Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/724 E. 2022/149 K. 24.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/724
KARAR NO : 2022/149

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :14/09/2020
NUMARASI :2019/498 Esas – 2020/314 Karar

DAVACI :……
DAVALI :……
VEKİLİ :Av. …
DAVANIN KONUSU :Genel Kurul Kararının Butlanı İstemli
DAVA TARİHİ :27/11/2019

KARAR TARİHİ :24/01/2022
KR. YAZIM TARİHİ :15/02/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; 20/11/2008 tarihli yönetim kurulu toplantısı ile 30/11/2008 tarihinde Genel Kurul toplantısı yapılması kararı alındığını, yönetim kurulu toplantısında alınan kararların Kooperatifler Kanunu’nun 16,23,26,45,46, Borçlar Kanunu’nun 27 ve 12, Kooperatif Ana Sözleşmesi’nin 14 ve 28 sayılı emredici düzenlemelerine aykırılık teşkil eden 30/11/2008 tarihli Genel Kurul ve Genel Kurul toplantısının 4 numaralı kararının mutlak butlanla batıl olduğunu belirterek 30/11/2008 tarihli Genel Kurul ve Genel Kurul toplantısının 4 numaralı kararının mutlak butlanla batıl olduğunun tespitine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davalı kooperatifin Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinden, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinde ve Sakarya Bölge Adliye Mahkemesinde devam etmekte olan kooperatif üyeliğinin tespiti davalarının bulunduğu, bu davaların davaya konu mutlak butlan ile batıl olduğu iddia edilen genel kurul gündem maddesinin varlığı sebebiyle kooperatif ile üyeler arasında bağ bulunmadığını, davaya konu genel kurulu ve başkaca bir takım usulsüzlükleri sebebiyle dönemin kooperatif yöneticilerinin halen Kocaeli 2. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılandığını, kooperatifin tek ana sözleşme ile yapılan planlamaya rağmen 1. Etap üyeleri ile 2. Etap üyeleri arasında yapılmış olan toplam ödemelerin bilançosunda ortaya çıkan fahiş farkın kamu vicdanına sığmadığını belirterek üyenin sorumluluğuyla tüm üyeler adına genel kurul, genel kurul maddesi hakkında ivedilikle karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili ve davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece eksik inceleme ile karar verildiğini, davalının red talebi olmadan yerel mahkemece davanın reddedildiğini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili istinaf ve davacının istinaf başvurusuna cevap dilekçesinde özetle; her ne kadar davaya konu gündem maddesinin mutlak butlanla batıl olduğuna dair inancını sürdürse de davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiğini, yerel mahkemece kooperatifin defterleri incelenmeksizin, ana sözleşme ve kanun hükümleri detaylıca değerlendirilmeksizin, keşif yapılmadan ve bilanço hesapları gözetilmeksizin ‘dar kapsamla belirli bir inanış uğruna’ haksız bir karar verildiğini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
DELİLLER: Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/09/2020 Tarih – 2019/498 Esas – 2020/314 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 30/11/2008 tarihli olağanüstü genel kurulun (4) numaralı kararının mutlak butlanla batıl olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş karara karşı davalı vekili ve davacı tarafından istinaf yoluna başvurmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda; davalı kooperatif üyesi olan davacı tarafından kooperatifin 30/11/2008 tarihinde gerçekleştirilen olağanüstü genel kurulunun (4) numaralı kararı ile ” 1. Etap aidatı devam eden üyeler 30/04/2009 tarihine kadar aidatlarını kapatanların kooperatifle ilişikleri kesilmesine.” yönelik alınan kararın butlan ile malul olduğuna yönelik tespit istemli dava hakkında mahkemece, davaya konu genel kurul kararının butlan yaptırımına tabi olmaması, iptal edilebilirlik nitelikte olması, buna yönelik 1 aylık hak düşürücü süre içerisinde dava açılmaması sebebiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu kapsamda;
1-Davalı kooperatif’in istinaf başvurusunun incelenmesinde;
İlk derece mahkemesince, davanın reddine dair karara karşı davalı kooperatif tarafından dilekçede belirtili sebeplerle davanın kabulü yönünde karar verilmesi istemli olarak istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Bu nedenle, öncelikle kararın niteliği ve istinaf sebeplerine göre davalının istinaf başvurusu yönünden taraf sıfatının bulunup bulunmadığının belirlenmesi gerektiği anlaşılmakla eldeki davada, davalı kooperatif organı vasıtasıyla davaya konu işlemi tesis eden konumunda olup, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. ve anasözleşmenin 38. madde hükmünde genel kurulun iptali/butlanı davasını açabilecekler arasında kooperatif tüzel kişiliği gösterilmemiş olup, kooperatif kendi genel kurulunda alınan kararın iptalini/butlanını dava edemez. Söz konusu bu durum istinaf başvurusu içinde geçerli olduğundan davalı kooperatifin istinaf başvurusunun taraf sıfatı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Davacının istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede ;
Davacı tarafından kooperatifin 30/11/2008 tarihli olağanüstü genel kurulunun (4) nolu kararı olan “1.Etap aidatı devam eden üyeler 30/04/2009 tarihine kadar aidatlarını kapatanların kooperatifle ilişikleri kesilmesine ” yönelik kararın butlanı talep edilmiştir.
Söz konusu kararında içinde bulunduğu genel kurul kararlarına ilişkin toplantı hazirun listesine göre, (286) üyeli kooperatifin (168) üyesi genel kurul toplantısına katılmış, toplantıya katılan üyelerin tamamının olumlu oyu ile karar alınmıştır. Kararın alındığı toplantıya davacı kooperatif ortaklarından … asaleten katılmıştır.
Davacı, 30/11/2008 tarihli olağanüstü genel kurulunun (4) nolu kararına yönelik dava dilekçesinde maddi vakıa olarak; kararın genel kurul gündeminde yer almadığı ve kararın üyeler arasındaki eşilik ilkesine aykırı olduğunu ileri sürerek yöntemince alınmayan, emredici düzenlemelere aykırı kararın butlanla batıl olduğunun tespitini talep etmektedir.
Bu nedenle öncelikle ileri sürülen sebeplerin varlığı halinde tabi olunacak yaptırım türünün belirlenmesi gerekmektedir. Yaptırım türlerinin ileri sürülmesinin tabi bulunduğu usul kuralları bunu elzem kılmaktadır.
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 53. maddesi uyarınca, genel kurulda alınan kararların, oyunu kullanmasına haksız yere izin verilmemesi, çağrılmama, çağrının usulsüzlüğü, gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmemesi veya toplantıya ve karara yetkili olmayan kimselerin iştirak etmesi iddiaları dışında yasa, anasözleşme ve afaki iyiniyet kurallarına aykırılık halleri ileri sürülerek iptalleri isteminde bulunabilmek için, toplantıya katılan üyenin ret oyu vermesi ve karara muhalif kalarak keyfiyeti zapta geçirmesi ve davanın bu iddiaların tümü bakımından toplantıyı izleyen bir ayın içinde açılması gerekmektedir(Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 17/03/2016 tarih, 2015/4093 esas, 2016/1678 Karar sayılı ilamı).
Öte yandan, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 53. maddesinde genel kurul kararlarının iptali ve iptal koşullarına yer verilmiş olup, yokluk ve butlan yaptırımına değinilmemiştir. Bu durumda, kararların batıllığı ve yokluğunun genel kurallara göre belirlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. BK. 20/1’e (mülga 818 sayılı BK) göre, içeriği imkânsız veya hukuka ya da ahlâka aykırı sözleşmeler bâtıldır. Bâtıl bir sözleşme baştan itibaren geçersiz bir hukuki işlem olup, hiç bir zaman geçerlilik kanamayacağı gibi, hiç bir hukuki sonuç da doğurmaz. Bu nedenle butlan, zamanla ortadan kalkmaz, tarafların icazet veya teyidi (onamı) ile veya edimlerin ifasıyla sağlık (sıhhat) kanamaz (Prof. Dr. Fikret Eren, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Cilt 1, Genişletilmiş 6. Bası, Beta Yayınları, İstanbul, 1998, s:309-310). Mülga 818 sayılı BK’nun 19 ve 20. Maddelerine göre, biçim ve usul yönünden geçerli olmakla beraber, konusu bakımından; kamu düzenine, buyurucu kurallara, ahlâk ve adaba veya yerine getirilmesi olanaksız ise, bu tür kararlar batıldır (Eriş, s:800). Butlan genel kurul kararının içeriğine dönük sakatlık halidir. Usûl ve şekil kurallarına uyularak alınmış olsa da genel kurul kararı içeriği yönünden konusu imkansız veya yasanın ya da ana sözleşmenin emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına, anonim ortaklığın temel yapısına ve sermayenin korunmasına ilişkin hükümlere aykırı ise bâtıldır (Reha Poroy, Ünal Tekinalp, Ersin Çamoğlu, Ortaklıklar Hukuku 1, İstanbul 2019, Güncellenmiş, Yeniden Yazılmış 14. Bası, s:595). 6102 sayılı TTK’nun 447. maddesinde butlana ilişkin özel düzenleme yapılmıştır.
Yokluk halleri yasal olarak düzenlenmemiştir. Yoklukta hiç bir işlem yoktur. Başka bir deyişle, sözleşme görünüşte bile meydana gelmemiştir (Eriş, s:800). Yokluk sözleşmenin, meydana gelmesi, kurulmasıyla ilgilidir. Kurucu unsurları ihtiva etmeyen bir sözleşme, kurulmamış, meydana gelmemiş bir sözleşmedir. Hukuk düzeni, kurucu unsurlardan yoksun bir sözleşmeye yokluk müeyyidesi bağlamıştır (Eren, s:307).
Genel kurulda alınan bir kararın butlanla malul olduğunun iddiası bir davada itiraz olarak ileri sürülebilir(Yargıtay 11. HD. 27/09/1993, E.6879/K.5391 Eriş, s:828). Bunun gibi genel kurul kararının yoklukla malul olduğu iddiası da açılmış bir davada def’i olarak ileri sürülebileceği gibi 1163 sayılı Koop. Kanunu’nun 53. maddesindeki koşullar dahilinde dava açılmasına gerek yoktur.
1163 sayılı Kooperatifler Kanununu 53/1-(1) maddesinde “…yahut toplantıya çağrının usulü dairesince yapılmadığını veyahut gündemin gereği gibi ilan veya tebliğ edilmediğini…” iddia eden pay sahiplerinin toplantıyı kovalayan günden başlamak üzere bir ay içinde dava açmaları belirtilmiş olup, söz konusu bu düzenlemeye göre; gündemde bulunmayan bir hususun usulsüz olarak görüşülüp karara bağlanması bir mutlak butlan nedeni olmayıp alınan kararı kabili iptal kılar (Yargıtay 11. HD. 02/06/1994, E.5801/K.4538 Eriş, s:838). İptal davası açma hakkına sahip olanların red oyu vermesi ve muhalefet şerhini tutanağa yazdırması ve bir aylık hak düşürücü süre içinde iptal davasını açmaları gerekir.(Yargıtay 23.H.D’nin E: 2013/8367 K: 2014/2814 sayılı ilamı)
Somut olayda; davaya konu edilen 30/11/2008 tarihli olağanüstü genel kurulunun gündemini belirleyen 20/11/2008 tarihli yönetim kurulu kararında genel kurulun (4) numaralı kararına dayanak gündem maddesi bulunmamaktadır. Bir başka deyişle, kooperatif genel kurulu tarafından dava konusu (4) numaralı karar usulsüz olarak görüşülüp karara bağlanmıştır. Ancak, söz konusu bu hukuka aykırılık iptal edilebilirlik yaptırımına tabi bir usulsüzlük olduğundan iptal edilebilirlik haline dair koşullarda ileri sürülerek davaya konu edilmesi gerekmekle, toplantıya katılan davacı tarafından oylamada ret oyu verilmediği gibi toplantıyı izleyen bir ayın içinde de eldeki dava açılmamıştır.
Bu hale göre; 30/11/2008 tarihli olağanüstü genel kurulunun (4) nolu kararı yönünden butlan yaptırımı ile geçersizliğini sağlayacak hukuka aykırılığın bulunmaması, ileri sürülen sebeplerin kararın iptalini sağlayacak nitelikteki aykırılığı ihtiva etmesi ve iptal yönünden gerekli yasal koşullarının davada bulunmaması nedeniyle aksine dair davacı istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, mahkeme kararın usul ve yasaya uygun olduğu değerlendirilmiştir.
Gerekçeli karar başlığında; davalı vekillerinin adresinin yazılmaması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde; usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının istinaf başvurusunun taraf sıfatı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
3-İstinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına,
4-Bakiye 21,40 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
5-İstinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların, istinaf eden taraflar üzerinde bırakılmasına,
6-İstinaf edenler tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf edenlere iadesine,
7-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin kararın temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne TEMYİZ yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/01/2022


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*