Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/555 E. 2021/2243 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/555
KARAR NO : 2021/2243

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :08/01/2021
NUMARASI :2020/140 Esas – 2021/19 Karar

DAVACI :TEKİNOĞULLARI ÖZEL EĞİTİM ÖĞRETİM YAPI MİMARLIK MÜHENDİSLİK PROJE TURİZM SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. –
VEKİLİ :Av. …
DAVALI :ERNAZ OTOMOTİV SANAYİ TİCARET VE PAZARLAMA A.Ş.
VEKİLİ :Av. … –

DAVANIN KONUSU :Tazminat (Ayıplı Araç İddiasına Dayalı )
DAVA TARİHİ :05/03/2020
KARAR TARİHİ :23/12/2021
KR. YAZIM TARİHİ :21/01/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 30.12.2019 tarihinde Ernaz Otomotiv San. Tic. ve Pazarlama A.Ş. … plakalı, Mercedes Benz marka 2011 model ………. tipindeki aracın satışının müvekkiline yapıldığı, araç satıldıktan birkaç saat sonra seyir halindeyken araçta motor arızası ikaz lambasının yandığını, araçta yığılma ve titreme meydana geldiğini, araç 02.01.2020 tarihinde yetkili serviste bakıma alındığında araçta EGR parçasının arızalı olduğunun tespit edildiğini, çıkma parça kullanılarak EGR arızasının giderildiğini ve böylece araçtaki yığılma (gaz yememe) tabir edilen arızanın giderildiğini, fakat araçtaki titreme arızasının giderilemediğini, yapılan araştırmada aracın şanzıman tork konventörünün (türbininin) arızalı olduğunun tespit edildiğini, araç davalı şirket tarafından devir alınmadan önce son olarak Balans Oto İzmit servisinde işlem gördüğünü, bu şirket yetkililerinin verdiği bilgiye göre araçtaki arızaların mevcut olduğu ve araçtaki arıza lambasının geçici olarak söndürüldüğünü ve bu arızalarla ilgili olarak Balans Oto servisinde hiçbir işlemin yapılmadığını, aracın arızalarını o zamanki sahibi olan OHF inşaat Temizlik Gıda Turizm Organizasyon San. ve Tic. Ltd. Şti.’ne bildirildiğinin bilgisini aldıklarını, OHF inşaat Temizlik Gıda Turizm Organizasyon San. ve Tic. Ltd. Şti. yetkilisi ile yapılan görüşmelerde arızaların var olduğunu ve arızaları bildirerek davalı şirkete aracı sattıklarını (dosyadaki flaş bellekte ses kaydı mevcut) belirttiğini, aracın internet ortamında sahibinden.com sitesinde davalı şirket tarafından ……….. numaralı ilan ile satışının yapıldığını, ilanda araçtaki mevcut arızaların belirtilmediğini, aracın onarımı için müvekkili toplamda 14.466,80 TL masraf yaptığını ve onarım bedelinin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafın iddia ve talepleri hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olup, iddia ve taleplerin kabulünün mümkün olmadığını, davacının 14.466,80 TL tamir masrafı ve 185.000,00 TL araç satış bedeli olmak üzere toplam 199.466,80 TL’nin ödenerek aracın iadesi taleplerin usul ve yasaya uygun olmadığını, müşteri … ile 2. el araç satış danışmanı Volkan Yediok birlikte dava konusu araçla test sürüşü yaptıklarını, müşteri aracı beğenerek aldığını, aracın çalışır durumda ve arızasız olarak teslim edildiğini, binek araçlarda garanti süresi 7 yaş veya 150.000 kilometre olduğunu, dava konusu aracın garanti kapsamında olmadığını, açıklanan nedenlerden dolayı davanın reddini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … davanın kabulü ile 17.871,46-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddia ve talepleri hakkın kötüye kullanılması mahiyetinde olduğundan kabulü mümkün bulunmadığını, her ne kadar Konya 16. Noterliği 28/01/2020 tarih ……. yevmiye sayılı ihtarı ile “… Toplamda 199.466,80 TL’nin ödenerek aracın iadesi, iade alınmadığı takdirde onarımın Eskişehir Mercedes yetkili serviste yaptırılması ve geçici onarım bedeli olan 14.466,80 TL’nin üç gün içinde ödenmesi” yönünde talepte bulunulmuşsa da ihtarname konusu taleplerin usul ve yasaya uygun olmadığını, öte yandan davacı taraf dava konusu aracı sattığı, araç üzerine yeniden inceleme yapılmasını engellediğini, bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, tek taraflı hazırlanan rapora karşı verilen kararın bozma sebebi olduğunu, davacı tarafça değer kaybı için dava dilekçesinde ve eklerinde herhangi bir bedel talebi olmamasına rağmen ıslaha konu edilmesi hukuka aykırı bulunduğunu, araç değeri bilirkişi raporunda irdelenmediğini, davacıya teslim edilen dava konusu araçta 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunda ayıbın tanımı madde 8/1-2’de açıkça yapılmış olduğu, ilgili kanunda belirtildiği şekilde gizlenmiş bir husus söz konusu olmadığı ve aracın ayıplı olmadığının açık bulunduğunu beyan ederek, tehiri icra taleplerinin kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davalı karşı taraf dilekçenin başında verdiği dosya numarası ile dava konusunda vermiş olduğu dosya numarası birbirinden farklı olup hangi dava dosyasını kastettiklerinin aydınlatılması gerektiğini, davalı taraf dosya kapsamında müvekkilin hakkını almasının önüne geçmek için kötüniyetli olarak itirazları öne sürdüğünü, müvekkilinin kötü niyetli değil mağdur olduğunu, dava konusu arızalar ve araca ilişkin ayıplar müvekkil tarafından bilinmemekle davalı tarafça kötü niyetli olarak gizlendiğini, Yargıtay içtihatlarında ve doktrinde açıkça belirtildiği üzere satılanın gizli ayıplarla teslim edilmiş olması halinde, bu ayıplar, ortaya çıktıktan itibaren uygun bir süre içerisinde satıcıya bildirilmeli, ayıplı şeyin ifasında ağır kusura sahip olan satıcı, gözden geçirme ve bildirim külfetlerinin yerine getirilmemiş olmasına rağmen, ayıplardan sorumlu olacak ve alıcının seçimlik haklarını kullanmasına engel olamayacağı, şeklinde olup her ne kadar davalı taraf aksini iddia etmiş olsa dahi bildirim yükümlülüğü usulüne uygun şekilde birden fazla kez yerine getirildiği, seçimlik hakları kullanıldığını, kaldı ki; dosya kapsamında davalı tarafın ağır kusurlu ve kötü niyetli olarak arıza lambasını söndürdüğü ortada olup hiç bir suretle sorumluluktan kurtulamayacaklarını, resmi belge durumunda olan bilirkişi raporunun tek taraflı olarak düzenlenmesi söz konusu olamayacağını, davalı karşı tarafın araçta ayıp olmadığını söylemesi ve faturaların geçersiz olduğunu ifade etmesi için aksini resmi belge ile ispat etmesi gerektiğini beyan ederek, davalının istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DELİLLER: Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08/01/2021 Tarih – 2020/140 Esas – 2021/19 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; ayıplı araç satımı nedenine dayalı onarım masrafı ve değer kaybı (ayıp oranında indirim) tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacının, 30.12.2019 tarihinde Ernaz Otomotiv San. Tic. ve Pazarlama A.Ş. Den … plakalı Mercedes Benz marka 2011 model ………. tipindeki aracı davalıdan satın aldığı, davacı tarafından araç satıldıktan birkaç saat sonra seyir halindeyken araçta motor arızası ikaz lambasının yandığı, araçta yığılma ve titreme meydana geldiği, aracın 02.01.2020 tarihinde yetkili serviste bakıma alındığı, serviste araçta EGR parçasının arızalı olduğunun tespit edildiğini, aracın onarımı için yapılan 14.466,80 TL tamirat masrafı ile değer kaybı bedelinin davalıdan tahsilinin talep edildiği, mahkemece alınan bilirkişi raporunda belirlenen 10.371,46-TL tamirat masrafı ile 7.500,00-TL değer kaybı bedeli üzerinden davanın kabulüne karar verildiği, verilen karara karşı davalı vekilince istinaf kanun yolunu başvurulduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; sözleşmeye konu aracın satış işlemi sırasında gizli ayıplı olup olmadığı ile ayıp kapsamında davalının sorumluluğunun miktarı ve türü üzerinde olduğu anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki satım sözleşmesine konu araç ikinci el niteliğinde bulunduğundan ve tarafların tacir olması sebebiyle uyuşmazlıkta satım sözleşmesindeki ayıba ilişkin 6098 sayılı TBK’nın 219. vd. Maddelerinin uygulanması gerekmektedir.
6098 sayılı TBK’nın 219. maddesine göre; satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur. Satıcı, bu ayıpların varlığını bilmese bile, onlardan sorumludur. Aynı Kanun’un 222. maddesine göre; satıcı, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada alıcı tarafından bilinen ayıplardan sorumlu olmayıp, alıcının satılanı yeterince gözden geçirmekle görebileceği ayıplardan da, ancak böyle bir ayıbın bulunmadığını ayrıca üstlenmişse sorumlu olacağı hüküm altına alınmıştır.
Ayıp halinde alıcının hakları 6098 sayılı TBK’nın 227-(1) maddesinde; “Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme, Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, İmkan varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme” olarak sayılmıştır. Alıcının genel hükümlere göre tazminat hakkının saklı olduğu da hüküm altına alınmıştır (m.227/1).
Somut olayda, dosya kapsamı, davacı ve davalı beyanları incelendiğinde; davacının davalıdan 30.12.2019 tarihinde ……. plakalı, Mercedes Benz marka aracı satın aldığı, satın aldıktan sonra araçta arıza meydana geldiği, aracın 02.01.2020 tarihinde yetkili serviste bakıma alındığında araçta EGR parçasının arızalı olduğunun tespit edildiği, alınan bilirkişi raporunda arızaların kullanıcı kaynaklı olmadığı, gizli ayıp niteliğinde olduğu, dolayısıyla ayıplı halinin gerçekleştiği ve davalının sorumluluğunun bulunduğu, öte yandan davacının 6098 sayılı TBK’nın 227. maddesinde yer alan seçimlik haklardan tamirat masrafını talep ettiği anlaşılmakla mahkemece arızaların onarım bedeli olan 10.371,46 TL’nin davalıdan tahsiline dair kararda isabetsizlik görülmemiştir.
Ancak davaya konu aracın model ve özellikleri, satım anında ayıplı parçaları, ayıbın tamir ile giderilmiş olması, davacının ayıp halinde seçimlik haklarından sadece birini kullanma hakkının bulunması ve davacı tarafından onarım hakkının kullanılması karşısında ayrıca ayıp oranında indirim bedeli yöntemine göre belirlenen değer kaybı tazminatına hükmedilmesi doğru görülmediğinden ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılarak dairemizce yeni hüküm kurulması gerektiği anlaşılmıştır.
Ayrıca, davacı tarafından dava açılmadan önce arabuluculuğa müracaat edilmiş ve arabuluculuk son tutanağı tanzim edilmiştir. 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/13, 18/14 ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği 26/2. maddeleri, 6100 sayılı HMK’nın 297-(1)-ç), 326. maddeleri uyarınca, arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları halinde iki saatlik ücret tutarı tarifenin birinci kısmına göre ileride haksız çıkan taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. Bakanlık bütçesinden ödenen arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden sayılır. Bu nedenle, mahkemece arabuluculuk ücreti hakkında karar verilmemesi de doğru görülmemiş, dairemizce arabuluculuk ücretinin haklılık oranına göre taraflardan tahsili ile hazineye irat kaydına dair bir karar verilmesi gerekmiştir.
Gerekçeli karar başlığında; davacı ve davalı vekillerinin adreslerinin yazılmaması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Bu nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle kısmen kabulüne, yerel mahkemenin kararının davalı lehine kaldırılmasına dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından; dairemizce davanın esası hakkında HMK’nın 353-(1)-b)-2) madde gereğince hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

H Ü K Ü M: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere ;
1-Davalının ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KISMEN KABULÜNE, KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 08/01/2021 tarih, 2020/140 Esas ve 2021/19 Karar sayılı kararının HMK’nın 353-(1)-b)-2) maddesi gereğince, KALDIRILMASINA,
YENİDEN YARGILAMA YAPILMASI GEREKMEDİĞİNDEN AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE HÜKÜM KURULMASINA,
a-Davanın KISMEN KABULÜ ile, 10.371,46 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
b-Alınması gerekli 708,47-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 247,06-TL harç ve 65,00-TL ıslah harcının mahsubu ile kalan 396,41-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
c-Davacı tarafından sarf edilen davetiye ve müzekkere gideri, bilirkişi ücretleri olmak üzere toplam 597,50-TL yargılama giderinden kabul ve ret oranına göre hesaplanan (%58,03 Kabul) 346,75-TL’lik kısmının peşin yatırılan 247,06-TL harç ve 65,00-TL ıslah harcı ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmının davacı üzerinde bırakılmasına,
d-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
e-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
f-Davalı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 5.100,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
g-6325 sayılı HUAK’ın 18-(A) maddesi uyarınca, suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin kabul ret oranına göre hesaplanan 766,04 TL’nin davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
h-6325 sayılı HUAK’ın 18-(A) maddesi uyarınca, suçüstü ödeneğinden karşılanan 1.320,00 TL arabuluculuk giderinin kabul ret oranına göre hesaplana 553,96 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
ı-Kullanılmayan gider avansının karar keşinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
2-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;
a-Davalının yatırmış olduğu istinaf karar harcının talebi halinde ilk derece mahkemesince kendisine iadesine,
b-Davalı tarafından yapılan istinaf başvuru harcı 162,10 TL ve posta gideri 43,00 TL olmak üzere toplam 205,10 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
c-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
d-Davalı tarafça yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının mahkemesince davalı tarafa iadesine,
e-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(3). maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
İlişkin; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362-(1)-a) maddesi gereğince; miktar itibari ile KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 23/12/2021


Başkan-…
¸e-imzalıdır

Üye-…
¸e-imzalıdır

Üye-…
¸e-imzalıdır

Katip-…
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*