Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/1086 E. 2022/1374 K. 27.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1086 – 2022/1374
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1086
KARAR NO : 2022/1374

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :16/03/2022 (ara karar)
NUMARASI :2019/397 Esas – (derdest dosya)

İHTİYATİ TEDBİR
TALEP EDEN/DAVACI :1 -…
VEKİLLERİ :Av. …& Av….
KARŞI TARAF/
DAVALI :DYGOZAN YAPI SANAYİ VE TİC. LTD. ŞTİ.
VEKİLİ :Av. …
DAVA :Menfi Tespit
TALEP :İhtiyati Tedbir
TALEP TARİHİ :16/03/2022
KARAR TARİHİ :27/06/2022
KR. YAZIM TARİHİ :18/07/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Tedbir talep eden/davacı vekili dilekçesinde özetle; davalının çalışanı ve taraflarla herhangi bir akrabalık bağlantısı bulunmayan olayların yegane tanığı …ın dava konusu bononun, müvekkiline silah zoruyla imzalatıldığını açık ve net olarak beyan ettiğini, olay esnasında …ın tarafların yanında bulunan tek kişi olduğunu, davalı tarafın bu iddiaları magazinleştirmeye çalıştırdığının ancak talep özü itibariyle senedin bedelsizliğine ve dolayısıyla müvekkillinin borçlu bulunmadığının, müvekkili şirketin davalıdan alacağı olduğunun ve bu konuda açtıkları davanın Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/96 esas sayılı dosyasıyla derdest olduğunun, davalı tarafın cevap dilekçesinin 2. sayfasında dava konusu senedin teminat olarak alındığını beyan ettiğini, senedin müvekkili şirkete yapılan ödemeler nedeniyle teminat olarak alındığı davalı tarafının iddiası olduğunu, bedelsizliği ortada olan senetle haciz işlerimlerinin yapılmakta olduğunun sadece müvekkilinin değil ailesinin de mağdur olduğunu, müvekkilinin mallarının satılmasının müvekkillerinden özellikle …’ın mallarının hacizli olduğu davalı tarafın dava sonunda haklı çıkması halinde herhangi bir zarara uğraması mümkün olmadığını ve bu nedenlerle takibin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … Davacı vekilinin takibin teminatsız olarak durdurulması talebinin reddine, İcra takibi başlamış olmakla takip konusu alacağın %15’i oranında nakit teminat mahkeme veznesine yatırıldığında ya da banka teminat mektubu ibraz edildiğinde Kocaeli 8. İcra Müdürlüğünün 2019/51376 Esas sayılı takip dosyasında icra veznesine girecek paranın dava sonuna kadar alacaklısına ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı ihtiyati tedbir talep eden/davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İhtiyati tedbir talep eden/davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı taraf cevaplarında (cevap dilekçesi 2. sayfa ilk paragraf) dava konusu senedin teminat olarak alındığını açıkça beyan ettiği, Mahkeme huzurunda ikrar kesin delildir ve davalı tarafın savunması kabul edilecekse dahi senet teminat senedidir, bu durumda da alacağın varlığı ve miktarı yargılamayı gerektirdiğini (Yargıtay HGK: 23.02.2021 tarih 2017/12-350 Esas), dava senedin bedelsizliğine ilişkin olup sonuç olarak kayıtsız şartsız borç ikrarı niteliğinde olmadığı sabit olan bir senede karşı yapılan takipte takibin durdurulmasında bir engel bulunmadığını, iki şirket arasındaki ilişkide müvekkillerden …’ın borçlu olması hukuken de mümkün olmadığını, davalı taraf müvekkilin ailesiyle yaşadığı evde haciz yapmış ve taşınmazına da haciz koymuş ve satış işlemlerini başlattığı, telafisi imkansız zararlara sebebiyet verebileceğini, teminatsız ya da uygun görülecek teminatla tedbiren takibin durdurulmasına karar verilmesini taleplerini beyan ederek, yerel mahkeme 16/03/2022 tarihli ara kararına itirazlarının kabulü ile tedbiren takibin durdurulmasına karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
DELİLLER: Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/397 Esas – 16/03/2022 Tarihli Ara Kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; icra takibinden sonra açılan menfi tespit istemine ilişkindir.
Talep; ihtiyati tedbir istemine ilişkindir.
Mahkemece; talebin reddine karar verilmiş olup, hüküm tedbir talep eden/davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacının takibe konu senidin kendisine silah zoruyla imzalatıldığını iddia ederek, aleyhine takip başlatılmasına neden olan bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi için eldeki davanın açıldığı, açılan davada aleyhine başlatılan ve halen devam eden takibin durdurulması için teminatsız ihtiyati tedbir kararı verilmesinin talep edildiği, ilk derece mahkemesince davacının talebinin teminat yatırılması karşılığında kabulüne karar verildiği, verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dava; niteliği itibari ile İİK’nın 72-(3) maddesi uyarınca, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.
Bu kapsamda, İİK’nın 72-(3) maddesinde; “İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.

Bu belirlemelere göre, eldeki dava icra takibinden sonra açılmış menfi tespit davası olup ancak İİK’nın 72-(3) maddesi kapsamında icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi şeklinde ihtiyati tedbir kararı verilebilir. Bunun dışında, takibin veya satış işleminin durdurulması şeklinde ihtiyati tedbire hükmedilemez.
Somut olayda; ilk derece mahkemesince; icra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir” şeklinde düzenleme yapılmıştır. Dava icra takibinden sonra açılan menfi tespit davası olup İİK 72/3 gereğince ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulmasına karar verilemeyeceği, her ne kadar icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında icranın durdurulması kararı verilmesi mümkün değil ise de çoğun içinde azı da vardır yorumu gereğince davacının talebi yönünden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesine girecek paranın takip konusu alacağın %15’inden aşağı olmayacak şekilde teminat yatırılması halinde ihtiyati tedbiren alacaklıya ödenmemesine şeklinde karar verilmesinde tüm dosya kapsamı delillere göre usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
Mahkemece, ara karar başlığında; tedbir talep eden/davacının T.C. numarasının, davacı vekili ile davalı vekillerinin adreslerinin yazılmaması, 6100 sayılı HMK’nın 391-(2)-a) maddesine aykırı olmakla birlikte sonuca etkili olmadığından, kaldırma nedeni yapılmamış ve bu hususa eleştiri getirilmekle yetinilmiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, ihtiyati tedbir talep eden/davacının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; ihtiyati tedbir talep eden/davacının istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken harç peşin alındığından, yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf yolu için yapılan giderlerin ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 27/06/2022


Başkan-…
¸e-imzalıdır

Üye-…
¸e-imzalıdır

Üye…
¸e-imzalıdır

Katip-…
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*