Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/1095 E. 2023/1013 K. 12.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1095 – 2023/1013
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1095
KARAR NO : 2023/1013

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : …(…)
ÜYE : …(…)
KATİP : …(…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/02/2022
NUMARASI : 2021/638 Esas – 2022/157 Karar

DAVACI : GÖKKUŞAĞI BİLGİSAYAR SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – …
VEKİLİ : …-…
DAVALI : KİMAR KİMYASAL ARA MADDELERİ SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ – …
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/09/2021
KARAR TARİHİ : 12/06/2023
KR. YAZIM TARİHİ : 12/07/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin; bilgisayar, teknolojik ve elektronik aygıt/malzeme satım, tedarik, onarım, kurulum, destek vs. işleriyle uğraşan tüzel kişi tacir konumunda bulunan bir ticaret şirketi olduğunu, müvekkili şirketin, davalı borçlu şirket tarafından talep edilen teknik servis hizmeti, elektronik eşya ve bilgisayar malzemeleri tedariki, kurulum vb. gibi hizmetleri farlı tarihlerde yerine getirerek ifa ettiğini, işbu yerine getirilen edimler karşılığında, teslim edilen mallar ve sağlanan hizmetlere ilişkin, müvekkili şirket tarafından davalı şirkete faturalar kesildiğini, ancak davalı borçlu şirketin, satın aldığı mal ve hizmetlere ilişkin fatura bedellerini ödemediğini, davalı borçlu şirket tarafından, müvekkil şirket tarafından düzenlenen faturalara ilişkin bu zamana kadar herhangi bir itirazda bulunulmadığını, davalı borçlu şirket tarafından borcun ödenmemesi üzerine davalı şirket aleyhine 22.07.2019 tarihinde Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü 2019/110558 E. sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi açıldığını ancak davalı borçlu şirket tarafından işbu icra takibine borca ve yetkiye itiraz edildiğini, bunun üzerine icra takibinin yetkisizlik ile kapatılarak yetkili İcra Müdürlüğü olan Gebze İcra Müdürlüğü’ne gönderildiğini ve akabinde 09.07.2020 tarihinde Gebze İcra Müdürlüğü 2020/25592 E. sayılı icra dosyası açıldığını, davalı borçlunun, icra takip dosyasına 7 günlük yasal süresi içerisinde yazılı olarak itirazda bulunduğunu ve icra takibinin durdurulduğunu, akabinde 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5/A maddesi uyarınca zorunlu arabuluculuk yoluna başvuruda bulunulduğunu, yapılan toplantı sonucunda anlaşma sağlanamadığını, davalı borçlu şirkete icra takibi açıldıktan sonra, icra takip tarihi itibariyle asıl alacağı 58.706,81 TL olan müvekkili şirket alacağının, davalı borçlu tarafından parça parça kısmi ödemelerle farklı tarihlerde müvekkili şirkete haricen ödendiğini, icra takip açılış tarihi olan 22.07.2019 tarihi itibariyle davalı şirketin 58.706,81 TL borcunun bulunduğunu, bu hususun dahi davalı borçlu şirketin müvekkili şirkete gerçekten borcunun bulunduğunu ve bu borcun her ne kadar icra takibine haksız ve kötü niyetli bir şekilde itiraz edilmişse de davalı borçlu şirket tarafından kabul edildiğini ve bilindiğini açıkça ortaya koyduğunu, icra takibi açıldıktan sonra icra masrafları, faiz, harç ve vekalet ücreti gibi diğer feri borçların da borçlu tarafından ödenmesi gerektiğini, ancak davalı borçlu şirket gerek işbu tutarları ödememek ve gerekse zaman kazanarak mevcut borcunu kısmi ödemelerle parça parça ödeyerek haciz işlemlerini durdurmak amacıyla haksız ve kötü niyetli bir şekilde icra takibine itiraz ettiğini, haricen tahsilatların davaya konu icra dosyasına haricen tahsil olarak bildirildiğini ve tahsil harcı ödenerek dosyaya tahsilat girişi yapıldığını, icra takip çıkış tutarı, yani harca esas değer davalı borçlu şirket tarafından dava açılmadan önce ödendiğinden dava ikame edilirken harca esas değer 0 (sıfır) olduğundan dolayı dava dilekçesinde bildirilmediğini, harca esas değer, icra takip çıkış tutarının, huzurda görülen dava açılmadan önce davalı borçlu şirket tarafından ödendiğini, ancak dosyadan yapılan masraflar, işleyen faiz, harç ve vekalet ücreti gibi diğer feri alacakların tahsil edilebilmesi amacıyla davalı borçlu şirket tarafından yapılan itirazın iptal edilmesi ve akabinde İcra Müdürlüğü’nden dosya hesabı yapılarak hesaplanan bakiye borcun davalı borçlu şirketten tahsil edilmesi gerektiğinden dolayı öncelikli olarak davalı borçlu şirket tarafından yapılan itirazın iptaline dair karar verilmesi gerektiğini, icra takibi açıldıktan sonra davalı şirket tarafından yapılan ödemelerden de görüleceği üzere davalı borçlunun icra dosyasına vaki itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenle davalı borçlunun itirazına konu alacak miktarının %20’si oranında icra inkâr tazminatı ile tecziyesine karar verilmesini talep ettiklerini, tüm bu nedenlerle borçlu davalının icra dosyasına yapmış olduğu itirazının iptali ile takibin devamına, itirazın haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle itiraz olunan asıl alacak üzerinden %20 icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… davanın kabulüne, davalı borçlunun Gebze İcra Dairesi’nin 2020/25592 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazının takip masrafları, takip tarihinden sonra işleyecek faiz ve vekalet ücreti yönünden iptaline, asıl alacağa tahsil tarihlerine kadar değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, Davacının icra inkar tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dosyaya sunulan evraklardan da görüleceği üzere davalı şirketin müvekkil şirkete olan borcu açık bir şekilde bellidir, yine dosyadan bilirkişi raporu alınmış, bilirkişi raporu hazırlanmadan önce Mahkemece delillerin tamamı, taraflara ait ticari defterler, vergi kayıtları vs. dosyamıza celp edilmiştir. Bilirkişi tarafından hazırlanan rapor ile celp edilen evraklarda müvekkil şirketin alacağının takip talebinde yazıldığı gibi olduğu açıkça ortaya konulmuştur. Davalı şirkette, müvekkil şirkete ne kadar tutarda borcunun bulunduğunu açıkça bilmektedir. Bu husus davalı şirketin müvekkil şirkete yaptığı ödemeler ile müvekkil şirket alacağının aynı olmasından açıkça gözükmektedir ve tüm dosya kapsamında bu hususlar sabit olmasına rağmen İlk Derece Mahkemesi’nce alacağın likit ve belli olmadığından bahisle icra inkar tazminatı talebinin reddine dair karar verilmiş olması hukuka ve kanuna aykırıdır. Kaldı ki emsal Yargıtay kararları uyarınca alacağın likid olması bakımından “alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir (13. HD 24.11.1998, 8981/9346; 13. HD 18.4.2005, 4015/6575; 13. HD 6.7.2004, 3627/10843), Yargıtay kararlarında faturaya dayanan alacakların likid olduğu birçok kararda açıkça ifade edilmiştir, davalı şirket müvekkil şirkete olan borcunu, müvekkil şirket alacağını bilmesine ve kabul etmesine rağmen icra dosyasına haksız ve kötü niyetli bir şekilde itiraz etmiştir. Bu şekilde müvekkili zarara uğratmış, alacağına kavuşmasını engellemiştir, yerel mahkemece inkar tazminatına hükmedilmemiş olması kanuna ve hukuka aykırılık teşkil etmektedir, beyanı ile yerel mahkeme kararı ile; “Davacının icra inkar tazminatı talebinin şartları oluşmadığından reddine’ dair kanuna, usule ve hukuka aykırı olarak verilen kararın İstinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak talep doğrultusunda asıl alacak üzerinden %20 oranında davalı borçlunun icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
DELİLLER:Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/02/2022 tarih, 2021/638 Esas – 2022/157 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; satım ve eser sözleşmeleri nedeniyle düzenlenen faturalardan doğan cari hesap alacağı için başlatılan takibe vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; taraflar arasında ticari ilişki olduğu, davacı tarafından davalıya belirli mal gruplarında ürün tedarik bakım ve onarım hizmeti sunduğu, davalının bu ilişki nedeniyle davacı tarafa cari hesap uyarınca bir miktar borcu bulunduğu, bu borcun ödenmemesi üzerine davacı tarafından davalı aleyhine Gebze İcra Dairesi’nin 2020/25592 E. sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığı, başlatılan takibe davalı yanca itiraz edildiği, itiraz üzerine duran takibin devamı için eldeki davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince açılan davanın kabulüne karar verildiği, verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dosya arasına alınan Gebze İcra Müdürlüğü’nün 2020/25592 sayılı icra dosyasının incelemesinde; davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu aleyhine 58.706,81.-TL alacak için Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2019/110558 sayılı takip dosyası ile ilamsız takip yolu ile icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin borçluya tebliği üzerine borçlu vekili tarafından yetkiye ve borca itiraz edildiği, alacaklı vekili tarafından yetki itirazının kabul edilmesi neticesinde dosyanın Gebze İcra Dairelerine gönderilmesine karar verildiği, Gebze İcra Müdürlüğü’nün 2020/25592 sayılı takip dosyasında alacaklı vekilinin ödeme emri gönderilmesini talep etmesi üzerine 58.706,81.-TL toplam alacak üzerinden ilamsız icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin borçluya tebliğinin üzerine borçlu vekilinin süresinde borca ve fer’ilerine itiraz etmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Dosya arasına alınan 25/01/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı tarafça dava dosyasına ve tarafına incelenmek üzere ticari defterlerin bulunduğu adresin bildirilmediği, davacının ticari defterlerinin incelendiği, davacının 2018-2019 ve 2020 yıllarına ilişkin ticari defterlerini fiziki ortamda tuttuğu, defter açılış ve kapanış kayıtlarını süresinde yaptığı, davacının ve davalının Form Ba ve Form Bs beyanları birbirini teyit ettiği, dolayısıyla davacının davalı adına düzenlediği faturaları kabul ettiği ve form BA ile bildirdiği, davalı şirketin davacının düzenlediği tüm faturaları kabul ederek ticari
defterlerine işlediği, davacı şirketin 22.07.2019 takip tarihi itibariyle davalıdan 58.706,81 TL alacaklı olduğu, davacının 03.09.2021 dava tarihi itibariyle davalıdan alacağının bulunmadığı, davalının davacıya olan borcunu haricen ödediği yönünde görüş bildirildiği görülmüştür.
Eldeki davada davalı tarafça, icra takibinden sonra ve itirazın iptali davası açılmadan önce takip konusu anapara alacağının tamamının ödendiği, davacının haklılık durumunun yukarıda açıklandığı üzere dava tarihine göre belirlenmesi gerektiği, dava dilekçesi içeriği ve harca esas değer olarak gösterilen bedel dikkate alındığında davacının asıl alacağa yönelik bir talebi bulunmadığı, mahkemece dava tarihi itibariyle icra dosyası kapak hesabı alınarak harç eksikliğinin giderildiği, anlaşılmıştır.
Genel olarak, asıl alacak ödenmiş olsa bile, davalı itirazı ile takip masrafları, faiz ve vekalet ücreti yönünden takip durduğundan davacının takip giderleri, faiz ile vekalet ücreti yönünden itirazın iptalini istemesinde hukuki yararı vardır. (Benzer nitelikte Yargıtay 19. H.D.’sinin 05/05/2014 tarih, 2014/5996 Esas, 2014/8697 Karar sayılı ilamı).
İİK’nın 67-(2) maddesi uyarınca icra inkar tazminatına hükmedilmesi için borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının dava ederek haklı çıkması zorunludur. Borçlunun kötüniyetle itiraz etmiş olması yasal koşul değildir. İcra inkar tazminatı, işin çabuk bitirilmesine engel olan borçluya karşı konulmuş bir yaptırımdır. Ayrıca alacağın likit ve belli olması gerekir. Borçlu, yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve belli olduğunun kabulü gerekir. Öte yandan, alacağın muhakkak bir belgeye bağlı olması da şart değildir. Somut olayda alacağın likit ve belirli olmadığı, yargılamayı gerektirdiği anlaşılmakla mahkemece icra inkar tazminatının reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davacının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca; Davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Bakiye 99,20 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davacıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 12/06/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*