Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/889 E. 2022/444 K. 07.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/889
KARAR NO : 2022/444

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/03/2021
NUMARASI : 2020/83 Esas – 2021/183 Karar

DAVACI : … (T.C. NO:…) – …………….
VEKİLİ : Av. … -……………………………
DAVALI : … (T.C. NO:…) – …………….
VEKİLİ : Av. … – …………………………..

DAVA TÜRÜ : Ticari Şirket (Yöneticilerin Azline İlişkin)
DAVA TARİHİ : 07/02/2020
KARAR TARİHİ : 07/03/2022
KR. YAZIM TARİHİ : 06/04/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Arben641 Ltd. Şti. Arçelik Beko beyaz eşya yetkili servis sahibi (6) kişi tarafından taşıma ve montaj işini tek elden yapmak amacıyla kurulduğu, ticaret sicilde ilk (2) yıl davacı …’ın şirket müdürü olarak tescil edildiği ve faaliyet döneminin sonunda ibra edilerek yerine 25/01/2018 tarihinde davalı …’ya bıraktığını, Arben641 kurulurken geniş bir yer kiraladığı, araçlar ve personel istihdam edildiği, şirket kurulurken servis sahibi ortakların amacı masrafları azaltmak ve eşit oranda iş yapıp eşit oranda hisse almak olduğunu, ortakların kendi aralarında servis sözleşmesi feshedilen ortağın hisse ve kar payını alarak ortaklıktan ayrılacağını protokolle kararlaştırıldığı ve bu bağıtlarının altına imzalarını attığını, (6) ortaktan sözleşmeleri feshedilen iki ortağın sırasıyla Arçelik Pazarlama A.Ş. ile sözleşmeleri feshedince ortaklar arasında imzalanan yazılı anlaşmaya sadık kalarak hisselerini alarak ortaklıktan ayrıldığı ve ortak sayısının 4’e düştüğünü, davalı …’nın şirket müdürü olduktan sonra Ekim 2018 tarihinde ortaklardan Hasan Kadıoğlu’nun sahip olduğu Kadıoğlu Elektrik Ltd. Şti.’nin servis sözleşmesinin fesih edildiğini, Hasan Kadooğlu’nun ortaklar arasında şirket kurulurken yapılan servis sözleşmesi feshedilen ortağın şirketten hissesini alarak ayrılacağına dair protokole bağlı kalmadığı ve sözleşmesi feshedilmesine rağmen Arben641’den ayrılmadığını, davalı şirket …’nın sözleşmesi devam eden davacı ve diğer ortağı dışladığı, şirket gelir giderleri ile ilgili bilgi vermemeye başladığı ve şirketi sözleşmesi fesih olan Hasan Kadıoğlu ile yönetmeye başladığını, Haziran 2019 tarihinde şahsına ait servis sözleşmesinin feshedildiği, şirket kurulurken protokole göre bu nedenle değil müdürlükten şirket ortaklığından ayrılması gerekirken ne müdürlükten ne de ortaklıktan ayrıldığını, davalının müdür olarak yönetimde özen ve şirkete bağlılık hükmünü ile diğer kanunlar ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülükleri ağır bir şekilde ihmal etmiş ve şirketini yönetimi için gerekli tüm yeteneğini kaybettiğini, şirketin tek işvereni olan ve iş bu şirketin kuruluş sebebinin Arçelik Pazarlama A.Ş. noterden şirketi ve Arçelik servisi olarak faaliyet icra eden şirket sahibi ortakları zor duruma düşecek ihtarnameler keşide ettiği ve şirketin tek faaliyet alınında Arçelik Pazarlama A.Ş. ürün, montaj ve nakliye işlerini vermemesine neden olduğunu, Aralık 2019 başında Arçelik Pazarlama A.Ş. davalının müdürü olduğu şirkete sözleşmeyi (3) ay sonra geçerli olacak şekilde feshettiğini bildirir ihtarname gönderdiğini, şirket müdürünün yönetim yetkisini kötüye kullanmasının sadakat ve bilgi verme yükümlülüğünü ihlal etmesi, şirketi batağa sürüklemesi ve şirketin tek faaliyette bulunduğu alanda ortaklara bilgi vermeden şirket sözleşmesinin feshi ihbarına sebep olacak işlem ve eylemlerde bulunması, uyarılmasına rağmen haksız fiil ve davranışlara devam etmesi ve şirketi faaliyet göremez hale getirmesi şirket müdürünün haklı sebeplerin varlığı nedeniyle azil sebebi olduğunu, şirket müdürü olan davalı …’nın temsil ve ilzam yetkisinin ihtiyati tedbir kararı ile azil kararı kesinleşene kadar geçici olarak kaldırılmasına, şirkete çok acil yönetici kayyımı atanmasına, şirket müdürünün haklı sebeple mahkemece azline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki söz konusu iddiaların tamamının açık bir şekilde delillendirerek red ettiklerini, davalının göreve başlamış olduğu 25/01/2018 tarihinden itibaren düzenli olarak davacının da içinde bulunduğu ortaklara mail yollayarak hesap bakiyeleri ile ilgili bilgi verilmediğini, davacının yönetimde olduğu (2) yıllık dönem boyunca davalıya aynı şekilde düzenli bir bilgilendirme yapılmadığı gibi tek bir mail dahi gönderilmediğini, davalı Arçelik Pazarlama A.Ş gönderilen ihtarname şirketinin zarara sokacak bir ihtarname olmadığı gibi bir bilakis şirketin haklarını korumak için keşide edildiğini, Arçelik A.Ş.’nin göndermiş olduğu mutabakat formu ile tek taraflı olarak şirket aleyhine değiştirmekte olduğunu, bunun üzerine şirket tarafından Arçelik’in söz konusu değişikliğini kabul edilmediği yönünde bir ihtarname gönderildiğini, söz konusu ihtarname hakedişten kesinti yapılarak gönderilen tamamlayıcı ürünlerin kabul edilmediği ve bu ürünler yerine hakedişlerin tam olarak yatırması talep ettiği, bu talebin kabul görmüş ve tamamlayıcı ürün gönderiminin kesinleştiğini, bu taleplerin şirketi zarara uğratmak bir yana karlılığını arttırmak amacıyla şirket müdürünün sorumlulukları kapsamında yapmış ve müspet sonuçlar alındığını, davacının idareci olduğu 2017 döneminde 322.433,53 TL kar edildiğini, davalının idarecisi olduğu 2019 döneminde 800.106,31 TL kar elde edildiği, ayrıca (3) adet alındığını, davacının ekte evraklardan görüldüğü üzere defalarca toplantıya çağrılmasına rağmen kendisini toplantıya katılmış ve kötü niyetli davrandığını, dava dışı ortaklardan Hasan Kadıoğlu’nun servis sözleşmesinin feshedilmesi sonucunda ortaktan ayrılmaması ile ilgili beyanların iş bu dava ile ilgisinin anlaşılmadığını belirterek davacının haksız davasının reddine, tedbir mahiyetinde verilen olay kayyımı kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … Davanın KABULÜ ile;
Kocaeli Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün 25998 sicil numarası ile kayıtlı ARBEN641 BEYAZ EŞYA TEKNİK SERVİS NAKLİYE İNŞAAT TAAHHÜT SANAYİ VE TİCARET LTD.ŞTİ’ nin şirket müdürü olan davalı …’nın TTK 630/2 md gereğince AZLİNE,
Karar kesinleşinceye kadar onay kayyımı …’ın görevinin şirketi temsil ve ilzama yetkili (yönetim kayyımı) sıfatıyla devamına, keyfiyetin masrafı davacıdan alınarak ilanına,
Karar tarihinden hüküm kesinleşinceye kadar aylık 1.500.00 TL kayyım ücretin davacı tarafça ve her ay düzenli olarak yatırılmasına … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dosyasında şirketin zarar edip etmediği ve bundan davalı şirket müdürünün ağır kusuru noktasında yerel mahkemece yapılan tahkikat işlemi yalnızca bilirkişi raporu olup söz konusu dayanak rapor da hükme elverişli olmadığını; şirketin genel kurul yaparak şirket müdürü seçmesi gerekirken kayyım atanması TTK hükümlerine aykırı olduğunu; davalının azli bakımından gerekçede haklı sebep olarak dayanılan zarar olgusu dışında ki diğer hususlar davacının, davalıya karşı şahsi münasebetten kaynaklanıp, şirket yönetimine ilişkin olmadığı, belirtilen hususlar gözetildiğinde, davacının 6102 sayılı TTK’nın 630-(2) maddesi uyarınca haklı nedenlerin varlığını ispat edemediği şirketin zararını oluşturan masrafların neler olduğu gerçek ve makul masraflardan olup olmadığının belirlenmesi gerektiği, davalının kusurunun tespiti gerekli olduğundan yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; gerekçeli Karar kısmında: “Karar tarihinden hüküm kesinleşinceye kadar aylık 1.500.00 TL kayyım ücretinin davacı tarafça ve her ay düzenli olarak yatırılmasına” karar verildiğini; ancak gerekçede tahsile karar verilirken hüküm kesinleşinceye dek yatırılan kayyım ücretinin tahsiline şeklinde bir karar verilmediğini; (1) aylık süre içinde de düzeltilmesi için dilekçe verilmiş ancak karar düzeltme yapılmamış ve karar tarihine dek olan kayyımlık ücretinin davalıdan tahsiline karar verildiğini; kararın onanması ve davalının istinaf talebinin reddedilmesi halinde arada kayyıma ödenen aylık ücreti alma imkanımız bulunmayacağını; bu yönüyle karar kesinleşinceye kadar ödenecek kayyım ücretinin davalıdan tahsiline şeklinde düzeltme yapılması gerektiğini beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; mahkeme kayyımını dahi tanımayan bir şirket müdürünün azli haklı ve hukuka uygun olduğunu; dosyaya ve ortaklarına bu konuda haklılığını gösterir sunulmuş hiçbir delil bulunmadığını; ortak şirketi basiretli bir tacir olarak yönetmediği ve şirket yönetimini ve ortaklığı adeta gasp ederek şirketin içinde kaldığı ve şirket mal varlığından şahsi menfaat elde ettiği ve kuruluştaki taahhütlerini yerine getirmeyerek şirketin faaliyetini sonlandırdığı açıkça tüm dosya delilleriyle bilirkişi raporu ve kayyım raporlarıyla ve Mahkemenin duruşmalarıyla sabit olduğunu beyan ile; davalı tarafın istinaf istemlerinin reddine, karar verilmesini, talep ederiz.
DELİLLER: Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/03/2021 Tarih – 2020/83 Esas – 2021/183 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; yöneticinin azli istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı taraf vekilleri istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; ilk derece mahkemesince davanın kabulüne, yöneticinin azline, onay kayyımının yönetim kayyımı olarak atanmasına ve yönetim kayyımını karar kesinleşinceye kadar kayyımlık ücreti ödenmesine karar verildiği, karara karşı taraf vekillerinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalının, müdürü olduğu dava dışı şirketteki yönetim yetkisini kötüye kullanıp kullanmadığı ve haklı nedenle azil koşullarının oluşup oluşmadığı konusundadır.
1-Davalı vekilinin istinaf isteminin incelenmesinde;
TTK’nın 626. maddesinde müdürlerin özen ve bağlılık yükümü ile rekabet yasağının düzenlendiği, buna göre müdürlerin görevlerini tüm özeni göstererek yerine getirmek ve şirketin menfaatini gözetmekle yükümlü oldukları, yine 626/2 maddesine göre aksi kararlaştırılmadığı veya diğer ortakların yazılı izni bulunmadıkça müdürlerin şirketlere rekabet oluşturan bir faaliyette bulunmalarının yasaklandığı, TTK’nın 630-(2) maddesine göre her ortak haklı sebeplerin varlığında yöneticilerin yönetim hakkını ve temsil yetkilerinin kaldırılmasını veya sınırlandırılmasını mahkemeden isteyebileceği, 630-(3) maddesinde yöneticinin özen ve bağlılık yükümlülüğü ile diğer kanunlarda ve şirket sözleşmesinden doğan yükümlülüklerini ağır şekilde ihlal etmesi veya şirketin iyi yönetilmesi için gerekli yeteneği kaybetmesi haklı sebep olarak düzenlendiği görülmektedir.
Davacı, haklı nedenle azil gerekçesi olarak, davalının şirketi kötü yönetmesi, tek müşterileri olan Arçelik Pazarlama A.Ş. ile sözleşmelerinin davalının ihtarnamesi ile sona ermesi ve şirketin faaliyetinin durması olarak göstermişlerdir.
İlk derece mahkemesince alınan 30/09/2020 tarihli bilirkişi raporunda; dava dışı şirketin 2006 ve 2017 yıllarında kâr ettiği, davalının müdür olduğu 2018 yılında en yüksek kârın (%30) elde edildiği, 2019 yılında kâr oranının %20,07’ye düştüğü, 2020 yılında ise şirketin ana faaliyetinin sonlandığı, faaliyetlerinden zarar ettiği, varılıklarını azaldığı, 2019 yılı Temmuz ayından sonra davacıya şirketle ilgili bilgi verilmekten vazgeçildiği, Arçelik Pazarlama A.Ş.’ye ihtarname keşide edilmesi gibi davalı şirket müdürünün tasarrufları neticesinde Arben641 Ltd. Şti.’nin tek müşterisi kaybedilerek ana faaliyetinin sona erdiği, 28/04/2020 tarihli Genel Kurul kararına rağmen şirkete ait araçların satışlarının gerçekleştirilmemesinin yersiz maliyete neden olduğu, şirketin ödeme gücü olduğu halde vadesi geçmiş vergi borçlarının ödenmemesinin şirketin zararına olduğu ve önceki yıllarda kar eden şirketin 2020 yılında faaliyetlerinden zarar ettiği ve aktiflerini tüketen bir duruma düştüğü, tespit edilmiştir.
Tüm bu delillere göre, davalının müdür olduğu dönemde, dava dışı Arçelik Pazarlama A.Ş.’nin yetkili servis işini yapan dava dışı Arben 641 Beyaz Elya Tej. Serv. Nak. İnş. Taah. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin faaliyet kârlarını öncelikle artırmış ise de, daha sonra Arçelik Pazarlama A.Ş.’ye Kocaeli 6. Noterliği’nin 09/05/2019 tarih 10056 yev. nolu ihtarnamesi ile farklı servisler arasındaki farklı fiyat uygulamasına son verilmesini istediği, ancak bu iddiaya ilişkin bir delilinin olmadığı ve süreç içerisinde önce şirketin faaliyet kârlarının düşmesine, sonrasında Arçelik Pazarlama A.Ş.’nin yetkili servis işinin kaybedilmesine ve şirket faaliyetlerinin sona ermesine neden olduğu, bu durumun şirketin kötü yönetildiğini gösterdiği sonucuna varılmıştır. Diğer yandan eldeki dava devam ederken, şirketin bir kısım vergi borçlarının ödenmediği ve araçların genel kurul kararlarına aykırı şekilde satıldığı, şirket varlıklarının azaltıldığı görülmektedir. Bu belirlemelere göre davalının şirket müdürlüğünden azli için haklı nedenlerin oluştuğu görülmekle, davalının tüm istinaf istemlerinin reddi gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin istinaf isteminin incelenmesinde;
Davacı vekili, hüküm kesinleşinceye kadar ödenecek kayyım ücretinin tahsili için karar verilmediğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İlk derece mahkemesince; kararın kesinleşmesine kadar kayyıma aylık ücret ödenmesine karar verilmiştir.
Davacı vekilinin, karar tarihinden sonra ödenecek kayyım ücretinin davalıya yükletilmesi talepli dilekçe üzere ilk derece mahkemesince 20/04/2021 tarihli ek karar ile kararın kesinleşme tarihi belirli olmadığından belirli olmayan yargılama gideri konusunda karar verilmeyeceği gerekçesi ile ek karar talebinin reddine karar verilmiştir.
Kayyım ücreti 6100 sayılı HMK’nın 323-(1)-ç) bendi gereğince yargılama giderleri içerisinde olup, hüküm verilinceye kadar kayyım ücretinin haklılık durumuna göre taraflardan tahsiline karar verilebilir (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. HD., 13/06/2018 tarih, 2018/618 E., 2018/591 K., İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. HD., 24/06/2019 tarih, 2019/778 E., 2019/1007 K.). İlk derece mahkemelerince hükmedilmesi gereken yargılama gideri ise hüküm tarihine kadar yapılan ve belirli olan yargılama giderleri olup, hükmün kesinleşmesine kadar ki kanun yolu aşamalarında ortaya çıkan yargılama giderleri hakkında hüküm tarihinde bir karar vermesi gerekli değildir. Başka bir ifade ile hüküm tarihinden kesinleşme tarihine kadar ki sürede yapılacak yargılama giderleri belirli olmadığından ilk derece mahkemesince hüküm tarihinde bir karar verilmesi mümkün değildir.
6100 sayılı HMK’nın 332-(3) maddesinde, hükümden sonraki yargılama giderlerini hangi tarafın ödeyeceği, miktarı ve dökümü ile bu giderlerin hangi tarafa yükletileceğinin, mahkemece ilamın altına yazılacağı hüküm altına alınmıştır. Bu fıkraya ilişkin kanunun gerekçesinde “Bu fıkrayla, mahkemece nihaî karardan sonra hükmün kesinleşmesine kadar geçen süre içinde yapılan giderlerin tespit edilmesi ve bu masraflardan hangi tarafın sorumlu olacağının da belirlenmesi öngörülmüştür. Bu işlem mahkemenin idarî işlemi niteliğinde olup, ilâmın icrası sırasında dikkate alınmalıdır.” denilmek sureti ile hükümden sonraki yargılama giderleri belirli olmadığından, kararın kesinleşmesinden sonra belirli hale gelen işlemin ilamın icrası sırasında dikkate alınacağı ve bu fıkraya ilişkin idari işlemin o aşamada yapılması gerektiği açıklanmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf isteminin reddi gerekmiştir.
3-Gerekçeli karar başlığında; taraf vekillerinin adreslerinin yazılmaması ile davalı tarafın T.C. kimlik numarasının yazılmaması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde; usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; tarafların istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden; istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine, karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; Tarafların İSTİNAF BAŞVURULARININ AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE,
2-Bakiye 21,40 TL harcın taraflardan ayrı ayrı alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harçlarının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların, istinaf eden taraflar üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf edenler tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf edenlere iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin kararın temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne TEMYİZ yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.07/03/2022


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*