Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/484 E. 2021/2163 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/484 – 2021/2163
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/484
KARAR NO : 2021/2163

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :…
ÜYE :…
ÜYE :…
KATİP :…

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :27/11/2020
NUMARASI :2019/1217 Esas – 2020/714 Karar

DAVACI :TEMPA PANO SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ :Av. ,,,
DAVALI :QNB FİNANSBANK AŞ –
VEKİLİ :Av. …
DAVA TÜRÜ :Alacak
DAVA TARİHİ :31/12/2019

KARAR TARİHİ :09/12/2021
KR. YAZIM TARİHİ :20/12/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, davalı bankanın Gebze OSB Şubesinde… hesap numarasına kayıtlı banka hesabı bulunduğunu, davalı banka tarafından uzun bir süredir davacı şirkete ait hesaptan kredi limit revize ücreti, dönemsel hizmet komisyonu, hesap işletim ücreti, hizmet komisyonu BMSV, kredi limit komisyon ücreti, kredi limit tahsis ücreti(dosya masrafı), kredi limit komisyon BMSV, komisyon ücreti vb. gibi çeşitli ad ve kalemler altında haksız ve hukuka aykırı kesintiler yapıldığını, davacı şirketin muhatap banka nezdindeki… numaralı hesabından hiç bir rızası olmaksızın haksız kesintiler yapıldığını tespit ettiğinde davalı yetkilileri ile bu sorunla ilgili defaten görüşerek ve onlarca mail yazışmaları yaparak hiç bir hukuki dayanağı olmayan bu haksız kesintilerin iadesini talep ettiğini, taraflar arasında yürütülen görüşmeler neticesinde davacı şirketin… numaralı hesabından bir daha haksız kesinti olmayacağının bildirildiğini, fakat ilerleyen aylarda da yine hesaptan çeşitli ad ve kalemler altında haksız ve hiçbir hukuki dayanağı olmayan kesintiler yapılmaya devam edildiğini, davalı şirket yetkilisi…’nun @qnbfinansbank uzantılı mail adresinden “kesintilerin birinin iade işleminin yapıldığını, diğerlerinin ise onay sürecinin devam ettiğini, takibinde olduğunu” belirttiğini, bu görüşmelere rağmen ilerleyen aylarda usulsüz kesintilerin sürdüğünü, usulsüz ve sözleşmeye aykırı kesintiler sonucu şimdilik şirket hesabından 16.053,82 TL haksız kesinti gerçekleştiğini, davalı bankaya Gebze 7. Noterliği’nin 31.07.2018 tarihli 06608 yevmiye numaralı ihtarnamesinin gönderilerek usulsüz kesintilerin iade edilmesi aksi halde yasal yollara başvurulacağı belirtilmesine rağmen bir sonuç alınamadığını, arabuluculuk kurumu neticesinde anlaşmaya varılamadığını, tüm bu nedenlerle, davalı tarafça hesap sahibi müvekkiline bilgi dahi verilmeden rızasına aykırı olarak yapılan haksız kesintilerin ticari avans faizi ile iadesine, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları ile ıslah ve talep artırım dilekçesi sunma hakları saklı kalmak üzere davanın kabulüne, şimdilik 1.000,00 TL alacağın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının talep ve iddialarının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacıdan tahsil edilen tüm ücret, komisyon ve kredi masraflarının hukuka ve akdedilen sözleşmeye uygun olduğunu, davacının, davalı bankanın Gebze Organize Sanayi Şubesinden, 07.04.2017 tarihinde 7.000.000 TL tutarlı, 04.06.2014 tarihinde 1.000.000 TL tutarlı, 09.01.2014 tarihinde 3.000.000 TL tutarlı krediler kullandığını, belirtilen kredilere ilişkin Genel Kredi Sözleşmesi imzaladığını, taraflar arasında akdedilen genel kredi sözleşmelerine ve hukuka uygun olarak dava konusu ücretlerin tahsil edildiğini, 6100 sayılı HMK uyarınca kısmi dava açılması mümkün olmadığını, iddia edilen toplam alacak tutarının dava dilekçesinde esasen belirtilmiş olmakla birlikte belirlenebilir nitelikte olduğunu, davaya konu masrafların davacının bilgi ve onayı dahilinde tahsil edildiğini, tacir olan davacının imzalamış olduğu sözleşmeler ile bağlı olup, davacıdan alınan masrafların taraflar arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesine uygun olduğunu, davacının bu sözleşmeye uygun olarak yaptığı ödemelerin iadesini isteyemeyeceğini, aksi yönde bir düşüncenin “sözleşmeye bağlılık” ve “irade özgürlüğü” ilkesine aykırı olacağını, dava konusu ücretlerin, Türk Ticaret Kanunu ve Bankacılık Kanununa uygun olduğunu, davacının, davaya konu masrafları öderken hiçbir ihtirazi kayıt ileri sürmediğini, bu nedenle yapılan ödemenin iadesini talep edemeyeceğini, öte yandan hesap ekstresi/dekontlar fatura niteliğinde olup tacir olan davacının TTK hükümleri gereğince basiretli davranarak borçlarını takip etmekle yükümlü olduğunu, tacir olan bankanın bankacılık hizmetleri sebebiyle masraf tahsil etmesine yasal bir engel olmadığını, davacının tacir olması sebebiyle kendisinden tahsil edilen masrafların iadesini isteyemeyeceğinin emsal Yargıtay kararları ile sabit olduğunu, tüm bu sebepler doğrultusunda, fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydı ile haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda yerel mahkeme ara kararına uyulmamış olduğunu, istenilen hususların incelenmediğini, yerel mahkemenin de eksik, yetersiz ve hatalı bir rapora göre hüküm kurduğunu, yerel mahkemenin yazılı delilleri hiç incelemediğini, davalının kesintilerinin haksız olduğunu ikrar ettiğini, iade işlemlerinin yapılacağını açıkça belirttiği mail yazışmalarına ve banka kayıtlarına hükümde yer vermediğini, davacının sözleşme şartları konusunda yanıltılmış olması, davalının kesinti yaptığı kalemlerin hiçbir masraf belgesi olmadığını, söz konusu kesintilerin haksız ve sebepsiz zenginleşmeye yönelik olduğunu, yerel mahkemece dayanak alınan Yargıtay kararlarının olayla uyumsuz olduğunu, yerel mahkemece görevlendirilen bilirkişinin görev sınırlarını aşmış ve tarafsızlığını yitirmiş olduğunu belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili tarafından istinaf başvurusuna karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/11/2020 tarih, 2019/1217 Esas – 2020/714 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasındaki genel kredi sözleşmesine istinaden davalı banka tarafından alınan 16.053,82 TL ücretin haksız olarak alındığı iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davacı ile davalı bankanın Gebze Organize Sanayi Şubesinden, 07.04.2017 tarihinde 7.000.000 TL tutarlı , 04.06.2014 tarihinde 1.000.000 TL tutarlı , 09.01.2014 tarihinde 3.000.000 TL tutarlı krediler kullanmış olup belirtilen kredilere ilişkin Genel Kredi Sözleşmesi imzalanarak davacıya ticari nitelikte krediler kullandırıldığı, davacının krediler nedeni ile haksız tahsil edildiğini iddia ettiği ücretlerin iadesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Mahkemece bankacı bilirkişiye hazırlatılan 08/10/2020 tarihli raporda,davalı QNB Finansbank A.Ş. ile davacı Tempa Pano Sanayi ve Ticaret A.Ş. arasında 04.06.2014 tarihinde imzalanan 7.000.000,00 TL tutarlı genel kredi sözleşmesine istinaden a kredilerin kullanıldığı, kullanılan kredilerden kredi komisyonu, masraf ve ücretler adı altında rızası olmadan hesabından yapılan usulsüz kesintiler olduğunun beyan edildiği, davalı bankanın konu hakkında itirazının bulunmasından kaynaklandığı, davacının davalı bankadan 07.07.2014-02.10.2017 tarihleri arasında 13 adet 306.137,77 TL nakit krediler, 11 adet 2.535.000 EUR tutarında döviz ve dek krediler kullanıldığı, 12.04.2017-31.12.2018 tarihleri arasında 17.479,52 TL “kredi limit tahsis ücreti”, “kredi revize ücreti”, “dönemsel hizmet komisyonu”, “..KGF komisyonu” ve “periyodik değerleme ücreti” adı altında hesaptan tahsil edilen ücretler olduğu, 31.03.2017-12.10.2018 tarihleri arasında 1.074,70 TL “nakit kredi ekstre bakım masrafı” adı altında ücret tahsil edildiği, taraflar arasında imzalanan genel kredi sözleşmesinin 12.3,12.4,16. maddeleri gereğince kullanılan kredilerden masraf ve komisyon ücreti alınabileceğinin kabul edildiği, davacının kullanmış olduğu kredinin ticari nitelikte olduğu, Halk Bankası, Vakıfbank ve Ziraat Bankası A.Ş.’ye yazılan müzekkere cevapları incelendiğinde 6102 sayılı TTK 20. Maddesi gereğince alınan komisyon tutarının makul seviyede olduğu, davacıya iade edilmesine gerek olmadığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmesi ile mahkemece bu raporlara itibar edilerek davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davacının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Alınması gerekli harç bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda miktarı itibariyle KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.09/12/2021


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye…
¸e-imzalıdır

Katip ….
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*