Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/909 E. 2022/474 K. 07.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/909
KARAR NO : 2022/474

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :13/01/2021
NUMARASI :2019/723 Esas – 2021/15 Karar

DAVACI :… (T.C. No: …) –
VEKİLİ :Av. … –
DAVALI :MÜFLİS CVS MAKİNA İNŞ. SAN. VE TİC. A.Ş. (Gebze 4. İcra ve İflas Müdürlüğü 2018/30 İflas İdaresi) –
VEKİLİ :Av. …
DAVANIN KONUSU :Kayıt Kabul
DAVA TARİHİ :06/09/2019

KARAR TARİHİ :07/03/2022
KR. YAZIM TARİHİ :06/04/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderien dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı müflis işveren nezdinde 01/04/2008 tarihi ile iş sözleşmesinin iflas nedeni ile feshedildiği 14/03/2019 tarihine kadar çalıştığını, aradan geçen zaman zarfında verilen sözler nedeni ile müvekkilinin iyi niyetle işçilik alacaklarının ödenmesini beklediğini ancak bir sonuç alamadığını, müvekkilinin 05/02/2019 tarihinde bordrolara yansıtılan ancak ödenmeyen 2015-2019 yılları arasındaki fazla mesai, ücret, AGİ, Hafta Tatili, zam farkı,prim,ikramiye vs alacaklarından oluşan 29.050,96 TL maaş, 1.537,20 TL yıllık izin ücreti, 36.080,44 TL kıdem tazminatı, 4.263,32 TL ihbar tazminatı, 1.030,00 TL bireysel emeklilik kesintisi alacağı olmak üzere toplam 71.961,92 TL alacaklarının iflas masasına kaydını ve en yüksek banka mevduat faizi ile kendisine ödenmesini talep ettiğini, dilekçe ekinde alacağının dayanağı olan ve altında müflis şirketin imzası ve kaşesi bulunan müvekkilinin alacaklarına ilişkin listeyi sunduğunu, alacak kayıt talebinin iflas idaresi tarafından reddi üzerine arabuluculuk yoluna başvurulmuşsa da anlaşma sağlanamadığını, müvekkilinin 12,81 TL saatli ücret ile 2.882,25 TL brüt ücretle çalıştığı gibi tüm işçilere işyerinde servis ve yemek hizmetinin de işveren tarafından karşılandığını, müvekkilinin 2015 yılından iş sözleşmesinin feshedildiği tarihe kadar ücretlerinin ya hiç yatırılmadığını ya da gecikmeli veya eksik olarak yatırıldığını, müvekkiline yıllık izinleri kullandırılmadığı gibi ücretinin de ödenmediğini, iflas idaresi tarafından işyeri ve SGK kayıtları ile sabit olan müvekkilinin işçilik alacaklarının reddinin hatalı olduğunu, tüm bu nedenlerle reddedilen 29.050,96 TL ücret alacağı, 36.080,44 TL kıdem tazminatı, 4.263,32 TL ihbar tazminatı, 1.537,20 TL yıllık izin ücreti, 1.030,00 TL bireysel emeklilik kesintisi alacaklarının kabulüne, davacının alacaklarının işçilik alacağı olması nedeni ile 1. sıraya kayıt ve kabulü ile 27/12/2018 İflas tarihine kadar en yüksek banka mevduat faizin de hesaplanmasına, tüm alacak kalemleri için İİK 196. madde gereğince iflasın açılması ile birlikte işleyecek faizin de hesaplanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın sıra cetvelinin ilanından ya da İİK. 223. maddesi gereği tebligata elverişli adresin bildirerek yazı ve tebliğ masrafı vermiş ise, sıra cetveli ve derece kararının tebliğinden itibaren 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde dava açmak zorunda olduğunu, iş bu davanın süresinde açılmadığını, kabul anlamına gelmemek şartıyla davacının alacak kayıt başvurusunda bulunduğu dava konusu alacağın zaman aşımına uğradığını, davacının İİK 206 vd maddelerinde belirtildiği gibi usulüne uygun alacak kaydı başvurusunda bulunmadığını, başvuru harcını ve gider avansını yatırmadığı gibi alacağa ilişkin evrak asıllarını da başvuru esnasında ibraz etmediğini, iflas masasına alacak kayıt başvurusu yaparken İİK 219 maddesi gereğince alacaklılar ve istihkak iddiasında bulunanlar alacaklarını ve istihkaklarını ilândan bir ay içinde kaydettirmeleri ve delillerinin (senetler ve defter hulâsaları, vs.) asıl veya musaddak suretlerini tevdi eylemeleri gerektiğini, davacı tarafça alacağın dayanağı belge asıllarını (çek, senet, Gerekçeli Karar, kesinleşme şerhi, ticari defter kayıtları, protokol vs) veya tasdikli örneklerini ve hesaplamaya yarar belgeleri alacak kayıt başvuru dilekçesi ekinde sunulmadığından alacak kayıt talebinin reddedildiğini, davacının alacak kayıt talebinde bulunurken alacak taleplerini somutlaştırmadığını, davacının alacak kayıt başvurusunda işçilik alacaklarının hangi kalemlerden oluştuğunu bildirmediğini, işçi kıdem ve ihbar tazminatı, fazla mesai, hafta tatili, izin ücreti, AGİ, prim, ikramiye, bireysel emeklilik kesintisi vs alacaklarının miktarını belirtmediğini, sadece toplam alacak tutarını belirttiğini, ancak bu alacak kalemlerinin her birinin faiz türü ve miktarının ve temerrüt olgusunun farklı şartlara tabi olup, alacak kalemlerinın ayrıntılı belirtilmesi gerektiğini, yapılan ödemelerin de öncelik sırasına göre mahsup edilmesi gerektiğini, bu nedenlerle davacının alacak kayıt talebinin haklı olarak reddedildiğini, icra takibine konu edilen alacaklarına ilişkin olarak takibe konu evrak asılları veya icra müdürlüğünce tasdik edilmiş örnekleri ile hesaplamaya yarar takip talebi, kapak hesabı, ödeme emri ve diğer evrakların sunulması gerektiğini, kayıt kabul davalarında alacakların tam olarak ödenip ödenmeyeceği ancak tasfiye sonunda anlaşılabildiğinden maktu karar ve ilam harcı alınması ve maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, davacının alacak kayıt talebi dilekçesi ve ekleri alacağını tevsik eder mahiyette olmadığından ve alacak yargılamayı gerektirdiğinden haklı olarak iflas idaresince İİK 219, 230, 232, 233 uyarınca reddedildiğini, tüm bu nedenlerle; davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından ve derdest dava bulunması halinde usulden reddine, aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … davanın kısmen kabulüne, 29.050,96.-TL ücret alacağı, 4.263,32.-TL ihbar tazminatı, 1.537,20.-TL yıllık izin ücreti alacağı, 30.717,24.-TL kıdem tazminatı alacağı olmak üzere toplam 65.568,72.-TL’nin Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/30 iflas sayılı iflas masasına 1. sıra alacak olarak kayıt ve kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine, davacı vekilinin işlemiş faiz ve İİK 196. md gereğince işleyecek faiz taleplerinin reddine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; alacak kayıt talebinde talep etmiş oldukları alacaklarının 27.12.2018 İflas tarihine kadar işlemiş faizi ile birlikte, Gebze 4. İcra Müdürlüğü 2018/30 iflas masasına 1. sıraya kayıt ve kabulü yönünde karar verilmesi ve alacakları için 27.12.2018 iflas tarihine kadar işlemiş faiz hesaplanmaması, İİK 196 gereğince iflas tarihinden sonra işleyecek faiz taleplerinin reddedilmesi, 27.12.2018 iflas tarihi ile 14 Mart 2019 tarihleri arasında çalışması karşılığı doğan masa borcunun Pay Defterine yazılmaması usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, yargılama giderleriyle vekalet ücretinin de davalı iflas masasına tahmiline karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/01/2021 Tarih – 2019/723 Esas – 2021/15 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; işçilik alacağının iflas masaına kayıt kabul istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın yapılan incelemesinde; davacının, davalı müflis işveren nezdinde 01/04/2008 tarihi ile iş sözleşmesinin iflas nedeni ile feshedildiği, davacının, davalı işyerinde 14/03/2019 tarihine kadar çalıştığı,davacının, 05/02/2019 tarihinde bordrolara yansıtılan ancak ödenmeyen 2015-2019 yılları arasındaki fazla mesai, ücret, AGİ, hafta tatili, zam farkı,prim,ikramiye vs alacaklarından oluşan 29.050,96 TL maaş, 1.537,20 TL yıllık izin ücreti, 36.080,44 TL kıdem tazminatı, 4.263,32 TL ihbar tazminatı, 1.030,00 TL bireysel emeklilik kesintisi alacağı olmak üzere toplam 71.961,92 TL alacaklarının iflas masasına kaydı ve en yüksek banka mevduat faizi ile kendisine ödenmesini talep ettiği, dilekçe ekinde alacağının dayanağı olan ve altında müflis şirketin imzası ve kaşesi bulunan davacının alacaklarına ilişkin listeyi sunduğu, alacak kayıt talebinin iflas idaresi tarafından reddi üzerine arabuluculuk yoluna başvurulmuşsa da anlaşma sağlanamadığı,davacının 12,81 TL saatli ücret ile 2.882,25 TL brüt ücretle çalıştığı gibi tüm işçilere işyerinde servis ve yemek hizmetinin de işveren tarafından karşılandığı,davacının 2015 yılından iş sözleşmesinin feshedildiği tarihe kadar ücretlerinin ya hiç yatırılmadığı ya da gecikmeli veya eksik olarak yatırıldığı,davacıya yıllık izinlerinin kullandırılmadığı gibi ücretinin de ödenmediği, iflas idaresi tarafından işyeri ve SGK kayıtları ile sabit olan müvekkilinin işçilik alacaklarının reddinin hatalı olduğu, tüm bu nedenlerle reddedilen 29.050,96 TL ücret alacağı, 36.080,44 TL kıdem tazminatı, 4.263,32 TL ihbar tazminatı, 1.537,20 TL yıllık izin ücreti, 1.030,00 TL bireysel emeklilik kesintisi alacaklarının kabulün ile davacının alacaklarının işçilik alacağı olması nedeni ile 1. Sıraya kayıt ve kabulü ile 27/12/2018 iflas tarihine kadar en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte hesaplanması için eldeki davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince açılan davanın kısmen kabulüne karar verildiği, verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dosya arasına aldırılan 28/12/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dosya kapsamındaki Sgk kayıtlarına göre davacının 01/04/2008-14/03/2019 tarihleri arası 10 yıl, 11 ay, 13 gün çalıştığı, dosya içindeki belgelerden davalı firmanın 27/12/2018 tarihi itibari ile iflasına karar verildiği, dosyada davacıya ait ücret bordroları mevcut olduğu, dosya kapsamından ücret ihtilafı bulunmadığının anlaşıldığı, hesaplamaların ücret bordroları dikkate alınarak yapılacağı, bordrolara göre davacının en son 2019 yılı brüt saat ücretinin 12,81 TL, aylık brüt 2.882,25 TL olduğu, davacı vekilince işyerinde yemek ve servis olduğu iddia edilmiş ise de, dosyada bu yönde delil bulunmadığı, ancak davacının sosyal hak iddiası yönünden karşı tarafça açık itirazda bulunulmadığından ek rapora mahal vermemek için alternatif hesaplama yapılacağı, dosyada yemek ve servis bedeli belli olmadığından günlük 7,50 TL yemek ücreti ile 4,00 TL yol ücreti esas alınacağı, toplam giydirilmiş brüt ücretin 3.181,25 TL olduğu, dosya kapsamına göre davacının en erken talep ettiği alacak 2015 Ekim ayına ait olup, dava konusu alacaklardan zamanaşımına uğrayan alacak bulunmadığı, dava konusu alacaklardan kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin alacağının feshe bağlı alacaklar olup fesih tarihinde muaccel hale geldiğinden bu alacakların işten çıkış tarihi itibariyle hesaplanması gerektiğini, dolayısıyla iflas tarihinde davacı çalışmaya devam ettiğinden bu alacakların henüz doğmadığını, ancak Mahkeme ara kararı doğrultusunda iflas tarihi itibariyle yapılan hesaplamanın da ayrıca gösterileceğini, diğer kalem alacaklar yönünden ise iflas tarihine kadar olan alacaklar ile iflas tarihinden fesih tarihine kadar olan alacakların ayrı ayrı gösterildiğini, dosyadaki işten ayrılma bildirgesinden davacının toplu işçi çıkarma kapsamında işten çıkışının yapıldığı, işverence davacının iş akdinin haklı nedenle sona erdirildiğine dair dosyada delil bulunmadığı, davacının hak kazanması halinde kıdem tazminatının İflas tarihi olan 27/12/2018 tarihi itibariyle I.Alternatif; İşyerinde yol ve yemek sosyal hakkı olduğu kabul edilirse; 33.903,79 TL, II.Alternatif; İşyerinde yol ve yemek sosyal hakkı bulunmadığı kabul edilirse; 30.717,24 TL olduğu, Fesih tarihi olan 14/03/2019 tarihi itibariyle I.Alternatif; İşyerinde yol ve yemek sosyal hakkı olduğu kabul edilirse; 34.579,06 TL, II.Alternatif; İşyerinde yol ve yemek sosyal hakkı bulunmadığı kabul edilirse; 31.329,04 TL olduğu, davacının ihbar önelinin 8 hafta olduğu, dosyada davacıya ihbar öneli verildiğine dair delil bulunmadığı, davacının 2018 Aralık ücreti ile en son fesih tarihindeki 2019 Mart ayı ücreti aynı olduğundan ve yine hizmet süresine göre 8 haftalık ihbar öneli değişmediğinden her iki alternatifte aynı sonuca ulaşıldığı, bu sebeple alternatif hesaplama yapılmadığı, I.Alternatif; İşyerinde yol ve yemek sosyal hakkı olduğu kabul edilirse; 5.002,51 TL, II.Alternatif; İşyerinde yol ve yemek sosyal hakkı bulunmadığı kabul edilirse; 4.532,33 TL ihbar tazminatı alacağı olduğu, dosya kapsamında davacı tarafça sunulan işverence imzalı belgede davacının 26/12/2018 tarihi itibari ile ücret alacağının ay ay belirtilmek suretiyle toplam 29.050,96 TL olarak belirlendiği, söz konusu belgedeki miktarın 2015 yılından itibaren maaş ve banka kayıtlarına göre tarafınca hesaplanan miktardan daha az olduğu, bu çerçevede davacının talebi ile bağlı kalınarak iflas tarihi itibariyle ücret alacağının 29.050,96 TL olduğu, İflas tarihinden fesih tarihine kadarki ücret alacağı ve toplam ücret alacağının; 4.529,33 TL olduğu, Bes alacağına ilişkin yapılan incelemede ücret bordrolarında Bes kesintisi yapıldığına dair herhangi bir kayda rastlanılmadığı, yine dosyada Bes alacağına ilişkin herhangi bir kayıt ve belgeye rastlanılmadığından hesaplama yapılamadığı, davacı tarafça dosyaya sunulan işveren imza ve kaşeli belgede davacının Bes alacağı net 1.030,00 TL olarak belirtildiği, yıllık izin kullandırıldığının ispat yükü işverende olup dosyada yıllık izin belgesi bulunmadığı, dosya kapsamına göre davacının 10 yıl kıdemi üzerinden 14×5=70 gün ve 5×20=100 gün olmak üzere toplam 170 gün izne hak kazandığı, davacının 170 gün izin alacağının hesaplanması gerekmekte ise de, davacının talebi daha az olduğundan yıllık izin alacağının 1.537,20 TL olarak kabul edildiği yönünde görüş bildirilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/30 iflas sayılı dosyasına yazılan müzekkereye verilen yanıttan; müflis CVS Makina İnş. San. ve Tic. A.Ş. hakkında Mahkememizin 2017/274 Esas, 2018/1132 Karar sayılı kararı ile 27/12/2018 tarihi itibariyle iflasına karar verildiği, ilamın henüz kesinleşmediği, 2. alacaklılar toplantısının yapılmadığı, davacının alacak kayıt talep dilekçeleri, talebin reddine ilişkin karar ve eklerini gönderdikleri anlaşılmıştır. Gebze 4. İcra Müdürlüğü 2018/30 İflas dosyasının 19/12/2019 tarihli yazı cevabında sıra cetveli ilanının 01.08.2019 tarihinde Akşam Gazetesinde ilan edildiğini, davacı tarafından masraf avansı verildiğini, davacı tarafa red kararının 03/08/2019 tarihinde tebliğ olunduğu bildirmiştir. Dava süresi masraf yatırıldığından tebliğ ile başlar. Kanunda öngörülen 15 günlük süre hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re’sen dikkate alınacaktır.
Davacı taraf dava açılmadan önce arabulucuya başvurmuş olup anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağı dosyaya ibraz etmiştir.
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 16/2 gereği arabuluculuk sürecinin başlamasından sonra ermesine kadar geçirilen süre, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmaz.
İlk derece mahkemesince; davacı tarafça masraf avansı yatırıldığından iflas sıra cetveline itirazın süresi tebliğ tarihinden itibaren işlemeye başlayacağından davaya konu ret kararı 03/08/2019 tarihinde tebliğ edilmiş olup, arabulucuya 01/08/2019 tarihinde başvurulmuş, son tutanak 05/09/2019 tarihli olup dava 06/09/2019 tarihinde ikame edildiğinden davalı vekilinin hak düşürücü süre itirazının reddine karar verilerek
işin esasına geçilmiştir.
Davalının zamanaşımı itirazı; davacı asilin başvuru dilekçesi ile dava dilekçesi ve ekleri incelendiğinde 2015-2016-2017-2018-2019 yıllarına ilişkin alacağın masaya kaydı talep edildiğinden ve işçilik alacakları beş yılda zamanaşımına uğrayacağından, zamanaşımı itirazının reddine karar verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
İflas alacağı, masa borcu ve iflastan sonra doğan genel nitelikli alacak olmak üzere üç grup alacak bulunmaktadır.
İflas tarihinden sonra doğan bir alacağın varlığı ve miktarı konusunda bir uyuşmazlık bulunmasa da, masa borcu olup olmadığı yönündeki inceleme, alacağın dayandığı hukuksal ilişkiye göre genel hükümler doğrultusunda iflas masası aleyhine açılan davada genel mahkemelerce tespit edilecektir. Böyle bir davada, davacı, masa alacaklısı olduğunu iddia eden alacaklı, davalı ise iflas idaresidir. Dava sonunda verilen ve uyuşmazlık konusu alacağı masa borcu olarak kabul eden karar, bütün iflas alacaklılarını bağlar. Masa mevcudunun iflas masrafları ve masa borçlarını karşılayamadığı durumlarda bu masraf ve borçlar iflas alacaklıları arasında taksim edilemez.
İflas masasının safi (net) mevcudu (masaya giren mal, alacak ve haklar), “alacakların ödenmesine tahsis olunur” (İİK m.184,I,c.1). Buradaki “alacaklar” teriminden maksat, aslında yalnız “iflas alacaklarıdır.” İflas alacağı, iflas açıldığı anda müflise karşı hukuken mevcut olan alacaklar yani müflisin iflasın açıldığı andaki borçları olup, iflas masasından istenebilir (masaya yazdırılabilir). İflas masasından istenebilecek (hatta, iflas alacaklarından daha önce ödenecek) olan, bir başka alacak çeşidi de masa alacaklarıdır. Bunun masa bakımından adı “masa borcudur.” Masa borçları müflisin değil, (çünkü, müflisin iflas açıldıktan sonra masayı bağlayıcı nitelikte borçlanmasına imkân yoktur.) iflas masasının yaptığı borçlardır. Masa borçları, iflasın açılmasından iflas tasfiyesinin sonuçlanmasına kadar, iflas masası (masa adına iflas dairesi veya iflas idaresi) tarafından yapılan borçlardır. (İİK. m. 248, 303/2) Masa borçları iflas masasından tam olarak ödenir. (örn: İflas kararının ilanı giderleri (m.166;219), defter tutma (m.161;208) giderleri (bkz: m.160), masa mallarının muhafazası için kiralanan depo için ödenecek kira, iflas idaresinin ücreti (m.223,IV), masanın (iflas idaresinin) taraf olduğu davaları takip eden avukatın avukatlık ücreti masa borcudur. Bu sayma, tahdidi değildir; masa borçlarına bazı misaller vermek içindir. Şu halde, masa alacakları (borçları), iflas açıldıktan sonra iflasın tasfiyesi için bizzat masa ( yani, masa adına iflas dairesi veya idaresi) tarafından yapılan borçlardır. Masadan ödenecek alacakların, iflas alacağı ve masa alacağı olarak ikiye ayrılmasının pratik önemi şudur: Masa borcu, iflas masasından tam ve iflas alacaklarından daha önce ödenir (m.248). Oysa, iflas alacaklarının tam olarak ödenmesi çok enderdir (belki yalnız m.206’nın ilk üç sırasındaki imtiyazlı alacaklar tam olarak ödenir).
İflas alacakları (özellikle m. 206’nın dördüncü sırasındaki imtiyazsız alacaklar), iflas masasının dağıttığı iflas (garame) hissesi oranında ödenir. İşte bu nedenle, iflas masasından istenen bir alacağın, iflas alacağı mı, yoksa masa alacağı mı olduğunu belirlemenin büyük önemi vardır.İflasın açıldığı sırada müflise karşı ileri sürülebilecek alacaklar iflas alacaklarını; iflasın tasfiyesi sırasında yapılan masraflarla, iflas idaresinin yükümlü olduğu ya da devraldığı mükellefiyetler de (genel bir ifade ile) masa borçlarını oluşturur. İİK’nın 248. maddesinin kenar başlığı “iflas masrafları ve masanın borçları” şeklindedir. Madde metninde açıkça iflas masraflarının iflas alacaklarından önce ödeneceği belirtilmiş ise de masa borçlarından bahsedilmemiştir. Ancak masa borçlarının da iflas alacaklarından önce ödeneceği doktrin ve uygulamada kabul edilmektedir.
İflas masraflarına örnek olarak, iflas kararının ilanına ve gereken yerlere bildirilmesine ilişkin masrafları, defter tutma, malların muhafaza ve satış masrafları, iflas idare memurlarının ücretleri, paraya çevirme ve paylaştırmaya ilişkin harç ve masrafları sayılabilir. Masa borçları ise, iflasın açılmasından sonra ve devamı sırasında masa namına tekeffül edilen ve onun tarafından ödenmesi gereken borçlardır. Masa borçlarına örnek olarak, iflas idaresinin müflisin sanat veya ticaretinin devamı çerçevesinde akdettiği borçları, iflas idaresinin sebepsiz iktisap, haksız fiillerinden doğan borçları ve iflas idaresi tarafından tutulan avukatın vekalet ücretini sayabiliriz. İflas masrafları ve masa borçlarından masa sorumlu olup, müflis sorumlu tutulamaz. Masa alacaklısına alacağının masa tarafından karşılanmayan kısmı için aciz vesikası verilemez. İflas masrafları ve masa borçlarına sıra cetvelinde yer verilmez. Ancak pay cetvelinde gösterilmelidir. İflastan sonra oluşan alacağın masaya kaydı istenemez, ancak bu alacak masa borcu niteliğinde ise masadan tazmin edilir, değilse tasfiyede bakiye kalırsa nazara alınır. İflas idaresi, müflise ait işyerini masanın menfaatini gözeterek işletmeye devam ederse, diğer anlatımla müflisin yaptığı sözleşmeyi feshetmeyip benimser ise bu işletmenin borcu masa borcu niteliğindedir. (Yargıtay 23. H.D. 2016/2121 Karar)
Alacak, iflastan sonra doğmuş ve masa borcu da değilse, sırasına ve esasına itiraz edilebilecek, İİK’nın 235. maddesine dayalı kayıt kabul istemine konu olabilecek müflis borçlarından olmayıp, iflastan sonra doğan ve müflisin genel hükümlere göre sorumlu olduğu ve iflas masasının dağıttığı iflas (garame) hissesi oranında değil, tasfiyede bakiye kalırsa alacaklıya ödenecek olan bir alacak niteliğindedir. İflas tarihinden sonra doğan böyle bir alacağın varlığı ve miktarı konusunda bir uyuşmazlık bulunmasa da, inceleme, şikayet yolu ile icra mahkemesince değil, alacağın dayandığı hukuksal ilişkiye göre genel hükümler doğrultusunda iflas masası aleyhine açılan davada genel mahkemelerce tespit edilecektir. Böyle bir davada, davacı, davalı müflisten alacaklı olduğunu iddia eden alacaklı olup, davalı ise iflas idaresidir. İflastan sonra oluşan alacağın masaya kaydı istenemez, tasfiyede bakiye kalırsa nazara alınır.
Öte yandan, İİK’nın 195/1. maddesinin “Borçlunun taşınmaz mallarının rehni suretiyle temin edilmiş olan alacaklar müstesna olmak üzere iflasın açılması müflisin borçlarını muaccel kılar. İflasın açıldığı güne kadar işlemiş faiz ile takip masrafları anaya zammolunur.” hükmü uyarınca iflas tarihine kadar doğan iflas alacağı ve fer’ileri ile takip masrafları konusunda uzman bilirkişiden rapor alınıp, belirlenen tutarın kayıt ve kabulüne karar verilmesi gerekir. İİK’nın 195. maddesine göre iflas masasına yazılacak alacakların iflas tarihi itibariyle hesaplanıp, belirlenmesi gerekir. İflasın açılması ile ipotekle temin edilen alacaklar hariç, diğer alacaklar muaccel hale gelir ve iflasın açıldığı tarihe kadar işleyen faizler ve takip masrafları da asıl alacağa eklenerek masaya yazılır. İİK’nın 196/3. maddesi uyarınca asıl alacağa faiz işlemeye devam ederse de, bu ancak tasfiye bakiyesi kalırsa ayrıca ödenir. Kayıt kabul davalarında tahsile değil, alacağın iflas masasına kaydına karar verilmekle yetinilir. Alacağın ödenmesi ancak tasfiye sonunda masa mevcudunun sıra cetveline uygun biçimde dağıtımı aşamasında gerçekleşir ve alacakların tam olarak ödenip ödenmeyeceği ancak bu aşamada anlaşılabilir. Masa borçları sıra cetvelinde yer alamayacağından, bunlar için iflas masası aleyhine genel mahkemede açılması gereken davada İİK’nın 235. maddesindeki süreler uygulanmaz.
Somut olayda müflis şirketin 27/12/2018 tarihinde iflasına karar verildiği anlaşılmış olup, davacı işçinin bila tarihli masaya kayıt dilekçesi ile talep ettiği 2019 yılı Ocak-Şubat-Mart ayı maaşı iflas tarihinden sonra doğmuştur. Bu durumda alacak, iflastan önce doğmadığından, sırasına ve esasına itiraz edilebilecek, İİK’nın 235. maddesine dayalı kayıt kabul istemine konu olabilecek müflis borçlarından olmayıp, iflastan sonra doğan ve müflisin genel hükümlere göre sorumlu olduğu ve iflas masasının dağıttığı iflas (garame) hissesi oranında değil, tasfiyede bakiye kalırsa alacaklıya ödenecek olan genel nitelikli bir alacak niteliğinde olduğundan ve iflastan sonra doğan masa borcu niteliğinde olduğundan iflas masasına kayıt ve kabulü istenemeyecektir. Dava dilekçesinde de iflastan sonra doğan maaş alacağının iflas masasına kaydı talep edilmemiştir.
İşverene ait bir ya da birkaç işyerinde belli bir süre çalışmış bir işçinin, işini kaybetmesi halinde işinde yıpranması, yeni bir iş edinmede karşılaşacağı güçlükler ve işyerine sağladığı katkı göz önüne alınarak, geçmiş hizmetlerine karşılık işveren tarafından işçiye kanuni esaslar dahilinde verilen toplu paraya “kıdem tazminatı” denilmektedir. Kıdem tazminatının koşulları, hesabı ve ödeme şekli doğrudan İş Kanunlarında düzenlenmiştir.
İhbar tazminatı, belirsiz süreli iş sözleşmesini haklı bir nedeni olmaksızın ve usulüne uygun bildirim öneli tanımadan fesheden tarafın, karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminattır.Buna göre, öncelikle iş sözleşmesinin Kanunun 24 ve 25. maddelerinde yazılı olan nedenlere dayanmaksızın feshedilmiş olması ve Kanunun 17. maddesinde belirtilen şekilde usulüne uygun olarak ihbar öneli tanınmamış olması halinde ihbar tazminatı ödenmelidir.
4857 sayılı İş Kanununun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır.
Davacı asilin, davaya konu talepleri için SGK’dan gelen yazı cevabı, işçi özlük dosyası ile Mahkememizce ayrıntılı ve açıklamalı olmakla hükme esas alınan 28/12/2020 tarihli bilirkişi raporuna göre; hesaplamalar alternatifli olarak yapılmış olup, iflas masasına kayıt ve kabul kararı verilecek alacakların iflas tarihine göre hesaplanması gerektiğinden ve dosyada yemek ve servis ücretine ilişkin delil bulunmadığından; Mahkememizce iflas tarihi itibariyle brüt ücret üzerinden hesaplanan II.Alternatif hesaplama benimsenmiş olup, kıdem tazminatı 30.717,24 TL, ihbar tazminatı 4.532,33 TL, iflas tarihine kadar ücret-maaş alacağı 29.050,96 TL, yıllık izin ücreti alacağı 1.537,20 TL olarak belirlenmiştir.
Eldeki davada, ilk derece mahkemesince; davacının yıllık izne çalıştığı süre boyunca ayrılmadığı günler bulunduğu, davacının ücret alacaklarının bir kısmının ödenmediği, davacının kıdem ve ihbar tazminatını hak ettiği sabit olmakla, ayrıntılı ve gerekçeli 28/12/2020 tarihli bilirkişi raporundaki hesaplamalara davalı taraf süresinde itiraz etmediğinden davacı yararına usuli kazanılmış hak oluşmuş ve her ne kadar bilirkişi raporunda talep edilenden fazla bedeller bulunmuş ise de; kayıt kabul davalarının, iflas masasına kaydı talep edilen alacak ve buna ilişkin verilen kararla sınırlı olarak incelenebileceği, masaya başvurudaki talep ile kayıt kabul davaları birbirine sıkı sıkıya bağlı olduğundan ve taleple bağlılık ilkesi gereğince talepten fazlasına hükmedilemeyeceğinden, ayrıca masaya başvuru dilekçesinde işlemiş faiz talebi bulunmadığından işlemiş faiz hesabı da yapılmayarak davacının 05/02/2019 tarihli masaya müracaatında talep ettiği maaş, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağı ile hükme esas alınan bilirkişi raporundaki II.Alternatif hesaplamaya göre belirlenen kıdem tazminatı alacağı bedelleri üzerinden davanın kısmen kabulüne, bakiye kıdem tazminatı alacağı talebi ile BES alacağına ilişkin ücret bordrolarında BES kesintisi yapıldığına dair herhangi bir kayda rastlanılmadığı belirlenmiş olup bireysel emeklilik kesintisi alacağı talebinin reddine,
Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2015/4635 sayılı “İİK’nın 195. maddesine göre iflas masasına yazılacak alacakların iflas tarihi itibariyle hesaplanıp, belirlenmesi gerekir. İflasın açılması ile ipotekle temin edilen alacaklar hariç, diğer alacaklar muaccel hale gelir ve iflasın açıldığı tarihe kadar işleyen faizler ve takip masrafları da asıl alacağa eklenerek masaya yazılır. Asıl alacağa iflastan sonra da, faiz işlemeye devam ederse de, bu ancak tasfiye bakiyesi kalırsa ayrıca ödenir. Kayıt kabul davalarında tahsile değil, alacağın iflas masasına kaydına karar verilmekle yetinilir. Alacağın ödenmesi ancak tasfiye sonunda masa mevcudunun sıra cetveline uygun biçimde dağıtımı aşamasında gerçekleşir ve alacakların tam olarak ödenip ödenmeyeceği ancak bu aşamada anlaşılabilir.
…. iflastan sonra işleyecek faiz miktarının da kayıt ve kabulü ve iflas tarihine kadar olan işlemiş faiz hesabının iflas idaresine bırakılması anlamlarına da gelen, bu nedenle infazda tereddüte yol açacak şekilde HMK’nın 297/2. madde hükmüne ve İİK’nın 195. madde hükmünde yer alan anılan ilkeye aykırı olarak, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.” ilamı gereğince, iflastan sonra işleyecek faiz hesabı yapılmamıştır.
İİK‘nın 206. maddesinde adi ve rehinli alacakların sırası düzenlenmiştir.Birinci sıra alacakları ise aynı maddenin dördüncü fıkrasında, A,B ve C bendelerinde sayılmıştır.İİK’nun 206/4-A bendinde, işçilerin iş ilişkisine dayanan ve iflasın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflas nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatlarının birinci sıraya kaydolunacağı düzenlenmiştir. Somut davada, davacının alacağı maaş, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağıdır. Maaş, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve yıllık izin ücreti alacağı da, İİK’nun 206. maddenin birinci sırasında yer alan alacaklardandır. Davacı ile müflis şirket arasındaki işçi-işveren ilişkisi iflas nedeniyle sona erdiğinden ve dava dilekçesindeki talep de gözetilerek kabul edilen işçilik alacaklarının, müflisin iflas masasına 1. sıra alacak olarak kaydına şeklinde karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davacının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; Davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davacıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 07/03/2022


Başkan-…
¸e-imzalıdır

Üye-…
¸e-imzalıdır

Üye-…
¸e-imzalıdır

Katip-…
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*