Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/514 – 2022/112
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/514
KARAR NO : 2022/112
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 22/12/2020
NUMARASI : 2019/524 Esas – 2020/575 Karar
DAVACI : SETA ENDÜSTRİYEL İMALAT MÜHENDİSLİK SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ.
VEKİLİ :……
DAVALI : HASELLER ÇELİK SANAYİİ VE TİCARET LTD. ŞTİ.
VEKİLİ :……
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/05/2018
KARAR TARİHİ : 21/01/2022
KR. YAZIM TARİHİ : 07/02/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; davalının, davacı şirket hakkında Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2018/12911 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davacının icra takibinden haberdar olduktan sonra davalı şirketle anlaşmaları gereği 16/05/2018 tarihinde davalı alacaklı şirket hesabına banka yoluyla 18.000,00 TL yatırdığını, davalı şirketin yapılan bu ödemeye rağmen halen haciz ve alacak işlemlerine kötü niyetli bir şekilde hiç ödeme yapılmamış gibi devam ettiğini belirterek; öncelikle icra takibinin dava sonuçlanıncaya kadar durdurulmasını, müvekkili şirketin davalı şirkete ödenmiş olan 18.000,00 TL yönünden borçlu bulunmadığının tespitini ve davalı hakkında %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; davacı şirket ile dava dışı … Müh. Maden Gemi İnş. Nak. San. Tic. Ltd. Şti. isimli firmanın kurucu ortakları ve sahibinin … … isimli kişi olduğunu, davalının bu her iki firmayla da ticari ilişki içerisinde olduğunu, … …’ya ait bu firmaların davalı şirkete olan borçlarını ödeyememesi üzerine Seta Müh. Ltd. Şti. hakkında ve … … ile … Müh. Ltd. Şti. hakkında icra takibi başlatıldığını, çıkılan haciz sonrasında borçlulara ait bir çok malın yediemine götürüldüğünü, taraflar arasında sözlü olarak borcun ödenmesi konusunda anlaşıldığını, yapılan anlaşmaya göre ilk olarak tahsil kabiliyeti düşük … Müh. Ltd. Şti.’nin daha sonrasında da Seta Müh. Ltd. Şti.’nin borcunun ödenmesinin kararlaştırıldığını, 16/05/2018 tarihinde davacı tarafından müvekkiline ait banka hesabına 18.000,00 TL EFT ödemesinin gerçekleştirildiğini, anlaşma uyarınca bu ödemenin davalının, borçlu … Müh. Ltd. Şti.’nin carisine işlendiğini ve bu borçlunun bakiyesinden düşüldüğünü, davacının iddia ettiği gibi bu paranın doğrudan Seta Müh. Ltd. Şti.’nin borcundan düşülmesi gerektiği sonucunun çıkarılamayacağını, ayrıca yapılan ödemenin dosya borcunun tamamını karşılamadığı dolayısıyla davalının borçlu sıfatının devam ettiğini, davalı hakkında icra işlemi yapılmasında herhangi bir usulsüzlük bulunmadığını belirterek; davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … Davanın KABULÜ ile; 18.000,00 TL ‘ nin davalıdan istirdadı ile davacıya ödenmesine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının söz konusu ödemeyi 16/05/2018 tarihinde doğrudan davalı aslin banka hesabına yaptığı, vekil olarak tarafımıza herhangi bir bildirimde bulunulmadığı, dolayısıyla 18/05/2018 tarihinde icra dosyasından işlem yapıldığı ortada olduğunu; ayrıca yapılan ödemenin dosya borcunun tamamını karşılamadığı dolayısıyla davalının borçlu sıfatının devam ettiği, hakkında icra işlemi yapılmasında herhangi bir usulsüzlük bulunmadığı ortada olduğunu beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketçe bahsedilen ”müvekkilimin dava dışı … müh. şirketinin kurucu ortağı ve yetkilisi” olduğuna dair iddiasının gerçeği yansıtmadığını; davalı şirketin iddia ettiği üzere imzası kendine ait olmayan senet borcundan dolayı bir kimsenin borcu kabul edip o borcu ödemesi akabinde imza inkarlı menfi tespit davası açması akıl ve mantık ilkeleriyle uyuşmadığı gibi hukukun genel ilkeleri ve dürüstlük kurallarıyla da bağdaşmadığını beyan ile; davalı tarafın istinaf istemlerinin reddine, karar verilmesini, talep ederiz.
DELİLLER: Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 22/12/2020 Tarih – 2019/524 Esas – 2020/575 Karar
sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davalının Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2018/12911 esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığı, takibin kesinleşmesi üzerine davacının borcun daha önce ödendiği gerekçesiyle eldeki menfi tespit davasını açtığı, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verildiği, dairemizin 2019/798 esas 2019/1061 karar sayılı kararı ile kaldırılmasına karar verildiği, kaldırma kararı sonrasında ilk derece mahkemesince bilirkişiden rapor alındığı, rapor doğrultusunda davanın kabulü ile fazla ödenen 18.000,00 TL’nin istirdadına karar verildiği, karara karşı davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Taraflar arasında 16/05/2018 tarihinde 18.000,00 TL’nin davacı şirket hesabından (açıklama kısmı boş bırakılarak) davalı şirketin hesabına havale edildiği tartışmasızdır. Taraflar arasındaki ihtilaf; yapılan ödemenin Kocaeli 8. İcra Dairesi’nin 2018/12911 Esas sayılı takip dosyası için mi, yoksa Kocaeli 8. İcra Dairesi’nin 2018/13969 Esas sayılı takip dosyası için mi, yapıldığı noktasında toplanmaktadır.
Kocaeli 8. İcra Dairesi’nin 2018/12911 Esas sayılı takip dosyasında; alacaklının Haseller Çelik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, borçlunun ise davacı şirket olduğu; takipte toplam 20.253,73 TL’nin tahsilinin talep edildiği, icra takibinin devam ettiği anlaşılmıştır.
Kocaeli 8. İcra Dairesi’nin 2018/13969 Esas sayılı takip dosyasında; alacaklının Haseller Çelik Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, borçluların … Mühendislik Madencilik Gemi İnşaat ve Nakliye Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi ve … … oldukları, bonoya dayalı yapılan takipte toplam 31.969,91 TL’nin tahsilinin talep edildiği, 18.000,00 TL harici ödeme yapıldığına ilişkin bir bilginin dosyada bulunmadığı anlaşılmıştır.
Kural olarak havale ödeme vasıtası olup; davacının ibraz ettiği havalede, herhangi bir açıklama da bulunmamaktadır. Davacı ile davalı arasında başkaca bir hukuki ilişkisinin varlığı iddia edilmemiştir. Davalı, 18.000,00 TL tutarındaki ödemenin Kocaeli 8. İcra Dairesi’nin 2018/12911 Esas sayılı takibe mahsuben yapılmadığını; Kocaeli 8. İcra Dairesi’nin 2018/13969 Esas sayılı takibine mahsuben yapıldığını, ispat yükü altındadır. Kocaeli 8. İcra Dairesi’nin 2018/12911 Esas sayılı takibi taraflar arasında olup, davacının taraf olmadığı Kocaeli 8. İcra Dairesi’nin 2018/13969 Esas sayılı icra dosyasına mahsuben ödeme yapıldığı ve havalenin aksi davacı tarafından HMK’nın 200 v.d. maddeleri gereğince yazılı delillerle ispatlanamamıştır. Dosya kapsamı delillere göre; davacı şirketin kendi hesabından davalı şirket hesabına yapılan havalenin, taraflar arasındaki tek alacak-borç ilişkisine konu Kocaeli 8. İcra Dairesi’nin 2018/12911 Esas sayılı takibine mahsuben yapıldığının kabulü gerekmektedir. Bu nedenlerle, ilk derece mahkemesi’nin esas yönünden kabulü doğrudur.
Ancak, menfi tespit davalarında; dava tarihi itibariyle alacak-borç durumunun değerlendirilmesi gerekir. Davacı şirket tarafından 16/05/2018 tarihinde yapılan 18.000,00 TL tutarındaki ödeme, kısmi bir ödeme olup, yapılan yargılama sonucunda; bu kısmi ödemenin, Kocaeli 8. İcra Dairesi’nin 2018/12911 Esas sayılı takibindeki borca mahsuben yapıldığı belirlenmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 100. (818 sayılı BK.’nun 84.) maddesinde; kısmi ödemelerin, öncelikle faizden ve masrafdan mahsup edileceği hükmüne yer verilmiştir. Buna göre; borçlu, faiz ve masrafları ödemedikçe, kısmi ödemeler ana paradan mahsup edilemez. Anılan maddenin uygulanması için, takip talebinde bu yönde ayrıca talepte bulunulması gerekli olmayıp, istek olmasa da memurlukça bu husus re’sen dikkate alınmalıdır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 09/10/2002 tarih ve 2002/12-709 Esas-2002/781 Karar sayılı kararı). Yapılan ödemenin kısmi ödeme olduğu gözönünde bulundurulup TBK’nın 100. maddesinde yer alan hesaplama yöntemi ile dava tarihi itibarıyla dosya borcunun belirlenmesi [asıl alacak ve varsa faiz alacağı ile fer’ilerden kalan miktarların saptanması] yoluna gidilmesi gerekir.
Dairemizin kaldırma kararı sonrasında bu ilkelere göre alınan 21/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda; takip tarihi itibariyle davacının, harici ödemenin öncelikle borcun ferilerinden mahsubu halinde davacının 7.116,92 TL, dava tarihi itibariyle 7.142.92 TL borçlu olduğu, dava devam ederken yapılan ödemelerin de TBK’nın 100 vd. maddelerine göre borçtan mahsubu halinde davacının 18.025,12-TL alacaklı hale geldiğinin tespit edildiği görülmektedir. İİK’nın 72-(6) maddesi uyarınca borç dava devam ederken ödendiği durumlarda davaya istirdat davası olarak devam edileceğinden bilirkişi tarafından davadan sonra yapılan ödemeler dikkate alınarak hesaplama yapılması doğru olmuştur. Anılan bilirkişi raporunda yapılan hesaplamalara göre davacının 18.025,12 TL fazla ödemesi olduğunun tespit edilmesi nedeni ile ilk derece mahkemesince taleple bağlı kalınarak fazla ödenen bedelin istirdadına karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön olmayıp istinaf isteminin esastan reddi gerekmiştir.
Gerekçeli karar başlığında; davalı vekilinin adresinin yazılmaması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan nedenlerle; dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde; usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden; istinaf başvurusunun esastan reddine, karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; Davalının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 1.229,58 TL İstinaf Karar Harcından, istinafa gelirken peşin alınan 307,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 922,18 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harcının hazineye gelir kaydına,
4-İstinaf kanun yoluna başvuru için yaptığı masrafların, istinaf eden davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden davalı tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf eden davalıya iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.21/01/2022
Başkan …
¸e-imzalıdır
…
Üye …
¸e-imzalıdır
…
Üye …
¸e-imzalıdır
…
Katip …
¸e-imzalıdır
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*