Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/52 E. 2021/1682 K. 11.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/52
KARAR NO : 2021/1682

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :14/09/2020
NUMARASI :2019/941 Esas – 2020/416 Karar

DAVACI :ALTIGEN OTOMASYON ENDÜSTRİYEL SİSTEM SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ. –
VEKİLİ :Av. … –
DAVALI :SULTAN HİDROLİK PNÖMATİK SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ. –
VEKİLİ :Av. … –
DAVANIN KONUSU :İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :17/11/2017

KARAR TARİHİ :11/10/2021
KR. YAZIM TARİHİ :10/11/2021

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı şirket arasında iş ilişkisi kurulmuş olduğunu cari hesap ekstresi tahsil edilemeyince müvekkili şirket adına borçlu davalı şirket aleyhine Gebze 4. İcra Dairesi 2017/32751 Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını ancak davalı şirketin icra takibine itiraz üzerine takibin durduğunu borçlunun itirazının haksız ve kötü niyetli olduğundan borçlunun itirazının iptali ile takibin devamı ve borçlunun haksız itirazı sonucu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkâr tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın takip konusu olan borcun bulunmadığını bildirdiğini olmayan bir borç sebebiyle müvekkili firmaya icra takibi yapıldığını, davacının haksız olarak başlatmış olduğu icra takibinde cari hesap ekstresine dayanarak alacağı olduğunun iddia ettiğini burada ekstrenin neye dayalı olduğu borcun kaynağının neye ilişkin olduğunun dahi belli olmadığını, tamamen müvekkilinin ticari düzenini bozmak için asılsız olarak açılmış bir ilamsız takipt olduğunu, müvekkilinin davalı tarafa herhangi bir borcu olmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … davanın kabulüne; davalı borçlunun Gebze 4. İcra müdürlüğü’nün 2017/32751 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 7.087,42 TL asıl alacak üzerinden iptaline ve takibin kabul edilen bedel yönünden devamına, davalı borçlu itirazında haksız ve kötü niyetli olduğundan takip konusu asıl alacağın %20’si oranında 1.417,48 TL icra inkar tazminatına mahkum edilmesine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı delillerini HMK’ya uygun sürede ibraz etmediği, dosyada mevcut irsaliye ve belgeler ilk istinaf aşamasından sonra sunulduğu, defter ibraz edemeyen müvekkilin, ticari hayatına devam edemez olması baz alınarak müvekkil tümden borçlu yapıldığını, irsaliye asılları dosyaya ibraz edilmediği, irsaliyelerin bazısında adı geçenlerin sigortalı olup olmadıkları bilinmemekle SGK’ya müzekkere yazılmasını bilirkişi raporuna itiraz dilekçelerinde belirtildiği ancak yerine getirilmediğini oysa ki Sakarya BAM 7 HD 2019/613 Esas sayılı kararında imzalı irsaliyeler için açıkça imzaların aidiyetinin araştırılması gerektiğinin belirtildiğini, 4 adet irsaliyede imza yok iken bunlar için kesilen faturalar içinde borçlu kabul edilmelerinin anlamsızlığını, icra takibine, faturalara ve cari hesap ekstresine itiraz edildiği halde salt bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulduğunun uygunsuzluğunu beyan ederek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, %20 kötüniyet tazminatına, yargılama ve vekalet üzerinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesi talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 14/09/2020 Tarih – 2019/941 Esas – 2020/416 sayılı kararı ve tüm dosya dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; İİK. 67. vd. maddeleri uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Uyuşmazlık; davacının takibe konu fatura içeriği malları davalıya teslim edip etmediği; teslim edildi ise, davalının borcu ödeyip ödemediği ve davacının takibe konu miktar kadar davalıdan alacaklı olup olmadığı noktalarında bulunmaktadır.
İtirazın iptali davası 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’nun 67. ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir.
İtirazın iptali davası; icra takibine sıkı sıkıya bağlı itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir.
6102 sayılı TTK.’nun 89. maddesine göre; iki kişinin herhangi bir hukuki sebep veya ilişkiden doğan alacaklarını teker teker ve ayrı ayrı istemekten karşılıklı olarak vazgeçip bunları kalem kalem alacak ve borç şekline çevirerek hesabın kesilmesinden sonra çıkacak artan tutarı isteyebileceklerine ilişkin sözleşme cari hesap sözleşmesi olarak tanımlanmıştır. Aynı maddede cari hesap sözleşmelerinin yazılı yapılmadıkça geçerli olmayacağı belirtilmiştir. Buna göre; taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadıkça TTK.’nun cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamayacaktır.
Açık hesap ilişkisi ise; önceki borçlar tahsil edilmemesine rağmen, taraflar arasındaki ticari ilişkinin devam etmesi durumudur. Açık hesap ilişkisinde taraflar tek taraflı ya da karşılıklı olarak alacaklarını hesaba kaydedip, belirli hesap dönemlerine bağlı kalmaksızın hesaplaşma yaptıklarından, bu ilişkiye TTK.’daki cari hesaba ilişkin hükümleri uygulanamaz. İtirazın iptali davası icra takibine sıkı sıkıya bağlı; itiraz üzerine duran icra takibinin devam edebilmesini sağlayan ve takip hukuku içinde olmakla birlikte, maddi hukuk ilişkisinin incelenerek uyuşmazlığı kesin hükümle sonuçlandıran bir davadır. Davanın takibe bağlılığı, alacağın miktarı bakımından söz konusu olduğu gibi alacağın kaynağı bakımından da geçerlidir (Y….K.’nun 2017/19-1634 Esas- 2018/633 Karar sayılı ilamı).
Ticari defterlerin delil olmasını düzenleyen 6100 s. HMK.’nun 222. maddesinin birinci fıkrasında mahkemenin ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebileceğini hüküm altına almıştır.
Eldeki uyuşmazlıkta ilk derece mahkemesince, dairemizce daha önce verilen mahkeme hükmünün kaldırılmasına yönelik ilam doğrultusunda, davalı şirkete ticari defterlerini sunmak üzere süre verilmiş, verilen süre içerisinde davalı şirketçe defter sunulmadığı ve ayrıca şirket adresinin de bildirilmediği görülmüştür. İlk derece mahkemesince; davalı şirketin bağlı bulunduğu vergi dairesine müzekkere yazılarak 2017 yılına ait BA formlarının tamamı celp edilmiş ve davacı vekiline cari hesaba ilişkin tüm faturalara ait sevk irsaliyelerini sunmak üzre süre verilmiş ve davacı vekilince sevk irsaliyeleri de sunulduktan sonra dosya bilirkişiye tevdii edilmiş, bilirkişiden rapor alınmıştır. Dosya arasına alınan 14/05/2020 tarihli bilirkişi raporunda; davacı şirketin 2017 yılı ticari defterlerinin delil kudretine haiz olduğu, davalı tarafın 2017 yılı defterlerine ulaşılamadığı, davacı şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki olduğu, takip ve dava konusu fatura alacaklarının davacı şirketin defterinde kayıtlı olduğunun belirtilmiş olduğu görülmüştür. Davacı tarafından sunulan sevk irsaliyelerinin incelenmesinde; 16 tanesinin davacı şirket tarafından davalı şirket adına düzenlendiğini, 4 tanesinin teslim alan kısmında imza, ad ve soyadın görülemediği, 16 tanesinin teslim alan kısmında …, …, …, ‘ın imzalarının bulunduğu, bu kişilerin Ticaret Sicil Gazetesinden gelen müzekkereye göre davalı şirketin ortaklarından oldukları anlaşılmıştır.
Somut davada; davalı şirket ile davacı şirket arasında ticari ilişkinin bulunduğu; bu ilişki neticesinde davacı şirketin davalı şirkete faturalar kestiği; davalı tarafça kanuna uygun tutulmuş defter ibraz edilmediği, bu nedenle davacının defter kayıtlarının aksi diğer kesin delillerle ispat edilemediği, bu durumda davacı tarafın incelenen defter kayıtlarının kesin delil niteliğinde olup, davalı tarafın iddialarını bu kesin delile karşılık kesin delille ispat edemediğinden ilk derece mahkemesince davacının davasının kabulüne karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davalının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; davalının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 484,14 TL İstinaf Karar Harcından, istinafa gelirken peşin alınan 121,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 362,84 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davalıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 11/10/2021


Başkan-…
¸e-imzalıdır

Üye-…
¸e-imzalıdır

Üye-…
¸e-imzalıdır

Katip-…
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*