Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/894 E. 2022/473 K. 07.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/894
KARAR NO : 2022/473

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :22/01/2021
NUMARASI :2019/651 Esas – 2021/55 Karar

DAVACI :… (T.C. No: …) –
VEKİLİ :Av. … –
DAVALI :MÜFLİS CVS MAKİNA İNŞ. SAN. VE TİC. A.Ş. İFLAS İDARESİ (GEBZE 4. İCRA-İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ 2018/30 İFLAS)
VEKİLİ :Av. … –
DAVANIN KONUSU :Kayıt Kabul
DAVA TARİHİ :29/08/2019

KARAR TARİHİ :07/03/2022
KR. YAZIM TARİHİ :06/04/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının … TC kimlik numarasıyla 17/09/2018-06/02/2019 tarihleri arasında müflis şirket sigortalısı olarak çalıştığını, şirketin iflas etmesiyle iş akdinin İş Kanunu m.24’e göre haklı sebeple feshettiğini, müvekkilinin en son ücretinin net 3.656,31 TL olduğunu, ücretin dışında yol ve yemek hakları bulunduğunu, müvekkilinin 2018/Kasım ayı ücretinin bir kısmı ile 2018/Aralık ayı ücretinin tamamının ödenmediğini, yine müvekkilinden kesilip birseysel emeklilik sistemine aktarılması gereken BES ödemelerinin bireysel emeklilik sistemine aktarılmadığını, müvekkiline de ödenmediğini, işveren tarafından müvekkilinin çalıştığı süreye ait ücret alacakları, BES alacağı ve ihbar tazminatı alacak miktarlarını gösterir 26/12/2018 tarihinde belge verildiğini, müvekkili tarafından 05/02/2019 tarihinde maaş alacağı (2018/Kasım ve Aralık ayına ait 4.750,24 TL), ihbar tazminatı (1.757,56 TL), bireysel emeklilik alacağına (427,00 TL) karşılık toplam 6.934,80 TL alacağı için müflis CVS Makina İnş. San. ve Tic. A.Ş.’ye karşı Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/30 iflas numaralı dosyasına alacak kaydı yaptırıldığını, şirketin iflas etmesinden sonra müvekkilinin Şubat ayına kadar müflis şirkette çalışmaya devam ettiğini, 06/02/2019 tarihinde haklı sebeple iş akdini sona erdirdiğini ancak 2019/Ocak ve Şubat ayına ait toplam 4.450,31 TL ücret alacağının da kendisine ödenmediğini, bu sebeple müvekkilinin 06/02/2019 tarihinde ücret alacağı için de müflis CVS Makina İnş. San. ve Tic. A.Ş.’ye karşı Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/30 iflas numaralı dosyasına alacak kaydı yaptırdığını, müvekkilinin toplam alacağını gösteren müflis şirkete ait imzalı ve kaşeli belgenin aslı ve 2019/Ocak ve Şubat aylarına ait ücret bordrolarının asıllarının iflas masasına alacak kaydı talebi ile birlikte Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/30 İflas numaralı dosyasına sunulduğunu, müflis işverenin müvekkilinin alacağını yazılı belge ile kabul ve tasdik etmesine rağmen iflas idaresinin haksız olarak alacağın dayanağı belge asılları ile tasdikli örneklerinin sunulmadığı gerekçesi ile reddettiğini, tüm bu nedenlerle müvekkilinin kabul edilmeyen alacağının; ücret-maaş alacağı olarak (9.200,55 TL), ihbar tazminatı olarak (1.757,56 TL), bireysel emeklilik alacağı olarak (427,00 TL) olmak üzere toplam 11.385,11 TL işçilik alacağının rüçhanlı alacak olarak birinci sıradan müflis CVS Makina İnş. San. ve Tic. A.Ş. hakkındaki karşı Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/30 iflas dosyasına kayıt ve kabulüne, sıra cetvelinin buna göre düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın sıra cetvelinin ilanından ya da İİK. 223. maddesi gereği tebligata elverişli adresin bildirerek yazı ve tebliğ masrafı vermiş ise, sıra cetveli ve derece kararının tebliğinden itibaren 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde dava açmak zorunda olduğunu, iş bu davanın süresinde açılmadığını, kabul anlamına gelmemek şartıyla davacının alacak kayıt başvurusunda bulunduğu dava konusu alacağın zaman aşımına uğradığını, davacının İİK 206 vd maddelerinde belirtildiği gibi usulüne uygun alacak kaydı başvurusunda bulunmadığını, başvuru harcını ve gider avansını yatırmadığı gibi alacağa ilişkin evrak asıllarını da başvuru esnasında ibraz etmediğini, iflas masasına alacak kayıt başvurusu yaparken İİK 219 maddesi gereğince alacaklılar ve istihkak iddiasında bulunanlar alacaklarını ve istihkaklarını ilândan bir ay içinde kaydettirmeleri ve delillerinin (senetler ve defter hulâsaları, vs.) asıl veya musaddak suretlerini tevdi eylemeleri gerektiğini, davacı tarafça alacağın dayanağı belge asıllarını (çek, senet, Gerekçeli Karar, kesinleşme şerhi, ticari defter kayıtları, protokol vs) veya tasdikli örneklerini ve hesaplamaya yarar belgeleri alacak kayıt başvuru dilekçesi ekinde sunulmadığından alacak kayıt talebinin reddedildiğini, davacının alacak kayıt talebinde bulunurken alacak taleplerini somutlaştırmadığını, davacının alacak kayıt başvurusunda işçilik alacaklarının hangi kalemlerden oluştuğunu bildirmediğini, işçi kıdem ve ihbar tazminatı, fazla mesai, hafta tatili, izin ücreti, AGİ, prim, ikramiye, bireysel emeklilik kesintisi vs alacaklarının miktarını belirtmediğini, sadece toplam alacak tutarını belirttiğini, ancak bu alacak kalemlerinin her birinin faiz türü ve miktarının ve temerrüt olgusunun farklı şartlara tabi olup, alacak kalemlerinın ayrıntılı belirtilmesi gerektiğini, yapılan ödemelerin de öncelik sırasına göre mahsup edilmesi gerektiğini, bu nedenlerle davacının alacak kayıt talebinin haklı olarak reddedildiğini, icra takibine konu edilen alacaklarına ilişkin olarak takibe konu evrak asılları veya icra müdürlüğünce tasdik edilmiş örnekleri ile hesaplamaya yarar takip talebi, kapak hesabı, ödeme emri ve diğer evrakların sunulması gerektiğini, kayıt kabul davalarında alacakların tam olarak ödenip ödenmeyeceği ancak tasfiye sonunda anlaşılabildiğinden maktu karar ve ilam harcı alınması ve maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, davacının alacak kayıt talebi dilekçesi ve ekleri alacağını tevsik eder mahiyette olmadığından ve alacak yargılamayı gerektirdiğinden haklı olarak iflas idaresince İİK 219, 230, 232, 233 uyarınca reddedildiğini, tüm bu nedenlerle; davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığından ve derdest dava bulunması halinde usulden reddine, aksi halde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … davanın kısmen kabulüne, 4.750,23 TL ücret alacağı ve 427,00 TL BES alacağı olmak üzere toplam 5.177,23 TL’nin Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/30 iflas sayılı iflas masasına 1. sıra alacak olarak kayıt ve kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının redde ilişkin kısmı ve hükmedilen vekalet ücreti dosya kapsamındaki delil durumuna ve emsal Yargıtay kararlarına aykırılığını, mahkemece yapılan ilk fesih değerlendirilmemiş ve müvekkilin ihbar tazminatı talebi reddedildiği ancak işveren tarafından yapılan haksız bir fesih söz konusudur ki bunun sonucunda müvekkilin ihbar tazminatına hak kazandığı müflis şirketin de kabulünde olduğunu, müflis şirket ve iflas idaresi tarafından bu evraka ilişkin bir itirazda da bulunulmadığı, zira iflas masasına kayıt taleplerinin dayanağı da işbu çizelge olduğunu, müvekkil işveren feshi ile birlikte iş akdi sona erdirildiğinden ihbar tazminatına hak kazandığını, somut olayda iki farklı fesih söz konusudur, ilk fesih işveren tarafından yapıldığı, aksi düşünülse bile taraflar aralarında açıkça anlaşarak iş hukuku mevzuatındaki hükümleri işçi lehine düzenleyebilirler, iflas dosyasına sunulan evrakta görüleceği üzere müvekkile ihbar tazminatı ödeneceği kararlaştırılmıştır, müflis şirketin yazılı bir ikrarı söz konusudur, mahkemece ihbar tazminatına hak kazanılmaması nedeni reddi kararı hukuka ve emsal Yargıtay içtihatlarına aykırıdır beyanı ile açılan kayıt kabul davası iflâs masasının sıra cetvelinde belirttiği sebeplerden başka bir sebeple reddedildiyse; iflâs masası lehine de yargılama giderine ve masa kendisini bir vekil ile temsil ettirdi ise vekâlet ücretine hükmedilmeyeceğini, mahkemece alacağın bir kısmının reddedilmesi başka bir gerekçeye dayanmakla iflas masası lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi hatalıdır, beyanı ile yerel mahkeme kararının bozulmasına, ihbar tazminatı talebi ile davanın tam kabulüne, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına aksi kanaatte olması halinde iflas masası lehine yargılama ve vekalet ücretine hükmedilmemesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi 22/01/2021 Tarih – 2019/651 Esas – 2021/55 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; işçilik alacağının iflas masasına kayıt kabul istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacının,17/09/2018-06/02/2019 tarihleri arasında müflis şirket sigortalısı olarak çalıştığı, davalı şirketin iflas etmesiyle davacının iş akdinin feshedildiği, davacının en son ücretinin net 3.656,31 TL olduğu, ücret dışında davacının yol ve yemek hakları bulunduğu, davacının 2018/Kasım ayı ücretinin bir kısmı ile 2018/Aralık ayı ücretinin tamamının ödenmediği, yine davacıdan kesilip birseysel emeklilik sistemine aktarılması gereken BES ödemelerinin bireysel emeklilik sistemine aktarılmadığı, davacıya da ödenmediği, işveren tarafından davacının çalıştığı süreye ait ücret alacakları, BES alacağı ve ihbar tazminatı alacak miktarlarını gösterir 26/12/2018 tarihinde belge verildiği, davacı tarafından 05/02/2019 tarihinde maaş alacağı (2018/Kasım ve Aralık ayına ait 4.750,24 TL), ihbar tazminatı (1.757,56 TL), bireysel emeklilik alacağına (427,00 TL) karşılık toplam 6.934,80 TL alacağı için müflis CVS Makina İnş. San. ve Tic. A.Ş.’ye karşı Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/30 iflas numaralı dosyasına alacak kaydı yaptırıldığı, şirketin iflas etmesinden sonra davacının Şubat ayına kadar müflis şirkette çalışmaya devam ettiği, bu sebeple davacının 06/02/2019 tarihinde ücret alacağı için de müflis CVS Makina İnş. San. ve Tic. A.Ş.’ye karşı Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/30 iflas numaralı dosyasına alacak kaydı yaptırdığı, davacının toplam alacağını gösteren müflis şirkete ait imzalı ve kaşeli belgenin aslı ve 2019/Ocak ve Şubat aylarına ait ücret bordrolarının asıllarının iflas masasına alacak kaydı talebi ile birlikte Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/30 İflas numaralı dosyasına sunulduğu, müflis işverenin davacının alacağını yazılı belge ile kabul ve tasdik etmesine rağmen iflas idaresinin haksız olarak alacağın dayanağı belge asılları ile tasdikli örneklerinin sunulmadığı gerekçesi ile davacının talebinin reddedildiği belirtilerek eldeki davanın açıldığı, açılan davada, ücret-maaş alacağı olarak (9.200,55 TL), ihbar tazminatı olarak (1.757,56 TL), bireysel emeklilik alacağı olarak (427,00 TL) olmak üzere toplam 11.385,11 TL işçilik alacağının rüçhanlı alacak olarak birinci sıradan müflis CVS Makina İnş. San. ve Tic. A.Ş. hakkındaki karşı Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/30 iflas dosyasına kayıt ve kabulüne, sıra cetvelinin buna göre düzeltilmesine karar verilmesinin talep edildiği, ilk derece mahkemesince açılan davanın kısmen kabulüne karar verildiği, verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Dosya arasına alınan 12/08/2020 tarihli bilirkişi raporunda bilirkişi özetle; dava şartı arabulucu sürecinin anlaşmazlıkla sonuçlandığı, davacının alacağını CVS Makine kaşe ve imzalı 6.934,80 TL fotokopi belgeye dayandırdığı, söz konusu belge dışında alacağa ilişkin somut objektif belge bulunmadığı, kendisi ayrılan işçinin karşı taraftan ihbar tazminatı talep edemeyeceği, bireysel emeklilik kesildiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve belgenin dosyada bulunmadığı, sigorta ve banka kayıtlarına göre davacının kalan alacağının 5.741,87 TL olduğu yönünde görüş bildirilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Dosya arasına alınan 16/12/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dosyada bulunan davacıya ait SGK Sicil dosyası incelendiğinde; hizmet süresinin iflas tarihi (27.12.2018) itibarıyla sonlanmasının kabulü halinde (17.09.2018 -27.12.2018) döneminde 3 ay 11 gün, SGK hizmet cetvelindeki çıkış tarihi itibarıyla sonlanmasının kabulü halinde (17.09.2018- 06.02.2019) döneminde 4 ay 20 gün olduğu, gerek iflas tarihi olan Aralık/2018 ve gerekse hizmet cetvelinde belirtilen Şubat 2019 itibarıyla-saat ücretinin brüt 19,87 TL olduğu görülerek; 19,87 TL*225 saat = 4.470,75 TL brüt (3.196,18 ₺Net) aylık ücretle çalıştığı, kıdem ve ihbar tazminatına esas ücrete ilave edilmesi gereken yol ve servis ücretinin bulunduğu iddia olunmuş ise de bu iddiayı destekler ücret bordrosu, şahit beyanı bulunmadığından söz konusu kalemlerin giydirilmiş ücrete eklenmediği, buna göre; aylık brüt ücret/giydirilmiş ücretin 4.470,75 ₺ olduğu, SGK işten ayrılış bildirgesinde, davacının işten ayrılış nedeninin “İşçi tarafından zorunlu nedenle fesih ” Kod (23) olarak gösterildiği, 06.02.2019 tarihli belgede “17.09.2018 tarihinde plazma operatörü olarak işe başladım. Düzensiz maaş ve ilgisiz yönetim yüzünden iş akdimi fesh ediyorum” ifade edildiği, kıdem süresinin 1 yılın altında olması nedeniyle kıdem tazminat alacağı bulunmadığı, özlük dosya kapsamında bulunan davacı tarafından tanzim ve imzasına itiraz olunmayan 06.02.2019 tarihli belgede “17.09.2018 tarihinde plazma operatörü olarak işe başladım. Düzensiz maaş ve ilgisiz yönetim yüzünden iş akdimi fesh ediyorum” ifadesinden, iş akdinin 06.02.2019 tarihi itibarıyla davacı tarafından feshedildiği görülmüş olmakla ihbar tazminatına hak kazanamayacağı, takdir Mahkemeye ait olmak üzere hesaplama yapıldığında net ihbar tazminatı tutarının 1,757.56 ₺ olduğu, maaş bordrolarının imzasız olmakla beraber SGK kayıtları ile uyumlu olduğu, davacı 17.09.2018 – 06.02.2019 döneminde çalışmış olup dosyaya 2018 Eylül ve Ekim ay bordrolarının ibraz edilmediği, bordrosu ibraz olunmayan Eylül ve Ekim 2018 döneminin SGK kayıtları dikkate alınarak hesaplandığı, banka kayıtlarından “maaş , avans” açıklamalı olarak yapılan; 27.09.2018 tarihinde “AVANS” açıklamasıyla 3.000,00 ₺, 22.11.2018 tarihinde “Ekim maaşına mahsuben” açıklamasıyla 1.000,00 ₺, 19.12.2018 tarihinde “Geçmiş maaşlara mahsuben” açıklamasıyla 3.000,00 ₺ olmak üzere toplam 7.000,00 ₺ ödeme toplam tahakkuktan indirilerek ücret alacağının 4.750,23 ₺ (27.12.2018 iflas tarihine kadar) olduğu, davalı işverenin 27.12.2018’de iflasından sonra SGK hizmet cetveline göre devam eden çalışması sonrası; toplam 4.450,60 ₺ net ücret alacağının bulunduğu, BES’e aktarılmayan kesintilerin yapıldığını ispat yükü davacıya, kesintinin sisteme aktarıldığını ispat yükünün işverene ait olduğu, 6740 Sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf Ve Yatırım Sistemi Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 01.01.2017 tarihinde yürürlüğe girdiği, İflas öncesi B.E.S. Kesintisi 427,00 ₺, İflas sonrası B.E.S. Kesintisi 159,00 ₺ olduğu, gerek dava dilekçesinde ve gerekse davacı asilin iflas masasına başvurusunda iflas tarihine kadar işlemiş faiz talep edilmediği, ana paranın ne zaman ödeneceğine dair belirsizlik nedeniyle İİK 196. madde gereği faiz hesap edilmediği yönünde görüş bildirilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2018/30 iflas sayılı dosyasına yazılan müzekkereye verilen yanıttan; müflis CVS Makina İnş. San. ve Tic.A.Ş. hakkında Mahkememizin 2017/274 Esas, 2018/1132 Karar sayılı kararı ile 27/12/2018 tarihi itibariyle iflasına karar verildiği, ilamın henüz kesinleşmediği, 2. alacaklılar toplantısının yapılmadığı, davacının alacak kayıt talep dilekçeleri, talebin reddine ilişkin karar ve eklerini gönderdikleri anlaşılmıştır.
Gebze 4. İcra Müdürlüğü 2018/30 İflas dosyasının 11/09/2019 tarihli yazı cevabında sıra cetveli ilanının 01.08.2019 tarihinde Akşam Gazetesinde ilan edildiğini, davacı tarafından masraf avansı verildiğini, davacı tarafa red kararının 01/08/2019 tarihinde tebliğ olunduğu bildirmiştir. Dava süresi masraf yatırıldığından tebliğ ile başlar. Kanunda öngörülen 15 günlük süre hak düşürücü nitelikte olup mahkemece re’sen dikkate alınacaktır.
Davacı taraf dava açılmadan önce arabulucuya başvurmuş olup anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağı dosyaya ibraz etmiştir.
6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 16/2 gereği arabuluculuk sürecinin başlamasından sonra ermesine kadar geçirilen süre, zamanaşımı ve hak düşürücü sürelerin hesaplanmasında dikkate alınmaz.
Mahkemece, davacı tarafça masraf avansı yatırıldığından iflas sıra cetveline itirazın süresi tebliğ tarihinden itibaren işlemeye başlayacağından davaya konu ret kararı 01/08/2019 tarihinde tebliğ edilmiş olup, arabulucuya 07/08/2019 tarihinde başvurulmuş, son tutanak 28/08/2019 tarihli olup dava 29/08/2019 tarihinde ikame edildiğinden davalı vekilinin hak düşürücü süre itirazının reddine karar verilerek
işin esasına geçilmiştir.
Mahkemece, davalı tarafından zamanaşımı itirazında bulunulmuş ise de; davacı asilin başvuru dilekçesi ile dava dilekçesi ve ekleri incelendiğinde 2018-2019 yıllarına ilişkin alacağın masaya kaydı talep edildiğinden ve işçilik alacakları beş yılda zamanaşımına uğrayacağından, zamanaşımı itirazının reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
İflas alacağı, masa borcu ve iflastan sonra doğan genel nitelikli alacak olmak üzere üç grup alacak bulunmaktadır.
İflas tarihinden sonra doğan bir alacağın varlığı ve miktarı konusunda bir uyuşmazlık bulunmasa da, masa borcu olup olmadığı yönündeki inceleme, alacağın dayandığı hukuksal ilişkiye göre genel hükümler doğrultusunda iflas masası aleyhine açılan davada genel mahkemelerce tespit edilecektir. Böyle bir davada, davacı, masa alacaklısı olduğunu iddia eden alacaklı, davalı ise iflas idaresidir. Dava sonunda verilen ve uyuşmazlık konusu alacağı masa borcu olarak kabul eden karar, bütün iflas alacaklılarını bağlar. Masa mevcudunun iflas masrafları ve masa borçlarını karşılayamadığı durumlarda bu masraf ve borçlar iflas alacaklıları arasında taksim edilemez.
İflas masasının safi (net) mevcudu (masaya giren mal, alacak ve haklar), “alacakların ödenmesine tahsis olunur” (İİK m.184,I,c.1). Buradaki “alacaklar” teriminden maksat, aslında yalnız “iflas alacaklarıdır.” İflas alacağı, iflas açıldığı anda müflise karşı hukuken mevcut olan alacaklar yani müflisin iflasın açıldığı andaki borçları olup, iflas masasından istenebilir (masaya yazdırılabilir). İflas masasından istenebilecek (hatta, iflas alacaklarından daha önce ödenecek) olan, bir başka alacak çeşidi de masa alacaklarıdır. Bunun masa bakımından adı “masa borcudur.” Masa borçları müflisin değil, (çünkü, müflisin iflas açıldıktan sonra masayı bağlayıcı nitelikte borçlanmasına imkân yoktur.) iflas masasının yaptığı borçlardır. Masa borçları, iflasın açılmasından iflas tasfiyesinin sonuçlanmasına kadar, iflas masası (masa adına iflas dairesi veya iflas idaresi) tarafından yapılan borçlardır. (İİK. m. 248, 303/2) Masa borçları iflas masasından tam olarak ödenir. (örn: İflas kararının ilanı giderleri (m.166;219), defter tutma (m.161;208) giderleri (bkz: m.160), masa mallarının muhafazası için kiralanan depo için ödenecek kira, iflas idaresinin ücreti (m.223,IV), masanın (iflas idaresinin) taraf olduğu davaları takip eden avukatın avukatlık ücreti masa borcudur. Bu sayma, tahdidi değildir; masa borçlarına bazı misaller vermek içindir. Şu halde, masa alacakları (borçları), iflas açıldıktan sonra iflasın tasfiyesi için bizzat masa ( yani, masa adına iflas dairesi veya idaresi) tarafından yapılan borçlardır. Masadan ödenecek alacakların, iflas alacağı ve masa alacağı olarak ikiye ayrılmasının pratik önemi şudur: Masa borcu, iflas masasından tam ve iflas alacaklarından daha önce ödenir (m.248). Oysa, iflas alacaklarının tam olarak ödenmesi çok enderdir (belki yalnız m.206’nın ilk üç sırasındaki imtiyazlı alacaklar tam olarak ödenir).
İflas alacakları (özellikle m. 206’nın dördüncü sırasındaki imtiyazsız alacaklar), iflas masasının dağıttığı iflas (garame) hissesi oranında ödenir. İşte bu nedenle, iflas masasından istenen bir alacağın, iflas alacağı mı, yoksa masa alacağı mı olduğunu belirlemenin büyük önemi vardır. İflasın açıldığı sırada müflise karşı ileri sürülebilecek alacaklar iflas alacaklarını; iflasın tasfiyesi sırasında yapılan masraflarla, iflas idaresinin yükümlü olduğu ya da devraldığı mükellefiyetler de (genel bir ifade ile) masa borçlarını oluşturur. İİK’nın 248. maddesinin kenar başlığı “iflas masrafları ve masanın borçları” şeklindedir. Madde metninde açıkça iflas masraflarının iflas alacaklarından önce ödeneceği belirtilmiş ise de masa borçlarından bahsedilmemiştir. Ancak masa borçlarının da iflas alacaklarından önce ödeneceği doktrin ve uygulamada kabul edilmektedir.
İflas masraflarına örnek olarak, iflas kararının ilanına ve gereken yerlere bildirilmesine ilişkin masrafları, defter tutma, malların muhafaza ve satış masrafları, iflas idare memurlarının ücretleri, paraya çevirme ve paylaştırmaya ilişkin harç ve masrafları sayılabilir. Masa borçları ise, iflasın açılmasından sonra ve devamı sırasında masa namına tekeffül edilen ve onun tarafından ödenmesi gereken borçlardır. Masa borçlarına örnek olarak, iflas idaresinin müflisin sanat veya ticaretinin devamı çerçevesinde akdettiği borçları, iflas idaresinin sebepsiz iktisap, haksız fiillerinden doğan borçları ve iflas idaresi tarafından tutulan avukatın vekalet ücretini sayabiliriz. İflas masrafları ve masa borçlarından masa sorumlu olup, müflis sorumlu tutulamaz. Masa alacaklısına alacağının masa tarafından karşılanmayan kısmı için aciz vesikası verilemez. İflas masrafları ve masa borçlarına sıra cetvelinde yer verilmez. Ancak pay cetvelinde gösterilmelidir. İflastan sonra oluşan alacağın masaya kaydı istenemez, ancak bu alacak masa borcu niteliğinde ise masadan tazmin edilir, değilse tasfiyede bakiye kalırsa nazara alınır. İflas idaresi, müflise ait işyerini masanın menfaatini gözeterek işletmeye devam ederse, diğer anlatımla müflisin yaptığı sözleşmeyi feshetmeyip benimser ise bu işletmenin borcu masa borcu niteliğindedir. (Yargıtay 23. H.D. 2016/2121 KARAR)
Alacak, iflastan sonra doğmuş ve masa borcu da değilse, sırasına ve esasına itiraz edilebilecek, İİK’nın 235. maddesine dayalı kayıt kabul istemine konu olabilecek müflis borçlarından olmayıp, iflastan sonra doğan ve müflisin genel hükümlere göre sorumlu olduğu ve iflas masasının dağıttığı iflas (garame) hissesi oranında değil, tasfiyede bakiye kalırsa alacaklıya ödenecek olan bir alacak niteliğindedir. İflas tarihinden sonra doğan böyle bir alacağın varlığı ve miktarı konusunda bir uyuşmazlık bulunmasa da, inceleme, şikayet yolu ile icra mahkemesince değil, alacağın dayandığı hukuksal ilişkiye göre genel hükümler doğrultusunda iflas masası aleyhine açılan davada genel mahkemelerce tespit edilecektir. Böyle bir davada, davacı, davalı müflisten alacaklı olduğunu iddia eden alacaklı olup, davalı ise iflas idaresidir. İflastan sonra oluşan alacağın masaya kaydı istenemez, tasfiyede bakiye kalırsa nazara alınır.
Öte yandan, İİK’nın 195/1. maddesinin “Borçlunun taşınmaz mallarının rehni suretiyle temin edilmiş olan alacaklar müstesna olmak üzere iflasın açılması müflisin borçlarını muaccel kılar. İflasın açıldığı güne kadar işlemiş faiz ile takip masrafları anaya zammolunur.” hükmü uyarınca iflas tarihine kadar doğan iflas alacağı ve fer’ileri ile takip masrafları konusunda uzman bilirkişiden rapor alınıp, belirlenen tutarın kayıt ve kabulüne karar verilmesi gerekir. İİK’nın 195. maddesine göre iflas masasına yazılacak alacakların iflas tarihi itibariyle hesaplanıp, belirlenmesi gerekir. İflasın açılması ile ipotekle temin edilen alacaklar hariç, diğer alacaklar muaccel hale gelir ve iflasın açıldığı tarihe kadar işleyen faizler ve takip masrafları da asıl alacağa eklenerek masaya yazılır. İİK’nın 196/3. maddesi uyarınca asıl alacağa faiz işlemeye devam ederse de, bu ancak tasfiye bakiyesi kalırsa ayrıca ödenir. Kayıt kabul davalarında tahsile değil, alacağın iflas masasına kaydına karar verilmekle yetinilir. Alacağın ödenmesi ancak tasfiye sonunda masa mevcudunun sıra cetveline uygun biçimde dağıtımı aşamasında gerçekleşir ve alacakların tam olarak ödenip ödenmeyeceği ancak bu aşamada anlaşılabilir.Masa borçları sıra cetvelinde yer alamayacağından, bunlar için iflas masası aleyhine genel mahkemede açılması gereken davada İİK’nın 235. maddesindeki süreler uygulanmaz.
Somut olayda, ilk derece mahkemesince; müflis şirketin 27/12/2018 tarihinde iflasına karar verildiği anlaşılmış olup, davacı işçinin 07/02/2019 tarihli masaya kayıt dilekçesi ile talep ettiği 2019 yılı Ocak-Şubat ayı maaşı iflas tarihinden sonra doğmuştur. Bu durumda alacak, iflastan önce doğmadığından, sırasına ve esasına itiraz edilebilecek, İİK’nın 235. maddesine dayalı kayıt kabul istemine konu olabilecek müflis borçlarından olmayıp, iflastan sonra doğan ve müflisin genel hükümlere göre sorumlu olduğu ve iflas masasının dağıttığı iflas (garame) hissesi oranında değil, tasfiyede bakiye kalırsa alacaklıya ödenecek olan genel nitelikli bir alacak niteliğinde olduğundan ve iflastan sonra doğan masa borcu niteliğinde olduğundan iflas masasına kayıt ve kabulü istenemeyeceği anlaşılmakla 4.450,31 TL alacak kayıt talebinin reddine şeklinde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
İhbar tazminatı, belirsiz süreli iş sözleşmesini haklı bir sebep olmaksızın ve usulüne uygun ihbar süresi tanımadan fesheden tarafın, karşı tarafa ödemesi gereken bir tazminattır. Buna göre, öncelikle iş sözleşmesinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 24 ve 25. maddelerinde yazılı olan sebeplere dayanmaksızın feshedilmiş olması ve 17. maddesinde belirtilen şekilde usulüne uygun olarak ihbar süresi tanınmamış olması halinde ihbar tazminatı ödenmelidir. Yine haklı fesih sebebi bulunmakla birlikte, işçi ya da işverenin 26. maddede öngörülen hak düşürücü süre geçtikten sonra fesih yoluna gitmeleri durumunda, karşı tarafa ihbar tazminatı ödeme yükümlülüğü doğar.
Somut olayda; ilk derece mahkemesince; davacının “düzensiz maaş ve ilgisiz yönetim yüzünden” 06/02/2019 tarihli dilekçe ile iş sözleşmesini feshettiği anlaşılmaktadır. İş sözleşmesini haklı da olsa fesheden davacının ihbar tazminatına hak kazanması söz konusu olmadığından, davacının ihbar tazminatı alacak talebinin reddine şeklinde karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Eldeki davada; ilk derece mahkemesince; davacının ücret alacaklarının bir kısmının ödenmediği, ayrıntılı ve gerekçeli 16/12/2020 tarihli bilirkişi raporundaki hesaplamalara davalı taraf süresinde itiraz etmediğinden davacı yararına usuli kazanılmış hak oluşmuş ve her ne kadar bilirkişi raporunda talep edilenden fazla bedeller bulunmuş ise de; iflas masasına kayıt ve kabul kararı verilecek alacakların iflas tarihine göre hesaplanması gerektiği, kayıt kabul davalarının, iflas masasına kaydı talep edilen alacak ve buna ilişkin verilen kararla sınırlı olarak incelenebileceği, masaya başvurudaki talep ile kayıt kabul davaları birbirine sıkı sıkıya bağlı olduğundan ve taleple bağlılık ilkesi gereğince talepten fazlasına hükmedilemeyeceğinden, ayrıca masaya başvuru dilekçesinde işlemiş faiz talebi bulunmadığından işlemiş faiz hesabı da yapılmayarak davacının 05/02/2019 tarihli masaya müracaatında talep ettiği BES alacağı ile hükme esas alınan bilirkişi raporundaki hesaplamaya göre belirlenen ücret alacağı bedelleri üzerinden davanın kısmen kabulüne, bakiye ücret alacağı talebi, ihbar tazminatı talebi ve iflastan sonra doğmuş olması nedeniyle 07/02/2019 tarihli ek masaya başvuru dilekçesindeki 4.450,31 TL ücret alacağı talebinin reddine,
Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2015/4635 sayılı “İİK’nın 195. maddesine göre iflas masasına yazılacak alacakların iflas tarihi itibariyle hesaplanıp, belirlenmesi gerekir. İflasın açılması ile ipotekle temin edilen alacaklar hariç, diğer alacaklar muaccel hale gelir ve iflasın açıldığı tarihe kadar işleyen faizler ve takip masrafları da asıl alacağa eklenerek masaya yazılır. Asıl alacağa iflastan sonra da, faiz işlemeye devam ederse de, bu ancak tasfiye bakiyesi kalırsa ayrıca ödenir. Kayıt kabul davalarında tahsile değil, alacağın iflas masasına kaydına karar verilmekle yetinilir. Alacağın ödenmesi ancak tasfiye sonunda masa mevcudunun sıra cetveline uygun biçimde dağıtımı aşamasında gerçekleşir ve alacakların tam olarak ödenip ödenmeyeceği ancak bu aşamada anlaşılabilir.
…. iflastan sonra işleyecek faiz miktarının da kayıt ve kabulü ve iflas tarihine kadar olan işlemiş faiz hesabının iflas idaresine bırakılması anlamlarına da gelen, bu nedenle infazda tereddüte yol açacak şekilde HMK’nın 297/2. madde hükmüne ve İİK’nın 195. madde hükmünde yer alan anılan ilkeye aykırı olarak, yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır” ilamı gereğince, iflastan sonra işleyecek faiz hesabı yapılmamıştır.
İİK‘nın 206. maddesinde adi ve rehinli alacakların sırası düzenlenmiştir. Birinci sıra alacakları ise aynı maddenin dördüncü fıkrasında, A,B ve C bendelerinde sayılmıştır. İİK’nun 206/4-A bendinde, işçilerin iş ilişkisine dayanan ve iflasın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş ihbar ve kıdem tazminatları dahil alacakları ile iflas nedeniyle iş ilişkisinin sona ermesi üzerine hak etmiş oldukları ihbar ve kıdem tazminatlarının birinci sıraya kaydolunacağı düzenlenmiştir. Somut davada, davacının alacağı maaş ve BES alacağıdır. Maaş ve BES alacağı da, İİK’nun 206. maddenin birinci sırasında yer alan alacaklardandır. Davacı ile müflis şirket arasındaki işçi-işveren ilişkisi iflas nedeniyle sona erdiğinden ve dava dilekçesindeki talep de gözetilerek kabul edilen işçilik alacaklarının, müflisin iflas masasına 1. sıra alacak olarak kaydına şeklinde karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.

Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davacının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; Davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davacıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 07/03/2022


Başkan-…
¸e-imzalıdır

Üye-…
¸e-imzalıdır

Üye-…
¸e-imzalıdır

Katip-…
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*