Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/491 E. 2021/2162 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/491
KARAR NO : 2021/2162

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :03/12/2020
NUMARASI :2019/881 Esas – 2020/737 Karar

DAVACI :… – (T.C. No: …)
VEKİLİ :Av. … –
DAVALI :… – (T.C. No: …)
VEKİLİ :Av…. –
DAVA TÜRÜ :Tazminat
DAVA TARİHİ :23/11/2018

KARAR TARİHİ :09/12/2021
KR. YAZIM TARİHİ :09/12/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 15/08/2014 tarihinde kurulan Koşar Ortak Sağlık Güvenlik Birimi Limited Şirketi unvanlı şirketin ortakları olduklarını, şirketin faaliyet alanının işçi sağlığı ve iş güvenliği olduğunu, ancak işyerinin kuruluşu aşamasında davalının tek başına, ya da başka bir iş sağlığı uzmanı ile çalışmak istediği için işten vazgeçmesinden dolayı kuruluş işlemlerinin tamamlanamadığını, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Müdürlüğü’nün 25/02/2015 tarihli yazısından davalı şirketin OSGB yetkilendirme işlerine dair yönetmeliğin 17/1 fıkrası kapsamında yetki belgesi ücretini tam süreli işyeri hekimi ile yapılmış iş akdinin ve personelin SGK işe giriş bildirgelerinin genel müdürlüğe belirtilen süreler içinde göndermemesi, yatırılması gereken 11.800,00TL’nin yatırılmaması sebepleri ile başvurunun bir süre 1 yıl süreyle askıya alındığının belirtildiğini, yani işyeri hekimi olan davacının diğer ortağın iş akdinin sunulmamış olması sebebiyle çalışma izninin askıya alındığını, tüm bu olaylar sebebiyle davacının Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/577 – 2018/543 E-K sayılı kararı ile ortaklıktan çıktığını, davacının eylemi sebebiyle davacının maddeten ve mânen zarara uğradığını, emekli maaşından dahi kesintiler yapıldığını, davacının iş yerinin anahtarlarını değiştirerek davacının işyerine girişini engellediğini, işyerine davacının girmesi neticesinde ise davacının şirkete almış olduğu malzemelerin davalı tarafından götürüldüğünün anlaşıldığını, hasılı davacının yazılı ihtara rağmen kendi üzerine düşen görevi yerine getirmediğini, bu sebeple davacının 1 yıl OSGB başvuruları bakımından yasaklı duruma geldiğini, bu yüzden gelir kaybettiğini, alması gereken maaşı alamadığını, mânen prestij kaybına uğradığını belirterek; davacının şirketin kuruluş aşamasında yaptığı masraflar ve yasaklı duruma gelmesinden dolayı umduğu geliri kaybetmesinden dolayı şimdilik 20.000,00-TL maddi tazminat talebinin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; şirketin faaliyete geçmesinin asıl sebebinin davacının ödemesi gereken meblağı ödememiş olması olduğunu, davacının aldığını iddia ettiği eşyaların davalı tarafından hiçbir şekilde götürülmediğini, şirketin ticaret siciline tescilinin sağlandığını, kuruluş işlemlerinin tamamlanmadığı yönündeki davacı iddiasının gerçeğe aykırı olduğunu, davalının tam süreli işyeri hekimi olarak şirketle akdolunan iş sözleşmesini İşçi Sağlığı ve Güvenliği Müdürlüğüne iletmemiş olmasının sebebinin davacının ödemesi gereken miktarı ödememiş olmasından kaynaklandığını, zira böylece davalının, şirketin faaliyete geçmeyeceğini düşündüğünü, davalı ile davacı arasındaki iç ilişkide sözleşmeden doğan karşılıklı sorumluluk hükümlerinin uygulanması gerektiğini, davalının somut uyuşmazlıkta kusuru olsa dahi davacıdan daha kusurlu olduğunun düşünülemeyeceğini, kasten zarar vermek maksadıyla hareket etmediğini, davacının iddia ettiği harcamaların tarafların adına davalının haberi yokken yapması durumunda iyi niyetle hareket ettiğinin kabulünün mümkün bulunmadığını, şirketin kuruluş işlemleri tamamlanmış olsa da olmasa da fiilen ticari faaliyete geçmediğini, bu husustaki birlikte çalışma iradesinin davacı tarafından kaybolduğu yönündeki asliye ticaret mahkemesi dosyasındaki savunmanın ikrarı, daha doğrusu bu savunmanın delili mahiyetinde olduğunu belirterek; davacının davasının reddine, aksi kanaat hasıl olursa tazminatta yarı oranında indirim yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davacının şirkete yapılan masraflarla ilgili olarak açtığı davanın 6100 sayılı HMK’nın 114/1-d ve 115/2. maddeleri gereğince usulden reddine, Davacının çalışamaması nedeniyle uğradığı zarar için açtığı davanın reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı …’ın Arbor OSGB Limited Şirketi’ni kurduğu beyan edilmiş olmasına rağmen bu durumun yerel mahkeme tarafından araştırılmadığını ve Ticaret Sicilden sorulmadığını, bu şirketin davacıdan gizli ve davacıyı zarara uğratacak şekilde kurulduğunu, tanık ifadelerinin açıkça davalının kusurunu ortaya çıkardığını, davacı ile OSGB şirketi kurduktan ve bu şirketi tasfiye edip, ortaklıktan ayrılmadan önce davacıdan gizleyerek OSGB şirketi kurmasının hem davalının kusurunu ortaya koymakta hem de Yönetmeliğin 12. maddesine açıkça aykırılık oluşturduğunu, Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/577 Esas 2018/543 sayılı ortaklıktan çıkmaya ilişkin mahkeme kararında; “… İş yeri hekimi olan diğer ortağın iş akdini sunmamış olması nedeniyle çalışma izni askıya alınmıştır. Tüm bu vakıalar özellikle ortaklar arasında ki anlaşmazlıklar, diğer ortağın şirket ortaklığından vazgeçmesi ile üzerine düşen parasal yükümlülükleri yerine getirmemesi ve iş yeri hekimi olarak iş akdini vermemesi nedeniyle çalışma izninin askıya alınmış olması ve şirketin fiilen hiç faaliyette bulunmamasının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 638/2. maddesi kapsamında davacının davalı şirketteki ortaklıktan çıkması için haklı sebep oluşturduğu kanaatine varılmıştır …” hükmü kurulduğunu, yerel mahkemenin 8512 İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği ve 20/6/2012 tarihli ve 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunlarını incelemeden haksız olarak davacıya kusur atfettiğini, yerel mahkemenin 1 yıllık yasaklı hale gelmesi ve davacının gelir kaybının davalının mı davacının mı yoksa ortak kusur mu olup olmadığını bu konuda bilirkişi uzmandan görüş almadan karar verdiğini, davalının kendi sigorta girişini yaptırmadığını, davalının kendi üzerine düşen ödemeyi yaptığını ispat edemediğini, davalının TTK’nın 617. maddesine aykırı davrandığını belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; şirketin faaliyete geçememesinin sebebi davacının kendi kusuru ile üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmemesinden kaynaklandığını, ofise tahsis edilmek üzere alındığı iddia edilen eşyaların varlığının ispat yükünün davacıda olması gerektiğini, bir ticaret şirketinin kuruluşunun tamamlanması, şirketin ticaret siciline tescil ve ilanına bağlı olduğunu, bu işlemleri tamamlamış olan bir şirketin henüz kurulmadığından bahsetmek söz konusu olamayacağını,
yerel mahkemenin verdiği kararın yerinde olduğunu, osgb başvurularının her iki ortağın da yapması gerektiği göz ardı edilerek başvuru yapılmamasının sorumluluğu davacı tarafından doğrudan davalıya yüklendiğini belirterek; istinaf başvurusunun reddine, yerel mahkeme kararının onanmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/12/2020 tarih, 2019/881 Esas – 2020/737 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 606. maddesi uyarınca limited şirkette şirket ortağının yan edim yükümlülüğünü yerine getirmemesi sebebine dayalı tazminat ve alacak istemine ilişkindir.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı taraf dava dilekçesinde; tarafların 15/08/2014 tarihinde kurulan Koşar Ortak Sağlık Güvenlik Birimi Limited Şirketi unvanlı şirketin ortakları olduklarını, şirketin faaliyet alanının işçi sağlığı ve iş güvenliği olduğunu, ancak işyerinin kuruluşu aşamasında davalının tek başına, ya da başka bir iş sağlığı uzmanı ile çalışmak istediği için işten vazgeçmesinden dolayı kuruluş işlemlerinin tamamlanamadığını, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Müdürlüğü’nün 25/02/2015 tarihli yazısından davalı şirketin OSGB yetkilendirme işlerine dair yönetmeliği gereğince işyeri hekimi olan davacının – diğer ortağın- iş akdinin sunulmamış olması sebebiyle çalışma izninin askıya alındığını, tüm bu olaylar sebebiyle davacının Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/577 – 2018/543 E-K sayılı kararı ile ortaklıktan çıktığını, davacının eylemi sebebiyle davacının maddeten ve mânen zarara uğradığını, davacının 1 yıl OSGB başvuruları bakımından yasaklı duruma geldiğini, bu yüzden gelir kaybettiğini, alması gereken maaşı alamadığını, mânen prestij kaybına uğradığını belirterek; davacının şirketin kuruluş aşamasında yaptığı masraflar ve yasaklı duruma gelmesinden dolayı umduğu geliri kaybetmesinden dolayı şimdilik 20.000,00TL maddi tazminat talebinin kabulüne, yargılama giderleri ve ücret vekaletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, davalı taraf ise özetle, şirketin faaliyete geçmemesinin asıl sebebinin davacının ödemesi gereken meblağı ödememiş olması olduğunu, davalının tam süreli işyeri hekimi olarak şirketle akdolunan iş sözleşmesini İşçi Sağlığı ve Güvenliği Müdürlüğüne iletmemiş olmasının sebebinin davacının ödemesi gereken miktarı ödememiş olmasından kaynaklandığını, davalının somut uyuşmazlıkta kusuru olsa dahi davacıdan daha kusurlu olduğunun düşünülemeyeceğini, kasten zarar vermek maksadıyla hareket etmediğini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince,Mahkemenin 2017/577 E. 2018/543 K. Sayılı dosyasında, davacı tarafça açılan,şirketten çıkma ve çıkma payı talepli davada talebin kabul edilerek, Koşar Ortak Sağlık Güvenlik Birimi Limited Şirketi ortaklığından çıkmasına izin verildiği, çıkma payı talebinin reddine karar verildiği, davacının şirketin kuruluşu için yaptığını iddia ettiği masrafları çıkma payı dahilinde dava dışı şirketten talep etmesi gerektiği, bu konuda davalıya husumet yöneltilemeyeceği, davalının pasif dava ehliyetinin bulunmadığı anlaşılmakla, davacının şirkete yapılan masraflarla ilgili olarak açtığı davanın 6100 sayılı HMK’nın 114/1-d ve 115/2. maddeleri gereğince usulden reddine,davacının bir yıl süre ile OSGB başvuruları bakımından yasaklı duruma gelmesi ve bu yüzden gelir kaybettiği iddiası ve çalışamaması nedeniyle uğradığı zarar için açtığı dava bakımından; başvurunun yapılmasının her iki ortağın da sorumluluğunda olduğu, esasen davacının kendi başvurusunun kendisi tarafından yapılması gerektiği, davalının haksız bir davranışının ispatlanamadığı, netice olarak davacının davasının ispatlanamadığı anlaşılmakla davanın esastan reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurmuştur.
Tarafların ortakları olduğu, Koşar Ortak Sağlık Güvenlik Birimi Limited Şirketinin Ticaret Sicil kaydının incelenmesinde; şirketin başlıca amaç ve konusunun her türlü özel, tüzel, kamu kurum ve kuruluşlarına işçi sağlığı ve iş güvenliği uzmanlığı hizmet ve eğitimini vermek olduğu, tarafların 5000,00’er TL sermaye taahhüdünün bulunduğu, Şirketin idaresi yönünden,şirketin işleri ve işlemleri genel kurul tarafından seçilecek bir veya| birkaç müdür tarafından yürütüleceğinin, aksi karar alınana kadar davacı …’ın şirket müdürü olarak seçildiğinin düzenlendiği anlaşılmıştır.
Mahkemenin 2017/577 E. 2018/543 K. sayılı ilamı ile, dava dışı şirketin hiçbir şekilde faaliyete geçmemiş olması sebepleriyle davanın kabulüne ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 638. maddesi uyarınca davacının, şirketin ortaklığından çıkmasına izin verilmesine, ayrılma akçesi talebi yönünden davanın reddine karar verildiği, iş bu hükmün taraflarca istinaf edilmemesi üzerine 21/08/2018 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.
Diğer yandan 29.12.2012 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun 6. maddesine dayanılarak hazırlanan İş Sağlığı Ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliğinin 12. maddesinde; Ortak sağlık ve güvenlik biriminin(OSGB) kurulabilmesi ve hizmet sunabilmesi için tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan en az bir; işyeri hekimi, İş güvenliği uzmanı ve diğer sağlık personelinin ,istihdamının zorunlu olduğu hükme bağlanmıştır.
Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimlerinin başvuruları ve yetkilendirilmesi ile ilgili olarak ise;
“Ortak sağlık ve güvenlik birimlerinin başvuru işlemleri
MADDE 16 – (1) (Değişik cümleler:RG-18/12/2014-29209) OSGB’ler yetki belgesi almak amacıyla e-devlet sistemi üzerinden başvuru yapar. E-devlet sisteminin iki günden fazla çalışmadığı durumlarda doğrudan veya posta yoluyla başvuru yapılabilir. Başvuru dosyasında aşağıda belirtilen ekler bulunur:
a) (Mülga:RG-6/7/2021-31533)
b) Tam süreli görevlendirilen kişilerin iş sözleşmeleri veya görevlendirme belgeleri ile bu kişilere ait işyeri hekimliği, iş güvenliği uzmanlığı, diğer sağlık personeli belgeleri bu kişiler OSGB sahibi veya ortağı ise tam süreli çalışacaklarına dair taahhütname.
c) OSGB’nin sorumlu müdürünün kabul şerhli görevlendirme yazısı, bu kişi şirket sahibi veya ortağı ise sorumlu müdürlük taahhütnamesi.
ç) Faaliyet gösterilecek yere ait olan yapı kullanma izin belgesi.
d) (Değişik:RG-18/12/2014-29209) Faaliyet gösterilecek yere ait olan ve yetkili makamlarca verilen ada, pafta, parsel bilgilerini gösteren numarataj veya adres tespit belgesi.
e) (Değişik:RG-18/12/2014-29209) Faaliyet gösterilecek yere ait tapu senedi ile birlikte kira sözleşmesi veya intifa hakkı belgesi.
f) (Değişik:RG-18/12/2014-29209) Faaliyet gösterilecek yere ait olan ve bu Yönetmelikte belirtilen bütün bölümlerin yer aldığı inşaat teknikeri, mimar veya inşaat mühendisi tarafından onaylanmış 1/100 ölçekli plan.
g) İlgili mevzuata göre faaliyet gösterilecek yerde yangına karşı gerekli tedbirlerin alındığına ve bu yerde OSGB açılmasında sakınca olmadığına dair yetkili merciler tarafından verilen belge.
ğ) (Ek:RG-18/12/2014-29209) Tapu kütüğünde mesken olarak kayıtlı bir gayrimenkulde OSGB’nin faaliyet gösterebileceğine dair kat malikleri kurulunun oybirliğiyle aldığı karar örneği.
(2) Kamu kurum ve kuruluşları için, yalnızca birinci fıkranın (b), (c), (f) ve (g) bentlerinde belirtilen belgeler istenir. Ancak mekân kamu kurumuna ait değilse (a) bendi hariç diğer bentlerde belirtilen belgeler istenir.
(3) Organize sanayi bölgelerince kurulacak OSGB’ler için, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının ilgili biriminden alınmış organize sanayi bölgesine sicil numarası verildiğine dair yazı, müteşebbis heyeti veya genel kurulunca alınmış; ilgili adreste OSGB kurulmasına dair karar ile birinci fıkranın (a) ve (d) bentleri hariç diğer bentlerde belirtilen belgeler istenir.
(4) (Mülga:RG-18/12/2014-29209) “
Ortak sağlık ve güvenlik birimlerinin yetkilendirilmesi
MADDE 17 – (1) (Değişik:RG-18/12/2014-29209) OSGB tarafından yetki belgesi almak amacıyla yapılan başvuru Genel Müdürlükçe en geç on iş günü içinde incelenir. 19/1/2013 tarihli ve 28533 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Elektronik Tebligat Yönetmeliği çerçevesinde kayıtlı elektronik posta sistemi üzerinden yazılı olarak bildirilen eksiklikler en geç kırk beş gün içinde tamamlanır. Herhangi bir eksikliği bulunmayan başvurular için en geç yirmi iş günü içinde yerinde inceleme yapılır. Yerinde inceleme işlemlerinde tespit edilen eksikliklerin giderilmesi için en fazla kırk beş gün süre verilir. Belirlenen sürelerde eksiklikler giderilmez ise dosya iade edilir ve iadeden itibaren bir yıl boyunca yapılan başvurular, bir yılın tamamlanmasına kadar askıya alınır.
(2) OSGB’nin bu Yönetmelikte belirtilen şartları taşıması halinde, başvuru dosyasında bildirilen tam süreli çalışanlara ait Sosyal Güvenlik Kurumu işe giriş bildirgesinin Genel Müdürlüğe gönderilmesini takiben başvuru dosyasında belirtilen adres ve unvana münhasıran, en geç on iş günü içerisinde Genel Müdürlükçe Ek-2’deki örneğine uygun yetki belgesi düzenlenir. Başka bir adreste şube açılması istendiği takdirde, aynı usul ve esaslar dâhilinde işlem yapılır. hükümleri yer almaktadır.
Yönetmelikte sorumlu müdürün görev, yetki ve sorumlulukları ise;
MADDE 18 – (1) OSGB sorumlu müdürü;
a) OSGB personelinin görevlendirilmesinin takibinden,
b) OSGB kayıtlarının tutulması ve düzenli olarak arşivlenmesinden,
c) Genel Müdürlük tarafından istenen belgelerin hazırlanmasından,
ç) OSGB’lerin başvuru, yetkilendirme, vize işlemlerinin takibinden,sorumludur.
(2) OSGB’lerde tam zamanlı görevli bulunan işyeri hekimleri veya iş güvenliği uzmanları aynı zamanda sorumlu müdürlük görevini de yürütebilir.
(3) OSGB’lerce talep edilen veya bildirilen her türlü bilgi ve belgeye ilişkin iş ve işlemlerde, Genel Müdürlük tarafından sadece sorumlu müdür muhatap kabul edilir.
(4) (Mülga:RG-18/12/2014-29209) şeklinde düzenlenmiştir
Somut olayda; Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürlüğünün muhatap davacı …’a tebliğ edilen 25/02/2015 tarihli yazısında, OSGB açılışına ilişkin başvuru ile ilgili ön inceleme ve yerinde inceleme işlemlerinin 29/12/2012 tarihli ve 28512 saydı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olan İş Sağlığı ve Güvenliği Hizmetleri Yönetmeliği hükümleri kapsamında Genel Müdürlükçe tamamlandığının, OSGB yetkilendirme işlemlerine dair ilgili Yönetmeliğin 17’nci maddesi kapsamında, yetki belgesi ücretinin, tam süreli bir işyeri hekimi ile yapılmış iş akdinin ve personelin SGK işe giriş bildirgelerinin Genel Müdürlüğümüze Yönetmelikte belirtilen süreler içinde gönderilmemesi nedeni ile başvurunun bir yıl süreyle askıya alındığının, aynı şirket unvanı ile veya yasaklı duruma düşen kurucu ortakların yer aldığı OSGB başvurularının da askı işlemine tabi tutulacağının bildirildiği görülmüştür.
Davacı …’ın şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmiş ise de, Koşar OSGB Limited Şirketi’nin tasfiye edildiğine ilişkin dosyada bilgi/belge bulunmadığından incelemeye konu kararda; davacının şirketin kuruluşu için yaptığını iddia ettiği masrafları çıkma payı dahilinde dava dışı şirketten talep etmesi gerektiği, bu konuda davalıya husumet yöneltilemeyeceği, davalının pasif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle, davacının şirkete yapılan masraflarla ilgili olarak açtığı davanın 6100 sayılı HMK’nın 114/1-d ve 115/2. maddeleri gereğince usulden reddi isabetli olmakla birlikte, davacının dava dilekçesindeki; işyerinin kuruluşu aşamasında davalının tek başına, ya da başka bir iş sağlığı uzmanı ile çalışmak istediği için işten vazgeçmesinden dolayı kuruluş işlemlerinin tamamlanamadığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Müdürlüğü’nün 25/02/2015 tarihli yazısından davalı şirketin OSGB yetkilendirme işlerine dair yönetmeliği gereğince işyeri hekimi olan davacının – diğer ortağın- iş akdinin sunulmamış olması sebebiyle çalışma izninin askıya alındığı, bu nedenle ortaklıktan çıkan ve 1 yıl OSGB başvuruları bakımından yasaklı duruma gelen davacının maddi zarara maruz kaldığına yönelik talepleri yönünden inceleme eksiktir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Bu durumda, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında mahkemece yapılacak iş; dosyaya atanacak iş güvenliği uzmanı ve SMMM bilirkişilerinden, gerekiyorsa sektörle ilgili kurum ve kuruluşlardan iş güvenliği uzmanlığı mesleği yönünden ilgili dönemlere ilişkin gelir bilgisi ile ilgili araştırma yapıldıktan sonra, ilgili mevzuat ve şirketle ilgili temsil ve yetkilendirme kayıtları çerçevesinde, OSGB yetkilendirme sürecinde tarafların sorumluluklarının belirlenmesi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Sağlığı ve Güvenliği Müdürlüğü’nün askıya alma ve yasaklama kararında kusur durumunun belirlenmesi, davacının OSGB yetkilendirme belgesini temin ederek, faaliyette bulunmaması nedeniyle mahrum kaldığı gelir kaybının olup olmadığı, varsa gelir kaybının miktarı ve kaybın oluşmaması için üzerine düşen ve hayatın olağan akışına göre alması gereken tedbirleri alıp almadığı hususlarında taraf ve mahkeme denetimine elverişli rapor aldırılarak yapılacak değerlendirme sonucunda karar verilmesi gerekirken,eksik inceleme ve gerekçeyle karar verilmesi doğru görülmediğinden, HMK’nın 353/1- a.6 maddesi gereğince Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması. kararının ortadan kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince; yukarıda açılanan hususlara ilişkin olmak üzere ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince; Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/12/2020 tarih, 2019/881 Esas ve 2020/737 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine,
5-İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359/3 maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-İİK’nın 36-(5) maddesi gereğince davacı vekilince Bakırköy 15. İcra Dairesinin 2020/13175 Esas sayılı dosyasına sunulan teminatın davacıya iadesine,
9-Davacının diğer istinaf nedenlerinin kararın kaldırılması nedenine göre bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.09/12/2021


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*