Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/840 E. 2022/502 K. 07.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/840 – 2022/502
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :2021/840
KARAR NO :2022/502

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :22/02/2021
NUMARASI :2020/577 Esas – 2021/127 Karar

DAVACI :EUREKO SİGORTA ANONİM ŞİRKETİ – Altunizade Ord. Prof. Dr. Fahrettin Kerim Gökay Cad. No:20 Üsküdar/İSTANBUL
VEKİLİ :Av. …………
DAVALI :YILDIZ SUNTA MDF ORMAN ÜRÜNLERİ SANAYİ TESİSLERİ İTHALAT İHRACAT VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ – Uzunbey Mah. Cumhuriyet Caddesi No:45 41180 Kartepe/KOCAELİ
VEKİLİ :Av. ………….

DAVA TÜRÜ :Alacak
DAVA TARİHİ :03/12/2020

KARAR TARİHİ :07/03/2022
KR. YAZIM TARİHİ :17/03/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirket tarafından, Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/233 Esas sayılı dosyası ile ikame edilen konkordato davasında, konkordato komiserliği heyeti tebligatı kararı uyarınca; davacı tarafından bildirilmiş olan 34.115,21-Euro alacağın şirket yetkilisince borcun bulunmadığını bildirmesi nedeniyle alacağın çekişmeli hale geldiğini, davalı şirket yetkilileri ve konkordato komiserleri tarafından tutulan tutanakta, davacıya geçici mühlet tarihi olan 24/12/2019 tarihi itibariyle borçlarının 0,00-EURO olduğunun belirtildiğini, alacağın çekişmeli hale gelmesi nedeniyle işbu davanın açılması zorunluluğunun doğduğunu, davacının, davalıdan alacağı olduğunu, davacı nezdinde ……….. numaralı ticari risk sigorta poliçesi ile 17/01/2019-17/01/2020 vade tarihli, davalı lehine ticari risk sigorta poliçesi düzenlenmiş olduğunu, risk ortadan kalktığından, işbu poliçenin 24/12/2019 tarihinde kısmen iptal edildiğini, poliçenin kısmen iptaline kadar olan sürede; 19/01/2017-25/12/2019 tarihleri arası Euro cari hesap dökümünde de görüleceği üzere davacının, davalıdan 34.115,21-Euro poliçe prim alacağının bulunduğunun tespit edildiğini beyanla fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, 34.115,21-Euro alacağın tespit edilmesine, alacak kaydının yapılması ve müvekkil şirketin konkordato ve oy nisabına kabulüne, İİK’nın 308/b uyarınca işbu çekişmeli hale gelen alacağa isabet eden payın (34.115,21-Euro) karar kesinleşmesine kadar borçlu tarafından Mahkeme’ce belirlenen bankaya yatırılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; İİK’nın 285. vd. devamı maddelerinde düzenlenen konkordato kurumunda çekişmeli alacakların hangi usule takip edileceğinin açıkça düzenlendiğini, buna göre kanunun 308/b maddesinde alacakları itiraza uğramış alacaklıların tasdik kararından itibaren bir ay içinde dava açabileceğinin hükme bağlandığını, davacının alacağı çekişmeli olan alacaklar kategorisinde yer aldığından öncelikle Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/233 Esas sayılı dosyasında tasdik kararı verilmesinin beklenmesi akabinde ise 1 ay içinde dava açması gerektiğini, davacının taleplerinin usulden reddi gerektiğini, konkordato komiserleri tarafından İİK’nın 300. maddesi gereği davalının alacaklar hakkında beyana davet edildiğini, davalının kayıtlarında yapılan inceleme neticesinde Eureko Sigorta A.Ş. isimli bir şirkete borcunun bulunmadığının tespit edildiğini, akabinde yapılan araştırmada müvekkili kayıtlarında Eureko Sigorta A.Ş.’nin alacağının Garanti Sigorta A.Ş. olarak takip edildiğini, alacağın sehven çekişmeli hale getirildiğinin tespit edildiğini, bu konuda Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/233 Esas sayılı dosyasına gerekli bilgilendirmenin yapıldığını, bu nedenle davanın konusuz kaldığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece İİK’nın 308/b uyarınca öngörülen dava açma süresinden önce dava açıldığını, usulden ret kararının verilmişse de işbu kararın taraflarınca kabulünün mümkün olmayacağını, İİK’nın 308/b maddesine göre; “Alacakları itiraza uğramış olan alacaklılar, tasdik kararının ilânı tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabilirler.” Demekte olduğunu ve verilen sürenin kesin süre olmayıp, çekişmeli alacakların dava açmak için işbu süreyi beklemesinin zaruri olmadığını, bu nedenle, davanın usulden reddinin mümkün olmayacağını, aksi hasıl olsa dahi, kabul anlamına gelmemek üzere, yerel mahkeme işbu dava kararını, Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/233 Esas sayılı davası sonuçlanıncaya kadar bekletmesi gerektiğini, kesin hüküm dahi içermeyen madde hükmüne binaen davanın reddine karar vermesinin isabetsiz olduğunu, davalı borçlu, işbu dava açılması akabinde, yargılama konusu 34.115,21-Euro tutarındaki alacağın varlığını kabul etmiş olmakla, işbu davanın açılmasına sebebiyet verdiğini, yargılama aşamasında da beyan ettikleri üzere, bu halde ortada çekişmeli bir alacak bulunmadığından davanın konusuz kaldığı ortada olmasına rağmen, yerel mahkeme kararının taraflarınca anlaşılamamış olduğunu, davalı tarafın davanın açılmasına kusuruyla sebebiyet verdiğinin izahtan vareste olduğunu, bu durumda mevzuat ve yargıtay içtihatları uyarınca yerel mahkemece, davanın konusuz kaldığından bahisle “karar verilmesine yer olmadığına” dair karar vermesinin ve davalı borçlu aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini, davanın usulden reddi yönünde karar tesis edilmesi hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, davalı borçlu beyanı doğrultusunda gerçekleştiğinden, davalı tarafın işbu davanın açılmasına sebebiyet verdiğini, madde metninde belirtilen süre “kesin” olmamakla birlikte, açılan işbu dava her halükarda, konkordato davası sonucunu bekleyebileceğinden ve dava açıldıktan sonra alacağın varlığını kabul ettiği aşikar olduğunu, yerel mahkeme kararının kaldırılarak, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı uhdesinde tahmiline veya konkordato davası sonucunun beklenmesine karar verilmesi gerekmekte olduğunu, işbu nedenlerle yerel mahkemece yapılacak istinaf incelemesi neticesinde, yerel mahkemenin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili tarafından istinaf başvurusuna karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.

DELİLLER: Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/02/2021 tarih, 2020/577 Esas – 2021/127 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Dava, İİK 308/b maddesine dayalı açılmış çekişmeli alacak istemine yöneliktir.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince; davalı şirketin Mahkememizin 2019/233 Esas sayılı dosyası ile talepte bulunduğu konkordato isteminin henüz karara bağlanmadığı, İİK 308/b maddesi gereğince çekişmeli alacak davasının tasdik kararı verilmesi halinde kararın ilanı tarihinden itibaren 1 ay içinde açılması gerektiği, işbu davanın erken açıldığı anlaşılmakla davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurmuştur.
Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Kamu düzenine göre yapılan incelemede:
Yargıtayın konu ile ilgili içtihatlarında da vurgulandığı üzere; Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde adil yargılanma hakkı, Anayasanın 36. Maddesinde hak arama hürriyeti ve HMK’nın 27. maddesinde hukuki dinlenilme hakkı ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. Hukuki dinlenilme hakkının usul hukukundaki bir diğer yansıması ise HMK’nın madde 297/ 1-c bendinde yer almış olup hukuki dinlenilme hakkı adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Adil yargılanma ve hukuki dinlenilme hakkı gereğince kişi habersiz olarak yargılanamaz ve hakkında karar verilemez. Taraflar iddia ve savunmalarını ileri sürme, yargılama ile ilgili açıklamada bulunma ve ispat hakkına sahiptirler. Bu nedenlerle davalıya savunma hakkını kullanma olanağı verilmeden hüküm kurulaması mümkün değildir.
HMK’nın 320/1. maddesinde “mahkeme mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar vereceği” belirtilmişse de bunun ancak ön inceleme aşamasında ve “mümkün olan hallerde” olduğu belirtilmek suretiyle yasanın uygulama alanı dar bir çerçeve ile belirlenmiştir. HMK’nın 27. maddesinde belirtildiği üzere davanın taraflarının, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakları mevcut olup, bu hak çerçevesinde tarafların açıklama ve ispat hakkını kullanabilmeleri gerekmektedir. Hukuki dinlenilme hakkının usul hukukundaki bir diğer yansıması ise, HMK’nın madde 297/ 1-c bendinde yer almış olup buna göre, mahkemelerin gerekçeli kararlarında, tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi ile sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin belirtilmesi gerektiği vurgulanmaktadır.
Yukarıda açıklanan düzenlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; duruşma açılmadan karar verilmesi adil yargılanma ve hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olup yukarıda açıklanan tüm düzenlemelere ve içtihatlara aykırıdır. Hal böyle olunca; mahkemece, duruşma açılıp tarafların iddia ve savunmada bulunmalarına imkan sağlanarak tüm deliller toplandıktan sonra hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, duruşma yapılmadan ve dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda hüküm tesis edilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.
Kabule göre de;
İİK’nın 308/b. maddesinde, “Alacakları itiraza uğramış olan alacaklılar, tasdik kararının ilan tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabilirler. Tasdik kararını veren mahkeme, konkordato projesi uyarınca çekişmeli alacaklara isabet eden payın, kararın kesinleşmesine kadar borçlu tarafından, mahkemece belirlenen bir bankaya yatırılmasına karar verebilir. Süresi içinde dava açmamış olan alacaklılar, bu paydan ödeme yapılmasını talep edemezler, bu durumda yatırılan pay borçluya iade edilir.” şeklindedir.
İİK’nın 308/c. maddesinde “Konkordatonun, tasdik kararının kesinleşmesiyle bağlayıcı hâle geleceği de kararlaştırılabilir; bu takdirde mühletin etkileri, kanunda öngörülen istisnalar saklı kalmak kaydıyla konkordatonun bağlayıcı hâle geldiği tarihe kadar devam eder. Bağlayıcı hâle gelen konkordato, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburidir.” hükmü düzenlenmiştir.
Konkordato sürecinde bir alacağı çekişmeli hale getirme yetkisi borçluya aittir. Borçlunun bilançosunda kayıtlı olmayan veya bilançoda bildirilenden farklı miktarda kaydolunması talep edilen bir alacak bildirimi alan komiser, alacağı kaydetmeden önce borçlunun bu alacaklar hakkındaki görüşlerini alır. Komiser, dosya kapsamında bildirilen alacakları kaydetmek ve denetlemekle görevlidir. Borçlunun kabul ettiği alacak kaydı talebi doğrudan konkordato nisabına dahil olacak ve bu konuda komiserin denetim dışında müdahalesi olamayacaktır. Borçlunun itirazına uğrayan alacaklar ise çekişmeli hale gelecektir. Çekişmeli hale gelen alacak ile ilgili konkordato komiseri konkordato tasdik talebini inceleyen mahkemeye çekişmeli alacak ile ilgili dayanak belgeleri, borçlu itirazını içeren sebepleri ve delilleri sunmalı, mahkeme çekişmeli alacaklara ilişkin incelemesini basit yargılama usulüne göre ve yaklaşık ispat ölçütünün gerçekleşmesi halinde çekişmeli alacağın nisaba dahil edilmesine karar verecektir.
İİK’nın 308/b-1. maddesi uyarınca açılan bu dava alacaklının konkordatodaki payını belirleyecek olup, mahkemece genel hükümlere göre çözülecek olan uyuşmazlık ile ilgili kabul kararı verilmesi halinde, konkordatonun yürürlükte bulunduğu sürece alacağın konkordato koşullarına göre tahsili sonucu ortaya çıkacaktır.
Diğer yönden; HMK’nın 115. maddesine göre “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.”
İlk derece mahkemesince her ne kadar; davalı şirketin Mahkememizin 2019/233 Esas sayılı dosyası ile talepte bulunduğu konkordato isteminin henüz karara bağlanmadığı, İİK 308/b maddesi gereğince çekişmeli alacak davasının tasdik kararı verilmesi halinde kararın ilanı tarihinden itibaren 1 ay içinde açılması gerektiği, işbu davanın erken açıldığı anlaşılmakla davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine verilmiş ise de; konkordato tasdik kararının ilan şartı 6100 sayılı HMK’nın 115/2. maddesi kapsamında tamamlanabilir dava şartı olarak değerlendirilmesi gerekli iken kesin dava şartı olarak değerlendirilip davanın usulden reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
O halde yerel mahkemece, davacı tarafa 6100 sayılı Kanun’un 115/2. maddesi uyarınca, mahkemenin eldeki dava sırasında; 2019/233 Esas sayılı dosyada konkordato tasdik kararı verip vermediği araştırılarak, verilmiş ise yukarıda açıklandığı üzere genel hükümlere göre davanın esası hakkında karar verilmesi, aksi halde ise incelenen gerekçeli kararda yazılı olduğu şekilde karar verilmesi gerekirken, kararda yazılı olduğu şekilde karar verilmesi yerinde değildir. Bu nedenle istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılan değerlendirmeye göre; davacının istinaf başvurusunun kabulüyle 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-a-4 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın mahalline gönderilmesine karar vermek gerekmiştir
Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353-(1)-a)-4) maddesince kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, karar verilmiştir.

H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının; İlk derece mahkemesinin kararına ilişkin İstinaf Başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-4) maddesi gereğince ESASTAN KABULÜNE,
a-Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/02/2021 tarih, 2020/577 Esas – 2021/127 Karar
sayılı kararının KALDIRILMASINA,
b-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf Karar Harcının, talebi halinde ve ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
3-İstinaf eden tarafından yapılan İstinaf başvuru giderlerinin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından değerlendirilmesine,
4-Kararın, 6100 sayılı HMK’nın 359-(4) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İİK’nın 36-(5) maddesi gereğince Kocaeli 8. İcra Dairesi 23/03/2021 Tarih – 2021/47404 Esas sayılı dosyasına sunulan teminatın yatırana iadesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362-(1)-g) maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.
07/03/2022

Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*