Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/556 E. 2021/2204 K. 20.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/556
KARAR NO : 2021/2204

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :17/09/2020
NUMARASI :2017/495 Esas – 2020/341 Karar

DAVACI :……
VEKİLİ :……
DAVALI :……
:……
VEKİLİ :……
DAVA :Tazminat(Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :08/05/2017

KARAR TARİHİ :20/12/2021
KR. YAZIM TARİHİ :18/01/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı firmanın faaliyet alanı ile ilgili halen aktif çalışan bir firma olduğunu, davalı bankanın İzmit/Kocaeli şubesinin de mudisi olduğunu, gerek faaliyetlerinin devamı ve gerekse amaçlarını gerçekleştirmek maksadıyla davalı bankadan zaman zaman ticari kredi kullandığını ve ödemelerini eksiksiz yaptığını, davalı bankanın diğer büyük bankalarla birlikte rekabet kanununa aykırı bir biçimde, rekabet sınırlayıcı nitelikte eylemlerde bulunduğunun anlaşıldığını, diğer bankalarla birlikte davalı bankaya da rekabeti engellemek suçundan ciddi miktarda idari para cezası uygulandığını, bunun iptali için açılan idari davanın ise davalı bankanın aleyhine sonuçlandığını, yerel mahkemenin verdiği kararın Danıştay tarafından da onandığını, rekabet kanununa aykırı biçimde diğer büyük bankalarla birlikte ortak kararlar alarak kredi faizlerini normalden yüksek tutarak rekabete engel olan, davacının çok yüksek miktarda kredi ödemesine, dolayısıyla zarara uğramasına neden olduğunu belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 1.000,00-TL’nin üç katı miktarında tazminatın davalıdan her kredi ilişkisinin bittiği tarihten itibaren uygulanacak en yüksek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Rekabet Kurulu kararının iptali için davalı banka tarafından açılan davanın karar düzeltme aşamasında olduğunu, söz konusu davanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacının dava dilekçesinde davalı bankadan kullandığını belirttiği kredilerin, ticari nitelikli krediler olduğunu, davacının kullanmış olduğu tüm ticari krediler açısından davalı banka hakkında herhangi bir tespit ve uyumlu bir eyleme rastlanılmadığını, davacının davalı bankadan kullandığı ticari nitelikli kredilerin işbu davanın konusu olamayacağını, davacının tazminat istemine ilişkin taleplerinin zaman aşımına uğradığını, davacı tarafın işbu davadaki iddialarının hukuki sebebinin haksız fiil sorumluluğu olduğunu, davacının üç katı tazminat talebinin hukuki dayanağının bulunmadığını belirterek dava konusu uyuşmazlığın ticari nitelikte bir krediye ilişkin olması ve Rekabet Kurulu kararında davalı bankanın ticari kredilerine yönelik bir ihlalinin veya uyumlu eyleminin bulunduğuna dair her hangi bir tespit yer almaması nedeniyle davanın reddine, bu talebinin kabul edilmemesi halinde, zaman aşımı süresi dolduğundan, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, bu taleplerinin de kabul edilmemesi halinde, dava konusu olayda haksız fiil unsurlarının tamamı bulunmadığından ve davacı zararını ispat edemediğinden davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; Rekabet Kurulunun 13-13/198-100 karar sayılı ve 08.03.2013 tarihli kararında, kararın hiçbir suretle ticari kredileri kapsamadığı şeklinde yorumlanacak bir beyan bulunmadığını, ticari kredilere yönelik bir ihlalin ve uyumlu eylemin bulunmadığına dair bir tespit de yer almadığından yerel mahkemece verilen davanın reddine ilişkin kararın hatalı olduğunu, davalı banka tarafından yapılan karar düzeltme başvurusunun sonucunun kesinleşmesinin beklenmesi ile sonuca göre davalı bankanın kartel oluşumu içinde bulunduğunun yasal olarak tespit edilmesi halinde davacının kullandığı kredi dönemi itibariyle uygulanan faiz oranları ile kalan bankaların aynı tür krediye uyguladıkları faiz oranları tespit edilerek, davacının kartel oluşumundan etkilenip etkilenmediği, etkilenmiş ise uğramış olduğu zararın alanlarında uzman kişilerle açıklayıcı ve gerekçeli bir raporla belirlenip varsa itirazların da değerlendirilip sonrasında karar verilmesi gerektiğini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Rekabet Kurulu kararında, kartel tespit ettiği hizmetler arasında “ticari krediler” yönünden herhangi bir tespit bulunmadığını, dolayısıyla davalı bankanın ticari krediler yönünden, uyumlu eylem teşkil edecek herhangi bir fiili, Rekabet Kurulunun da bu yönde herhangi bir tespiti bulunmadığından yerel mahkeme kararının hukuka ve hakkaniyete uygun olduğunu belirterek; istinaf başvurusunun reddine, yerel mahkeme kararının onanmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 17/09/2020 tarih, 2017/495 Esas – 2020/341 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkındaki Kanun’dan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince; belirtilen gerekçelerle davanın reddine, karar verilmiştir.
İlk derece mahkemesi kararına karşı, davacı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
İstinaf incelemesi; HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf nedenleri ve kamu düzeni ile sınırlı olarak yapılmıştır.
Somut olayda; davacı, davalı banka nezdinde ticari nitelikteki krediler kullandığını, davalı bankanın da içinde bulunduğu (12) bankanın kartel oluşturarak rekabeti bozduğu ve kredi kullananlardan fazla faiz aldığı gerekçesiyle söz konusu (12) bankaya Rekabet Kurulu’nun 08.03.2013 tarih ve 13-13/198-100 sayılı kararı idari yaptırım uygulandığını, müvekkili tarafından da rekabet kurulunca kartel oluşturulduğunun tespit edildiği dönemde kredi kullanıldığını, müvekkilinden fazla faiz alınmak sureti ile zarara uğratıldığını belirterek tazminat talebinde bulunduğu, ilk derece mahkemesince; davacının kullandığı kredi türünün ticari kredi olması, Rekabet Kurulunun 08.03.2013 tarih ve 13-13/198-100 sayılı kararının kapsamında yer alan kredilerin ticari nitelikli kredileri kapsamaması nedeniyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
4054 sayılı RKHK’nın “Tazminat Hakkına” ilişkin 57. maddesi; “her kim bu Kanuna aykırı olan eylem, karar, sözleşme veya anlaşma ile rekabeti engeller, bozar ya da kısıtlarsa yahut belirli bir mal veya hizmet piyasasındaki hâkim durumunu kötüye kullanırsa, bundan zarar görenlerin her türlü zararını tazmine mecburdur. Zararın oluşması birden fazla kişinin davranışları sonucu ortaya çıkmış ise, bunlar zarardan müteselsilen sorumludur” hükmü ile aynı Kanun’un; “Zararın Tazminine” ilişkin 58. maddesinde; “rekabetin engellenmesi, bozulması veya kısıtlanması sonucu bundan zarar görenler, ödedikleri bedelle, rekabet sınırlanmasaydı ödemekte olacakları bedel arasındaki farkı zarar olarak talep edebilirler. Rekabetin sınırlanmasından etkilenen rakip teşebbüsler, bütün zararlarının tazminini rekabeti sınırlayan teşebbüs ya da teşebbüslerden talep edebilir. Zararın belirlenmesinde; zarar gören teşebbüslerin elde etmeyi umdukları bütün kârlar, geçmiş yıllara ait bilançolar da dikkate alınarak hesaplanır.
Ortaya çıkan zarar, tarafların anlaşması ya da kararı veya ağır ihmalinin olduğu hallerden kaynaklanmaktaysa; hakim, zarar görenlerin talebi üzerine, uğranılan maddi zararın ya da zarara neden olanların elde ettiği veya elde etmesi muhtemel olan kârların üç katı oranında tazminata hükmedebilir.
Uyuşmazlık, davacının kullandığı ticari krediler yönünden, Rekabet Kurulu kararına göre davalı bankanın da aralarında bulunduğu (12) bankanın kartel oluşturacak şekilde rekabet ihlalinde bulunup bulunmadığı ve davacının tazminat talebinde haklı olup olmadığı üzerine olduğu anlaşılmaktadır.
Bu bağlamda; davacının davalı bankadan kullandığı kredilerin ticari kredi niteliğinde oluşu, Rekabet Kurulunun 08.03.2013 tarih ve 13-13/198-100 sayılı kararında danışıklı faizin tüketici kredilerine ilişkin olması, bir başka anlatımla, kartel oluşumuna dair tespitin ticari kredilere yönelik olmaması nedeniyle ilk derece mahkemesinin aynı doğrultudaki gerekçelerle davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizliğin bulunmadığı, davacı istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 02.12.2019 tarih ve 2019/1213 E.- 2019/7738 K. ve 08.01.2020 tarih ve 2019/1496 E.- 2020/163 K. sayılı ilamları).
Mahkemece gerekçeli karar başlığında; davacının unvanı “Akaytaş Temizlik Nakliye İnşaat Tahhüt Tic. ve San. Ltd. Şti.” olmasına rağmen, davalının unvanının, gerekçeli karar başlığında yazılı olduğu şekilde yanlış olması, 6100 sayılı HMK’nın 297-(1)-b) maddesine aykırı olmakla birlikte sonuca etkili olmadığından, bu hususa eleştiri getirilmekle yetinilmiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davacının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Alınması gerekli harç bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin kararın temyize tabi bulunması nedeniyle Dairemiz tarafından yerine getirilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne TEMYİZ yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/12/2021


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*