Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/1110 E. 2022/927 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1110 – 2022/927
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1110
KARAR NO : 2022/927

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :….
ÜYE :….
ÜYE :….
KATİP :…

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :04/11/2021
NUMARASI :2021/242 Esas – 2021/101 Karar

DAVACI :KÜÇÜKÇALIK TEKSTİL SANAYİİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ :Av. ….
DAVALILAR :1-….
VEKİLİ :Av. ….
:2-….
VEKİLİ :Av. …
:3-….
VEKİLİ :Av. ….
:4-….
:5-….
:6-SINIRLI SORUMLU SAKARYA 2 ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ KAMYONCULAR TIRCILAR DAMPERLİ KAMYONCULAR KAMYONETÇİLER MOTORLU TAŞIYICILAR KOOPERATİFİ

DAVA TARİHİ :08/05/2017

KARAR TARİHİ :26/04/2022
KR. YAZIM TARİHİ :26/04/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı kooperatif arasında lojistik hizmet sözleşmesi imzalandığını, sözleşme kapsamında davalı kooperatiften araç talep edildiğini, davalının araç bilgilerinin davacıya bildirdiğini, aracın teslimat yapılacak firmaya teslim edilmesi gereken ürünleri teslim etmediğini, kaybolan ürünlerin toplam değerinin 22.674,68-USD olduğunu, konuya ilişkin davalıya Bursa 10. Noterliğinin 07/03/2017 tarihli 9334 yevmiye nolu ihtarnamenin gönderildiğini, herhangi bir dönüşün olmadığını, yine ayın şekilde teslim edilmesi gereken davacıya ait toplam 23.280,29-USD bedelli ürünlerin çalındığını, bunun üzerine Bursa 10. Noterliğinin 27/03/2017 tarihli 11701 yevmiye nolu ihtarnamenin keşide edildiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin fesih edildiğine dair Bursa 10. Noterliğinin 31/03/2017 tarihli 012467 yevmiye numaralı ihtarnamenin davalı kooperatife gönderildiğini, alacaklarının tahsilinin zor ve imkansız hale gelmesi ihtimali bulunduğundan olaya karışan …, … ve … plaka sayılı araçlar üzerine daha sonra UYAP ve Polnet’ten yapılacak sorgulama sonucunda tespit edilecek davalılar adını kayıtlı gayrimenkuller ve araçlar üzerine dava kesinleşinceye kadar ihtiyati haczi niteliğinde ihtiyati tedbir konulmasına, 22.674,68-USD zararın yükleme tarihi olan 13/01/2017 tarihinden itibaren merkez bankasının uyguladığı en yüksek döviz mevduat faizi ile birlikte davalı Kooperatif ile … plaka sayılı aracın sahibi davalılar …, aracın şoförü …’ten müştereken ve müteselsilen tahsiline, 23.280,29-USD zararın da yükleme tarihi olan 21.03.2017 tarihinden itibaren merkez bankasının uyguladığı en yüksek döviz mevduat faizi ile birlikte davalı Kooperatif ile … plaka sayılı tenteli kasanın sahibi davalılar …, … plaka sayılı çekicinin sahibi… ve şoför …‘den müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; söz konusu şirket … plaka sayılı aracı ile taşıma yönünde hiçbir sözleşme yapmadığını, aracına konulan ihtiyati tedbirin kaldırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı… vekili cevap dilekçesinde özetle; … ve …plaka sayılı araçların davalıya ait olduğunu, davalının …’ü tanımadığını, davalının sevkıyat yapıldığı 20-21-22/03/2017 tarihlerinde Ankara-Elmadağ Baştaş fabrikasının nakliye işleri nedeniyle Ankara içerisinde çalıştığını, il dışına çıkmadığını, Baştaş Çimento A.Ş. fabrikasında aracın bahse konu tarihlerde kendi işlerinde çalışıp çalışmadığının sorulmasını, davalı kooperatifçe gerekli dikkat ve özenin gösterilmediğini, ihtiyati tedbire itiraz ettiklerini, davanın davalı açısından reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; adına kayıtlı bulunan … plakalı dorseyi satılmak üzere 2016 yılının Kasım ayının ortalarında satılmak üzere Nevşehir Kamyon ve Tır Galericiler sitesinde … Galeriye çektiğini ve Ankara’ya döndüğünü, aracın ruhsat aslını …’ya bıraktığını, dorsenin Galeri Sitesinde olduğuna dair her türlü kamera kaydının bulunduğunu, sahte dorse ruhsat fotokopisi ile mal sevkiyatının nasıl yapıldığını, … ile … plaka sayılı araçlarının üzerine konulan ihtiyati tedbirlere ilişkin yasal işlemlere başvuracağını beyan etmiştir.
Davalı … cevap dilekçesinde özetle; dava konusu olayla ilgili yükleme ve taşıma yapmadığını, meçhul şahısların kimlik bilgilerini kullanarak dava konusu olayı gerçekleştirdiklerini, yapılan sözleşmedeki imzaların kendisine ait olmadığını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının İstanbul ilinden dışarı çıkmadığını, davalının bahse konu aracı kullanmadığını, davalının imzasının alınarak söz konusu irsaliyelerdeki imzalarla karşılaştırılmasını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… 1-Açılan davanın; davalı Sınırlı Sorumlu Sakarya 2. Organize Sanayi Bölgesi Kamyoncular Tırcılar Damperli Kamyoncular Kamyonetçiler Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi yönünden kabulü ile; 45.954,97 USD’nin dava tarihinden itibaren Merkez Bankasının uyguladığı en yüksek döviz mevduat faizi ile birlikte davalı Sınırlı Sorumlu Sakarya 2. Organize Sanayi Bölgesi Kamyoncular Tırcılar Damperli Kamyoncular Kamyonetçiler Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi’nden alınarak davacıya verilmesine, diğer davalılar…, …, …, … ve … yönünden davanın reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı ve davalı … vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin yeterli inceleme yapmadan karar vermiş olup dosyadaki beyan ve itirazlarının dikkate alınmadan karar verildiğini, bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığını belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı … vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; reddedilen miktar üzerinden müvekkil ve diğer davalılar yararına nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olduğunu belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı… vekili cevap dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin iddialar kapsamında gerekli incelemeleri yaptığını, konuya ilişkin soruşturma yürütülen Emniyet ve Savcılıklara yazılar yazıldığını, imza incelemeleri yapıldığını, bilirkişi raporu alıdığını ve taşıma yapan araçların “ikiz plakalı” sahte belgeli araçlar olduğu tespitinin yapıldığını, nitekim, davalı…’ın şikayete konu edilen taşıma tarihlerinde Ankara’da bulunduğunu Başkent Çimento A.Ş. adına taşıma yaptığını irsaliye ve nakliye faturaları ile ortaya koyduğunu belirterek; davacının haksız istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; başvuruya konu yerel mahkeme kararında başvuran davalı yönünden davanın tamamının reddine karar verildiğini, yerel mahkemenin vekalet ücretine dair vermiş olduğu kararda hata bulunmadığını belirterek; davalının haksız istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesinin 04/11/2021 tarih, 2021/242 Esas – 2021/101 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; alacak istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş karara karşı, davacı ve davalı … vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Kamu düzeni yönünden yapılan inceleme de;
Eldeki dava öncelikle Sakarya 6. Asliye Hukuk Mahkemesinde (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) açılmış, 31/08/2021 tarih ve 2020/22 Esas – 2021/277 Karar sayılı kararla, 01/09/2021 tarihi itibarıyla Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesinin faaliyete başladığı gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine ve dosyanın görevli ve yetkili Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.
Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesinin istinaf incelemesine konu 04/11/2021 tarih ve 2021/242 Esas – 2021/101 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne reddine karar verilmiştir.
Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı çevresi Sakarya ilinin mülki sınırları olarak belirlenmiş ve iş bu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verilmiştir.
Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun, 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile müstakil asliye ticaret mahkemelerinin görev sınırlarının belirlenmesi kararı öncesinde asliye ticaret mahkemesi olmayan ilçelerde asliye hukuk mahkemesinin asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla baktığı derdest dosyaların Asliye Ticaret Mahkemesi’ne devredilip devredilmeyeceği (Görevsizlik kararı verilip verilmeyeceği) veya aynı mahkemede görülmeye devam edilip edilmeyeceği sorununun öncelikle çözümlenmesi gerekmektedir.
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu’nun 23.12.2021 tarihli ve 2021/15 Esas sayılı başvurusunda; Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/1672 E. -2021/1483 K. sayılı dosyası ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin 2021/1939 E. – 2021/1732 K. sayılı dosyasından verilen kesin nitelikteki kararlar arasında, Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun, 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile müstakil asliye ticaret mahkemelerinin görev sınırlarının belirlenmesi kararı sonrası asliye ticaret mahkemesi olmayan ilçelerde asliye hukuk mahkemesinin asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla baktığı derdest dosyaların devredilip, devredilmeyeceği hakkında görüş farklılıkları nedeniyle uyuşmazlık bulunduğu bildirilip, 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un “Başkanlar Kurulunun Görevleri” başlıklı 35/1-3 maddesi kapsamında uyuşmazlıkların giderilmesinin talep edilmesi üzerine; Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 21/02/2022 tarih, 2022/1073 Esas ve 2022/2686 Karar sayılı İçtihadında;
“Genel anlamda bir mahkemenin görevi belirli bir davaya, dava konusunun niteliği veya değerine göre o yerdeki aynı yargı koluna ait ilk derece mahkemelerinden hangisi tarafından bakılabileceğini belirtir. Bilindiği üzere, ilk derece mahkemeleri genel mahkemeler ve özel mahkemeler olarak ikiye ayrılmışlardır. Hangi davalara özel mahkemelerde, hangi davalara genel mahkemelerde bakılacağı ve genel mahkemelerde bakılacak davalardan hangilerine asliye hukuk mahkemesinde, hangilerine sulh hukuk mahkemesinde bakılacağı hususuna görev, bunu düzenleyen kurallara da görev kuralları denir. Genel mahkeme ile özel mahkeme arasındaki ilişkinin bir görev ilişkisi olduğu ve görevle ilgili kuralların kamu düzenine ilişkin bulunduğu konusunda öğretide ve uygulamada duraksama yoktur. Genel mahkemelerin bakacakları davalar, belirli kişi ve iş gruplarına göre sınırlandırılmamış olup aksi belirtilmedikçe medeni yargılama hukukuna giren her türlü işe bakmakla görevlidirler. Açık kanun hükmü ile özel mahkemelerde görüleceği belirtilmemiş olan bütün davalar genel mahkemelerin görevine girer. Buna karşılık özel mahkemeler, belirli kişiler arasında çıkan veya belirli uyuşmazlıklara bakmakla görevlidir. Diğer bir ifadeyle, özel mahkemeler özel kanunlarla kurulmuş olup özel kanunlarda belirtilen davaları yürütür.
Göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkin olup, HMK’nın 114/1-c maddesine göre mahkemenin görevli olması dava şartıdır. HMK’nın 115. maddesine göre ise dava şartlarının mevcut olup olmadığı, taraflarca ileri sürülüp sürülmediğine bakılmaksızın yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetilir. Diğer taraftan görevsiz mahkeme davanın esası hakkında karar veremez. Bu nedenle, dava açılırken dayanılan hukukî ve maddi olguların göreve etkili olduğu durumda öncelikle hukukî niteleme yapılmalı ve sonucuna göre mahkemenin görevsiz olduğu kanısına varılırsa dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmelidir. Görev nedeniyle dava dilekçesinin reddi kararında görevli mahkemenin hangi mahkeme olduğu belirtilmeli ve dava dosyasının bu görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmelidir (HMK m.20).
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “asliye hukuk mahkemelerinin görevi” başlıklı 2. maddesi; “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” hükümlerini içermektedir.
6335 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesi ile değişik TTK’nın 5. maddesinin 1. fıkrası; “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın, asliye ticaret mahkemesi tüm ticarî davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” hükmünü, 5. maddesinin 3. fıkrası ise; “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” hükümlerini içermektedir.
Görüldüğü üzere, asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki hukuki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Bu nedenle, asliye ticaret mahkemesinin bakması gereken davalarda, asliye hukuk mahkemesi görevli sayılamaz. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olup mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtayca re’sen dikkate alınır. Bu kuralın tek istisnası, 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı TTK’nın 5/4. maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, yargı çevresinde ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde, asliye hukuk mahkemelerine açılan davalarda görev kuralına dayanılmamış olması görevsizlik kararı verilmesini gerektirmez.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Kanuni hakim güvencesi” başlığını taşıyan 37’nci maddesi; “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” hükmünü öngörmektedir.
Bilimsel çevrelerde ve uygulamada, kanuni hakim güvencesi, uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkemenin o uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olması olarak kabul edilmektedir. 1982 tarihli Anayasa’yı kabul eden Danışma Meclisi’nin Anayasa Komisyonu’nun gerekçesinde “…bu suretle davanın olaydan sonra çıkarılacak bir kanunla yaratılan bir mahkeme önüne getirilmesi yasaklanmakta, yani kişiye yahut olaya göre kişiyi yahut olayı göz önünde tutarak mahkeme kurma imkanı ortadan kaldırılmaktadır. Bu ise tarafsız yargı merciinin ilk gereğidir.” denilmektedir.
Dikkat edilecek olursa Anayasa’daki bu düzenleme hukuk ya da ceza davaları yönünden herhangi bir ayrım gözetmemiş ve uyuşmazlığın doğduğu tarihte bu uyuşmazlığı çözecek olan mahkemenin belli olması durumunda yargılama yapacak veya yargılamaya devam edecek mahkemeyi gösteren yasal bir düzenleme yapılmadığı takdirde davanın, mutlaka bu mahkeme tarafından çözüme kavuşturulması öngörülmüştür. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere; uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olay, meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmelidir.
O halde yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme gününden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı taktirde her uyuşmazlık, meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır. Nitekim aynı hususlar Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04.04.2019 tarihli ve 2017/11-10 E., 2019/401 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte bazen yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir.
4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun geçici 1. maddesi; “Aile Mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemeler faaliyete geçtiğinde, yargı çevresinde ve görev alanına giren sonuçlanmamış dava ve işler, yetkili ve görevli aile mahkemelerine devredilir.” hükmünü içerdiğinden, bu yasal düzenlemeye istinaden diğer mahkemeler, Aile Mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işleri bu mahkemelere devretmiştir.
Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile yeni kurulan (Alanya, Aydın, Balıkesir, Diyarbakır, Manisa, Muğla, Sakarya ve Tekirdağ) asliye ticaret mahkemeleri ile mevcut bulunan (Adana, Ankara, Ankara Batı, Antalya, Bakırköy, Bursa, Denizli, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Gebze, İskenderun, İstanbul, İstanbul Anadolu, İzmir, Karşıyaka, Kayseri, Kocaeli, Konya, Mersin, Samsun, Şanlıurfa ve Trabzon) asliye ticaret mahkemelerinin yargı çevreleri belirlenmiştir. Ancak halihazırda açılmış davaların yeni kurulan mahkemeye devredileceğine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir.
O halde, yeni bir mahkemenin faaliyete geçirildiği tarihten önce derdest bulunan davaların, istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik ya da gönderme kararı ile yeni kurulan mahkemeye gönderilmesine olanak bulunmadığından, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’nin Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun, 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile müstakil asliye ticaret mahkemelerinin görev sınırlarının belirlenmesi kararı sonrası asliye ticaret mahkemesi olmayan ilçelerde asliye hukuk mahkemesinin asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla baktığı derdest dosyaların devredilerek, asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğine ilişkin kararı yerinde değildir…” denilmek suretiyle uyuşmazlık giderilmiştir.
Yukarıda anılan Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 21/02/2022 tarih, 2022/1073 Esas ve 2022/2686 Karar sayılı İçtihadı da dikkate alınarak somut olayda; eldeki davanın ticari bir dava olduğu, Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı çevresinin Sakarya ilinin mülki sınırları olarak belirlendiği, aynı karara göre Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/09/2021 tarihinden itibaren faaliyete geçtiği, eldeki davanın Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesinin faaliyete geçtiği 01/09/2021 tarihinden önce 08/05/2017 tarihinde Sakarya 6. Asliye Hukuk Mahkemesinde (Asliye Ticaret mahkemesi Sıfatıyla) açıldığı, dava ile ilgili yargılama yapma ve karar verme görevinin “Doğal Hakim” ilkesi gereğince davanın ilk açıldığı Sakarya 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne (Asliye Ticaret mahkemesi Sıfatıyla) ait olduğu, dolayısıyla derdest dosya hakkında gönderme kararı veya görevsizlik kararı verilmesinin doğru olmadığı gibi, aynı nedenlerle Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olmadığı dosyada davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken esas hakkında karar verilmesi de doğru değildir.
Açıklanan bu nedenlerle; taraf vekillerinin istinaf başvurularının açıklanan nedenlerle kabulüne, diğer istinaf istemlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, kararın HMK’nın 355. maddesi uyarınca kamu düzeni gereği kaldırılmasına, dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından; dairemizce göreve dair HMK’nın 353-(1)-a)-3) madde gereğince hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere ;
1-Tarafların ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurularının yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜNE, Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/11/2021 tarih, 2021/242 Esas – 2021/101 Karar sayılı kararının HMK’nın 353-(1)-a)-3) ve 355 maddesi gereğince, KALDIRILMASINA,
YENİDEN YARGILAMA YAPILMASI GEREKMEDİĞİNDEN AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE HÜKÜM KURULMASINA,
a)Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen eldeki davanın dava şartı (görev) yokluğu nedeniyle HMK’nın 114-(1)-c) ve 115-(2) maddeler gereğince USULDEN REDDİNE,
Dairemiz kararı kesin nitelikte olduğundan, HMK’nın 20. maddesi uyarınca bu kararının tebliğ tarihinden itibaren (2) haftalık kesin süre içinde ve talep halinde dosyanın yetkili ve görevli Sakarya Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine, aksi halde ilk derece mahkemesince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
b)6100 sayılı HMK’nın 331-(2) maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi hâlinde, yargılama giderlerine o mahkemece hükmedilmesine,
c)6100 sayılı HMK’nın 331-(2) maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise, talep halinde mahkemece verilecek ek kararla dosya üzerinden bu durumun tespiti ile yargılama giderleri ve vekalet ücreti hususunda karar verilmesine,
2-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;
a)İstinaf edenlerin yatırmış olduğu istinaf karar harçlarının talep halinde ilk derece mahkemesince istinaf edenlere iadesine,
b)İstinaf edenler tarafından yapılan masrafların ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte değerlendirilmesine,
c)İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
d)İstinaf edenler tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının mahkemesince istinaf edenlere iadesine,
e)Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(3) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
İlişkin; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362-1-c maddesi gereğince; KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.26/04/2022

….
Başkan…
¸e-imzalıdır

….
Üye …
¸e-imzalıdır


Üye….
¸e-imzalıdır

….
Katip….
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*