Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/483 E. 2021/2153 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/483
KARAR NO : 2021/2153

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :13/11/2020
NUMARASI :2020/201 Esas – 2020/676 Karar

DAVACI :… –
VEKİLİ :Av. … –
DAVALI :… –
VEKİLİ :Av. … –
DAVA TÜRÜ :İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :10/03/2020

KARAR TARİHİ :09/12/2021
KR. YAZIM TARİHİ :20/12/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin kitap, dergi, ajanda, katalog, kutu, takvim, dönkart, poster, kartvizit, davetiye, broşür, etiket gibi ürünlerin hazırlanmasına ilişkin baskı ve matbaacılık hizmeti sunduğunu, davacı şirket ile davalı şirket arasında kağıt alım satımı için anlaşma sağlandığını ve bu alım – satım işlemlerinin taraflarca devam ettirildiğini, taraflar arasında bir ticari ilişki olduğunu, ticari ilişki nedeniyle taraflar arasında açık hesap ilişkisi bulunduğunu, açık hesaptan kalan bakiye 28.594,59 TL.’nin davalı tarafından ödenmediğini, bunun üzerine alacağın tahsili için Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2019/49078 esas sayılı dosyasından takibe geçildiğini, borçlu tarafın süresinde borca itiraz ettiğini ve itiraz nedeniyle takip icra müdürlüğünce durdurulduğunu, davacı şirket ile davalı şirket arasında 07.11.2019 tarihli bir mutabakat mektubu da bulunduğunu bu nedenlerle itirazın iptaline, takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; HMK’nın 202. madde Hükmünde senetle ispat zorunluluğu bulunan hallerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebileceğini, davacının davalıya 1 kez PVC kaplı kağıt sattığını ve bedelinin de ödendiğini, müşteri sipariş formunun sonradan yapıldığını, tadil edildiğini, ürün ebat ve fiyatlarının değiştirildiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın kabulüne, davalı borçlunun Gebze 4. İcra Müdürlüğü’nün 2019/49078 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin devamına, davalı borçlu itirazında haksız olduğundan takip konusu kabul edilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının haksız ve kötüniyetli olduğunu, haksız kazanç sağlamanın peşinde olduğunu, davacının hatalı düzenlendiğini bildiği faturalara dayalı olarak alacaklı olduğu iddiasıyla davalı şirket aleyhine Gebze 4. İcra Dairesi’nin 2019/49078 E. sayılı icra takibini başlattığını, davalı şirketin davacıya bir borcu bulunmadığını, davacı, davalı şirketten bir defaya mahsus olmak üzere davaya konu cilt bezi (PVC kaplı kağıt) almış olduğunu, taraflar arasında bir açık hesap ilişkisi ve/veya başka bir mal alım-satımı da söz konusu olmadığını, davalı şirketin, davacı tarafından ödenen tutar üzerinden fatura düzenlemesi gerekirken, maddi hatalı faturalar düzenlemiş olduğunu, böylelikle davacı maddi hatalı faturalar nedeniyle ticari defterlerde alacaklı gözüktüğünü, müşteri sipariş formu geçerliliğini koruyormuş gibi düşünülerek, faturaların da geçerliliğini koruduğunu düşünülen bu müşteri sipariş formu ‘na göre hatalı düzenlendiğini, tanık olarak bildikleri …’ün dinlenmesini talep ettiklerini, yerel mahkemenin, bu hususta tanık olarak bildirdikleri …’ün dinlenmediğini ve Whatsapp yazışmalarını dikkate almadığını, yerel mahkemenin kararı bu yönden dosya içeriğine, usul ve yasaya aykırı olduğunu, cevap dilekçelerinde delilleri arasında yemin deliline de dayanmış olmalarına rağmen yerel mahkemenin bu delillerine de hiçbir şekilde dikkate almadığını, yerel mahkemenin kararı bu yönden de hatalı olduğunu belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.

Davacı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraf defterlerinin sahibi lehine delil kudretine haiz olduğu, fiyat farkı faturasının yeterli delille desteklenmediği, telefon yazışmalarının net olmadığı, muğlak olduğu, birbirini teyit eden yasal defterlere göre davalıdan 28.594,59 TL alacaklı oldukları tespit ve kabul edilmiş olduğunu alacak likit olmakla davalı borçlu itirazında haksız bulunduğunu, davalının kabul edilen asıl alacağın davalının %20 oranında icra-inkar tazminatına mahkum edilmesinde isabetsizlik olmadığını belirterek istinaf başvurusunun reddine, yerel mahkeme kararının onanmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/11/2020 tarih, 2020/201 Esas – 2020/676 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, hizmet sözleşmesi nedeni ile davacı satıcının, davalı alıcı tarafından ödenmeyen cari hesap alacağı için başlattığı icra takibine yapılan itirazın iptali istemine yöneliktir.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Eldeki uyuşmazlıkta davacı taraf; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında kağıt alım satımı için anlaşma sağlandığını, ticari ilişki nedeniyle taraflar arasında açık hesap ilişkisi ve müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 07.11.2019 tarihli bir mutabakat mektubu da bulunduğunu açık hesaptan kalan bakiye 28.594,59 TL’nin davalı tarafından ödenmemesi nedeniyle başlatılan icra takibine davalı tarafından yapılan iptaline, takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiş,davalı taraf ise,senetle ispat zorunluluğu bulunan hallerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebileceğini, davacının davalıya 1 kez PVC kaplı kağıt sattığını ve bedelinin de ödendiğini, müşteri sipariş formunun sonradan yapıldığını, tadil edildiğini, ürün ebat ve fiyatlarının değiştirildiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Dosyada mali müşavir bilirkişiden aldırılan raporda; davacının ve davalının belgeleri ile yasal defterlere yapılan kayıtlar yasal defterler üzerinden kontrol edilmiş ve 2018/2019 yılları incelenen yasal defterlerle dayanağı belgelerin birbirini teyit ettiğinin görüldüğü,davacının, 2018 yılında davalı taraftan mal almak suretiyle buna karşılık 7 adet mal alım sevk irsaliyesi/fatura toplamı 232.000 Adet için 0.45 kodlu ürünü 0,8425 TL. indirimli birim fiyattan 195.463,53 TL. ve 20,500 Adet 0.43 kodlu ürünü 0,80577 TL- indirimli birim fiyattan 16.518,38 TL ile KDV eklendiğinde toplam 250.138,59 TL tutarındaki faturaları kabul ederek, yasal defterlerine kaydettiğini,bu faturaları da 2018/10/11/12 aylarda bağlı olduğu vergi dairesine BA beyan formu ile beyan ederek faturaları kabul ettiğini, faturalara karşılık davalıya 278.733,18 TL. tutarında çekler ve bankadan ödemeler yapmış olduğunu, 2018 yılı sonunda davalıdan 28.594,59 TL. tutarında alacaklı hale geldiğini, davacı şirketin 2019 yılı açılış kayıtlarında da davalıdan aynı tutarda yani 28.594,59 TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini,
Davacının düzenlediği 7 adet e-faturalara konu malzemelerin sevk irsaliyeleri de mevcut olup, davacının faturaları yasal defterlerine kayıt ederek, mal alımına ilişkin beyanları da BA beyanı ile yasal süresinde vergi dairesine beyan ettiğini, davacının 2018 yılı sonunda davalıdan 28.594,59 TL tutarında alacaklı olduğunun ve yasal defter kayıtlarına göre 2019 yılı sonuna kadar davalının kendilerine herhangi bir ödeme yapmadığının anlaşıldığını, davacının 2019 yılında, davalıya gönderdiği 07.11.2019 tarihli mutabakat yazısında 31.10.2019 tarihi itibari ile 28.594,59 TL.- borç/alacak konusunda mutabakata vardıklarının ifade edildiğini ve davacının mutabakat yazısının ardından davalı tarafa 07.11.2019 tarihinde 28.594,59 TL.- bu borcun 3 gün içinde ödenmesine dair bir yazı düzenlediğini, mutabakat yazısından sonra, davalının 14.11.2019 tarihli 622 nolu fiyat arkı açıklamalı dava ve icra tutarındaki 28.594,59 TL’lik bir e-fatura düzenlediğini, bu faturanın davacı tarafından kabul edilerek yasal defterlere kayıt edilmiş ve yasal süresinde BA beyanı ile vergi dairesine beyan edildiğini ancak: davacı fiyat farkına ait faturayı kayıtlarına almış ise de 22.11.2019 tarihinde bu faturaya karşılık iade farkı faturası düzenlemek ve BS beyanı ile beyan etmek suretiyle fatura alacağı kadar tutarı defter kayıtlardan çıkarmak suretiyle, 2019 yılı ve 2020 dava tarihi itibarı ile davacı davalıdan, fazla ödemeden kalan 28.594,59 TL tutarında alacaklı hale geldiğini bildirmiş yerel mahkemece; her ne kadar, taraf defterlerinin sahibi lehine delil kudretine haiz olduğu, fiyat farkı faturasının yeterli delille desteklenmediği, telefon yazışmalarının net olmadığı, muğlak olduğu, birbirini teyit eden yasal defterlere göre davacının davalıdan 28.594,59 TL alacaklı olduğu anlaşılmakla; davacının davasının kabulüne karar verilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de,hükme esas alınan bilirkişi raporu denetime ve hükme elverişli olmayıp,karar eksik incelemeye dayalıdır.
Mali Müşavir bilirkişisi raporunda; davacının yasal defterlerine göre takip tarihi ve dava tarihi itibarı ile 28.594,59 TL. alacaklı olduğu,aynı fatura ve tahsilat tutarları davalının yasal defterlerinde kayıt altına alındığı belirtilerek, sadece davacının kayıtları döküm halinde gösterilmiş, davalının kayıtları açısından raporda aynı şekilde inceleme yapılmamış,davacı tarafından 22.11.2019 tarihinde düzenlenen iade faturasına davalının itirazının olup olmadığı hususu ise raporda açıklığa kavuşturulmamıştır.
Bilindiği üzere; mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (HMK m. 222/1) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (HMK m. 222/2) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. (Ek cümle: 22.07.2020 – 7251 S.K./23. Md) Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. (HMK m. 222/3) Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur. (HMK m. 222/4) Taraflardan biri tacir olmasa dahi, tacir olan diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtları kabul edeceğini belirtir; ancak, karşı taraf defterlerini ibrazdan kaçınırsa, ibrazı talep eden taraf iddiasını ispat etmiş sayılır. (HMK m. 222/5)Bu kapsamda ticari defterlerin sahibi lehine delil olması için kural olarak işin ticari olması, her iki tarafın tacir olması ve iki tarafında ticari defterlerinin incelenmesi ya da belirli şartlara göre tek başına ona dayanması gerekir.
Dosya kapsamında yukarıdaki açıklamalara göre davalının defter ve kayıtları gerekli ölçüde incelenmeksizin, büyük ölçüde davacı tarafın ticari defterlerine göre sonuca gidilmesi doğru görülmemiştir.
Mahkemece, gerekçeli karar başlığında; taraf vekillerinin adreslerinin yazılmamış olması, 6100 sayılı HMK’nın 297/1-b maddesine aykırı olmakla birlikte sonuca etkili olmadığından, kaldırma nedeni yapılmamış ve bu hususa eleştiri getirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan nedenlerle, davalının istinaf itirazlarının kabulüyle, yukarıda işaret edilen hususlarda ve davalının itirazları doğrultusunda dosyaya rapor sunan bilirkişiden taraf ve mahkeme denetimine elverişli ek rapor aldırılarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmek üzere, HMK 353 a-6 6) (Değişik:22/7/2020-7251/35 md.) Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli delillerin toplanmamış veya değerlendirilmemiş olması ya da talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmemiş olması hükmü gereğince kararının ortadan kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine iadesine,davalının esasa yönelik sair istinaf itirazlarının ise incelenmesine şimdilik yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince; yukarıda açılanan hususlara ilişkin olmak üzere ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince; Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/11/2020 tarih, 2020/201 Esas ve 2020/676 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine,
5-İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359/3 maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-İİK’nın 36/5 maddesi gereğince davalı vekilince Gebze İcra Dairesinin 2019/49078 Esas sayılı dosyasına sunulan teminatın davalıya iadesine,
9-Davalı hakkında düzenlenen 19/02/2021 tarihli ve 1.464,97 TL bedelli harç tahsil müzekkeresinin iptaline, mahkemesince işlem yapılmaksızın geri istenilmesine,
10-Davalının diğer istinaf nedenlerinin kararın kaldırılması nedenine göre bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.09/12/2021


Başkan …
¸e-imzalıdır.


Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*