Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/485 E. 2021/2151 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/485
KARAR NO : 2021/2151

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :25/09/2020
NUMARASI :2018/814 Esas – 2020/476 Karar

DAVACI :…
VEKİLİ :Av. …
DAVALI :…
DAVA TARİHİ :12/10/2018

KARAR TARİHİ :09/12/2021
KR. YAZIM TARİHİ :20/12/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı/borçlu sigorta ettiren …’ın, sigortam.net brokerlik çağrı merkezi üzerinden temas sağlanması yoluyla webservis üzerinden … plakalı araç için davacı şirket nezdinde 0001 – 0210 – 19429370 numaralı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (Trafik Sigortası) poliçesini yaptırdığını, trafik sigortasının teklifi ve poliçeleştirilmesi aşamalarında daha düşük pirim tahakkuk etmesi adına … plakalı aracın kullanım tarzının, sigorta ettiren tarafından hatalı şekilde kamyon olarak bildirildiğini, ancak daha sonra acentelerinin davacı şirkete ulaşan bildirimi neticesinde, sigortaya konu aracın kullanım tarzının poliçenin yapılması sırasında belirtildiğinin aksine kamyon değil, özel amaçlı araç (çekici) olduğunun fark edildiğini, sigorta sözleşmesinin kurulması sırasındaki beyan yükümlülüğünü düzenleyen TTK’nın 1435. madde hükmüne göre sigorta ettirenin sözleşmenin yapılması sırasında bildiği veya bilmesi gereken tüm önemli hususları sigortacıya bildirmekle yükümlü olduğunu, sigortacıya bildirilmeyen, eksik veya yanlış bildirilen hususların, sözleşmenin yapılmamasını veya değişik şartlarda yapılmasını gerektirecek nitelikte ise, önemli kabul edileceğini, sigortacı tarafından yazılı veya sözlü olarak sorulan hususların aksi ispat edilinceye kadar önemli sayılacağını, sigorta ettirenin belirtilen beyan yükümlülüğüne aykırı davranışının yaptırımının TTK’nın 1439. madde hükmünde düzenlendiğini, buna göre sigortacı için önemli olan bir hususun bildirilmemiş veya yanlış bildirilmiş olması halinde sigortacının 1440. maddede belirtilen süre içinde sözleşmeden cayabileceğini ya da prim farkı isteyebileceğini, sigorta ettirilen aracın kullanım tarzının gerçeğe aykırı şekilde (kamyon) olarak bildirilmesinin yanlış sigorta uygulamaları kapsamında olup bu nedenle davacı şirket tarafından araç kullanım tarzı değişikliğine dair genel zeyilname yapıldığını, zeyilname gereği 5.480,77 TL prim farkı borcunun doğduğunu, söz konusu borcun ödenmesi için sigorta ettiren … adına ihtarname gönderildiğini, ihtarnamenin, …’a 24/08/2017 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen sigorta ettirenin herhangi bir ödemede bulunmadığını, prim borcunun ödenmemesi üzerine 5.480,77 TL alacağın işleyecek yıllık değişen oranlarda avans faizi ile tahsili için İstanbul 19. İcra Müdürlüğü’nün 2017/33277 Esas sayılı dosyası ile … aleyhine icra takibi başlatıldığını, borçlunun yasal süresi içinde borca ve ferilerine itiraz ettiğini, borçlunun itirazının haksız ve alacağı geciktirmeye yönelik olup söz konusu itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalının usulüne uygun tebliğe rağmen süresinde cevap dilekçesi sunmadığı görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sigortalının beyan yükümlülüğüne aykırı davranmış olduğunu, davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, kararın kaldırılmasının mahkeme tarafından sigortam.net’ten gelen yazı esas alınarak ret kararı verilmesinin hatalı olduğunu, bu yazının taraflarına tebliğ edilmemiş olduğunu, dosya kapsamında da görülemediğini, aynı zamanda acenteden bu şekilde cevap gelse dahi cevabın hatalı olarak değerlendirildiğini, davacı şirket tarafından olması gerektiği gibi zeyilname düzenlenerek aracın gerçek kullanım tipinin belirtilmediğini, zeyilnameden kaynaklanan farkı talep ettiklerini, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalının aracın kullanım şeklini gerçek olmayan şekilde beyan ettiğini ve buna göre işlem yapıldığını, yerel mahkemece alınan bilirkişi raporunda dosyada bulunan cd’nin incelendiğini ve sigortalının aracın kullanım şeklini gerçeğe aykırı olarak “kamyon” şeklinde belirttiğinin açık olduğunu, bilirkişi raporuna itibar edilmeden dosyadaki farazi belgelerin esas alınarak davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili tarafından istinaf başvurusuna karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 25/09/2020 tarih, 2018/814 Esas – 2020/476 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalının ZMMS poliçesi yaptırırken aracın kullanım tarzını yanlış bildirdiği iddiasıyla prim farkı alacağı için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine yöneliktir.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Taraflar arasında, davacı tarafından trafik sigorta poliçesi düzenlenen aracın özel amaçlı -Kurtarıcı olması nedeniyle davacının prim farkı alacağı talebinin yerinde olup olmadığı konusu çekişmelidir.
Dosya kapsamından, davacı sigortacının, davalı /borçlu sigorta ettiren …’ın, “sigortam.net brokerlik” çağrı merkezi üzerinden temas sağlanması yoluyla webservis üzerinden … plakalı araç için müvekkili şirket nezdinde 0001-0210-19429370 numaralı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (Trafik Sigortası) poliçesini yaptırdığı, trafik sigortasının teklifi ve poliçeleştirilmesi aşamalarında daha düşük pirim tahakkuk etmesi adına … plakalı aracın kullanım tarzının, sigorta ettiren tarafından hatalı şekilde kamyon olarak bildirildiği ancak, daha sonra acentelerinin müvekkili şirkete ulaşan bildirimi neticesinde, sigortaya konu aracın kullanım tarzının poliçenin yapılması sırasında belirtildiğinin aksine kamyon değil, özel amaçlı araç (çekici) olduğunun fark edildiğini, sigorta sözleşmesinin kurulması sırasındaki beyan yükümlülüğünü düzenleyen TTK m. 1435 hükmüne göre sigorta ettirenin sözleşmenin yapılması sırasında bildiği veya bilmesi gereken tüm önemli hususları sigortacıya bildirmekle yükümlü olduğu, TTK m. 1439 hükmü uyarınca, sigortacı için önemli olan bir hususun bildirilmemiş veya yanlış bildirilmiş olması halinde sigortacının 1440. maddede belirtilen süre içinde sözleşmeden cayabileceğini ya da prim farkı isteyebileceği, müvekkili şirket tarafından araç kullanım tarzı değişikliğine dair genel zeyilname gereği 5.480,77 TL prim farkı borcunun doğduğu, söz konusu borcun sigorta ettiren … tarafından ödenmemesi nedeniyle, başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava ettiği,davalının davaya cevap vermediği,İlk derece mahkemesince; Sigortam.net Sigorta ve Reas Brokerlik Hiz. A.Ş.’ye yazılan müzekkereye verilen cevapta, “…’ın 28/01/2017 tarihinde çağrı merkezlerini arayarak … plakalı aracı için zorunlu trafik sigortası teklifi talep ettiği, sunulan teklifler arasından verdiği onaya istinaden Allianz Sigorta A.Ş’den 0001-0210-19429370 nolu 2.821,77 TL primli trafik sigorta poliçesinin düzenlendiği, ilgili teklif ve poliçe düzenlenmesi aşamasında kişinin öncelikle aracın kullanım tarzını “kamyon” olarak belirttiği, görüşmenin devamında ruhsatın kontrolü ile “özel amaçlı taşıt” olarak tescil olduğunun anlaşıldığı, ancak bir önceki yıl Neova Sigorta’dan düzenlenen 9493658 nolu poliçesinin kullanım tarzının kamyon olması ve tramer kayıtlarına da bu şekilde yansıması nedeniyle bu yılki poliçe işlemlerinin de mevzuat gereği Tramer kayıtları üzerinden devam etmesi gerekliliğinden poliçesinin teminatının başlayabilmesi için yine “kamyon” olarak düzenleneceği ve daha sonra ilgili sigorta şirketi tarafından kulanım tarzı değişikliği zeyilnamesi düzenlenerek düzeltilebileceğinin bildirildiği, müşterinin onayına istinaden poliçe kullanım tarzının “kamyon” olarak düzenlendiği,davaya konu yanlış beyan iddiası ile ilgili davacı şirket tarafından aracın kullanım tarzı bakımından yanlış bilgilendirildiği iddiasında bulunulmuş ise de; aracı acenta tarafından … plakalı aracın ruhsat kayıtları incelendiğinde “özel amaçlı taşıt” olduğunun kolaylıkla fark edildiği, hatta poliçe işlemlerinin mevzuat gereği tramer kaydı üzerinden devam etmesi gerekliliğinden poliçe teminatı başlayabilmesi için yine kamyon olarak düzenleneceği bilgisinin aracı acenta tarafından verildiği, açıkça ruhsat kaydında görülen bir bilgiye ilişkin sigortalının kasten beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığından bahsedilmeyeceği, ruhsat kaydına aykırı olarak poliçe düzenlenmesinin sonuçlarına davacının kendisinin katlanması gerektiği, bu eksikliğin sigortalıya yükletilmesinin mümkün olmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verildiği görülmüş,karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

İlk derece mahkemesince hükme esas teşkil edecek tüm delillerin toplanmış olmasına, dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillerle, usul ve yasaya uygun gerektirici nedenlere, davaya konu aracın ruhsat kaydındaki kullanım amacına aykırı şekilde poliçe düzenlenmesi ve daha düşük risk primi tahakkukuna davacının acentesinin sebebiyet verdiğinin, söz konusu yanlışlığın sigortacı ve acentesi arasındaki iç ilişkinin konusu olduğunun anlaşılmasına göre; kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ihtilafın doğru olarak tanımlandığı, usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca; davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Alınması gerekli harç bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b.1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda miktarı itibariyle KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.09/12/2021


Başkan …
¸e-imzalıdır.


Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*