Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2022/1015 E. 2023/858 K. 26.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/1015
KARAR NO : 2023/858

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :21/12/2021
NUMARASI :2021/74 Esas – 2021/775 Karar

DAVACI :GLOBAL PAZARLAMA GIDA KUMANYACILIK DENİZCİLİK MADENCİLİK TURİZM SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ – … – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVALI :DBC MAKİNA SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – …
VEKİLİ :Av. … – …
İHBAR OLUNAN :VOLVO GROUP OTOMOTİV TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ – …
VEKİLİ :Av. … – …
DAVA :Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :05/08/2020

KARAR TARİHİ :26/05/2023
KR. YAZIM TARİHİ :08/06/2023
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin madencilik alanında faaliyet gösterdiğini, şirketin madenin yerinin tespit edilmesi, kalitesinin belirlenmesi ve aynı zamanda madenin çıkartılmasında kullanılmak üzere teknik olarak ihtiyaç duyulan bir makine satın alınması hususunda karar verdiğini ve 19/07/2019 tarihinde davalı şirketten DBC markalı 1 adet Paletli Hidrolik Sondaj Makinesi satın alındığını, bahse konu sondaj makinesi için davalı şirket tarafından 1.200,000,00-TL fiyat belirlendiğini ve bu bedelin davacı şirket tarafından 17/09/2019 tarihinde davalı şirketin hesabına yatırıldığını, davacı şirket tarafından bu makinenin alımı için toplamda 1.549,559,51-TL kredi çekilmek zorunda kalındığını ve bu kredi nedeniyle ortaya çıkan banka dosya masrafı olarak 25.200,00-TL kesildiğini, satın alınan sondaj makinesinin sevkıyatının davacı şirket tarafından yapıldığını ve nakil bedeli olarak Sertel İn. Her. San. Tic. Ltd. Şti.’ye 4.248,00-TL ödeme yapıldığını, makinenin çalıştırılmaya başlandıktan sonra arızalar vermeye başladığını, makinenin verdiği ilk arızanın davalı firmaya bildirildiğini, bunun üzerine davalı firma tarafından davacı şirkete servis ekibi gönderildiğini, makinenin 08/11/2019 tarihinde tekrar arıza verdiğini ve yeniden davalı şirkete bildirilerek servis ekibi talep edildiğini, servis tarafından tutanakta belirtilen değişiklikler yapılmışsa da arıza devam ettiğini, 25/11/2019 tarihinde makinenin arıza vermesi üzerine davalı tarafından gönderilen servis ekiplerinin 5 gün inceleme yaptığını ancak sorunu yerinde çözemediğini, sürekli arıza yapan cihazdaki sorunun bu şekilde çözülemeyeceği ve makinenin davalı firma fabrikasına geri götürülmesi gerektiği konusunda müvekkil şirketin davalı tarafa talepte bulunduğunu, davalı şirketin talebi doğrultusunda 10/12/2019 tarihinde düzenlenen sevk irsaliyesi ile davalı yanın servis ekibine sondaj makinesinin davalı tarafa teslim edildiğini, davacı şirkete yüklenen malın tamir ve bakımı sürecindeki masraflar dahi aslen davalı şirket tarafından karşılanması gereken bedeller olmasına rağmen davalı şirket tarafından ödenmediğini beyan ederek davanın kabulü ile taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin geçersizliğine ve davacı tarafından ödenen ürün bedelinin iadesi sırasında eksin ödenmiş olan 93.715,40-TL’nin davalıdan alınarak davacı şirkete verilmesine, şimdilik 1.000,00-TL olarak belirlenen davacı tarafından yapılan masrafların, iş kaybı, ödenen faizler ile sair masrafların davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin adresinin Dilovası-Kocaeli olduğunu, davaya Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemelerinin bakmakla yetkili olduğunu, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını ve yetkisizlik itirazlarının olduğunu, dava konusu sondaj makinesinin önemli bir parçası olan ve dava konusu iddiaların asli muhatabı olan motorun Türkiye yetkilisinin dava dışı Volvo Group Otomotiv Ticaret Limited Şirketi olduğunu ve davanın bu şirkete ihbarını talep ettiklerini, davacı şirketin talep ettiği 93.715,40-TL’nin 38.721,78-TL’lik kısmının, davacı şirketin grup şirketi olan ve yetkilileri ve hissedarları aynı olan Tefenni Metalik Madencilik Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti. unvanlı şirketin davalı şirkete 38.721,78-TL borcu olması nedeniyle, mahsup edilerek davacıya ödenmediğini, yapılan bu mahsup işleminin sebebi davacı tarafından bilinmesine rağmen, 38.721,78-TL’lik Tefenni Metalik Madencilik Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti. borcunun bu davada talep edilmesi üzerine, dava dilekçesinin davalı şirkete tebliğ edilmesinden sonra, davalı şirket tarafından 07/09/2019 tarihinde davacı şirketin hesabına havale yolu ile ödendiğini, bu konudaki iyi niyetimiz ve haklılığımız ve mukabilinde davacının niyeti, davacıya yapılan ödemenin hemen ertesi gününde, davacının grup şirketi Tefenni Metalik Madencilik Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından aynı meblağdaki 38.721,78-TL’lik ödemenin, talep edilmemesine rağmen davalı şirkete yapıldığını, davacı şirketin davalı şirketten sarf malzemeleri aldığını, bu alımdan dolayı davacı şirketin, davalı şirkete 54.993,62-TL borcunun bulunduğunu, davacı şirketin 93.715,40-TL bedelli alacak talebine karşılık olarak, davacı şirketin müvekkil şirkete ohlan 54.993,62-TL alacağı talep ettiklerini, davacı şirketin ayıplı olduğunu iddia ettiği sondaj makinesini davalı şirketin yıllardır imal ettiğini ve çeşitli ülkelere ihraç ettiğini, bu ürünlerin piyasadaki en kaliteli ürünler olduğunu, bu zamana kadar bu ürünler ile ilgili hiçbir şikayet almadıklarını, ürünün fabrikada yapılan incelemesinde dizel motordaki paslanmaz çelikten imal edilen mazot tankının içinde yoğun derecede metal parçaları ve pas tespit edildiğini, davacının şikayetlerinin makinenin ayıplı olmasından değil, davacı firmanın makineye uygun olmayan ve niteliksiz yakıt kullanmasından kaynaklandığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın REDDİNE …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından yargılama sırasında deliller kısmında belirtilmiş olan delillerin hiçbirinin toplanmadığını, hiçbir delil araştırılması yapılmaksızın, mahallinde keşif ve mümkün olduğu takdirde bir bilirkişi incelemesi yapılmaksızın eksik delil nitelemesi ile bir bilirkişi raporu dayanak kabul edilmek sureyle sadece hüküm kısmına bu bilirkişi raporu özetlenmek suretiyle davanın reddine karar verildiğini, devamında tanık deliline dayanılmasına ve bu hususta davalı tarafın da tanık dinlenmesine yönelik olarak bir itirazı da olmamasına rağmen ayıplı mala yönelik olarak tanık dinletme talepleri hakkında herhangi bir ara karar da kurulmadığını, dosya kapsamında alınmış olan bilirkişi raporuna açıkça ve ayrıntılı bir şekilde itiraz edilmesine ve itirazın özellikle dava ve delil dilekçelerinde geçen delillerin tekraren değerlendirilmesi ve görsel olarak itirazların ayrıntılı cevaplarının da verilmiş olması karşısında hiçbir gerekçe ortaya konulmaksızın bu taleplerin reddine karar verildiğini, davalı tarafın davacı firma tarafından yapılan arabuluculuk ilk görüşmesinin yapılmış olduğu 28.02.2020 tarihinden itibaren davanın açılmış olduğu 05.08.2020 tarihine kadar herhangi bir ödeme yapmadığını, Arabuluculuk görüşmeleri bittikten 6 ay sonra dava açılmasıyla birlikte Tefenni Metal Ltd. Şti.’ye olan borcunu ödediğini, bu yönüyle dahi davanın açılmasına sebebiyet veren davalı şirketin yargılama giderleri ve avukatlık ücretine mahkum edilmesi gerektiğini, makinenin mevcut şartlarda kullanılmasının uygun olmamasına rağmen ne yazık ki davalı şirket satışı hususunda davacı şirketi bilgilendirmediğini, davalı tarafın bizzat kendisi tarafından yapılan hasar tespitlerinin hiçbirinde yakıt arızasından bahsedilmediğini, oysa makine sökülerek iade edildiği fabrikasında ise her nasılsa bir anda yakıt arızası gibi bir tespite yer verildiğini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya satılan söz konusu sondaj makinesi ayıplı olmayıp bu durumun yerel mahkeme kararında da açıkça ortaya çıktığını, bilirkişi raporu da göz önüne alındığında, söz konusu tespitlerde makinenin ayıplı olmadığı, makinede meydana gelen arızaların kötü ve uygunsuz yakıt kullanımından, yani bir başka deyişle kullanıcı hatasından kaynaklandığını ortaya koyduğunu, yine söz konusu bilirkişi raporunda, davalı şirketin herhangi bir kusuru olmadığı, bu sebeple davalı şirketin sebep olduğu herhangi bir zarar olmadığından tazmin yükümlülüğü bulunmadığının belirtildiğini belirterek; haksız istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan vekili cevap dilekçesinde özetle; eksik inceleme iddialarının tamamen dayanaksız olduğunu, hatalı kullanım nedeniyle arızaya sebebiyet veren davacının istinaf taleplerinin tamamen dayanaktan yoksun olduğunu belirterek; haksız istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER:Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/12/2021 tarih, 2021/74 Esas – 2021/775 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; satım sözleşmesine konu iş makinesinin ayıplı olması iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince; “…Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; tarafların 19/07/2019 tarihinde ; DBC markalı 1 adet Paletli Hidrolik Sondaj Makinasının 1.200,000,00 TL bedelle satımı konusunda anlaşmaya vardıkları, makinanın davalıya teslim edildiği, makinanın davacı şirket tarafından çalıştırılmaya başlanmasından sonra makinanın arıza vermeye başladığı, davacının davalı tarafından üretilerek satılan sondaj makinasının bakım onarımı yapılmasına rağmen tekrar arıza vermesi nedeniyle makinanın davalı şirket tarafından iade alındığı, ancak davacının ayıplı olan makinanını çalıştırılamadığı günlerde zararının doğduğu, makinanın davalıya ait fabrikaya nakledilerek orada tamir edilmesi nedeniyle nakliye masrafına katlandığı iddiasıyla davacının taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin geçersizliğine ve ödenen ürün bedelinin iadesi sırasında eksik ödenmiş olan 93.715,40 TL’nin davalıdan alınarak davacı şirkete verilmesini talep ettiği, davalının iş makinasındaki arızanın kullanıcı hatasından kaynaklandığını savunduğu, taraflar arasındaki uyuşmazlığın; taraflar arasında satımı konusunda anlaşılan iş mahkemesinin ayıplı olup olmadığı, satım sözleşmesinden dönülmesi nedeniyle davacının uğradığı iş kaybı, ödemek zorunda kaldığı faiz ve masraflar, ayıplı olduğu iddia edilen iş makinası nedeniyle davacının yapmak zorunda kaldığı masraflar nedeniyle uğradığı zararın miktarının tespiti, davalı tarafın davacı tarafın uğradığı zararların tanzim yükümlülüğünün bulunup bulunmadığı, satım sözleşmesine konu sondaj makinasının ayıplı olup olmadığı hususlarında toplandığı tespit edilmiştir. Mahkememizce alanında uzman bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır. Bilirkişi raporunda dava konusu makinanın ayıplı olmadığı, arızanın davalı şirket tarafından uygun yakıt kullanılmamasından yani kullanıcı hatasından kaynaklandığı bildirilmiştir. Davcı vekili bilirkişi raporuna delil listesinde sunmuş oldukları ve dosya kapsamında bulunduğu iddia edilen delilleri içerir cd kaydının incelenmeksizin eksik inceleme ile bilirkişi raporu düzenlemiş olması gerekçesiyle itiraz etmiş, yapılan incelemede davacı vekilinin delil listesinde makinanın onarılması ve çalıştırılmasına ilişkin görüntüleri içeren cd ye dayandığı, ancak delillerin sunulması için verilen süreler içinde bu görüntülerin sunulmamış olduğu, her ne kadar davacı vekili görüntülerin cd içerisinde sunulduğunu iddia etmiş ise de dosya kapsamında cd sunulduğuna ilişkin herhangi bir alındı belgesi bulunmadığı, davalı vekilinin bu aşamada delil sunulmasına muvafakatlarinin bulunmadığını beyan ettiği, bilirkişi raporunun taraf ve yargı denetimine elverişli olduğu anlaşılarak davacı vekilinin rapora yönelik itirazları reddine karar verilmiş, dava konusu sondaj makinasının ayıplı olduğu yönündeki davacı iddiasının ispat olunamamış olması sebebiyle davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklindeki gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır
Davanın dayanağı 6098 sayılı TBK’nın 219 ve 227. maddeleridir.
6098 sayılı TBK’nın 219. maddesine göre; satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile, onlardan sorumludur.
Malın ayıplı olması halinde alıcıya tanınan haklar 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 227. maddesinde düzenlenmiştir.
Madde 227; “satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hallerde alıcı, aşağıdaki seçimlik haklardan birini kullanabilir:
1-Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme,
2-Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme,
3-Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme,
4-İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme,
Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır.
Tacirler arası ticari satımlarda, satılanın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli değilse, alıcı teslimden itibaren 8 gün, diğer hallerde ise 2 gün içinde satılanın gözden geçirilmesini sağlamakla yükümlüdür. Bu hüküm 6102 Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiştir. TTK. m. 23/1.c’ye göre, “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanunu’nun 223’üncü .maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” Bu durumda, TBK. m. 223 burada da uygulama alanı bulacaktır. TBK. m. 225’e göre, satıcının ağır kusurlu olması halinde ayıbın kendisine zamanında bildirilmediğini ileri sürerek sorumluluktan kurtulamayacaktır. Aynı hüküm, satıcılığı meslek edinmiş kişiler için de geçerlidir.
Somut olayda; davaya konu davacının 19/07/2019 tarihinde; davalı üretici şirketten DBC markalı 1 adet Paletli Hidrolik Sondaj Makinası satın aldığı, aracın arızalanması nedeniyle servise çekildiği,14.12.2019 tarihli servis formunda oluşan arızanın alınan yakıttan kaynaklandığının ve garanti kapsamında olduğunun tespit edildiği, aynı tespitin dosyada talimat yoluyla İTÜ’de görevli akademisyen makine ve maden mühendislerinden oluşturulan Bilirkişi Kurulunun 01.09.2021 tarihi raporunda da ifade edildiği, davacının sözlemeden dönmek suretiyle bedel iadesini talep ettiği, davacının davalı tarafından fatura bedeli olan 1.200,000,00-TL den 93.715,40-TL’ ve iş makinasının arızalanması nedeniyle uğranıldığı iddia olunan 823.512,46 TL’ nın 1000,00 TL ‘sı kısmi dava kapsamında talep edildiği,, dosyaya sunulan 07/09/2020 tarihli banka dekontundan, davalı DBC Makine San ve Tic. A.Ş. tarafından Tefenni Metalik Madencilik Nakliyat A.Ş. (davacı Global Pazarlama Gıda Kumanyacılık Denizcilik Madencilik Tur. San. Tic. A.Ş. kuruluşu) 38.721,78 TL ödeme yapıldığının, davalının cevap dilekçesinde, davacı şirketin, sarf malzemeleri satın alması nedeniyle davalıya 54.993,62 TL borcu bulunduğunu, 38.721,78 TL borç davacıya ödendiğinden ve bakiye 54.993,62 TL alacağın da takas edilmesiyle ortada davacı şirkete karşı bir borcunun kalmadığını ileri sürdüğü anlaşılmıştır.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara, belgelere, hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm tesisi için yeterli bulunmasına ve gerekçe içeriğine göre, ilk derece mahkemesi kararında davanın esasıyla ilgili tarafların gösterdiği hükme etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, yerel mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya yeter açıklık taşıdığı, davacının,davaya konu ettiği zararların, satılanın ayıplı olmasından kaynaklandığını ispat edememesine göre, kararın usul ve yasaya uygun bulunduğu anlaşıldığından, davacı vekilinin yerinde bulunmayan sair istinaf başvurularının ayrı ayrı 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
Bununla birlikte, eldeki dosyada davalı yanca ileri sürülmekle takas iddialarının irdelenmesi gerekmektedir. Takasta, birbirinden bütünüyle ayrı ve bağımsız, karşılıklı iki alacak (borç) vardır. Ayrıca takas edilecek alacakların muaccel, dava edilebilir olması ve takas hakkının kanunla veya tarafların yapmış oldukları bir sözleşmeyle ortadan kaldırılmaması gerekir. Bu alacak sahiplerinden her biri takas ileri sürebileceği gibi, bu yola gitmeksizin alacaklarını ayrıca dava konusu edebilirler. Türk Borçlar Kanununun 143/1 (BK.122.mad.) maddesi uyarınca, takas, borçlunun takas iradesini alacaklıya bildirmesiyle vaki olacağından, takasın sağlanması için mutlaka ayrı bir dava veya karsı dava açılması gerekmez. Borçlu, kendisine karsı açılmış olan bir dava içerisinde takas talebinde bulunabilir ve böylesi bir talep, usul hukuku anlamında bir defi niteliği taşır. Defiler, davada ileri sürülmedikçe hakim tarafından kendiliğinden dikkate alınmazlar. Takas bir defidir. Bu itibarla, ileri sürülmedikçe kendiliğinden dikkate alınamaz. Defiler, cevap süresinde ileri sürülmelidir. Aksi halde, davalı “savunmanın genişletilmesi yasağı” ile karşılaşabilir. Somut olayda, davalının takas savunmasının yerinde olup olmadığının bu çerçevede araştırılması gerekmektedir.
Bu açıklamalar ışığında mahkemece yapılacak iş, taraf delillerinin eksiksiz olarak dosyaya kazandırılmasından sonra, taraflara ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek suretiyle gerekirse yerinde inceleme yetkisi de verilerek, SMMM bilirkişisinden, hükme esas almaya elverişli, taraf iddia ve savunmalarını, takas mahsup iddialarını karşılayan, denetime açık bilirkişi raporu alınarak, davalının fatura bedelinden yaptığı 54.993,62 TL kesintinin haklı olup olmadığı hususunda yapılacak değerlendirmeye göre bir karar vermek olmalıdır.
Yapılan açıklamalar ışığında, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.6 maddesi ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
Mahkemece, gerekçeli karar başlığında; taraf vekillerinin adreslerinin yazılmamış olması ise, 6100 sayılı HMK’nın 297/1-b maddesine aykırı olmakla birlikte sonuca etkili olmadığından, kaldırma nedeni yapılmamış ve bu hususa eleştiri getirilmekle yetinilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin davacının istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince; yukarıda açılanan hususlara ilişkin olmak üzere kısmen ESASTAN KABULÜNE, sair istinaf itirazlarının 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/12/2021 tarih, 2021/74 Esas ve 2021/775 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine,
5-İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Davacı hakkında düzenlenen 13/04/2022 tarihli ve 1.320,00-TL bedelli harç tahsil müzekkeresinin iptaline, mahkemesince işlem yapılmaksızın geri istenilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.26/05/2023


Başkan …
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*