Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/582 E. 2021/2215 K. 20.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/582
KARAR NO : 2021/2215

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :23/09/2020
NUMARASI :2018/591 Esas – 2020/455 Karar

DAVACI :……
VEKİLİ :……
DAVALI :……
:……
VEKİLİ :……
DAVA :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :25/07/2018

KARAR TARİHİ :20/12/2021
KR. YAZIM TARİHİ :18/01/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin Gebze’de su dağıtımı ve su sebili dağıtımı işi yaptığını, davalı şirkete teslim edilen damacanaların ve su sebillerinin iade edilmemesi nedeniyle bedelleri karşılığı fatura düzenlendiğini ve davalı şirkete gönderildiğini, davalı şirketin faturayı kabul etmediğini, davacı şirketin faturayı Gebze 2. Noterliğinin 12.06.2018 tarih ve 4298 sayılı ihtarnamesi ile davalı şirkete gönderdiğini, davalının da bu faturayı Kartal 12. Noterliğinin 19.06.2018 tarih ve 16831 sayılı cevabı ile iade ettiğini, fatura iade edilirken fatura içeriğinin kabul edilmediği ve kayıtları ile uyuşmadığının belirtildiğini, bunun üzerine davalı şirket hakkında Gebze 4. İcra Dairesinin 2018/38641 Esas sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, davalının borca ve yetkiye itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, yapılan itirazın haksız olduğunu, davalı şirkete sebiller ve damacanaların faturadaki adresleri olan …’da teslim edildiğini, sevk irsaliyelerindeki adresinin de … olduğunu, HMK 14. maddede “Bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda, o şubenin bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir.” dendiğini, davalının yetki itirazının ifa yeri … olduğundan haksız olduğunu, davacı ile davalı şirkete faturalara da yansıyan 19 litrelik 264 adet damacana ve 8 adet su sebili teslim edildiğini, davacı şirketin faturaya yansıyan bu damacanaları ve su sebillerini borçlu şirkete teslim ederken sevk irsaliyelerinin borçlu şirketin görevlileri tarafından imza karşılığında teslim alındığını, sevk irsaliyelerinde bu sebillerin emanet sebil olduğunun yazıldığını, davacı şirket tarafından bırakılan damacanalar açısından emanet damacana artırım tutanağı tutulduğunu, bunların da davalı şirket görevlileri tarafından imzalandığını, su sebilleri için ise sevk irsaliyeleri düzenlendiğini, takip dayanağı faturanın 30/05/2018 düzenleme tarihli Seri A …sıra nolu 7.665,28 TL’lik davalı şirket adına düzenlenen fatura olduğunu, bu faturanın davalı tarafça ödeme yapılmadığı için açık olarak kesildiğini, fatura içeriğinin 264 adet 19 litrelik boş damacana ve 8 adet su sebili karşılığı olduğunu, davalı şirketin takip konusu borcu ödemediğini, davalı şirketin açıkça kötüniyetli olarak takibe itiraz ettiğini, tüm bu nedenlerden dolayı davanın kabulüne, davalının yetki itirazının reddine, davalı şirket tarafından yapılan itirazın iptaline takibin devamına, haksız ve kötüniyetli olarak takibe itiraz eden davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin merkezinin Tuzla olduğunu, alacak davalarında genel yetki kuralı gereğince Gebze İcra Dairesi ve Mahkemelerinin davada yetkisiz olup yetkili icra daireleri ve mahkemelerinin İstanbul Anadolu İcra Daireleri ve ve Mahkemeleri olduğunu, davalı şirketin tedarikçi ve taşeron firmalarla ilişkisini idari işler müdürlüğü aracılığı ile yürüttüğünü, idari işler müdürlüğünün tedarikçi firmalarla görüşme, anlaşma yapma, sona erdirme, ilişkiyi ve tedarik edilen emtiayı kontrol etme, onaylama, sipariş verme, sipariş azaltma-artırma gibi tüm hususlarda yetkili olduğunu, idari işler dışında hiç birimin tedarikçi ile ilişki kuramayacağını, davacının davalının çeşitli lokasyonlarında bulunan işyerlerine içme suyu tedarik ettiğini, haftada bir idari işlerin talebi doğrultusunda damacana su getirdiğini, boş damacanaları alıp götürdüğünü, bu güne kadar ödeme hususunda hiç bir sıkıntı olmadığını, düzenli olarak ödemelerini aldıklarını, davalı şirketin su tedariki hususunda başka firma ile çalışma kararı alması üzerine kendileri ile artık çalışılmayacağı, yeni su getirmemeleri ve şirkette bulunan boş damacanaları almaları hususunun bildirildiğini, davacının da şirket iş yerine giderek tüm damacana ve su sebillerini iade aldığını, kısa bir süre sonra davalıyı arayan davacının kapasite artırım tutanakları doğrultusunda teslim edilen 264 adet damacanın ve 8 adet su sebilinin işyerlerinde bulunmadığını belirterek bunların bedelini talep ettiklerini, davalı şirket yetkililerinin davacının bahsettiği kapasite artım (sipariş) formlarını bulamadığını, davacıdan talep ettiğini ve gelen kapasite artırım (ek su talebi) formlarındaki imzaların yetkili idari işler müdürlüğünün onayını taşımadığı gibi altlarında şirket adına atılan imzaların da gerçek olmadığı, aynı kişiye atfedilen imzalar arasında isim ve soyadı farklılığı olduğu, imzaların dahi birbirine benzemediğini gördüğünü, bu isimdeki kişilerle görüşüldüğünü ve imzaların onlar tarafından atılmadığının öğrenildiğini, davalı şirket yetkililerinin kapasite artırım formlarındaki ismi geçen kişilerin şirkette mevcut örnek imzaları ile kıyaslama yaptığını, imza örneklerinin tutmadığını, bunun bir anlamı da bulunmadığını, şirkette çalışan sıradan bir işçinin şirket adına kapasite artış talebinde bulunma yetkisinin olmasının mümkün olmadığını, eğer alınan malzeme az gelmekte ise durumun idari işler müdürlüğüne bildirileceğini ve idari işler müdürlüğü gerek görürse kapasite artırım talebinde bulunulacağını, davacı tarafın dayandığı fatura mesnedi kapasite artırım formlarındaki isimlerin hiçbirisinin bu konuda yetkili olmadığını, bu listede yer alan ürünlerin kati şekilde davalı şirkete teslim edilen ürünler olmadığını ve isim ve imzaların sahte olduğunu, kaldı ki davacının talep ettiği ve davalıda kaldığını belirttiği hiç bir emtianın davalının işine yarayacak, aynen veya değiştirerek kullanabileceği emtia olmadığını, 264 tane damacanın kaplayacağı alanın bile şirket için yük olduğunu, tüm bu nedenlerle davacının haksız ve mesnetsiz davasının reddi ile kötüniyet tazminatı ile yükümlü tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın kabulüne, davalı borçlunun Gebze 4 İcra Müdürlüğü’nün 2018/38641 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 7.665,28 TL asıl alacak için iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına, davalı borçlu itirazında haksız olduğundan takip konusu asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.

İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin dava konusunu sanki damacana satışı ve su sebili satışıymış gibi yorumladığını ve davacı tarafın defterine kayıtlı davalı şirket defterine kayıtlı olmayan 30/05/2018 tarih ve 7665,28-TL’lik ihtilaflı satış faturası doğrulusunda karar verdiğini, oysa ortada bir satış işlemi bulunmadığını, davacının damacana ve su sebili satma niyet ve eylemi ne de davalının bu damacana ve sebilleri satın alma niyet ve eylemi bulunmadığını, yerel mahkemenin hadiseyi düz bir satış işlemi gibi düşünerek karar vermesinin hatalı olduğunu belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının su sebili ve damacanaları davalıya teslim ettiğini kanıtlaması gerektiğini, bilirkişi raporunda, su sebili ve damacanalara ilişkin toplamı gösteren satış faturasının davacının yasal defterlerinde kayıtlı olduğunun, davalı tarafından faturanın kabul edilmeyip geri gönderildiğinden davalının yasal defterlerinde kayıtlı olmadığının, faturanın içeriği ve satış tutarları şirketin damacana ve su sebili alımı yaptığı faturalar üzerinden adet fiyatlarının kontrol edildiğinin, davacının düzenlediği satış tutarlarının kabule şayan olduğunun belirtildiğini belirterek; istinaf başvurusunun reddine, yerel mahkeme kararının onanmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 23/09/2020 tarih, 2018/591 Esas – 2020/455 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, su satım sözleşmesi gereğince davalıya bırakıldığı iddia edilen damacana ve su sebili cihazlarının iade edilmemesi üzerine düzenlenen fatura alacağı için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda, taraflar arasında 2007-2018 yılları arasında süregelen su temini sözleşmesi bulunduğu, söz konusu bu sözleşme ilişkisi içerisinde davalı iş yerlerine su sebili ve damacana ile su bırakıldığı, eldeki dava ile sözleşme ilişkisinin sona ermesi sonrası iadesi gerçekleştirilmediği ileri sürülen (8) adet su sebili ve (264) adet damacana bedeline yönelik düzenlenen 30/05/2018 tarih ve …nolu, 7.665,28-TL bedelli faturaya istinaden Gebze 4. İcra Dairesinin 2018/38641 esası üzerinden icra takibi başlatıldığı, icra takibine davalının süresi içerisindeki itirazı üzerine eldeki davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince, davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında su temini sözleşmesinin bulunduğu, sözleşme kapsamında su sebili ve damacanaların davalı uhdesinde kaldığı, sözleşme ilişkisinin sona ermesi üzerine bir kısım damacana ve sebillerin iade edildiği sabittir. Uyuşmazlık, talebe konu edilen miktarda su sebili ve damacananın teslim ve iadesinin gerçekleşip gerçekleşmediği, bu kapsamda, davalı itirazında haklı olup olmadığı üzerine olduğu anlaşılmaktadır.
Bu bağlamda, emanet damacana artırım tutanakları, su sebili sevk irsaliyeleri, yıllara ait fiyat teklif formu içerikleri ile alınan bilirkişi raporu uyarınca; davalı tarafından iadesi gerçekleştirilmeyen (264) adet damacana ve (8) adet su sebilinin bulunduğu, teslim olgusunun bu deliller varlığı ile sabit olmasına göre, aksinin davalı tarafından ispata yarar delil ile ispat edilememesi ve talep edilen miktara dair fiyatlandırmanın da doğru olması karşısında, mahkemece davalının itirazında haksız olduğu kabulünde isabetsizlik görülmemiştir.
Ancak, taraflar arasındaki su temini sözleşmesinin uygulama süresi, işin niteliği, iadesi gereken damacana ve su sebili sayısının yargılama ile belirli hale gelmesi ve fiyatlandırmanın ayrıca denetime muhtaç olması sebebiyle, alacağın davalı yönünden likit ve muayyen olduğu kabul edilemeyeceğinden mahkemece, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru görülmemiş, kararın bu yönü ile kaldırılması gerekmiştir.

Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle kısmen kabulüne, yerel mahkemenin kararının davalı lehine kaldırılmasına dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından; dairemizce davanın hakkında HMK’nın 353-(1)-b)-2) madde gereğince hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere ;
1-Davalının ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KISMEN KABULÜNE, Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 23/09/2020 tarih, 2018/591 Esas ve 2020/455 Karar sayılı kararının HMK’nın 353-(1)-b)-2) maddesi gereğince, KALDIRILMASINA,
YENİDEN YARGILAMA YAPILMASI GEREKMEDİĞİNDEN AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE HÜKÜM KURULMASINA,
a)Davanın KABULÜNE, Davalı borçlunun Gebze 4 İcra Müdürlüğü’nün 2018/38641 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 7.665,28 TL asıl alacak için iptaline ve takibin bu miktar üzerinden devamına,
b)Davacının icra inkar tazminatı talebinin alacak likit nitelikte olmadığından REDDİNE
c)Alınması gereken 523,62.-TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 130,91.-TL harcın mahsubu ile, eksik kalan 392,71.-TL’ nin davalıdan alınarak Hazine’ye irat kaydına,
d)Davacı tarafından yatırılan 35,90.-TL başvurma harcı ve 130,91.-TL peşin harç olmak üzere toplam 166,81.-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
e)Davacı tarafından yatırılan ve harcanan 364,35.-TL müzekkere, tebligat ve diğer giderler ile 600,00.-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 964,35-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
f)Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan kabul edilen miktar üzerinden AAÜT 13/1-2 maddesi uyarınca hesap ve takdir edilen 3.400,00.-TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
g)Yargılama sonucunda ve re’sen yapılacak gider olmadığı takdirde, gerekirse re’sen yapılacak gider de mahsup edilmek ve 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının talep halinde yatırana iadesine
2-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;
a)Davalının yatırmış olduğu istinaf karar harcının talebi halinde ilk derece mahkemesince kendisine iadesine,
b)Davalı tarafından yapılan istinaf başvuru harcı 162,10 TL ve posta gideri 66,50 TL olmak üzere toplam 228,60 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
c)İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
d)Davalı tarafça yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının mahkemesince davalı tarafa iadesine,
e)Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(3) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
İlişkin; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362-(1)-a) maddesi gereğince; miktar itibari ile KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/12/2021


Başkan …
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*