Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/507 E. 2021/2246 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/507
KARAR NO : 2021/2246

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :26/09/2019
NUMARASI : 2016/1230 Esas – 2019/517 Karar

DAVACI :……
VEKİLİ :……
DAVALI :……
VEKİLİ :……

DAVANIN KONUSU :Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :17/10/2016

KARAR TARİHİ :23/12/2021
KR. YAZIM TARİHİ :21/01/2022

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının Güröz Teknik ve Sosyal Hizmetler San. Tic. Ltd. Şti.’nin yetkilisi olduğunu, davalının Kocaeli 4. İcra Müdürlüğü 2011/5100 Esas sayılı dosyasından Güröz aleyhine kambiyo senetlerine mahsus icra takibi yapıldığını, dava konusunun iş bu icra dosyası olduğunu, dava konusu uyuşmazlığın ilkinin borcun 210.000,00 TL’sine icra kefili olan davacının toplamda 382.100,00 TL ödeme yapmış olmasına rağmen hakkındaki takibin devam ettiğini, oysa yaptığı ödeme ile kefalet yükümünden kurtulduğunu, ikincisinin ise müvekkilinin icra kefili olduğu borcun aslının da karşı tarafa toplam 700.000,00 TL ödenmesi sonucu sona erdiğini kefaletin asıl borca bağlı fer-i bir borç olduğundan asıl borç sona erdiğinden kefaletin de sonra erdiğini, müvekkili yönünden icra takibine devam edilmesi halinde telafisi güç zararlar doğacağı, borcun ödenmiş olduğu nazara alınarak Kocaeli 4. İcra Müdürlüğü 2011/5100 Esas sayılı dosyada davacı … yönünden takibin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini, takibin iptalini, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı … tarafından Kocaeli 4. İcra Müdürlüğü’nün 2011/5100 Esas sayılı icra dosyasından Güröz Teknik ve Sosyal Hizmetler San. Tic. Ltd. Şti. aleyhine icra takibi yapıldığını, bu dosya ile ilgili daha sonra Kocaeli 2. Ticaret Mahkemesi’nin 2011/27 Esas sayılı menfi tespit davası açıldığını, dosyanın daha sonra Kocaeli 2. Ticaret Mahkemesi’nin 2011/26 Esas sayılı dosyası ile birleştiğini, Güröz şirketi tarafından bu davalar açıldıktan sonra Güröz yetkilileri tarafından bir uzlaşma teklif edildiğini, her iki dosya borcu için 700.000-TL’nin belirlendiğini, ödeme şartları ve tarihleri de belirtilerek 07/09/2011 tarihinde taraflar arasında protokol imzalandığını, yapılan bu protokolden iki gün sonra 09/09/2011 tarihinde davacı … Kocaeli 4. İcra Müdürlüğü 2011/5100 Esas sayılı dosyada dosya borcunun 210.000-TL kısmına kefil olduğunu, mahkeme tarafından müvekkiller aleyhine açılan menfi tespit davasının red ile sonuçlandığını, Güröz şirketinin müvekkillerine borçlu olduğunun ortaya çıktığını, Güröz şirketi tarafından kararın temyiz edildiğini ancak Yargıtay tarafından kararın onaylandığını ve dosyanın kesinleştiğini, Kocaeli 4. İcra Müdürlüğü 2011/5100 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde davacının kefil olduğu ve borcu ödemediğinin ortaya çıkacağını, kefil …’nın kefillik borcunu ödemiş gibi göstermek suretiyle iş bu davayı açtıklarını, davacı kefil …’nın kefil olarak hiçbir para ödemesi yapılmadığını, verilen tedbir kararının hukuka ve hakkaniyete uygun olmadığını, tedbir kararının kaldırılması gerektiği beyanı ile davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … davanın reddine, davacının kötü niyeti sabit olmadığından kötü niyet tazminatı talebinin reddine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; 10. 07.09.2011 tarihli protokole, davacının kendi nam ve hesabına taraf olduğu, bu protokolde kefil olmayı taahhüt ettiği nazara alınmadığını, davacının kendi banka hesabından ödeme yapmış olması bile tek başına, bu ödemeleri kendi adına yaptığını gösterdiğini; öncelikle, davacının, kendi banka hesabından davalı-alacaklının banka hesabına “anlaşmaya istinaden” açıklaması ile kefalet tarihinden sonra para gönderdiği” konusu tartışmasız olup sadece yapılan ödemelerin şirket adına mı, … adına mı yapıldığı tespit edilememiştir gerekçesi ile davanın red edildiği, oysa, davacı ile davalı arasında başka bir para ilişkisi olmadığını, ödeme açıklamasında “anlaşmaya istinaden” yazması da davacı lehine bir delil olup, zira; dosya içerinde bulunan taraflar arasında imza edilmiş ptorokolün taraflarından biri de davacı … olduğu, protokol içeriğinde ise …’nın kefil olacağı açıkça yazılı bulunduğunu, şirket kayıtlarında, …’nın kendi nam ve hesabına ödediği paranın kaydının bulunması beklenemeyeceği, buna rağmen, şirket defterlerinde, … lehine kayıt bulunmadığı gerekçesi ile hatalı red kararı verildiğini, kefalet tarihi öncesinde de davalı-alacaklıya … tarafından ödeme yapılmış olması davacı aleyhine yorumlanamayacağını, davacı/müvekkil hesabından yapılan ödemelerin şirket adına yapıldığını gösteren hiçbir delil yokken, sanki bu ödemeler şirket adına yapılmış gibi hüküm kurulduğunu beyan ederek, öncelikle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile karara etki eden yargılama hataları (HMK 371/ç) söz konusu olduğundan istinaf taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
DELİLLER: Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/09/2019 Tarih – 2016/1230 Esas – 2019/517 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; niteliği itibari ile İİK. 72/3. maddesinde düzenlenen icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.

Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş olup, hüküm davacı tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacının Güröz Teknik ve Sosyal Hizmetler San. Tic. Ltd. Şti.’nin yetkilisi olduğu, davalının Kocaeli 4. İcra Müdürlüğü 2011/5100 Esas sayılı dosyasından Güröz Ltd. Şirketi aleyhine kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlattığı, dava konusu uyuşmazlığa ilişkin borcun 210.000,00 TL’sine icra kefili olan davacının toplamda 382.100,00 TL ödeme yaptığı, buna rağmen hakkındaki takibin devam ettiğini belirterek Kocaeli 4. İcra Müdürlüğü 2011/5100 Esas sayılı dosyasında davacı yönünden takibin iptali ile davalıya borçlu olmadığının tespiti için eldeki davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince açılan davanın reddine karar verildiği, verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
İlk derece mahkemesince dosya arasına aldırılan 02/04/2018 tarihli bilirkişi raporunda; davacı … tarafından davalı … hesabına toplam 164.500,00-TL ödeme yapıldığını, bu ödemelerin …’nın icra kefilliğinden kaynaklanan şahsi ödemeleri mi yoksa tek yetkilisi olduğu Güröz Şirketi adına yapılan ödemeler mi olduğunun belirlenebilmesi için şirket defterleri üzerinde inceleme yapılması gerektiğini bildirir görüş bildirdiği görülmüştür.
İlk derece mahkemesince dosya arasına aldırılan 16/04/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Tüm dosya içeriği ve dava dışı şirket defterlerinin incelenmesi sonucu Güröz Şirketiyle davalı arasında 07.09.2011 tarihinde bir protokol imzalandığını, protokol konusu tutarın 700.000-TL olduğunu, 200.000 TL’nin protokol öncesi davalıya ödendiğinin protokolde yazılı olduğunu, borcun 100.000-TL tutarındaki kısmının icra takip dosyasından tahsil edildiğinin protokolde yazılı olduğunu, kalan 400.000-TL kısmı için bir ödeme planı yapıldığının protokolden anlaşıldığını, davacı … hesaplarından ve dava dışı Güröz Şirketi tarafından davalıya 180.500-TL tutarında ödeme yapıldığının dosya kapsamından tespit edildiğini, dosyadaki protokol çerçevesinde ve davacı tarafından yapılan ödemeler göz önünde bulundurulduğunda davacının borçlu olmadığının tespit edilemediğini, dava dışı Güröz şirketi defterlerinde davacı tarafından veya Güröz şirketi tarafından defter kayıtlarında davalıya yapılan her hangi bir ödeme kaydının tespit edilemediğini, defterlerde cari hesaptan kaynaklanan veya her hangi bir borcunun ya da hesapsal hareketin bulunmadığını bildirir görüş bildirdiği görülmüştür.
İlk derece mahkemesince yapılan yargılamada; dava dışı Güröz Teknik ve Sosyal Hizmetler San. Tic. Ltd. Şti. ile davalılar arasındaki dava ve icra dosyalarının çözümü için tarafların anlaşmaya vardığı, davacı …’nın dava dışı şirketin yetkilisi ve ortağı olduğu, davacının kendi şahsi hesabından, icra kefili olduğu tarihten önce ve sonra ödemeler yaptığı, bu ödemelerin açıklamalarında davacının şahsi kefaletine ilişkin olduğuna dair kayıt bulunmadığı yine ödeme miktarlarının kefalet miktarının üzerinde olduğu ve bu ödemelerin dava dışı şirket kayıtlarında davacı lehine kayıt altına alınmadığı bu sebeple davacının şahsi hesabı ile yetkilisi ve ortağı olduğu dava dışı şirketin hesaplarının birbirinden ayrıştırılamadığı, tarafların ve mahkememizin denetimine elverişli açık ve anlaşılabilir nitelikteki bilirkişi raporlarında davacı tarafça yapılan ödemelerin şahsi kefalet borcuna karşılık yapılıp yapıladığının tespit edilemediği anlaşılmakla davacı tarafından yapılan ödemelerin şahsi kefaletine ilişkin olduğunun ispat edilemediği değerlendirmesiyle, davanın reddine şeklinde karar verilmişse de verilen karar doğru olmamıştır.
Buna göre;
Davacı taraf, dava dilekçesinde Güröz Teknik ve Sosyal Hizmetler San. Tic. Ltd. Şti.’nin yetkilisi olduğunu, davalının Kocaeli 4. İcra Müdürlüğü 2011/5100 Esas sayılı dosyasından Güröz Ltd. Şti. aleyhine kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlattığını, dava konusu uyuşmazlığa ilkinin borcun 210.000,00 TL’sine icra kefili olduğunu, davalıya toplamda 382.100,00 TL ödeme yaptığını, buna rağmen hakkındaki takibin devam ettiğini bildirmiş olduğu görülmüştür.
Somut davada; davacı taraf açtığı dava ile davalıya borçlu olmadığına karar verilmesini talep etmektedir. Mahkemece yapılan yargılamada, dosya içerisinde yer alan delillerden ve özellikle dosya arasına alınan bilirkişi raporundan, davacı tarafından davalı hesabına ödemelerin olduğu ancak bu ödemelerin davacının kefillik borcuna mı yoksa protokol tarafı olan şirketin borçları için mi yapıldığı belli değil, şeklinde görüş bildirilmesi sonrasında bilirkişi raporu doğrultusunda mahkemece davanın reddine karar verilmiş olması hatalı görülmüştür. Davacının kendi ve şirket hesabından davalıya ödeme yaptığı açıktır, artık bu noktada mahkemece bu ödemelerin tasnifinin yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Bu noktada dairemizce, davacının davalıya kendi şirket hesabından yaptığı ödemelerin incelenmesi ve tasnif edilmesi sonrasında davacının 152.500,00 TL tutarında yaptığı ödemenin davalıya olan ve davacı tarafından icra kefilliğine konu edilen tutar yönünden dikkate alınması sonrasında davacının 152.500,00 TL bedel tutarında davalıya borçlu olmadığı anlaşılmış, mahkemece verilen kararın kaldırılması ile yeniden hüküm kurulması gerekmiştir.
Gerekçeli karar başlığında; davacının adresinin yazılmaması 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir husus da bulunmadığından; dairemizce davanın esası hakkında HMK’nın 353-(1)-b)-2) maddesi gereğince hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere ;
1-Davacının ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KISMEN KABULÜNE, KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 26/09/2019 tarih, 2016/1230 Esas ve 2019/517 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, HMK’nın 353-(1)-b)-2) maddesi gereğince YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
a-Davanın KISMEN KABULÜ ile, Kocaeli 4. İcra Müdürlüğü’nün 2011/5100 Esas sayılı dosyasında icra kefili olan davacının icra kefaletine konu edilen 210.000,00 TL borcun 152.500,00 TL’lik kısmından borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Davalının tazminat talebinin usuli kazanılmış hak ilkesi gözetilerek reddine,
Davacının kötüniyet tazminat talebi bulunmadığından karar verilmesine yer olmadığına,
b-Alınması gerekli 10.417,28 TL karar ve ilam harcının, peşin yatırılan 3.586,28-TL harçtan mahsubu ile bakiye 6.831,00-TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
e-Davacı tarafça yatırılan teminatın kararın kesinleşmesinden itibaren (1) ay sonra davacıya iadesine,
c-Davacı tarafından sarf edilen davetiye ve müzekkere gideri, bilirkişi ücretleri olmak üzere toplam 1.023,30-TL yargılama giderinden kabul ve ret oranına göre hesaplanan (%72,62 Kabul) 743,11 TL’lik kısmının peşin yatırılan 3.586,28 harç ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmının davacı üzerinde bırakılmasına,
d-Davalı tarafından yapılan yargılama giderleri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
e-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 18.342,50-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
f-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 8.275,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
g-Kullanılmayan gider avansının karar keşinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
2-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;
a-İstinaf Kanun Yoluna Başvuru harcının hazineye irad kaydına,
b-İstinaf Karar Harcının talep halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine,
c-Davacı tarafından yapılan 43,50-TL İstinaf Kanun yolu masrafı ile 58,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 101,50 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
d-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
e-Davacının yatırdığı istinaf gider avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davacıya iadesine,
f-Kararın 6100 sayılı HMK’nın’nın 359-(4) maddesi uyarınca temyizi kabil kararın Dairemizce taraflara tebliğine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, 6100 sayılı HMK’nın 361. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren (2) hafta içerisinde Yargıtay İlgili Hukuk Dairesi’ne TEMYİZ yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.
23/12/2021


Başkan-…
¸e-imzalıdır

Üye-…
¸e-imzalıdır

Üye-…
¸e-imzalıdır

Katip-…
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*