Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/886 E. 2021/1825 K. 26.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/886
KARAR NO : 2021/1825

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/03/2021
NUMARASI : 2020/219 Esas – 2021/149 Karar

DAVACI : … (T.C. No: …)
VEKİLİ : Av. … –
DAVALI : FARAN TURİZM SEYAHAT LTD. ŞTİ. –
VEKİLİ : Av. … –
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 16/06/2020

KARAR TARİHİ : 26/10/2021
KR. YAZIM TARİHİ : 08/11/2021

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin İslambol Tur Turizm Oto İnş. Tic. Ltd. Şti.’nin sahibi olup umre ve hacca gitmek isteyen adaylar için turlar düzenlediğini, 2019 yılı sonunda 46’sı öğrenci olan 166 kişilik bir grup hazırladığını ve bu grubun 9 Ocak 2020 tarihinde sömestr grubu olarak davalı …. Şti. ile anlaştığını, bu anlaşmaya göre umre adaylarının gün sayısına göre otelleri, odaları, konaklamaları davalı şirketçe önceden belirlenecek ve müvekkilinin gönderdiği şahısların anlaşmaya göre umre adaylarında aldığı belirlenen ücretleri Faran Turizm’e göndermekle yükümlü olduğunu, müvekkilinin 17/12/2019 tarihinden başlayarak davalı şirketin Kuveyttürk İstanbul Fatih Şubesi… IBAN nolu hesabına toplam 112.200,00 $, yine davalı şirketin aynı şubedeki… IBAN nolu hesabına 03/01/2020 tarihinde 20.000,00 TL şirketi adına umre bedeli gönderdiğini, ayrıca 9 Ocak özel sömestr grubundaki öğrencilerin her birinden 37,5 $ indirim yapılacağı kararlaştırıldığını, öğrencilerin Türk Hava Yollarına kendileri internetten başvurduğunu ve Miles Smiles belgesi aldıklarını, müvekkilin bu belgeleri de davalı şirkete gönderdiğini, toplam 46 öğrencinin indirimi 1.725 $ tuttuğunu, davalı şirket öğrenci indirimini de müvekkiline uygulamadığını, havalelerden başka kredi kartı çekimleri ile de davalı şirkete ödemeler yapıldığını, davalı şirket yetkilileri ise 09/01/2020 tarihinde 166 kişi olan umre adaylarının önünde müvekkilinden 10.660 $ talep ettiklerini ve ek vergi geldi ödemek zorundasınız dediklerini, müvekkilinin hiç borcu olmadığını söylediğini, yolcular bu durumdan rahatsız olunca müvekkilinin arkadaşı … davalı şirket yetkililerince düzenlenen 10.660 $’lık senedi imzaladığını, müvekkilinin bu durumu fark edince daha da üzüldüğünü ve kendisinin de ismi olmadan senedi imzaladığını ancak müvekkilinin borçlu olmadığını belirterek, müvekkilinin davalı şirkete borcu olmadığının tespiti amacıyla müvekkil aleyhine yapılacak icra takibinin durdurulması talebinin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Kocaeli Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde ikame edilen işbu davanın, dava konusu bono üzerinde mukayyet bilgiler doğrultusunda yetki yönünden usûlden reddedilmesi gerektiğini, bono üzerinde düzenleme yeri olarak Merter, alacaklının ikamet adresi olarak da… gösterilmiş olup son tahlilde işbu bonoya ilişkin ihtilaf vukuunda İstanbul mahkemeleri ve İcra dairelerinin salahiyeti gösterildiğini, davalı/alacaklı şirketin adresi Güngören/İstanbul olup bu kapsamda yetkili mahkeme Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, dava konusu senedin müşterilerin önünde zorla imzalattırıldığına ilişkin iddialarının tacirin basiretli olması gerektiğine ilişkin kanun hükmüne açıkça aykırılık teşkil ettiği ortada olduğunu, kambiyo senetlerinde senedin üzerinde mevcut bilgilerin aksinin ispatı iddia edenin üzerinde olduğunu, davacı yan dava konusu senedin bedelinin ödendiğine ilişkin iddialarını ispatlayacak herhangi bir delil sunamadığını, ödeme yapıldığının ispatı amacıyla sunulan dekontların açıklama kısımları ve vade kısımları incelendiğinde; işbu ödemelerin senet ödemesi olduğuna ilişkin herhangi bir ibare mevcut olmamakla, her bir dekontun hangi hizmet üzerine gönderildiği açıklama kısmında belirtildiğini, dava kötü niyetli olarak ikame edildiğini, dava dilekçesinde mevcut çelişkiler, dava dilekçesindeki hiç bir iddiayı destekleyen somut delil sunulamaması kötü niyetin ispatı ve davanın reddinin gerektiğinin kanıtı olduğunu, davacı taraf dava dilekçesinde dava konusu senedin İslambol Turizm ile Faran turizm arasındaki ticari ilişkiyi ikrar etmesine rağmen müşterilerin önünde mecbur kalındığı için kambiyo senedini imzalandığı, mezkur senedin ödeme yapılmış olması hasebiyle bilabedel kaldığı iddia edilmişse de davacı tarafın dosya muhtevasında mübrez hiçbir bir delil mezkur iddialarını desteklemediğini, doğrudan doğruya dava konusu senedin muhtevasında kaim olan bedelin ödenmesinden kaçınmak suretiyle ikame edildiğini, bu dava kötü niyetli bir hareketin ürünü olduğunu, davanın yetkisiz mahkemede ikame edilmesinde dolayı usûlden reddine, mahkeme aksi kanaatte ise arz ve izah edilen sebepler dolayısıyla davanın esastan reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … mahkememizin yetkisizliği nedeni ile davanın usulden reddine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davamız kıymetli evraktan kaynaklanan icra takibi yapılmadan önce açılan menfi tespit davası olup yerel mahkemenin yetkisizlik kararı davalı şirket vekilinin cevaplarına ve delillerine dayandırıldığını zira davalı şirketin yerleşim yerinin İstanbul olduğu doğru ancak davaya konu bononun düzenlendiği yer Merter değil Kocaeli Cengiz Topel hava alanı olduğunu, bononun düzenleme yeri müvekkil dava açtıktan sonra doldurulduğunu, müvekkili hava alanından çıkışta ve umre sırasında yolcuları herhangi bir sıkıntı yaşamasın diye senedi imzaladığını ancak davalı şirkete böyle bir borcu bulunmadığı, o güne kadar tüm borcunu ödediğini, dava konusu senedin düzenlendiği yer, ekte sunulan fotoğraflardan da anlaşılacağı üzere Kocaeli olup bu nedenle Kocaeli Mahkemeleri yetkili mahkeme olduğunu beyan ederek, yerel mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
DELİLLER: Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02/03/2021 Tarih – 2020/219 Esas – 2021/149 Karar sayılı kararı ve tüm dosya dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; bonodan dolayı menfi tespit istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince; “… Mahkememizin yetkisizliği nedeni ile davanın usulden reddine, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 20/1 maddesi uyarınca mahkememizin yetkisizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki (2) hafta içerisinde taraflardan birinin talebi halinde dosyanın yetkili Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine…” karar verilmiş, karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince kamu düzeni yönünden ve istinaf sebepleri ile sınırlı olarak inceleme yapılmıştır.
Dosya kapsamına göre davaya konu bonoda; düzenleme tarihinin 09/01/2020, düzenleme yerinin Merter, ödeme tarihinin 30/05/2020, miktarının 10.660,00-TL, keşidecinin … olduğu, bononun ön yüzünde ismi yazılmaksızın davacının T.C. Numarası ve imzasının bulunduğu, yine dosya içinde diğer bilgileri aynı olup düzenleme yer ve tarihinin yazılı olmadığı bir bono fotokopisinin de bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davalı vekili mahkemenin yetkisine itiraz etmiştir. Dava konusu bir adet bonodur.
2004 sayılı İİK’nun 50. ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 447/2. maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken HMK’nun 6. maddesi, “Genel yetkili mahkeme, dava açıldığı tarihte davalı gerçek ve tüzel kişinin yerleşim yeri mahkemesidir. Yerleşim yeri, 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre belirlenir” hükmünü içermektedir.
İİK’nun 50/1. maddesine göre, para ve teminat borçlarına ilişkin icra takiplerinde yetkili icra dairesi, HMK’nun 447/2. maddesi atfıyla aynı Kanun’un yetkiye dair hükümleri kıyas yoluyla uygulanmak suretiyle belirlenir. Ayrıca, takip dayanağı akdin yapıldığı yer icra dairesi de yetkilidir.
Buna göre, bonoya dayalı takip, genel yetkili yer olan borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesinde (HMK. 6. md.), bonoda öngörülen ödeme yerinde (6102 sayılı TTK’nun 777/3. maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda, ödeme yeri olarak tanzim yeri kabul edilir) (HMK. 10. md.) ve ayrıca İİK’nun 50/1. maddesi uyarınca bononun tanzim edildiği yerdeki icra dairesinde yapılabilir.
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yetki sözleşmesini düzenleyen 17. maddesinde ise; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır” hükmüne yer verilmiştir. Görüldüğü üzere, Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile getirilen yeniliklerden bir tanesi de yetki sözleşmelerine ilişkin olup yetki sözleşmesi düzenleyebilecek şahıslar sadece tacirler veya kamu tüzel kişileri olarak belirlenmiştir.
Söz konusu hüküm ile yetki sözleşmesi yapılmasında, tarafların tacir veya kamu tüzel kişisi olması aranmıştır. Diğer bir anlatımla, maddedeki tacirden anlaşılması gereken, işin ticari nitelikte olması değil, tarafların kanunlarda tacir olarak tanımlanan kişiler olmasıdır. Ticari işten kaynaklanan sözleşme olsa dahi bu sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarla ilgili olarak yapılan yetki sözleşmesinin bir tarafının tacir olmayan gerçek kişi olması mümkün değildir.
Yukarıda anılan yasal düzenlemeler ve açıklamalara göre somut olaya bakıldığında; davalının bono ön yüzünde imzası bulunması hasebiyle aval veren olarak kabul edilmesi gerektiği, imzaya bir itirazın olmadığı, davalının yerleşim yerinin İstanbul, bononun düzenleme yerinin de Merter/İstanbul olduğu, davaya bakmakla Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesi’nin yetkili olduğu, davacı tarafından bono düzenleme yerinin Cengiz Topel Havaalanı olduğu ileri sürülmüş ise de; bonoda düzenleme yerinin Merter olduğu ve bononun anlaşmaya aykırı düzenlendiğini iddia edenin bunu yasal delillerle ispatlaması gerektiği, ilk derece mahkemesince yetki ilk itirazının kabul edilerek yetkisizlik kararı verilmesinde usul, yasa ve dosya kapsamı delillere bir aykırılık bulunmadığı, gerekçenin yerinde olduğu, davacı vekilinin istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK.’nun 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davacının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden; istinaf başvurusunun esastan reddine, karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca; davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken harç peşin alındığından, yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davacı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davacıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 26/10/2021


Başkan-…
¸e-imzalıdır

Üye-…
¸e-imzalıdır

Üye-…
¸e-imzalıdır

Katip-…
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*