Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/1092 E. 2022/1838 K. 17.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :2022/1092
KARAR NO :2022/1838

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :…
ÜYE :…
ÜYE :…
KATİP :…

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :18/01/2022
NUMARASI :2021/640 Esas – 2022/41 Karar

DAVACI :…
VEKİLİ :…
DAVALI :PAYE TAAHHÜT İNŞAAT DEKORASYON REKLAM SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. – Umurbey No:4/2 Konak/İZMİR
VEKİLİ :…

DAVA TÜRÜ :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :05/09/2021

KARAR TARİHİ :17/10/2022
KR. YAZIM TARİHİ :31/10/2022

İstinaf incelemesi için Dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında yapılan anlaşma ile; davalıya epoksi, izolasyon yalıtım, tamirat, tadilat gibi işlerinde kullanılabilecek ürünlerin davalıya satılıp, teslim edildiğini, faturaların da karşı tarafa gönderildiğini, davalı tarafça kabul edildiğini, herhangi bir itirazda bulunulmadığını, davalı taraftan, davacının alacağını talep için kestiği fatura bedellerine ilişkin kısmi ödemeler olmuşsa da, borcun tamamının ödenmediğini, davacı şirket nezdinde cari hesap ekstresinde açıkça anlaşılacağı üzere, davalı şirketle ticari ilişkilerinin mevcut olduğunu, cari hesap ekstresinde belirtilen borç-alacak ilişkisi ve ödenen tutarlar ile müvekkilinin icra takibine konu olan tutar kadar alacaklı olduğunun açıkça ortaya çıkaracağını, davalının, davacının alacağına karşılık düzenleyip ibraz ettiği faturaların ticari defterlerine işlenip işlenmediği hususunda mali bilirkişi vasıtasıyla bilirkişi raporu alınmasını talep ettiğini, ayrıca davalının bağlı olduğu vergi dairesine müzekkere yazılarak ilgili fatura veya varsa başkaca faturaların bildirildiğine dair kayıtların dava dosyasına celp edilmesini talep ettiğini, davalının herhangi bir ödeme yapmadığını, davalının, davacı şirkete ödeme yapmaması üzere Gebze İcra Müdürlüğünün 2021/15911 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıltıldığını, haksız ve kötü niyetli olarak yapılan itirazın iptalini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle zamanaşımı itirazlarının bulunduğu, bu nedenle dava şartı yokluğundan davanın reddinin gerektiği, esas yönünden de müvekkilinin borcu olmadığını, davacı tarafından gönderilen ürünlerin ayıplı olduğunun sahada uygulama yapmaya başladıklarında farkına vardıklarını, bu nedenle davalının büyük bir ciro kaybına neden olduğunu, çözüm için davacı ile iletişime geçildiğini ancak davacı tarafça çözüm için herhangi bir olumlu dönüş yapılmadığını, bu nedenlerle davanın reddini talep etmiş ve %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davalı tarafın cevap süresi içerisinde yetki itirazında bulunması, dosya içeriğinden de yetkili mahkemenin İzmir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunun anlaşılması nedeniyle mahkememizin yetkisizliğine, 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nın 20. maddesi gereğince taraflardan birinin yetkisizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ve yetkili İzmir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde davanın açılmamış sayılacağına ve bu hususta Mahkememizce resen karar verileceğine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu alacakta ifa yeri Gebze olduğunu, davada yetkili ve görevli mahkemenin Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, ticaret kanunu kapsamında yetki açısından davanın yetkili mahkemede açılmış olduğunu, yerel mahkemece verilen kararın usul hukukuna aykırı bir karar olup bu kararın bozulması gerektiğini, dava kapsamında, davalı tarafın yetkiye yönelik olarak açık bir itirazı bulunmamasına ve duruşmaya katılıp yetki itirazında bulunmamış olmasına rağmen mahkemenin kendini yetkisiz görmesinin usul hukuku bakımından tam bir ihlal olduğunu, kamu düzenine ilişkin olmayıp mahkemenin resen gözetmesini gerektirecek hallerden birisi olmayan yetki konusunda karar vermesinin usul hukukuna aykırı olduğunu, dava dosyasının yetkili ve görevli Gebze Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini talep ettiğini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Gebze İcra Dairesi’nin 2021/15911 E. sayılı dosyasında süresi içinde yetki itirazında bulunmuş ve İzmir İcra Dairelerinin yetkili olduğunu belirtmiş olduklarını, yerel mahkemece usülen öncelikle takibin yapıldığı Gebze İcra Dairesinin yetkisine yönelik itirazımız incelenerek yetkisizlik kararı hukuka uygun olarak verilmiş olduğunu, yerel mahkemenin yetkisizlik kararının hukuka uygun olduğunu, özel yetki kuralının uygulanması şartları gerçekleşmemiş olduğunu, davacı yan dava dilekçesinde sözleşme delili sunulmadığını ve yalnızca İcra Takibi ve tarafımızca yapılan itiraza yer verilmiş olduğunu belirterek; davalının haksız istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/01/2022 tarih, 2021/640 Esas – 2022/41 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, cari hesap alacağına dayalı fatura nedeniyle açılan icra takibine itirazın iptali istemine yöneliktir.
İlk derece mahkemesince toplanan deliller ve yapılan yargılama sonucunda; “…Dava, itirazın iptali davasından ibarettir.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren ve dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda, coğrafi olarak bir davaya hangi yerdeki görevli mahkeme tarafından bakılacağının tespiti için getirilmiş olan düzenlemeye yetki kuralı denilmektedir. Kesin olmayan yetki kurallarını genel yetki kuralı ve özel yetki kuralı olarak iki şekilde ele almak gerekmektedir. Genel yetki kuralı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun’un 6. maddesinde açık bir şekilde düzenlenmiş olup buna göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” denilmektedir.
Yetki itirazının ne zaman ve nasıl yapılacağına dair, 6100 sayılı HMK’nın 19/2 maddesinde; “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının, cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir.Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” şeklinde düzenleme mevcuttur.
Gebze İcra Dairesinin 2021/15911 Esas sayılı dosyası davalı vekili süresi içerisinde sunduğu itiraz dilekçesinde icra dairesinin yetkisine de itiraz ettiği ve İzmir İcra Dairelerinin yetkili olduğunu belirtmiştir.
Her ne kadar HMK’nın 10. maddesi gereği sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir ise de; davacı tarafça dava dilekçesinde sözleşmenin ifa edileceği yerin belirtilmemesi, herhangi bir sözleşme sunulmaması, davalı tarafça sözleşme ilişkisinin kabul edilmemesi de dikkate alınarak Mahkememizin yetkili olmadığı anlaşıldığından, dava dilekçesinin yetki yönünden reddine, Mahkememizin yetkisizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur…” şeklindeki gerekçeyle, davalı tarafın cevap süresi içerisinde yetki itirazında bulunması, dosya içeriğinden de yetkili mahkemenin İzmir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunun anlaşılması nedeniyle, mahkemenin yetkisizliğine, 01/10/2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK’nın 20. maddesi gereğince taraflardan birinin yetkisizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ve yetkili İzmir Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğine, aksi taktirde davanın açılmamış sayılacağına ve bu hususta Mahkememizce resen karar verileceğine karar verilmiş karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Eldeki uyuşmazlıkta davacı şirket aralarındaki ticari satım sözleşmesine dayalı olarak icra marifetiyle alacak isteminde bulunmuştur. Davalı şirket takipte usulüne uygun yetki itirazında bulunmasına rağmen, mahkemede yetki itirazında bulunmamıştır. Buna rağmen mahkemenin yetkisiz olması nedeniyle davanın usulden reddine verilmesi hatalıdır.
Bu durumda Mahkemece yapılacak iş, davalı tarafından takibe yetki yönünden yapılan itiraz hakkında olumlu – olumsuz bir karar verilmesi, usulüne uygun yetki itirazı bulunması ve takibin yetkisiz yerde başlatılması halinde bu davalı yönünden dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi; aksi halde işin esası hakkında bir karar verilmesinden ibarettir.
Gerekçeli karar başlığında; taraf vekillerinin adreslerinin yazılmaması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın353/1.a-3,4 maddesince kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının; İlk derece mahkemesinin kararına ilişkin İstinaf Başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1.a-3,4 maddesi gereğince ESASTAN KABULÜNE,
a-Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 18/01/2022 tarih, 2021/640 Esas – 2022/41 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
b-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf Karar Harcının, talebi halinde ve ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
3-İstinaf eden tarafından yapılan İstinaf başvuru giderlerinin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından değerlendirilmesine,
4-Kararın, 6100 sayılı HMK’nın 359-(4) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362-(1)-g) maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/10/2022


Başkan …
e-imzalıdır.

Üye …
e-imzalıdır.

Üye …
e-imzalıdır.

Katip …
e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*