleme, değerlendirme, denetim ve bu Yönetmeliğin uygulanmasına ilişkin diğer hususlar Başkanlık tarafından hazırlanacak usul ve esaslarda belirlenir. (2) KOBİ rehberleri ve teknik danışmanlardan, yetkilendirme öncesinde, işletmelerin meslek sırları ve ekonomik durumları ile ilgili bilgi ve belgeleri gizli tutacaklarına ve ilgili mevzuata ve etik değerlere uyacaklarına ilişkin KOBİ rehberi ve teknik danışman taahhütnamesi alınır….” denilmektedir.
6098 sayılı TBK’nın sözleşmenin kurulması başlıklı 1.maddesine göre “Sözleşme, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulur. İrade açıklaması, açık veya örtülü olabilir. Anılan Yasanın 2.maddesinde ise;” Taraflar sözleşmenin esaslı noktalarında uyuşmuşlarsa, ikinci derecedeki noktalar üzerinde durulmamış olsa bile, sözleşme kurulmuş sayılır. İkinci derecedeki noktalarda uyuşulamazsa hâkim, uyuşmazlığı işin özelliğine bakarak karara bağlar. Sözleşmelerin şekline ilişkin hükümler saklıdır.”
Anılan yasanın Öneri ve kabul başlıklı 3.maddesinde ise”
1. Süreli öneri
MADDE 3- Kabul için süre belirleyerek bir sözleşme yapılmasını öneren, bu sürenin sona ermesine kadar önerisiyle bağlıdır. Kabul bu süre içinde kendisine ulaşmazsa; öneren, önerisiyle bağlılıktan kurtulur.
2. Süresiz öneri
a. Hazır olanlar arasında
MADDE 4- Kabul için süre belirlenmeksizin hazır olan bir kişiye yapılan öneri hemen kabul edilmezse; öneren, önerisiyle bağlılıktan kurtulur.
Telefon, bilgisayar gibi iletişim sağlayabilen araçlarla doğrudan iletişim sırasında yapılan öneri, hazır olanlar arasında yapılmış sayılır.
b. Hazır olmayanlar arasında
MADDE 5- Kabul için süre belirlenmeksizin hazır olmayan bir kişiye yapılan öneri, zamanında ve usulüne uygun olarak gönderilmiş bir yanıtın ulaşmasının beklenebileceği ana kadar, önereni bağlar.
Öneren, önerisini zamanında ulaşmış sayabilir.
Zamanında gönderilen kabul, önerene geç ulaşır ve öneren onunla bağlı olmak istemezse, durumu hemen kabul edene bildirmek zorundadır.
3. Örtülü kabul
MADDE 6- Öneren, kanun veya işin özelliği ya da durumun gereği açık bir kabulü beklemek zorunda değilse, öneri uygun bir sürede reddedilmediği takdirde, sözleşme kurulmuş sayılır.
7. Önerinin ve kabulün geri alınması
MADDE 10- Geri alma açıklaması, diğer tarafa öneriden önce veya aynı anda ulaşmış ya da daha sonra ulaşmakla birlikte diğer tarafça öneriden önce öğrenilmiş olursa, öneri yapılmamış sayılır.
Bu kural, kabulün geri alınmasında da uygulanır.
III. Hazır olmayanlar arasında kurulan sözleşmenin hüküm anı
MADDE 11- Hazır olmayanlar arasında kurulan sözleşmeler, kabulün gönderildiği andan başlayarak hüküm doğurur.
Açık bir kabulün gerekli olmadığı durumlarda, sözleşme önerinin ulaşma anından başlayarak hüküm doğurur.” hükümleri yer almaktadır.
Somut olayda; dosyaya sunulan “Fiyat Teklif Formu”nda davalının imzası bulunmakta ise de, fiyat teklif formunu müteakiben taraflar arasında imzalanmış bir danışmanlık hizmet sözleşmesi bulunmamaktadır. Öte yandan, davalının fiyat teklif formunda sunulan öneriye ilişkin kabul beyanının bulunduğunun kabul edilip edilmeyeceğinin yukarıda anılan hükümlere göre değerlendirilmedi gerekmektedir.
Davalı taraf e-ortamda gönderilen faturaya süresinde itirazda bulunmamış ise de, tarafların ticari kayıtları birbirini doğrulamadığından, davacı alacaklının davalıya hizmet sunduğunu ispat etmesi gerekmektedir.
KOSGEB tarafından gönderilen cevabi yazıda;”Bu kapsamda Müdürlüğümüz kayıtlarında yapılan tetkikte; ilgi yazıda bahse konu faturaya ve faturayı düzenleyen firmadan eğitim hizmetli alıp almadığına ilişkin herhangi bir bilgi ve belgeye rastlanılamamıştır. Diğer taraftan … … ( T.C. Kimlik No:…) işletmesinin 03/06/2020 tarihli İleri Girişimcilik Destek Programı başvurusu 25/06/2020 tarihli Kurulda değerlendirilerek desteklenmesine karar verilmiştir. İleri Girişimcilik Destek Programı kapsamında işletmenin destek süreci halen devam etmekle birlikte, 2019-2020 yıllarında kullanmış olduğu hibe destekler aşağıda yer almaktadır.” denilmiş olup, KOSGEB’den celp edilen bilgi ve belgeler dosyayı aydınlatmaya yeterli değildir.
Bu durumda yerel mahkemece yapılacak iş; Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığından davacı Adenyum Teknoloji Sanayi ve İç ve Dış Ticaret A.Ş.’na yukarıda belirtilen Yönetmelik kapsamında yetkilendirme yapılıp yapılmadığının, yetkilendirilen ve KOBİ rehberi ve teknik danışman taahhütnamesini imzalayan kişinin kimliğinin, davalı işletme adına “İleri Girişimcilik Desteği Projesi” yönünden başvuruda bulunup bulunmadığının, tüm işlem süreçleri ve tarihleri belirtilmek suretiyle sorulması ve tüm dosya kapsamına göre yapılacak değerledirme sonucuna göre bir karar vermek olmalıdır.
Açıklanan nedenlerle, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı eksikliklerin tamamlanması amacıyla diğer istinaf sebepleri incelenmeksizin dosyanın 6100 Sayılı H.M.K’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin davalının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince; yukarıda açılanan hususlara ilişkin olmak üzere ESASTAN KABULÜNE,
2-Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/03/2022 tarih, 2021/83 Esas ve 2022/152 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine,
5-İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-İİK’nın 36/5 maddesi gereğince davalı vekilince Kocaeli İcra Dairesinin 2020/112296 Esas sayılı dosyasına sunulan teminatın davalıya iadesine,
9-Davalı hakkında düzenlenen 17/05/2022 tarihli ve 1.858,00-TL bedelli harç tahsil müzekkeresinin iptaline, mahkemesince işlem yapılmaksızın geri istenilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.09/06/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*