Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/890 E. 2022/256 K. 07.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/890
KARAR NO : 2022/256

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 11/02/2021
NUMARASI : 2020/149 Esas – 2021/110 Karar

DAVACI :……
VEKİLİ :……
DAVALI :……
VEKİLİ :……

DAVANIN KONUSU : Alacak
DAVA TARİHİ : 31/12/2008
KARAR TARİHİ : 07/02/2022
KR. YAZIM TARİHİ : 04/03/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile ortaklık sözleşmesi üzerine kurdukları işletmenin o tarihlerde %50 hissesi ile sahibi olduğu ismi “Balıkadam” olan geminin Tanker gemiye dönüştürülerek ticari gemilere su taşıma işini birlikte yapmaya yönelik aldıklarını, bu ticareti birlikte kurdukları “Sunak Denizcilik Su İkmal Taahhüt Turizm Ticaret ve Acentelik Tic. Ltd. Şti.” ticaret ünvanı ile sürdürdüklerini ancak kurulan bu şirketin davalının keyfi ve tutarsız davranışları ve şirket adına yaptığı ve ortağına haber vermediği keyfi harcamalar sonucu olumsuz bir takım gelişmelerle sarsıldığını, toplam 24 ay devam eden ortaklıkları boyunca resmi irsaliyeli olarak 58130 ton faturasız olarak 4634 ton su ile toplam 62764 ton su satıldığını, 01/01/1998 – 31/12/1998 mali dönem için uydurma bir takım faturalar ile uydurma bir bilanço çıkartılarak tasfiyeye gidildiğini, aslı davalıda olan bir taahhütname düzendiğini ve taahhütname ile de davalının müvekkiline 1999 senesi sonuna kadar toplam olarak 16.000 US doları borçlandığını, bu konuda müvekkiline çeşitli ihtilaflar çıkartarak ve bir takım oyalamalar ile bu borcu bugüne kadar da ödemediğini, açıklanan nedenlerle 1999 senesi ortalama dolar kuru dikkate alınarak 16.000 USD karşılığı 6.186,00 TL alacaklarını tarafların yarı yarıya ortak oldukları Sunak Denizcilik Su ikmal Taahhhüt Turizm Ticaret ve Acentelik Ltd. Şti.’nin tasfiyeye girdiği tarihten itibaren ticari faiz ile hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sözü edilen şirketin gemisine davacı tarafından 02/03/1999 tarihinde zorla el konulduğunu, bu tarihen itibaren karşılıklı davalar dışında tarafların herhangi bir ilişkisinin olmadığını, bu nedenle davanın zamanaşımı nedeniyle reddi gerektiğini, taraflar arasında şirket ve gemi dolayısıyla tazminat alacaklarının Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesi 2004/391 Esas sayılı dosyalı ile tüm yönleri ile irdelendiğini ve davacının müvekkiline 50.000,00 TL ödemeye mahkum edildiğini, davacının Halıdere S. adlı gemiyi 02/03/1999 tarihinde kaçırdığını ve keyfi kullandığının sözleşmelere aykırı hareketlerinden dolayı müvekkiline 116.000,00 TL zarar verdiğinin saptandığını ve talebi kadar tazminata karar verildiğini, davacının kardeşleri ile işbirliği ederek onlara açtırdığı davanında İstanbul Denizcilik İhtisas Mahkemesince müvekkili açısından reddedildiğini, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … davanın reddine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme tarafından eksik inceleme ile talepleri gözetilmeden davalının talepleri doğrultusunda Anayasanın eşitlik kararına, usul ve yasaya aykırı olarak karar verildiğini beyan ederek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
DELİLLER: Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/02/2021 Tarih – 2020/149 Esas – 2021/110 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; alacak istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacı ile davalının ortaklık sözleşmesi üzerine kurdukları işletmenin %50 hissesi ile sahibi olduğu Balıkadam isimli geminin tanker gemiye dönüştürülerek ticari gemilere su taşıma işini yaptıkları, bu ticareti davacı ile davalının birlikte kurdukları “Sunak Denizcilik Su İkmal Taahhüt Turizm Ticaret ve Acentelik Tic. Ltd. Şti.” ticaret ünvanı ile sürdürdükleri, ancak kurulan bu şirketin kötü yönetim nedeniyle tasfiyeye girdiği, tasfiye sonrasında davacının yapılan ticaretten olan 16.000 USD karşılığı 6.186,00 TL alacağının davalıdan alınması için eldeki davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verildiği, verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İncelenen dosyada; davalı …’un 18/08/2020 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır. Yargılama süresince tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip bulunmaları usul hukukunun temel ilkelerindendir ve dava şartıdır ( 6100 sayılı HMK m.114,1/d ).
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 50. maddesi ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 8 ve 28. maddelerine göre, her gerçek kişi, yaşadığı sürece taraf ehliyetine sahiptir ve taraf ehliyeti, çocuğun sağ olarak bütünüyle doğduğu anda başlar, ölümle sona erer. Bu nedenle, ölmüş kişinin taraf ehliyeti yoktur. Dava tarihinden önce ölmüş kişiye karşı dava açılamaz ve açılmış olan bir dava, o kişinin mirasçılarına tebligat yapılmak suretiyle, mirasçılara karşı sürdürülemeyeceği gibi, dava tarihinden önce ölmüş kişi adına da dava açılamaz.
Dava devam ederken taraflardan birinin ölmesi halinde, ölen kişinin taraf ehliyeti son bulur (4721 sayılı TMK m.28/1). Bu nedenle, davaya ölen tarafa karşı veya onun tarafından devam edilmesine imkan yoktur. Ölen tarafın mirasçılarına karşı veya onun mirasçıları tarafından davaya devam edilip edilmeyeceğinin tespiti için, bir ayrım yapmak gerekir. Yalnız öleni ilgilendiren, yani mirasçılarına geçmeyen haklara ilişkin davalar, tarafın ölümü ile konusuz kalır; bu davalara ölen tarafın mirasçılarına karşı (veya mirasçıları tarafından) devam edilmesine imkan yoktur. Yalnız ölen tarafı ilgilendirmeyen, yani mirasçıları da ilgilendiren, mirasçıların mal varlığı haklarını etkileyen davalar, tarafın ölümü ile konusuz kalmaz. Bu davalara, ölen tarafın mirasçılarına karşı (veya mirasçıları tarafından) devam edilir. Bunlar malvarlığı haklarına ilişkin davalardır. Bu halde, ölen tarafın mirasçıları, davayı mecburi dava arkadaşı olarak hep birlikte takip ederler.
Taraflardan birinin ölümü halinde, mirasçılar mirası kabul veya reddetmemişse, bu hususta kanunla belirlenen süreler geçinceye kadar dava ertelenir. Bununla beraber hakim, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, talep üzerine davayı takip için kayyım atanmasına karar verebilir (6100 sayılı HMK m. 55).
Öte yandan; yargılama sırasında taraflardan birinin ölmesi halinde, ölen tarafın ehliyeti sona ereceğinden, ölen tarafın vekili varsa ölüm ile vekalet ilişkisi de kural olarak sona erer (TBK m.43/1, 513/1). Vekilin davaya devam etmesi mümkün olmayıp, sadece bu kişinin mirasçıları tarafından davaya devam edilebilir.
Taraf teşkili kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen göz önünde bulundurulmalıdır. O halde yerel mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular çerçevesinde, öncelikle vefat eden davalının mirasçılık belgesi getirtilerek, mirasçılarına usulüne uygun tebligat yapılıp, mirası reddetmeyen mirasçılarının yöntemince davaya katılımı sağlanmak, taraf teşkili sağlandıktan sonra, hasıl olacak sonuca göre esas hakkında bir karar verilmesi,bu nedenle dava dosyasının mahkemesine HMK 353-(1)-a)-4) madde kapsamında geri çevrilmesi gerektiğinden davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353-(1)-a)-4) maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yukarıda açıklanan usuli işlemler yerine getirilerek, sonucuna göre bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle kabulüne, diğer istinaf nedenlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-4) maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın353-(1)-a)-4) maddesi gereğince; yukarıda açılanan hususlara ilişkin olmak üzere ESASTAN KABULÜNE,
2-KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 11/02/2021 tarih, 2020/149 Esas ve 2021/110 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine,
5-İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(3) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Davacının diğer istinaf nedenlerinin kararın kaldırılması nedenine göre bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 362/1-g maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile KESİN olarak karar verildi. 07/02/2022

Başkan-…
¸e-imzalıdır

Üye-…
¸e-imzalıdır

Üye-…
¸e-imzalıdır

Katip-…
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*