Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/1017 – 2023/993
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/1017
KARAR NO : 2023/993
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : …(…)
ÜYE : …(…)
KATİP : …(…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/03/2022
NUMARASI : 2021/362 Esas – 2022/149 Karar
DAVACI : DENİZBANK A.Ş. – …
VEKİLİ :…- …
DAVALI : …- …- …
VEKİLİ : …-…
DAVA : İtirazın İptali (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/08/2021
KARAR TARİHİ :22/06/2023
KR. YAZIM TARİHİ :12/07/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı borçlunun icra dosyasında borca, faize ve ferilerine itiraz ettiğini, müvekkili banka ile dava dışı üçüncü kişi … arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine davalı …’nun müteselsil kefil sıfatı ile imza attığını, eş muvafakati de alınarak imza edilen usulüne uygun kefalet sözleşmesi gereği davalı kefilin dava dışı …’nin kullandığı veya kullanacağı kredilerden kaynaklanan doğmuş ve doğacak tüm borçlar ile her ne surette olursa olsun asaleten ve kefaleten doğmuş ve doğacak tüm borçlarına müştereken ve müteselsilen kefil olduğunu, kefalet limitinin 50.000,00 TL olduğunu, davalı borçlunun talibe yaptığı itirazının kefalet limiti tutarı ile bu tutara işleyecek faiz, BSMV ve diğer feri alacakların toplamı yönünden iptaline karar verilmesi gerektiğini, bu nedenle davalının itirazının haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, kefilin imza ettiği genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun ödemeleri yapılmadığından bahisle hesabının kat edildiğini, ihtarname gönderildiğini, borçlunun süresi içerisinde ihtarnameye itiraz etmediğini, davalı tarafından icra takibine yapılan itirazın sırf takibi sürüncemede bırakmak maksatlı yapıldığının aşikar olduğunu, bu nedenle; borçlunun icra takip dosyasına yaptığı itirazının kefalet limiti tutarı olan 50.000,00 TL ve bu tutarın işleyecek faiz, BSMV ve diğer ferileri alacaklarının toplamı yönünden iptaline, borçlunun takip konusu borcu %25,02 oranında faiziyle ödemeye ve alacağın %20’sinden az olmamak kaydı ile tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu takipte müvekkilinin hasım gösterilmesinin kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin dava dışı …’nin davacı bankadan 2012 yılında kullanmış olduğu yaklaşık 12.000,00 TL tutarındaki ihtiyaç kredisi için kefil olduğunu, …’nin daha sonra iş bu kredinin ödemelerini gerçekleştirdiğini, davacı bankanın dava dışı … ile ticari ilişkisine devam ettiğini, davacı tarafın her ne kadar müvekkilinin kefili olduğu ihtiyaç kredisini tahsil etmiş olsa da dava dışı borçludan olan diğer alacaklarını muhtemelen tahsil edemediğini, sırf tahsil amacı ile kötü niyetli olarak gerçekte olmayan bir kefalet sözleşmesi ile kredileri müvekkilinden tahsil etme çabasına giriştiğini, davacı tarafın haksız ve kötü niyetli iş bu taleplerinin hukuken ve taraflarında kabulünün mümkün olmadığını, davacı tarafın dava dilekçesinde müvekkilinin eş muvafakati de alınarak imza edilen kefalet sözleşmesi gereği, müvekkilinin dava dışı …’nin kullandığı veya kullanacağı nakdi/gayri nakdi kredilerden kaynaklanan doğmuş ve doğacak tüm borçlar ile her ne surette olursa olsun asaleten ve kefaleten doğmuş ve doğacak tüm borçlarına müteselsilen ve müştereken kefil olduğunu ifade ettiğini, davacı tarafın iş bu iddialarının tamamının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, tüm bu nedenlerle; haksız ve hukuka aykırı açılan davanın reddine, haksız ve kötü niyetli davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak kaydı ile kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 331. Maddesi esastan sonuçlanmayan davada yargılama gideri başlığını taşımaktadır ve “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder” şeklindedir, mahkemenin gerekçeli kararında tarafların haklılık durumu hakkında açıklayıcı ve tatmin edici bir açıklama yoktur, yerel mahkemenin yargılama giderlerini ve vekalet ücretini müvekkil banka üzerinde bırakması hukuka ve hakkaniyete aykırıdır, mahkemenin, maddi ve hukuki olguları gözetmeksizin Yargıtay kararlarında görüldüğü üzere eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile karar verdiğini, mezkur kefalet sözleşmesi davadaki haklılığı gösterir mahiyette olup tek başına yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı karşı yan üzerine bırakılması için yeterlidir, kesin bir şekilde ret etmekle birlikte, bir an için yargılama giderleri ve vekalet ücreti konusunda kurulan hükmün doğru olduğunu kabul edilse dahi, davanın konusuz kaldığı hallerde vekalet ücreti nisbi ücretin yarısı olarak ödenir, mahkeme kurmuş olduğu kararda nisbi vekalet ücretinin tamamına hükmetmiştir, beyanı ile davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına ilişkin kararın kabulüne, yargılama masrafı ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesi kararının reddine karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından yapılan istinaf başvurusu haksız ve hukuka aykırı olup, davacı taraf hem kendisi talep olarak yokluğunda karar verilmesini talep etmekte, hem de bu durumdan lehe sonuç çıkarmaya çalışmaktadır, davacı tarafın iddia ettiği üzere bankadan istenen evraklar incelenmeden karar verilmiş değildir zaten yerel mahkeme dava konusuz kalmasaydı da muhtemelen davanın reddine karar verecekti, davacı bankanın iddialarının tümünü reddetmekle birlikte aksi kanaat halinde dahi faiz miktarları fahiş olup, diğer alacak kalemleri de haksızdır, müvekkile kefalet sözleşmesinin hiçbir aşamasında faiz, faizin gider vergisi, bsmv vs. alınacağına dair bildirimde bulunulmamıştır ayrıca müvekkilin kefalet sözleşmesinin azami miktarı belirli iken sair giderlerin de istenmesi haksız ve hukuka aykırıdır, davacı tarafın aksine olan taleplerini kabul etmiyoruz, davacı taraf davanın konusuz kalması halinde nisbi vekalet ücretinin yarısına hükmedilmesi gerektiğini ifade etmiştir, AAÜT’nin ‘Davanın konusuz kalması, feragat, kabul ve sulhte ücret’ başlıklı 6. Maddesi “Anlaşmazlık, davanın konusuz kalması, feragat, kabul, sulh veya herhangi bir nedenle; ön inceleme tutanağı imzalanıncaya kadar giderilirse, bu Tarife hükümleriyle belirlenen ücretlerin yarısına, ön inceleme tutanağı imzalandıktan sonra giderilirse tamamına hükmolunur” hükmünü amirdir ve davacı tarafın iddialarının hukuki dayanağı bulunmamaktadır, beyanı ile yerel mahkeme kararının onanmasına, davacının istinaf taleplerinin reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/03/2022 tarih, 2021/362 Esas – 2022/149 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacı banka ile dava dışı üçüncü kişi … arasında imzalanan genel kredi sözleşmesine davalı …’nun müteselsil kefil sıfatı ile imza attığı, eş muvafakati de alınarak imza edilen usulüne uygun kefalet sözleşmesi gereği davalı kefilin dava dışı …’nin kullandığı veya kullanacağı kredilerden kaynaklanan doğmuş ve doğacak tüm borçlar ile her ne surette olursa olsun asaleten ve kefaleten doğmuş ve doğacak tüm borçlarına müştereken ve müteselsilen kefil olduğu, kefalet limitinin 50.000,00 TL olduğu, başlatılan takibe davalının itiraz ettiği, itiraz üzerine duran takibin devamı için eldeki davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince açılan davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği, verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; takibe konu edilen genel kredi sözleşmesinin davalının kefaletinin geçerli olarak verilip verilmediği, takibe konu alacak bakımından davalının sorumluluğun un bulunup bulunmadığı noktasında toplandığı anlaşılmıştır.
Celp edilen Kocaeli İcra Müdürlüğü 2021/57259 sayılı icra dosyasının incelenmesinde: davacı alacaklı tarafından ilamsız takip yapıldığı, ödeme emrine karşı davalı borçlunun süresinde itiraz ettiği ve davacının davasını kanunda belirtilen bir yıllık süre içerisinde usule uygun olarak açtığı görülmüştür.
Eldeki davada; davacı banka vekilinin 23.03.2022 tarihli dilekçesinde davalının takip dosyasına yapmış olduğu ödeme dolayısıyla alacaklarının kalmadığını ve davanın konusuz kaldığını belirttiği görülmüştür.
Eldeki davada; davaya konu edilen takip dosyasına davalı tarafından yapılan ödeme ve tarafların ödeme yapıldığı hususunu kabulü sonrasında davanın konusuz kaldığı tespit edilmiş, karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Her ne kadar ilk derece mahkemesince 23.12.2021 tarihli celse kararı ile müzekkere yazılan bankadan gelen cevabi yazı ve belgelere göre; davalının kefaletinin 27.06.2013 tarihli ve K1 000790383 numaralı GKS’ye ilişkin olduğu, takibe konu edilen GKS’nin ise K2 00106142 numaralı 04.06.2015 tarihli GKS olduğu ve takibe konu GKS’ye davalının kefaletinin bulunmadığı anlaşılmış, bu bağlamda davalının savunmasına itibar edilerek, HMK’nın 320/1 ve 331/1. maddeleri doğrultusunda davalı aleyhine yürütülen icra takibinin haksız bulunduğu kanaatiyle yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davalı lehine yasal vekalet ücretine hükmedilmesine şeklinde karar verilmişse de verilen karar doğru olmamıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Esastan Sonuçlanmayan Davada Yargılama Gideri” başlıklı 331.maddesinin birinci fıkrasında; davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkimin, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği düzenlenmiştir. Söz konusu bu düzenleme gözetilerek yapılan değerlendirme de, dava açıldığı tarih itibariyle davacı tarafından başlatılan icra takibinde, takibe konu edilen GKS’de davalının kefilliğinin olduğu, her ne kadar ilk derece mahkemesince bunun tam aksi iddia edilmiş ise de, mahkemece dosya arasına getirtilen K2 00106142 numaralı 04.06.2015 tarihli GKS ile ilgili belgelerin tam ve eksiksiz olarak dosyaya kazandırılmadığı, bu durumun da ilk derece mahkemesini yanılttığı ve hatalı karar verilmesine neden olduğu anlaşılmıştır.
Eldeki davada; davacı tarafından sunulan K2 00106142 numaralı 04.06.2015 tarihli GKS’nin incelenmesinde; davalının kefilliğinin yasal unsurlarıyla birlikte tam ve var olduğu, bu durumda eldeki davanın davacı tarafından haklı nedenle açılması sonucu ortaya çıktığından yargılama gideri ve vekalet ücretinden davalı tarafın sorumlu tutulması gerektiği anlaşılmıştır.
Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun açıklanan nedenlerle kabulüne, yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına, dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus da bulunmadığından; dairemizce davanın esası hakkında HMK’nın 353-(1)-b)-2) madde gereğince hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN KABULÜNE; Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 24/03/2022 tarih, 2021/362 Esas – 2022/149 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, HMK’nın 353-(1)-b)-2) maddesi gereğince YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
a-Davanın konusuz kalması nedeniyle KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
b-Alınması gerekli 179,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 529,66 TL harcın mahsubu ile artan 349,76 TL’nin talep halinde davacıya iadesine,
c-Davacı tarafından yapılan 58,20 TL yargılama gideri ile 59,30 TL başvurma harcı ve 179,90 TL peşin harcın toplamı 297,40 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
ç-Davalı tarafından yapılan yargılama masrafı bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
d-6325 sayılı HUAK’ın 18-(A)-11) maddesi uyarınca, suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
e-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
f-HMK 120. maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider avansından karar kesinleşene kadar yapılacak masraflar mahsup edilerek arta kalan miktar olduğu taktirde karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
2-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;
a-İstinaf Kanun Yoluna Başvuru harcının hazineye irad kaydına,
b-İstinaf Karar Harcının talep halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,
c-Davacı tarafından yapılan 220,70 TL İstinaf Kanun yolu masrafı ile 74,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 294,70 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
ç-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
d-Davacının yatırdığı istinaf gider avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davacıya iadesine,
e-Davacı hakkında düzenlenen 08/02/2022 tarihli ve 1.320,00 TL bedelli harç tahsil müzekkeresinin iptaline, mahkemesince işlem yapılmaksızın geri istenilmesine,
f-Kararın, 6100 sayılı HMK’nın 359-(4) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/06/2023
…
Başkan …
¸e-imzalıdır
…
Üye …
¸e-imzalıdır
…
Üye …
¸e-imzalıdır
…
Katip …
¸e-imzalıdır
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*