Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/994 E. 2022/573 K. 21.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/994
KARAR NO : 2022/573

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :04/03/2021
NUMARASI :2017/104 Esas – 2021/168 Karar

DAVACI :… (T.C. No: …) –
VEKİLLERİ :Av. … & Av. … –
DAVALI :…. –
VEKİLİ :Av. … –
DAVANIN KONUSU :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :27/01/2017

KARAR TARİHİ :21/03/2022
KR. YAZIM TARİHİ :20/04/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasında imzalanan 29.01.2014 tarihli sözleşme gereğince müvekkilinin davalı şirketin Azerbaycan’da yürütülecek temsilcilik işleri, daha önce hazırlanan temsilcilik sözleşmesinde belirtilen görevler, iş geliştirme faaliyetleri, kamu kurum ve kuruluşlarla ilgili bir çok iş takibi, lojistik destek verme gibi bir takım hizmetler sunmayı kabul ve taahhüt ettiğini, müvekkilinin sözleşmenin kendisine yüklemiş olduğu tüm sorumlulukları eksiksiz olarak yerine getirdiğini, davalı tarafça da bu işlerin karşılığında bir kısım ödeme taahhüdünde bulunulduğunu, müvekkiline Baku Tower Projesi için müşavirlik bedeli olarak 213.200,00 TL, Baku Property projesi için ise 44.940,00 TL komisyon bedeli ödenmesinin kabul ve taahhüt edildiğini, davalı şirketin yapmış olduğu projelerle ilgili hak edişlerini aldığını ancak müvekkiline ödemesi gereken toplam 258.140,00 TL ödemesini yapmadığını, davalı şirkete karşı Körfez İcra Müdürlüğü 2016/502 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının yetki itirazı üzerine takip dosyası Kocaeli’ne gönderildiğini, Kocaeli 4. İcra Müdürlüğü 2016/11079 Esas sayılı dosyası olduğunu, borçlu tarafa gönderilen ilamsız ödeme emrine borçlu tarafça bu kez esas yönünden itiraz edildiğini ve takibin durdurulmasına karar verildiğini, borçlunun itirazı haksız ve tamamen kötü niyetli yapılmış bir itiraz olduğunu belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalmak kaydı ile borçlunun haksız olarak yapmış olduğu itirazının iptaline, ve takibin devamına, borçlunun takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında Baku Tower ve Baku Property projelerine ilişkin olarak hizmet sözleşmesi imzalandığını, projeler devam ederken davacının 06/06/2015 tarihinde görevini bıraktığını, taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinin 20 TL/ton üzerinden kararlaştırıldığını, davacının görevini bıraktığı tarih itibari ile gerçekleşen üretim ve montajın 777 ton olduğunu, karşılığının 15.540,00 TL olduğunu, davacıya toplamda 88.562,00 TL ödendiğini, davacıya 88.562,00 TL – 15.540,00 TL = 73.022,00 TL fazla ödeme yapıldığını belirterek davanın reddine, davacının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … davanın kısmen kabul ve kısmen reddine, davalının Kocaeli 4. İcra Müdürlüğü’nün 2016/11079 Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, takibin 169.578,00 TL asıl alacak üzerinden ve asıl alacağa takip tarihinden tahsil tarihine kadar işletilecek yasal faizi ile birlikte devamına, ispat edilemeyen fazlaya yönelik alacak talebi ile takip öncesinde temerrüt oluştuğu tespit edilmediğinden işlemiş faiz talebinin reddine, alacak likit olduğundan İİK67/2. maddesi uyarınca 169.578,00 TL üzerinden hesaplanacak %20 oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkemece ilk alınan kök rapor ve ek rapora itibar edilmeyip, İTÜ’den talimat yolu ile aldırılan bilirkişi kurulu raporuna itibar edilmesi yerinde olmuş ise de ödemeler konusundaki değerlendirmesi doğru olmadığını, davalı, davanın hiç bir aşamasında ödeme belgesi sunamadığını, sözleşmeye istinaden davacıya yapılan bir ödeme ispat edilemediği gibi makbuz açıklamaları da davalının iddiasını çürüttüğünü, davalının ticari defterlerinde yapılan incelemelere göre bilirkişinin ticari defter ve özel belge olarak iki ayrı ödeme olabileceği şeklinde yaptığı tablo birbirinin tekrarı olup bilirkişinin irdelediği şekilde iki ayrı kayıt veya ödeme belgesi olmadığını, dava konusu sözleşme ile ilgili olarak davacıya yapılmış hiç bir ödeme olmadığını, öte yandan faiz başlangıcının icra takibinden itibaren başlatılması da yerinde olmadığını, sözleşmedeki vade tarihi belli olup davalının ayrıca temerrüte düşürülmesine gerek olmadığından, sözleşmedeki vade tarihinden itibaren faiz işletilmesi gerektiğini, takip talebinde işletilen faizin de kabulü gerektiğini, davanın tam olarak kabulü gerektiği için davalı lehine taktir edilen yargılama giderleri ile vekalet ücreti de doğru olmadığını beyan ederek, tehiri icra taleplerinin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne değil, tam kabulüne karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı, 06.06.2015 tarihi itibarıyla görevini bırakmış ve taraflar arasındaki hukuki ilişkiyi sona erdiğini, söz konusu tarih itibarıyla davacının herhangi bir hak ve alacağı bulunmamakta olup, aksine müvekkil şirkete borçlu durumda olduğunu, dosyaya sunulan ödeme belgeleri de dikkate alındığında davacıya, hak ettiğinden fazla ödeme yapılmış, hatta proje sahibi tarafından, müvekkil şirkete teslim edilmek üzere davacıya emaneten verilen tutara da davacı tarafından el konulduğunu, proje sahibi firmadan tahsil edilen ve davacının uhdesinde kalan 23.000,00-USD, davacı imzasını taşıyan makbuz ve davacı tarafından paranın alındığını gösterir davacı tarafça gönderilmiş e-mail dosyada mevcut olmasına rağmen, gerekçeli karara dayanak gösterilen bilirkişi raporunda sehven gözden kaçırıldığını, davacının müvekkil şirkete teslim etmediği 23.000,00-USD halen davacı elinde olmasına rağmen, davalıya karşı her halükârda herhangi bir alacağı da bulunmayan davacı yönünden takibin 169.578,00-TL’si yönünden devamına karar verilmiş olması haksız ve dayanaksız olup, kabulü mümkün bulunmadığını beyan ederek, tehiri icra taleplerinin kabulü ile yerel mahkeme kararının 169.578,00-TL’lik takibin devamı ve müvekkil şirketin icra inkar tazminatına hükmedilmesi bakımından kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafın istinaf dilekçesinde ileri sürmüş olduğu itirazları ve istinaf gerekçelerini kabul etmiyoruz. Davalının istinaf gerekçeleri somut gerçeklere, dosya kapsamına, taraflar arasındaki hukuki ilişkiye uygun olmadığını, aşamalarda tüm istinaf gerekçelerine cevap verilmiş ve toplanan delillerle davalının haksız olduğu sabit olduğunu, mahkeme kararına katılmadıkları hususları istinaf dilekçesinde detaylı olarak izah ettiklerini, davalının ödemeye dair iddialarını hiç bir şekilde kabul etmediklerini beyan ederek, davanın kabulü ile davalının istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/03/2021 Tarih – 2017/104 Esas – 2021/168 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş olup, hüküm taraf vekilleri tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacının, davalı ile 29.01.2014 tarihli sözleşme imzaladığı, imzalanan sözleşme gereğince davacının, davalı şirketin Azerbaycan’da yürütülecek temsilcilik işleri, iş geliştirme faaliyetleri, kamu kurum ve kuruluşlarla ilgili iş takibi, lojistik destek verme gibi bir takım hizmetler sunmayı kabul ve taahhüt ettiği, davacının, sözleşmenin kendisine yüklemiş olduğu tüm sorumlulukları yerine getirdiği, davalı tarafça da bu işlerin karşılığında bir kısım ödeme taahhüdünde bulunulduğu, davacıya Baku Tower Projesi müşavirlik bedeli olarak 213.200,00 TL, Baku Property projesi için ise 44.940,00 TL komisyon bedeli ödenmesinin kabul ve taahhüt edildiği, davalı şirketin yapmış olduğu projelerle ilgili hak edişlerini aldığı, ancak davacıya ödemesi gereken toplam 258.140,00 TL ödemenin yapılmadığı, davacı tarafından ödenmeyen bu alacaklar için davalı şirkete karşı Körfez İcra Müdürlüğünün 2016/502 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı,davalının yetki itirazı üzerine takip dosyasının Kocaeli’ne gönderildiği, Kocaeli 4. İcra Müdürlüğü 2016/11079 Esas sayılı dosyasında davalı tarafından aleyhine başlatılan takibe itiraz edildiği, itirazın hükümden düşürülmesi için eldeki davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince açılan davanın kısmen kabulüne karar verildiği, verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dosya arasına aldırılan 02/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda; dosyada taraflar arasında yapılmış herhangi bir hak ediş olmadığı, hatta davalı şirket ile Azerbaycan şirketleri veya devleti arasında yapılmış, dava konusu işlere ait bir hak ediş olmadığının görüldüğü, davacının işi bıraktığı tarih olan 06/06/2015 tarihi itibariyle işin tamamlanma oranı belirlenemediği, şantiye günlük raporlarından Bakü Tower işine ait olanın davacının işi bıraktığı tarihe yakın (07/06/2015 taihli) olduğu, Baku Property işine ait olanın ise 06/03/2015 tarihli olduğu, bu tarih ile 0606/2015 tarihi arasında 3 ay olup bu arada da montaja giren malzeme olabileceği, ancak dosya da bu proje ile ilgili olarak 0606/2015 tarihi veya bu tarihe çok yakın başka bir günlük rapor olmadığı için montaja giren malzeme miktarının bu proje için 06/03/2015 tarihli günlük rapordaki miktar olarak kabul edildiği, taraflar arasındaki sözleşmedeki temsilcilik komisyon bedelinin peşin ödeneceğine dair sözleşmede hüküm olmadığı, aksine ödemelerin hak ediş ödemelerine paralel gerçekleşeceğinin sözleşme de açık olarak yazıldığı, davacının, davalının Azerbaycan’da yürütmekte olduğu 2 adet işin yürütülmesine, sevk ve idaresine yardımcı olmak için dava konusu sözleşmenin imzalandığı, davacının işlerin alınması ile müvekkilinin görevinin sona erdiği, bu nedenle davacının sözleşme bedelinin tamamını hakkettiği iddiasının tarafalar arasındaki sözleşme ile uyuşmadığı, işlerin henüz tamamlanmadan davacının işi bıraktığı, dava konusunu teşkil eden sözleşmeye göre davacıya ödenecek komisyon bedelinin hak ediş ödemeleri paralelinde gerçekleşecek olması, hak edişe giren bedelin montaj tonajı olması, montaj tonajının dosyadaki mevcut belgelere göre 631,16 ton + 144,53 ton = 775,69 ton olduğu göz önüne alınarak davacının sözleşmeye göre alacağının 775,69 ton x 20,00 TL/ton = 15.513,80 TL olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı şeklinde görüş bildirildiği görülmüştür.
Dosyaya arasına aldırılan 20/01/2020 tarihili ek bilirkişi raporunda; davacı ve davalı taraf arasındaki sözleşmede komisyon birim fiyatının 20,00 TL/ton olarak belirlendiği, yaklaşık tonajın Baki Tower Projesi için 10.660 ton olduğu, yaklaşık komisyon bedelinin 2.247 ton x 20,00 TL/ton = 44.940,00 TL olduğu, sözleşmede komisyon ödemelerinin hak ediş ödemeleri paralelinde gerçekleşeceğinin yazıldığı, sözleşme de ton başına ödeme yapılacağı, ödemelerin davalının hak edişlerine paralel olarak gerçekleşeceği yazmakta olup, kök rapordaki değerlendirmeler sözleşmedeki bu hükümlerden yararlanılarak yapıldığı, sadece taralar arasındaki sözleşme birim fiyatından yararlanılarak ayrıca “komisyon ödemeleri hak ediş ödemelerine paralel gidecektir” maddesinden yararlanılarak davacının hizmet verdiği dönemler arası için iş hizmet bedeli hesaplaması yapıldığı, sözleşmede yine aynı maddeden dolayı kök raporda davacının komisyon alacağının proje ilerledikçe hak edişe hak kazanılacaktır şeklinde değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varıldığı ve bu kanaatin devam ettiği, taraflarından teknik olmayan bir konuda yorumun beklenmemesi gerektiğini, hukuki bir değerlendirme olduğu, kök rapordaki bilgilerin dosyadan alındığını, davalı ile Azerbaycan arasındaki sözleşmede toplam sözleşme bedelinin %50’sinin avans olarak verileceği, kalan ödemenin montaja giden malzemenin tonaj hesabı yapılarak ödeneceğinin yazdığını, buradan hareketle hak edişlerin montaja giren malzeme miktarından yapılmış olduğu dikkate alınarak davacının alacağının da buna göre hesaplandığını, davacı ile davalı arasındaki sözleşmede davalının aldığı avanstan söz edilmediği, sadece 20 TL/ton olarak belirlenen komisyon bedelinin hak edişler paralelinde yapılacağının yazıldığı, kök rapordaki hesaplamaların sözleşmedeki bu durum göz önüne alınarak, davacının çalıştığı döneme kadar ki montaja giren malzeme üzerinden yapıldığını, somut olayda davalı ile Azerbaycan arasındaki sözleşmede şantiyeye gelen malzemenin değil, montaja giren malzemenin parasının ödeneceğinin yazdığını, davacı ile davalı arasındaki sözleşmede de davacıya yapılacak komisyon ödemelerinin davalının hak edişlerine paralel gideceği ve 20 TL/ton üzerinden komisyon bedeli ödeneceği yazdığı için tüm hesapların bu husus göz önüne alınarak yapıldığı şeklinde görüş bildirildiği görülmüştür.
Dosya arasına aldırılan ve ilk rapordan farklı heyetçe hazırlanan17/08/2020 tarihli bilirkişi raporunda; tarafların aralarında yapılan sözleşmede belirlenen görevler kapsamında, davacının inşaat işlerine yönelik vazifesinin bulunmadığı, davacının Azerbaycan’da inşasını üstlenebileceği işleri bularak bu işlerin sahipleri ile davalıyı buluşturmak, işin alınması durumunda inşaata başlanması için gerekli izinleri almak, ekipman temini ile işçilerin barınması ile mobilizasyon başlıkları altında toplanabileceğini, davacının ise işin çelik tonajına göre bir komisyon ödeme yükümünün bulunduğunu, bununla birlikte sözleşme ve taraflar arasındaki dosyaya sunulan maillere göre davacıya ödenecek olan ücretin aldığı iş için ödenecek ücretin içine ayrı kalem olarak ekleneceğini ve davacının ücretini böylece esas iş sahibinden alacağını, ödemelerin davalının iş sahibinden aldığı hakedişlerin akabinde davacıya yapılacağını tespit ettikleri anlaşılmıştır. Bilirkişilerce davacının işi bırakma tarihinde inşaatın belirli bir aşamaya geldiği, bu durumda davacının işi getirme ve mobilizasyon destek işlerini yerine getirerek görevini tamamladığı belirlenmiştir. Ancak bilirkişiler davacının hakedişinin sözleşme kapsamında mı yoksa işin sonunda ortaya çıkacak nihai tonaj üzerinden mi yapılacağı hususlarının hukuki değerlendirmeyi gerektirdiğini düşünerek terditli hesaplama yapmışlardır. Buna göre; hukuki anlamda davacıya yapılacak ödemenin sözleşmede belirtilen tonaj üzerinden hesaplanması gerektiği yönünde bir değerlendirme yapması durumunda davacının sözleşmenin yapıldığı 29/01/2014 tarihi itibari ile; Bakü Towers işi için 10.660 ton x 20 TL/ Ton = 213.200,00 TL, Bakü Property işi için 2.247 ton x 20 TL/ ton = 44.940,00 TL olmak üzere toplamda 258.140,00 TL olduğu, hukuki anlamda davacıya yapılacak ödemenin nihai tonaj üzerinden hesaplanması gerektiği yönünde bir değerlendirme yapması durumunda davacının sözleşmenin yapıldığı 29/01/2014 tarihi itibari ile; Bakü Towers işi için 12.800 ton x 20 TL/ ton = 45.600,00 TL, Bakü Property için 2.280 ton x 20 TL/ ton = 45.600,00 TL olmak üzere toplamda 301.600,00 TL alacaklı olduğu şeklinde görüş bildirildiği görülmüştür.
Dosya arasına aldırılan SMMM bilirkişisinden alınan 12/01/2021 tarihli bilirkişi raporunda; davalı şirketin incelenen defter kayıtlarına göre, süresi içinde açılış ve kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı ve kayıtların tek düzen hesap planına uygun olarak yapıldığı, davalıya hizmet bedeli olarak ödediği tutarın 88.562,00 TL olduğu, defter kayıtlarında yer almayan ve özel makbuzlarla yapıldığı iddia edilen ödeme tutarının ise toplam 111.855,00 TL olduğu, sadece defterlerinde kayıtı ödemenin kabul edilmesi halinde davalı şirket tarafından davalıya avans olarak ödenen hizmet bedelinin 88.562,00 TL olarak alınması, defter kayıtlarında yer almayan ve özel belgelerle ödendiği iddia edilen 111.855,00 TL’nin de ödeme olarak kabul edilmesi durumunda ise, toplam ödeme tutarının (88.562,00 + 111.855,00) 200.417,00 TL olarak alınabileceği şeklinde görüş bildirildiği görülmüştür.
Eldeki davada, ilk derece mahkemesince; davacı vekilinin SMMM bilirkişi raporuna karşı sunduğu itirazda, kendilerine herhangi bir şekilde ödeme yapılmadığı, söz konusu ödemenin sözleşmeden kaynaklanan alacaklarına istinaden olmayıp Bakü’de yapılan işlere yönelik ve davalının kendi masraflarına karşılık aracı olarak kendilerine gönderildiği şeklindeki itirazlara itibar edilmemiştir. Nitekim davacı taraf yapılan ödemelerin kendisine değil, 3. kişilerin alacaklarına yahut davalının inşaat masraflarına yönelik olduğunu ancak yazılı delille ispatlayabilir. Yapılan ödemenin aksini ve ödemenin 3. kişilere (başka ilere) yönelik olduğunu ispat edemeyen davacının alacağının, İTÜ’den alınan raporda belirlenen 258.140,00 TL’den mahsup edilmesi sonucunda 258.140,00 TL – 88.562,00TL = 169.578,00TL olduğu, dinlenen davalı tanıklarının beyanlarından davacının işi yarım bırakarak ayrıldığı gibi bir sonuç çıksa da sözleşmede belirlenen işin mahiyetine göre işin bırakıldığı tarihten önce tamamlanmış olduğu, böylece davacının sözleşme bedelini hak ettiği, davacının söz konusu alacağı taraflar arasında imzalanan sözleşmeden edimlerini eksiksiz olarak yerine getirmesi nedeniyle hak kazandığı, dolayısıyla davalının aleyhine yürütülen takibe yapmış olduğu itirazın kısmen haksız olduğu, davacı vekilinin bilirkişi raporunda hesaplanan faiz alacağı yönünden ıslah işleminde bulunarak faiz alacağını da talep etmiş olmasına rağmen davalının temerrüde düşürülmediği, imzalanan sözleşmelerin belirsiz vadeli olması olması ve davalı tarafa usule uygun olarak çekilen bir ihtarın da bulunmaması nedeniyle faiz alacağına karar verilemeyeceği anlaşıldığından davanın kısmen kabulüne, haksız yere itiraz edilen likit alacak bakımından davalının icra inkar tazminatına mahkumiyetine şeklinde karar verilmişse de verilen kararın eksik araştırmaya dayalı olarak yanılgılı kanaatle verildiği anlaşılmıştır.
Somut dosyada; davacı taraf davalı ile aralarındaki sözleşmeye dayanarak bu sözleşme hükümlerinin davalı tarafından yerine getirilmediğinden bahisle eldeki davayı açmış ve sözleşmede kararlaştırılan ücreti talep etmiştir. Mahkemece dosya arasına iki adet farklı bilirkişi raporu alınmış ve son alınan rapor doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmişse de verilen karar hatalıdır. İlk derece mahkemesince öncelikle taraflar arasındaki sözleşmeye konu olan Azerbaycan ülkesindeki inşaatların tamamlanma durumları net bir şekilde tespit edilmeli bunun için gerekli tüm araştırmalar yapılmalı, sonrasında ise taraflar için önemli olan davalının bu inşaatlar için iş verenden hak ediş alıp almadığı, aldıysa ne miktarda aldığının açık olarak tespit edilmesinden sonra ve davacının davalıya verdiği danışmanlık hizmetini tam olarak ne zaman sonlandırıldığının da tespiti ile yapılacak tüm bu inceleme ve araştırma sonrasında gerektiğinde farklı bir heyetten yeni bir bilirkişi raporu aldırılarak, elde edilecek deliller ışığında oluşacak kanaate göre olumlu olumsuz bir karar verilmelidir.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; taraf vekillerinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle kabulüne, diğer istinaf nedenlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Tarafların ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince; yukarıda açılanan hususlara ilişkin olmak üzere ESASTAN KABULÜNE,

2-KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 04/03/2021 tarih, 2017/104 Esas ve 2021/168 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf edenler tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine,
5-İstinaf edenler tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(3) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-İİK’nın 36-(5) maddesi gereğince davalı vekilince Kocaeli İcra Dairesinin 17/06/2021 tarih 2020/35377 Esas sayılı dosyasına sunulan teminatın yatırana iadesine,
9-Tarafların diğer istinaf nedenlerinin kararın kaldırılması nedenine göre bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile KESİN olarak karar verildi. 21/03/2022


Başkan-…
¸e-imzalıdır

Üye-…
¸e-imzalıdır

Üye-…
¸e-imzalıdır

Katip-…
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*