Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/1085 E. 2023/1000 K. 12.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1085
KARAR NO : 2023/1000

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/10/2021
NUMARASI : 2021/2 Esas – 2021/756 Karar

DAVACI : KEKLİK YEMEK GIDA TURİZM TAŞIMACILIK SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVALI : … ASANSÖR SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. – …
VEKİLİ : Av. … – …
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/01/2021

KARAR TARİHİ :12/06/2023
KR. YAZIM TARİHİ :12/07/2023

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı şirketin ticari ilişki kurduğunu, cari hesap ekstresi tahsil edilemediğinden davalı aleyhine İstanbul Anadolu 17. İcra Müdürlüğü’nün 2020/7194 E. sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını ve dosyanın kesinleştiğini, İstanbul Anadolu 17. İcra
Müdürlüğü’nün 2020/7194 E. sayılı dosyası kapsamında Gebze İcra Müdürlüğü’nün 2020/5049 talimat
sayılı dosyasından borçluya hacze gidildiğini ve mahalde davalı şirket yetkilisinin borcu kabul ettiğini,
ancak ödeme güçleri bulunmadığından ödemenin gerçekleştirilmediğini, bundan dolayı da haciz
işleminin gerçekleştirildiğini, haksız ve kötü niyetli davalının davacı aleyhine zenginleşebilmek ve
davacının alacağına kavuşmasını engelleyebilmek maksadıyla herhangi bir borcu olmadığından, icra takibine ilişkin tebligatın usulsüz olduğu ve yetkili icra dairesinde takibin başlatılmadığından bahisle
şikayet yoluna gittiğini ve haksız kötü niyetli şikayetlerinin İstanbul Anadolu 12. İcra Hukuk
Mahkemesi’nin 2020/240 E. sayılı dosyası kapsamında kabul edildiğini, İstanbul Anadolu 12. İcra Hukuk
Mahkemesi’nin 2020/240 E. sayılı dosyasında verilen karardan sonra borçlu vekilinin talebi ile takibin
durdurulduğunu ve dosyanın yetki itirazı ile Gebze İcra Müdürlüğü’nün 2020/29832 E. numaralı dosyası ile yeniden açıldığını, 13.07.2020 tarihli haciz tutanağında borcun ikrar edilmiş olmasına rağmen bu kez de borçlunun 09.11.2020 tarihli dilekçesi ile takibe itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, ilgili icra
dosyalarının, davacı şirket ve borçlunun ticari defterlerinin incelenmesi sonucu davacının haklılığının
ortaya çıkacağını, davacı şirketin borçluya takibe dayanak cari hesap ve buna ilişkin faturaları gönderdiğini, borçlu tarafın faturalara herhangi bir itirazda da bulunmadığını, ticari defter kayıtlarının
incelenmesi ve şirketlerin BA/BS kayıtları incelendiğinde de alacaklarının varlığının görüleceğini, borçlunun mal varlığından borca yeter miktarının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep ettiklerini,
ihtiyati haciz talep eden tarafın iddiasını yaklaşık olarak ispatlamak zorunda olduğunu, dosya kapsamı,
olayın durum ve koşulları ve ibraz edilen delilleri incelendiğinde yaklaşık ispatın taraflarınca
ispatlandığını, ekte sunulan cari hesap ekstreleri, haciz tutanakları, borçlunun ikrarı vb tüm delillerin bu durumun ispatı olduğunu, borçlunun mal kaçırma ihtimalinin bulunduğunu, ödemeye
yanaşmadığı halleri gereğince ileride telafisi mümkün olmayan sonuçların doğmasını engellemek
amacıyla borçlunun mal varlığının ihtiyaten haczine karar verilmesini talep ettiklerini, tüm bu sebeplerle davanın kabulüne, davalı
borçlunun icra takibine yapmış olduğu haksız ve kötü niyetli itirazın iptali ve takibin devamına, davalı borçlu aleyhine toplam takip tutarının %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar
verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… davanın kısmen kabulüne, davalı borçlunun Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2020/29832 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 29.949,65.-TL asıl alacak üzerinden iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, Davalı borçlu itirazında haksız olduğundan takip konusu kabul edilen asıl alacağın %20’si oranında olan 5.989,93.-TL icra inkar tazminatına mahkum edilmesine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı yanın iddiaları hukuki dayanaktan yoksun ve kötü niyetli olup satım ilişkisinde satıcı malın teslim edildiğini ispatla, alıcı da teslim edilen ürünün bedelini ödediğini ispatla yükümlüdür öncelikle davacı satıcı mal teslim ettiğini ispatlamak zorundadır, davalı davaya cevap vermeyerek HMK 128. maddesi gereğince dava dilekçesindeki tüm iddiaları inkar etmiş sayılmaktadır, müvekkilim tarafından satılan mal teslim alınmamıştır, işbu sebeplerle yalnızca davacı yanın defterleri ve ibraz ettiği faturalara üzerinden inceleme yapılarak davanın kabulüne karar verilmesi mümkün değildir. Nitekim davacı; müvekkilimin ticari defterlerine münhasır delil olarak dayanmamış cari hesap dönemine ilişkin faturaları, Banka kayıtları, arabuluculuk son tutanağı, bilirkişi incelemesi, irsaliyeler ve tanıklarını da delil olarak ilk derece mahkemesine sunmuş olduğundan talep edilmesine rağmen ticari defterlerin ibraz edilmemesinin defter sahibi müvekkilimin aleyhine sonuç doğurması mümkün değildir, Yüksek mahkemenin kabulleri de aynı yöndedir (HGK., E. 2013/1977 K. 2015/1230 T. 17.4.2015), davacı yanın iddiasını kendi ibraz ettiği ticari defterlere dayanarak ispatlamış sayılması mümkün olmayacağından davanın kabulü müvekkil/davalıyı olmayan bir borcun altında bırakılmakta olup mağduriyetine sebebiyet vermekte, davacı tarafın davası kötü niyetle açılmış olup sundukları beyanlar gerçekliğe aykırıdır, beyanı ile yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirket yetkilisi borcu kabul etmiş ancak ödeme yapmadığından dolayı haciz işlemleri gerçekleştirilmiştir ancak davalı borçlunun haksız ve kötü niyetli şikayetleri sonucunda İstanbul Anadolu 12. İcra Hukuk Mahkemesi 2020/40 E. Sayılı dosyasıyla dosya yetkisizlikle durdurulmuş ve Gebze İcra Müdürlüğünün 2020/29832 E. Sayılı dosyasıyla tekrar icra takibine başlanmıştır (Yargıtay 12. HD. 2006/18620 E. 2006/21849 K.), davalı borçlu istinaf başvurusunda ticari defter ve faturalara dayanarak malın teslim edildiğinin ispatlanamayacağını iddia etmişse de usulüne uygun tutulan ticari defterler ispat hukukunda delil niteliğinde olup malın teslimini ispatlamak konusunda da yeterlidir (Yargıtay 11. HD 2016/4864 E. 2017/3395 K.), beyanı ile yerel mahkeme kararının onanmasına, davalının istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/10/2021 tarih, 2021/2 Esas – 2021/756 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; satım sözleşmesi nedeni ile düzenlenen faturalardan doğan cari hesap alacağı için başlatılan takibe vaki itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiş karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; taraflar arasında ticari ilişki olduğu, davacı tarafından, cari hesap ekstresi tahsil edilemediğinden dolayı davalı aleyhine İstanbul Anadolu 17. İcra Müdürlüğü’nün 2020/7194 E. sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığı, davalı anca başlatılan takibe esas ve yetki itirazında bulunulması üzerine dosyanın yetkili icra dairesi olan Gebze İcra Müdürlüğü’nün 2020/29832 E. Sayılı dosyası üzerinden devam ettiği, davalı tarafından yeniden borca itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu, duran takibin devamı için eldeki davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince açılan davanın kısmen kabulüne karar verildiği, verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dosya arasına alınan Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2020/29832 Esas sayılı icra dosyasının yapılan incelemesinde; davacı alacaklı tarafından, davalı borçlu aleyhine 33.449,64.-TL asıl alacak ve 593,73.-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 34.043,37.-TL alacak için İstanbul Anadolu 17. İcra Müdürlüğü’nün 2020/7194 sayılı takip dosyası ile ilamsız takip yolu ile icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin borçluya tebliği üzerine yasal sürede itiraz edilmediğinden bahisle takibin kesinleştiği ve haciz işlemlerine başlandığı, borçlu vekilinin İstanbul Anadolu 12. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2020/240 Esas sırasında ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğundan bahisle şikayet davası ikame ettiği, yapılan yargılama sonucunda 14.07.2020 tarih, 2020/501 Karar sayılı ilam ile ödeme emri tebliğ tarihinin, ıttıla tarihi olan 13.07.2020 olarak düzeltildiği, borçlu vekilinin aynı gün UYAP üzerinden icra müdürlüğü dosyasına yetkiye ve borca itiraz dilekçesi gönderdiği, İcra Müdürlüğünce Mahkeme kararı gereği itirazın yasal süresinde yapıldığı anlaşıldığından takibin İİK 62 ve devamı maddeleri uyarınca durdurulmasına karar verildiği, borçlu vekilinin yetkiye ve borca itirazı üzerine alacaklı vekili tarafından yetki itirazının kabul edilmesi neticesinde dosyanın Gebze İcra Dairelerine gönderilmesine karar verildiği, Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2020/29832 sayılı takip dosyasında alacaklı vekilinin ödeme emri gönderilmesini talep etmesi üzerine 34.043,37.-TL toplam alacak üzerinden ilamsız icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin borçluya tebliğinin üzerine borçlu vekilinin süresinde borca ve fer’ilerine itiraz etmesi üzerine takibin durdurulmasına karar verildiği görülmüştür.
Dosya arasına alınan 09/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı şirketin 2018-
2019 ve 2020 yıllarına ilişkin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde alındığı, …K ve VUK hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, davacı tarafın incelenen kendi defterlerinde davalı … açık
hesabına 03.09.2020 takip tarihi itibariyle 58.949,65 TL borç kaydettiği, karşılığında 29.000,00 TL alacak kaydı girmek suretiyle takip tarihi itibariyle, davacı şirketin kendi
defterlerinde davalı şirketten 29.949,65 TL alacaklı olduğunun gözüktüğü, dosyada davacının
defterlerine kaydolmayan somut başka bir alacak belgesi bulunmadığı, zaten incelenen defterlerinde takibe konu ettiği alacağın 07.01.2020 tarihinden alındığı, özetle davacının kendi defterlerinde takip tarihli gözüken 29.949,65 TL alacak tutarını talep edebileceği, diğer taraftan, tacir olan tarafların ticari işinden kaynaklanan ihtilafın çözümünde davalı kayıtlarının incelenmesinin de gerektiği, ancak davalı şirketin ticari merkezinin Gebze/Kocaeli
ilinde olması sebebiyle bu hususun yargılamayı yapan Gebze Ticaret Mahkemesinin takdirinde olduğu, Mahkemenin kısmen ya da tamamen davacı lehine hüküm
tesis etmek istemesi halinde ifası ispatlanan faturaların davalı şirket kayıtlarına işlendiği tarihler
dikkate alınarak, davacının TTK 1530/7 kapsamında ayrıca ihtarata gerek kalmaksızın 30 günlük
sürenin tamamlandığı tarihlerden itibaren alacağın muaccel olduğundan hesaplandığı şekilde
593,73 TL faiz talep edebileceği, Mahkememizin kısmen ya da tamamen davacı lehine hüküm kurması halinde; tarafların
tacir olması, işin ticari iş olması, temerrüt faiz oranının önceden kararlaştırılmamış olması münasebetiyle, takip
sonrasında hükmolunacak davacı alacağı için 3095 s.k m.2/2 kapsamında yasal faiz talebinin
yerinde olduğu, icra inkâr tazminatı sair hususların Mahkememiz takdiri içerisinde kaldığı yönünde görüş bildirildiği görülmüştür.
Eldeki davada, ilk derece mahkemesince; HMK’nun 222 ve 220/3. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafın sunmuş olduğu defterler usulüne uygun tutulmuş olup davacı her iki tarafın ticari defterlerine delil olarak dayanmış ve davalı ticari defterlerini ibraz etmemiş olduğundan, ayrıca İlyasbey Vergi Dairesi’nden gelen müzekkere cevabına göre davacı tarafından düzenlenen faturalar davalı tarafça vergi dairesine bildirilmiş olup; 28/07/2020 tarihli 31199 nolu Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 7251 sayılı Kanun’un 6. maddesi ile değişik 6100 sayılı HMK.’nun 94. ve 7251 sayılı Kanun’un 23. maddesi ile 6100 sayılı HMK.’nun 222. Maddesinde yapılan değişikliğin usul hükmüne dair olması ve usul hukukunda derhal uygulanırlık ilkesi bulunması sebebiyle, usulüne uygun tebliğe rağmen ticari defterlerini ibraz etmeyen davalının bu davranışı davacı tarafın lehine delil olarak kabul edilmiş, davalının takip ve dava konusu cari hesap dönemine ilişkin faturalarda yer alan satım konusu malları teslim aldığının kabulü gerekmiştir. Davalı tarafça kanun hükmü uyarınca aynı şartlara uygun tutulmuş defter ibraz edilmediği gibi, davacının defter kayıtlarının aksi diğer kesin delillerle ispat edilmemiştir.Bu durumda davacı tarafın incelenen defter kayıtları kesin delil niteliğinde olup, faturalara konu malların teslim edildiği hususu ispat edilmiş olup TBK’nın 207/2. maddesi uyarınca taraflar arasında edimlerin aynı anda ifa edilmeyeceğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığı gibi böyle bir adetin olduğu da savunulmadığına göre, davalı alıcı teslim aldığı ürünlerin bedelini ödediğini ispatla mükellef olduğundan, ancak bakiye borç için herhangi bir ödeme savunmasında bulunulmadığı ve ödeme belgesi sunulmadığı anlaşılmakla, talimat mahkemesi aracılığı ile aldırılan, ayrıntılı, açıklamalı ve denetlenebilir olmakla Mahkememizce hükme esas alınan 09/09/2021 tarihli bilirkişi raporunda davacı şirketin 29.949,65TL alacağı olduğu tespiti yapılmış olup, takip dosyasındaki 29.949,65 TL asıl alacak miktarı üzerinden davanın kısmen kabulüne, davalı taraf itirazında haksız bulunduğundan ve alacak da faturaya dayalı olup likit olduğundan (davalı tarafından hesaplanabilir) kabul edilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, fazlaya ilişkin asıl alacak talebinin ve icra takip tarihinden önceki dönem için temerrüt faizine hükmedilmesi TBK’nun 117.maddesi koşullarına bağlı olup icra takip tarihinden önce davalıya temerrüt ihtarı gönderilmesi gerekeceğinden, Mahkememizin 26/03/2021 tarihli celsesi 2 numaralı ara kararı gereğince ihtaratlı kesin mehile rağmen dava dosyasına davacı tarafından davalıya gönderilen bir ihtar sunulmadığından davacının işlemiş faiz talebinin reddine şeklinde karar verilmişse de verilen kararın doğru olmadığı anlaşılmıştır.
Eldeki davada; bilirkişi tarafından davacının ticari defterleri üzerinde inceleme yapıldığı ve buna göre rapor tanzim edildiği, mahkemece, davalının ticari defterlerini ibraz etmemiş olduğundan incelenemediği belirtilmiş ise de, mahkemece, 28/05/2021 tarihli duruşma 4 nolu bendinde; ” … 4-Davalı vekiline müvekkilinin 2018-2019-2020 yılına ait ticari defterler (yevmiye, defteri kebir, envanter), fatura, dip koçan, irsaliye, cari hesap sözleşmesi ve diğer belgeleri sunmak veya bu ticari defterler ile belgelerin bulunduğu adresi bildirmek üzere iki hafta kesin mehil verilmesine, aksi takdirde HMK 222 md gereğince ticari defterlerin ibraz edilmemesi halinde ticari defterlere delil olarak dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağına ve karşı tarafın usulüne uygun tutulmuş defterlerinin aleyhe delil olarak kabul edileceğinin davalı tarafa ihtarına, talep halinde bilirkişiye HMK’nın 218/1. maddesi gereğince yerinde inceleme yetkisi verilmesine (davalı vekiline ihtarat yapıldı, davalı şirkete ihtaratın tebligat ile yapılmasına), … ” karar verilmiş ise de, davalı şirkete bu konuda tebligat çıkarılmaksızın karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılacak iş; ticari defter ve belgelerini sunmak üzere davalı şirkete usulüne uygun şerh içeren tebligat çıkarılmalı, şerhte defterlerin sunulmamasının bütün sonuçları da açıkça yazılmalı, davalının ticari defterlerini sunması halinde bilirkişilerden rapor alınmalı ve sonucuna göre karar verilmesi için kararın kaldırılması gerekmiştir.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle kabulüne, diğer istinaf nedenlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince; yukarıda açılanan hususlara ilişkin olmak üzere ESASTAN KABULÜNE,
2-GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 01/10/2021 tarih, 2021/2 Esas ve 2021/756 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine,
5-İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Davacı hakkında düzenlenen 04/02/2022 tarihli ve 158,73 TL bedelli harç tahsil müzekkeresinin iptaline, mahkemesince işlem yapılmaksızın geri istenilmesine,
9-Davalı hakkında düzenlenen 04/02/2022 tarihli ve 2.858,17 TL bedelli harç tahsil müzekkeresinin iptaline, mahkemesince işlem yapılmaksızın geri istenilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.12/06/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*