Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/1038 E. 2022/937 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1038 – 2022/937
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1038
KARAR NO : 2022/937

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :…
ÜYE :…
ÜYE :…
KATİP :…

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :SAKARYA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :19/11/2021
NUMARASI :2021/105 Esas – 2021/129 Karar

DAVACILAR :1-ŞAHİNLER OTOMOTİV SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. –
:2-40S GIDA VE TURİZM İŞLETMELERİ AŞ
:3-…
:4-…
VEKİLİ :Av. …
ALACAKLILAR :1-EKO FAKTORİNG ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ :Av. …
:1-AKBANK T.A.Ş. TAKSİM ŞUBESİ –
VEKİLİ :Av. …
:2-…
VEKİLİ :Av. …
:3-ANTOTO OTOMOTİV OTO KİRALAMA TAŞIMACILIK PETROL İNŞAAT VE TURİZM SANAYİ TİCARET ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ :Av. …
:4-ATILIM FAKTORİNG ANONİM ŞİRKETİ -…
VEKİLİ :Av. …
:5-BP PETROLLERİ ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLİ :Av. …
:6-ÇELİK MOTOR TİCARET ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ :Av. …
:7-TÜRKİYE HALK BANKASI ANONİM ŞİRKETİ
VEKİLİ :Av. …
:8-HUZUR FAKTORİNG ANONİM ŞİRKETİ -…
VEKİLİ :Av. …
:9-İSTANBUL AKVARYUM TUR TİC LTD ŞTİ – …
VEKİLİ :Av. …
:10-İŞ FAKTORİNG ANONİM ŞİRKETİ -…
VEKİLİ :Av. …
:11-MAN KAMYON VE OTOBÜS TİCARET AŞ -…
VEKİLİ :Av. …
:12- PETROL OFİSİ ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ :Av. …
:13-QNB FİNANSBANK ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ :Av. …
:14-SÜMER FAKTORİNG ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ :Av. …
:15-TAM FACTORING A.Ş – …
VEKİLİ :Av. …
:16 TÜRKİYE FİNANS KATILIM BANKASI A.Ş. – Av….
VEKİLİ : Av. …
:17-VOLKSWAGEN DOĞUŞ FİNANSMAN ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLİ :Av….
:18-YAPI KREDİ BANKASI A.Ş. -…
VEKİLİ :Av. …
:19-AKBANK TÜRK ANONİM ŞİRKETİ –
:20-AKARETLER TURİZM YATIRIMLARI AŞ-…
VEKİLİ :Av. …
:21-ALBARAKA TÜRK KATILIM BANKASI A.Ş.
VEKİLİ :Av. …
:22-ALTERNATİFBANK ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ :Av….
:23-DETAY-1 İNŞAAT SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – …
VEKİLİ :Av. …
:24-DOĞU GAYRİMENKUL YATIRIM SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ -…
VEKİLİ :Av. …
:25 DÖNMEZ MOTORLU ARAÇLAR SANAYİ VE TİCARET AŞ -…
VEKİLİ :Av….
:26-ENERJİ PİYASASI DÜZENLEME KRUUMU -…
VEKİLİ :Av. …
:27-EVYAPAN DEMİR SANAYİ İNŞAAT VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ –
VEKİLİ :Av. …
:28-İSTANBUL AKVARYUM TURİZM TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – …
VEKİLİ :Av. …
:29-KAPİTAL FAKTORİNG AŞ…
VEKİLİ :Av. …
:30-KUVEYT TÜRK KATILIM BANKASI A.Ş.
VEKİLİ :Av. …
:31-LİDER FAKTORİNG HİZ.A.Ş – …
VEKİLİ :Av….
:32-LOKMAN KOÇASLAN OTOMOTİV SANAYİ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – …
VEKİLİ :Av. …
:33-PARAFİNANS FAKTORİNG ANONİM ŞİRKETİ – …
VEKİLİ :Av. …
:34-SAKARYA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI – …
VEKİLİ :Av….
:35-ŞEKERBANK T.A.Ş – …
VEKİLİ :Av. …
:36-ŞENSAN OTOMOTİV SAN. VE TİCARET AŞ – …
VEKİLİ :Av. …
:37-T.C. ZİRAAT BANKASI ANONİM ŞİRKETİ …
VEKİLİ :Av. …
:38-TÜRKİYE EKONOMİ BANKASI A.Ş. -…
VEKİLİ :Av. …
:39-TÜRKİYE VAKIFLAR BANKASI TÜRKİYE ANONİM ORTAKLIĞI – …
VEKİLİ :Av. …
:40-ZB DENİZCİLİK İÇ VE DIŞ TİCARET OTOMOBİL KİRALAMA LİMİTED ŞİRKETİ – …
:41-…
VEKİLİ :Av. …
:42-TÜRKİYE İŞ BANKASI ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ :Av. …
:43-ÖZDİLEK ALIŞ VERİŞ MERKEZLERİ VE TEKSTİL SAN A.Ş. – …
VEKİLİ :Av. …
DAVA :Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
DAVA TARİHİ :17/04/2019

KARAR TARİHİ :26/04/2022
KR. YAZIM TARİHİ :20/05/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; İİK’nın 285 ve devamı maddeleri gereğince belirtilmiş belgeler ve konkordato ön projeleri uyarınca, haklı, hukuka uygun olduğuna inandıkları konkordato başvurularının değerlendirilerek; İİK’nın 287 maddesi ve devamı maddeleri uyarınca davacılar lehine dosya üzerinde inceleme yapılarak tensiben 3 aylık geçici mehil verilmesine karar verilmesini; 7101 sayılı Kanunla Değişik İİK’nın 288/1 maddesine göre geçici müddet, kesin mühdetin sonuçlarını doğuracağından İİK’nın 294, 295, 296 ve 297. maddelerinin uygulanmasına, bu çerçevede 21/07/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacakları Tahsil Usulü Hakkında kanuna göre yapılan takipler de dahil olmak üzere hangi nedene dayanırsa dayansın her türlü ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz ve muhafaza işlemleri de dahil tüm takip işlemlerinin yapılmasının ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına; davacılar aleyhine başlatılmış takiplerin dava tarihindeki mevcut durumları ile olduğu yerde durdurulmasına; İİK’nın 295. maddesi uyarınca “Mühlet sırasında rehinle temin edilmiş alacaklar nedeniyle rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatılabileceğine veya başlamış olan takiplere devam edilebileceğine, ancak bu takip nedeniyle muhafaza tedbirleri alınamayacağına ve rehinli malın satışının gerçekleştirilemeyeceğine, ilişkin ve bunlara ek olarak İİK’nın diğer amir hükümlerine ilişkin kararların tesis edilmesine; İİK’nın 287. maddesi gereğince görevini İİK’nın 290 maddesi uyarınca ifa edecek Konkordato Komiseri atanmasına; Mahkemenin geçici mühlet verilmesine ve davacıların mal varlığının korunmasına ilişkin kararların İİK 288. maddesi uyarınca kanunda belirtildiği üzere ticaret sicili gazetesinde ve basın ilan kurumunun resmi ilan portalında ilan edilmesine ve ayrıca diğer lüzumlu yerlere de bildirilmesine; başvuru dilekçeleri ve geçici mehil kararı ile başlayan ve ileride kesin mehil verilmesi, konkordatonun alacaklılarca da kabul edilmesi ve konkordatonun mahkemece tasdiki aşamalarından oluşan konkordato sürecinin sonunda nihai olarak konkordatonun İİK 304 ve devamı maddeleri uyarınca mahkemece tasdik edilmesine karar verilmeisni talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… A) Davacılar 40S Gıda ve Tur.İşlt. Aş ve …ve … hakkında;
1-Davacılar Sakarya Ticaret Sicil Müdürlüğünün 31580 sicil nosunda kayıtlı 40S Gıda ve Turizm İşletmeleri Anonim şirketi ve …TC kimlik numaralı …ve… TC kimlik numaralı…’in konkordato taleplerinin vaki vazgeçme sebebiyle REDDİNE,

2-Bu davacılar hakkında hükmolunan konkordatoya ilişkin tüm tedbirlerin derhal kaldırılmasına,
3-Konkordato komiseri…’ın görevinin sonlandırılmasına,
4-Kararın İİK 288 inci maddesi uyarınca Ticaret Sicil Gazetesinde ve Basın İlan Kurumunun Resmi İlan Portalında ilanına ve ilgili yerlere bildirilmesine,
B) Davacı Şahinler Otomotiv Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi hakkında
1-Sakarya Ticaret Sicil Müdürlüğünün 31578 sicilinde kayıtlı davacı Şahinler Otomotiv Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin konkordato talebinin KABULÜ ile; İİK’nun 305 maddesi gereğince konkordato tasdik koşulları oluştuğundan, konkordato teklifinin TASDİKİNE,
2-Davacının konkordato kapsamındaki borçlarının tamamının geçici mühlet tarihinden itibaren faizsiz olarak ve ilk 6 ay ödemesiz dönemden sonra,
a) 1.yıl içinde borcun %10 una tekabül eden miktar her üç ayda bir ödenmek üzere 4 eşit taksitle,
b) 2.yıl içinde borcun %25 ine tekabül eden miktar her üç ayda bir ödenmek üzere 4 eşit taksitle,
c) 3.yıl içinde borcun %30 una tekabül eden miktar her üç ayda bir ödenmek üzere 4 eşit taksitle,
d) 4.yıl içinde borcun %35 ine tekabül eden miktar her üç ayda bir ödenmek üzere 4 eşit taksitle, olmak üzere 48 aylık dönem içinde ödenmesine,
3-Tasdik edilen konkordato projesinde konkordatonun, tasdik kararının kesinleşmesiyle bağlayıcı hâle geleceği kararlaştırıldığından İİK 308/c maddesi gereğince kesin mühletin etkilerinin kanunda öngörülen istisnalar saklı kalmak kaydıyla konkordatonun bağlayıcı hâle geleceği tasdik kararının kesinleşmesi tarihine kadar DEVAMINA, Tasdik kararının kesinleşmesi ile kesin mühletin sonuçlarının kendiliğinden kalkacağının TESPİTİNE,
4-Konkordato tasdik kararının kesinleşmesi ile bağlayıcı hale gelecek olmakla İİK’nun 308/ç maddesi gereğince geçici mühlet kararından önce başlatılmış takiplerde konulan ve henüz paraya çevrilmemiş hacizlerin (206/1 maddesindeki imtiyazlı alacaklılar, rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 Sayılı Kanun kapsamındaki amme alacakları için konulan hacizler istisna olmak üzere) tasdik kararının kesinleşmesi ile birlikte DÜŞMESİNE,
5-Konkordato projesine alacaklılar teminat koşulu aranmaksızın katılmış olduğundan teminat alınmasına yer olmadığına,
6-İmtiyazlı alacaklılar teminat talep etmediklerini bildirdiğinden teminat alınmasına yer olmadığına,
7-Konkordato sonrası oluşan borçlardan henüz ödenmemiş olanların alacaklılarının teminat istemediklerini bildirmeleri sebebiyle teminat alınmasına yer olmadığına,
8-Davacı vekilinin Kuveyt Türk AŞ lehine rehinli …ve … plakalı araçların muhafaza ve satışının İİK 307 maddesi gereğince bir yıl süreyle ertelenmesi talebinin 11/10/2021 tarihli komiser raporu nazara alındığında şartları oluşmadığından REDDİNE
9-İİK’nun 306/2 maddesi gereğince mahkemece tayin edilen komiser Prof. Dr….’ın konkordato komiserliği görevinin sonlandırılmasına ve konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetim tedbirlerini almakla görevli denetim kayyımı olarak atanmasına,
10-Kayyımın; borçlunun işletmesinin durumu ve proje uyarınca borçlarını ödeme kabiliyetini muhafaza edip etmediği konusunda iki ayda bir mahkemeye rapor sunmasına, sunulacak raporların UYAP’a taranarak alacaklıların ve borçlunun incelemesine hazır tutulmasına,
11-Konkordato denetçisi kayyımın yapacağı iş, emek ve mesaileri nazara alınarak aylık 3.000,00 TL ücret takdirine,
12-Çekişmeli alacak sahiplerine İİK’nun 308/b maddesi gereğince kararın ilan tarihinden itibaren 1 ay içinde dava açmaları için süre verilmesine, bu süre içinde dava açmayanların konkordatoyu feshettirme haklarının düşeceğinin ihtarına (ihtaratın ilan ile yapılmasına)
13-İİK’nun 306/3 maddesi yollamasıyla İİK’nun 288. madde uyarınca tasdik kararının ilanına ve daha önce bildirim yapılan ilgili yerlere müzekkere ile bildirilmesine,

14-Konkordato tasdik harcı 65.704,63 TL olarak tahsil edildiğinden 12/11/2021 tarihli komiser raporunda belirtilen düzeltme (Ziraat Bankasının 470.098,75 TL adi alacağının eklenmesi ve iki iki duruşma arasında yapı kredi bankasına olan 2.016.641,29 TL borcun ortadan kalkması) nazara alındığında tahsil edilmesi gereken tasdik harcı (Konkordatoya tabi alacak miktarı 22.788.507,40 TL nin binde 2,27 si olan) 51.729,91 TL hesaplanmakla fazla yatan 13.974,72 TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran davacıya iadesine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı asli müdahiller Şensan Otomotiv San ve Tic A.Ş, Akbank T.A.Ş, T.C. Ziraat Bankası A.Ş. ile Türk Ekonomi Bankası A.Ş. vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Asli Müdahil Şensan Otomotiv San ve Tic A.Ş. vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; alacaklarının 4.200.000,00.-TL olmasına rağmen hatalı hesaplanama yapılarak 1.900.000,00.-TL olarak kabul edildiğini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Asli Müdahil Akbank T.A.Ş. vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; konkordato komiserliğine genel kredi sözleşmesinden doğan alacaklarının bildirildiğini ancak alacaklarının nisaba ve rapora eksik kaydedildiğini, asli müdahilin alacağı eksik hesaplandığından konkordato tasdik nisabının hatalı hesaplandığını, asli müdahil alacağının oylamaya etki edecek miktarda olduğunu, konkordato tasdiki şartlarının oluşmadığını, konkordato projesınin uygulanabilir olmadığını, konkordato projesinin alacaklıları zarara sokmak rastından ari olması gerektiğini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Asli Müdahil T.C. Ziraat Bankası A.Ş. vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açılmış olmasına rağmen yetkiye yönelik itirazlarının reddedildiğini, asli müdahil bankanın davacılar Şahinler Otomotiv ve 40s Gıda firmalarından ve … ile …’den alacaklı olduğunu, yerel mahkemece projenin tasdik edilmesine karar verildiğini ancak tedbirlerin “kararın kesinleşmesine kadar devam edeceğine” karar verildiğini, konkordatonun tasdikiyle birlikte kesin mühlete ilişkin tedbirlerin kaldırılması gerekirken, kararın kesinleşmesinin beklenmesinin hukuka aykırı olduğunu, asli müdahil bankanın alacak miktarının nisaba dahil edilen meblağdan çok daha fazla olmasına rağmen alacak kaydı dilekçesinde bildirilen meblağın dikkate alınmadığını, asli müdahil bankan alacağının konkordato nisabında hiç dikkate alınmadığını, bu sebeple konkordato projesinin tasdik kararının eksik inceleme neticesinde verildiğini, konkordato projesinin tasdik edilebilmesi için İİK. 305. maddesinde belirtilen tüm koşulların aynı anda gerçekleşmesinin zorunlu olduğunu, dosya içeriğinden tasdik koşullarının tümünün gerçekleşmediğinin anlaşıldığını, davacının iyiniyetle hareket etmediğini ve süreci borçlarını ertelemek ve vadesini faizsiz olarak uzatmak için kullandığını, davacının yaklaşık 2,5 yıl süren mühlet sürecinde olmasına rağmen, işbu süreci asli müdahil bankaya olan borçlarını ertelemek için ve borçların faizsiz olarak vadelendirmek için kullandığını, İİK.’nın 305. maddesinin “b” bendinde, konkordato projesine ilişkin tasdik kararı verilebilmesi için teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması şartı arandığını, itiraza uğrayan çekilmeli alacaklar yönünden depo kararı verilmemiş olmasının alacaklıların haklarını ihlal ettiğini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Asli Müdahil Türk Ekonomi Bankası A.Ş. vekilinin istinaf dilekçesinde özetle; tasdik edilen konkordato projesinde asli müdahil banka alacağının eksik yer aldığını, kesin mühlet süreci içerisinde komiserler tarafından asli müdahil banka alacağının kabul mü, red mi, yoksa kısmen mi kabul/red edildiğine ilişkin herhangi bir bildirim yapılmadığını, projenin uygulanabilirliği, konkordato ilan eden borçlu firmanın reel mali durumu, projenin alacaklıların menfaatlerine uygun olup olmadığı konularında yerel mahkeme tarafından yeterli bir inceleme ve araştırma yapılmadığını belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı vekilinin cevap dilekçelerinde özetle; davanın yetkili mahkemede açıldığını, istinaf eden asli müdahillerin tasdik kararının ilanından itibaren bir ay içerisinde dava açmak yerine ayrı ayrı istinaf yoluna başvurmalarının usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek; asli müdahillerin haksız istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesinin 19/11/2021 tarih, 2021/105 Esas – 2021/129 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; konkordato istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiş karara karşı asli müdahiller Şensan Otomotiv San ve Tic A.Ş, Akbank T.A.Ş, T.C. Ziraat Bankası A.Ş. ile Türk Ekonomi Bankası A.Ş. vekillerince istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Kamu düzeni yönünden yapılan inceleme de;
Eldeki dava öncelikle Hendek 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde (Asliye Ticaret mahkemesi Sıfatıyla) açılmış, 07/09/2021 tarih ve 2019/131 Esas – 2019/286 Karar sayılı ek kararla, 01/09/2021 tarihi itibarıyla Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesinin faaliyete başladığı gerekçesiyle dosyanın görevli ve yetkili Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.
Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesinin istinaf incelemesine konu 19/11/2021 tarih ve 2021/105 Esas – 2021/129 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı çevresi Sakarya ilinin mülki sınırları olarak belirlenmiş ve iş bu kararın 01/09/2021 tarihinden itibaren uygulanmasına karar verilmiştir.
Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulu’nun, 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile müstakil asliye ticaret mahkemelerinin görev sınırlarının belirlenmesi kararı öncesinde asliye ticaret mahkemesi olmayan ilçelerde asliye hukuk mahkemesinin asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla baktığı derdest dosyaların Asliye Ticaret Mahkemesi’ne devredilip devredilmeyeceği (Görevsizlik kararı verilip verilmeyeceği) veya aynı mahkemede görülmeye devam edilip edilmeyeceği sorununun öncelikle çözümlenmesi gerekmektedir.
Bursa Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu’nun 23/12/2021 tarihli ve 2021/15 Esas sayılı başvurusunda; Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/1672 E. -2021/1483 K. sayılı dosyası ile Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi’nin 2021/1939 E. – 2021/1732 K. sayılı dosyasından verilen kesin nitelikteki kararlar arasında, Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun, 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile müstakil asliye ticaret mahkemelerinin görev sınırlarının belirlenmesi kararı sonrası asliye ticaret mahkemesi olmayan ilçelerde asliye hukuk mahkemesinin asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla baktığı derdest dosyaların devredilip, devredilmeyeceği hakkında görüş farklılıkları nedeniyle uyuşmazlık bulunduğu bildirilip, 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun’un “Başkanlar Kurulunun Görevleri” başlıklı 35/1-3 maddesi kapsamında uyuşmazlıkların giderilmesinin talep edilmesi üzerine; Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 21/02/2022 tarih, 2022/1073 Esas ve 2022/2686 Karar sayılı İçtihadında;
“Genel anlamda bir mahkemenin görevi belirli bir davaya, dava konusunun niteliği veya değerine göre o yerdeki aynı yargı koluna ait ilk derece mahkemelerinden hangisi tarafından bakılabileceğini belirtir. Bilindiği üzere, ilk derece mahkemeleri genel mahkemeler ve özel mahkemeler olarak ikiye ayrılmışlardır. Hangi davalara özel mahkemelerde, hangi davalara genel mahkemelerde bakılacağı ve genel mahkemelerde bakılacak davalardan hangilerine asliye hukuk mahkemesinde, hangilerine sulh hukuk mahkemesinde bakılacağı hususuna görev, bunu düzenleyen kurallara da görev kuralları denir. Genel mahkeme ile özel mahkeme arasındaki ilişkinin bir görev ilişkisi olduğu ve görevle ilgili kuralların kamu düzenine ilişkin bulunduğu konusunda öğretide ve uygulamada duraksama yoktur. Genel mahkemelerin bakacakları davalar, belirli kişi ve iş gruplarına göre sınırlandırılmamış olup aksi belirtilmedikçe medeni yargılama hukukuna giren her türlü işe bakmakla görevlidirler. Açık kanun hükmü ile özel mahkemelerde görüleceği belirtilmemiş olan bütün davalar genel mahkemelerin görevine girer. Buna karşılık özel mahkemeler, belirli kişiler arasında çıkan veya belirli uyuşmazlıklara bakmakla görevlidir. Diğer bir ifadeyle, özel mahkemeler özel kanunlarla kurulmuş olup özel kanunlarda belirtilen davaları yürütür.
Göreve ilişkin kurallar kamu düzenine ilişkin olup, HMK’nın 114/1-c maddesine göre mahkemenin görevli olması dava şartıdır. HMK’nın 115. maddesine göre ise dava şartlarının mevcut olup olmadığı, taraflarca ileri sürülüp sürülmediğine bakılmaksızın yargılamanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetilir. Diğer taraftan görevsiz mahkeme davanın esası hakkında karar veremez. Bu nedenle, dava açılırken dayanılan hukukî ve maddi olguların göreve etkili olduğu durumda öncelikle hukukî niteleme yapılmalı ve sonucuna göre mahkemenin görevsiz olduğu kanısına varılırsa dava dilekçesinin usulden reddine karar verilmelidir. Görev nedeniyle dava dilekçesinin reddi kararında görevli mahkemenin hangi mahkeme olduğu belirtilmeli ve dava dosyasının bu görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmelidir (HMK m.20).
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “asliye hukuk mahkemelerinin görevi” başlıklı 2. maddesi; “Dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla, şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemesidir. Bu Kanunda ve diğer kanunlarda aksine düzenleme bulunmadıkça, asliye hukuk mahkemesi diğer dava ve işler bakımından da görevlidir.” hükümlerini içermektedir.
6335 sayılı Türk Ticaret Kanunu ile Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 2. maddesi ile değişik TTK’nın 5. maddesinin 1. fıkrası; “Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın, asliye ticaret mahkemesi tüm ticarî davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevlidir.” hükmünü, 5. maddesinin 3. fıkrası ise; “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır.” hükümlerini içermektedir.
Görüldüğü üzere, asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki hukuki ilişki, 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’ndan ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 6335 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki halinden farklı olarak iş bölümü ilişkisi değil görev ilişkisidir. Bu nedenle, asliye ticaret mahkemesinin bakması gereken davalarda, asliye hukuk mahkemesi görevli sayılamaz. Göreve ilişkin düzenlemeler, 6100 sayılı HMK’nın 1. maddesi uyarınca kamu düzenine ilişkin olup mahkemelerce ve temyiz incelemesi aşamasında Yargıtayca re’sen dikkate alınır. Bu kuralın tek istisnası, 6335 sayılı Kanun’un 2. maddesi ile değişik 6102 sayılı TTK’nın 5/4. maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre, yargı çevresinde ayrı bir asliye ticaret mahkemesi bulunmayan yerlerde, asliye hukuk mahkemelerine açılan davalarda görev kuralına dayanılmamış olması görevsizlik kararı verilmesini gerektirmez.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın “Kanuni hakim güvencesi” başlığını taşıyan 37’nci maddesi; “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” hükmünü öngörmektedir.
Bilimsel çevrelerde ve uygulamada, kanuni hakim güvencesi, uyuşmazlığı yargılayacak ve çözecek olan mahkemenin o uyuşmazlığın doğmasından önce kanunen belli olması olarak kabul edilmektedir. 1982 tarihli Anayasa’yı kabul eden Danışma Meclisi’nin Anayasa Komisyonu’nun gerekçesinde “…bu suretle davanın olaydan sonra çıkarılacak bir kanunla yaratılan bir mahkeme önüne getirilmesi yasaklanmakta, yani kişiye yahut olaya göre kişiyi yahut olayı göz önünde tutarak mahkeme kurma imkanı ortadan kaldırılmaktadır. Bu ise tarafsız yargı merciinin ilk gereğidir.” denilmektedir.
Dikkat edilecek olursa Anayasa’daki bu düzenleme hukuk ya da ceza davaları yönünden herhangi bir ayrım gözetmemiş ve uyuşmazlığın doğduğu tarihte bu uyuşmazlığı çözecek olan mahkemenin belli olması durumunda yargılama yapacak veya yargılamaya devam edecek mahkemeyi gösteren yasal bir düzenleme yapılmadığı takdirde davanın, mutlaka bu mahkeme tarafından çözüme kavuşturulması öngörülmüştür. Bu açıklamalardan da anlaşılacağı üzere; uyuşmazlık konusunu teşkil eden her hukuki olay, meydana geldiği tarihteki yasal düzenlemelere tabidir ve olayın meydana geldiği zamanda mevcut olan mahkemeler tarafından çözümlenmelidir.
O halde yeni bir mahkeme kurulurken o mahkemenin kuruluş yasasında zaman bakımından faaliyete geçme gününden önceki uyuşmazlıklara bakacak mahkemelerle ilgili özel bir düzenleme bulunmadığı taktirde her uyuşmazlık, meydana geldiği tarihte bu işe bakacak olan mahkemece çözümlenecektir. Başka bir anlatımla her dava açıldığı koşullara göre görülüp sonuçlandırılacaktır. Nitekim aynı hususlar Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 04.04.2019 tarihli ve 2017/11-10 E., 2019/401 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
Dava konusu edilen hukuki uyuşmazlığın meydana geldiği tarihte yürürlükte olan yasalara göre kurulmuş bulunan mahkemelerin uyuşmazlığı çözmesi ana kural olmakla birlikte bazen yasal düzenlemelerle böyle bir uyuşmazlığın çözümü yeni kurulan mahkemelere de verilebilmektedir.
4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun geçici 1. maddesi; “Aile Mahkemesi kurulan yerlerde bu mahkemeler faaliyete geçtiğinde, yargı çevresinde ve görev alanına giren sonuçlanmamış dava ve işler, yetkili ve görevli aile mahkemelerine devredilir.” hükmünü içerdiğinden, bu yasal düzenlemeye istinaden diğer mahkemeler, Aile Mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işleri bu mahkemelere devretmiştir.
Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile yeni kurulan (Alanya, Aydın, Balıkesir, Diyarbakır, Manisa, Muğla, Sakarya ve Tekirdağ) asliye ticaret mahkemeleri ile mevcut bulunan (Adana, Ankara, Ankara Batı, Antalya, Bakırköy, Bursa, Denizli, Erzurum, Eskişehir, Gaziantep, Gebze, İskenderun, İstanbul, İstanbul Anadolu, İzmir, Karşıyaka, Kayseri, Kocaeli, Konya, Mersin, Samsun, Şanlıurfa ve Trabzon) asliye ticaret mahkemelerinin yargı çevreleri belirlenmiştir. Ancak halihazırda açılmış davaların yeni kurulan mahkemeye devredileceğine ilişkin bir düzenleme mevcut değildir.
O halde, yeni bir mahkemenin faaliyete geçirildiği tarihten önce derdest bulunan davaların, istek üzerine veya doğrudan doğruya görevsizlik ya da gönderme kararı ile yeni kurulan mahkemeye gönderilmesine olanak bulunmadığından, Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi’nin Hakimler ve Savcılar Genel Kurulu’nun, 07.07.2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile müstakil asliye ticaret mahkemelerinin görev sınırlarının belirlenmesi kararı sonrası asliye ticaret mahkemesi olmayan ilçelerde asliye hukuk mahkemesinin asliye ticaret mahkemesi sıfatıyla baktığı derdest dosyaların devredilerek, asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğine ilişkin kararı yerinde değildir…” denilmek suretiyle uyuşmazlık giderilmiştir.
Yukarıda anılan Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 21/02/2022 tarih, 2022/1073 Esas ve 2022/2686 Karar sayılı İçtihadı da dikkate alınarak somut olayda; eldeki davanın ticari bir dava olduğu, Hakimler ve Savcılar Kurulu Genel Kurulunun 07/07/2021 tarih ve 608 sayılı kararı ile Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı çevresinin Sakarya ilinin mülki sınırları olarak belirlendiği, aynı karara göre Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesinin (Asliye Ticaret mahkemesi Sıfatıyla) 01/09/2021 tarihinden itibaren faaliyete geçtiği, eldeki davanın Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesinin faaliyete geçtiği 01/09/2021 tarihinden önce 17/04/2019 tarihinde Hendek 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde açıldığı, dava ile ilgili yargılama yapma ve karar verme görevinin “Doğal Hakim” ilkesi gereğince davanın ilk açıldığı Hendek 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne (Asliye Ticaret mahkemesi Sıfatıyla) ait olduğu, dolayısıyla derdest dosya hakkında gönderme kararı veya görevsizlik kararı verilmesinin doğru olmadığı gibi, aynı nedenlerle Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olmadığı dosyada davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekirken esas hakkında karar verilmesi de doğru değildir.
Açıklanan bu nedenlerle; taraf vekillerinin istinaf başvurularının açıklanan nedenlerle kabulüne, diğer istinaf istemlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, kararın HMK’nın 355. maddesi uyarınca kamu düzeni gereği kaldırılmasına, dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından; dairemizce göreve dair HMK’nın 353-(1)-a)-3) madde gereğince hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere ;
1-Tarafların ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurularının yukarıda açıklanan nedenlerle KABULÜNE, Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/11/2021 tarih, 2021/105 Esas ve 2021/129 Karar sayılı kararının HMK’nın 353-(1)-b)-2) maddesi gereğince, KALDIRILMASINA,
YENİDEN YARGILAMA YAPILMASI GEREKMEDİĞİNDEN AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE HÜKÜM KURULMASINA,
a)Sakarya Asliye Ticaret Mahkemesinde görülen eldeki davanın dava şartı (görev) yokluğu nedeniyle HMK’nın 114-(1)-c) ve 115-(2) maddeler gereğince USULDEN REDDİNE,
Dairemiz kararı kesin nitelikte olduğundan, HMK’nın 20. maddesi uyarınca bu kararının tebliğ tarihinden itibaren (2) haftalık kesin süre içinde ve talep halinde dosyanın yetkili ve görevli Hendek 2. Asliye Hukuk Mahkemesine (Asliye Ticaret mahkemesi Sıfatıyla) gönderilmesine, aksi halde ilk derece mahkemesince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
b)6100 sayılı HMK’nın 331-(2) maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmesi hâlinde, yargılama giderlerine o mahkemece hükmedilmesine,
c)6100 sayılı HMK’nın 331-(2) maddesi gereğince görevsizlik kararından sonra davaya bir başka mahkemede devam edilmemiş ise, talep halinde mahkemece verilecek ek kararla dosya üzerinden bu durumun tespiti ile yargılama giderleri ve vekalet ücreti hususunda karar verilmesine,
2-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;
a)İstinaf edenlerin yatırmış olduğu istinaf karar harçlarının talep halinde ilk derece mahkemesince istinaf edenlere iadesine,
b)İstinaf edenler tarafından yapılan masrafların ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte değerlendirilmesine,
c)İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
d)İstinaf edenler tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının mahkemesince istinaf edenlere iadesine,
e)Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(3) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
İlişkin; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362-1-c maddesi gereğince; KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.26/04/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*