Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/379
KARAR NO : 2022/553
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/09/2020
NUMARASI : 2014/346 Esas – 2020/340 Karar
ASIL DAVA
DAVACI –
KARŞI DAVALI : YIL SEL İNŞAAT MAKİNE ÇELİK KONSTRÜKSİYON TAAHHÜT SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ. – Sırrıpaşa Mah. Çenedere Cad. No:15/B Derince/KOCAELİ
VEKİLİ : Av. … – ………
DAVALI –
KARŞI DAVACI : ÜNKA İNŞAAT TESİSAT SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ. – Sırrıpaşa Mah. İstiklal Cad. No:248/A Derince/KOCAELİ
VEKİLİ : Av. … – ………………. K:2 D:4 Eren Apt. İzmit/KOCAELİ
DAVA TÜRÜ : Alacak
DAVA TARİHİ : 11/12/2009
BİRLEŞEN DAVA : KOCAELİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN 2010/141 E.
DAVACI : ÜNKA İNŞAAT TESİSAT SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ. – Sırrıpaşa Mah. İstiklal Cad. No:248/A Derince/KOCAELİ
VEKİLİ : Av. … – ……………
DAVALI : YIL SEL İNŞAAT MAKİNE ÇELİK KONSTRÜKSİYON TAAHHÜT SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ. – Sırrıpaşa Mah. Çenedere Cad. No:15/B Derince/KOCAELİ
VEKİLİ : Av. … – ………………….
BİR. DAVA TÜRÜ : Alacak
BİR. DAVA TARİHİ : 19/03/2020
KARAR TARİHİ : 17/03/2022
KR. YAZIM TARİHİ : 06/04/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin asıl dava dilekçesinde özetle; davacının davalı şirkete 08/02/2007-02/08/2007 döneminde banka havaleleri ile 780.948,50-TL borç verdiğini, davalı tarafından 301.600,00-TL ödeme yapıldığını, bakiye kalan 479.348,50-TL ve 241.801,77-TL reeskont faizi ile birlikte 721.150,27-TL’nin ödenmesi için Kocaeli 1. İcra Müdürlüğü’nün 2009/11099 esas sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, borçlu tarafından yapılan itirazın kötü niyetli olduğunu belirterek; itirazın iptaline ve takibin devamına, %40’tan az olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıya yükletilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili asıl davada, cevap dilekçesi ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalının dava konusu iş dolayısıyla anlaşma gereklerini ifa ettiklerini, bu işten sonra davacının Tüpraş İzmit rafinerisinde Gemsan A.Ş.’den Tank ve Boru Montaj işinin alt taşeronluğunu aldığını, ancak davalının bir önceki dolayısıyla edindiği ekipmanı kullanmak istediğini, bu kullanma karşılığında da net kârın %50’sini davalıya vermeyi önerdiğini, davalınında kabul edildiğini, malzemelerin davacıya teslim edildiğini, davacının işi yapmaya başladığında davalıdan finans yönetimi yardımı istediğini, davalının muhasebe personelinin davacı şirketin muhasebesini tuttuğunu ve finans işlerini takip ettiğini, davacı şirketin işleyişiyle ilgili tüm ödemeleri müvekkili şirketin muhasebesi tarafından yapıldığını, dava dilekçesinde borç verildiği iddia edilen paraların davacının ödemeleri için davalıya aktarıldığını, bu kadar yüklü bir paranın kimse tarafından karşılıksız ve ödünç olarak borç verilemeyeceğini, paraların aktarılış biçimi ve hesaptan çıkışları kontrol edildiğinde borç olmadığının anlaşılacağını, Karşı dava olarak ise; asıl dava davalısı adına kayıtlı … plaka sayılı kamyonun 2007 Ağustos ayından beridir davacı tarafından hiçbir bedel ödenmeden kullanıldığını beyan ederek, Ağustos 2007 tarihinden itibaren beher günlüğü için 500,00-TL olmak üzere şimdilik 10.000,00-TL’nin davacı-karşı davalıdan alınarak, asıl davalıya ödenmesini beyan ederek, davacının davasının davanın reddine ve %40’tan az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı asıl davada, karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın her ne kadar davalı adına kayıtlı olsa bile tarafların ortak malı olduğunu, kesin bir ekipman paylaşımı söz konusu da olmadığından davalı tarafın tek başına yaptığı paylaşımı da kabul etmediklerinden buna dayanarak dava açılmasının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacının iyi niyetli olup haksız kullanımın söz konusu olmadığını, aynı durumda davalı tarafça davacıda olduğu iddia edilen ancak davalının tasarrufunda bulunan ….. plakalı araç ve diğer tüm malzeme için de geçerli olduğunu, bir günlük kullanım bedeli olarak 500,00-TL istenmesinin de çok fahiş olduğunu, davalarını alacak davasına dönüştürdüklerini beyan ederek; 479.348,50-TL’nin 19/09/2007 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve karşı davanın reddine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin Opet A.Ş.’nin 2005 yılında ihalesini yapmış olduğu Marmara Ereğlisi Dolum Tesisleri Boru İmalat ve Montaj işini 18.04.2005 tarihli sözleşme ile üstlendiğini,müvekkili şirketin üstlendiği bu işin sözleşmeye göre ifa edilmesini ve koordinasyonunu temin için davacı şirketle şifahi bir sözleşme yaptığını buna göre davacı şirketin sözünü ettiği boru imalat ve montaj işinin ifası için gereken sermaye işçilik teminat mektubu malzeme ve ekipmanı temin ederek davalı şirketde işin sözleşmeye uygun bir şekilde ifası için gerekli yönetim gözetim ve koordinasyonu sağlayacağını,iş için gereken tüm ödemelerin davalı şirketin aracılığı olmadan direkt davacı tarafından yapılacak davalı şirket sadece koordinasyon görevini yerine getirme konusunda anlaşmaya vardıklarını, buna karşılık olarak ihalesi üstlenilen iş dolayısıyla elde edilen gelirden tüm vergi, işçilik giderleri, SSK ödemeleri ile iş için sarf edilmesi gereken tüm giderler düşüldükten sonra kalan net kârın %50’sinin davacı şirkete verilmesi hususunda mutabakata varıldığını sonuç olarak davalı şirketin Gemsan A.Ş.’den üstlendiği tank ve boru montajının alt taşeronluğu işinden eldev edilen net karın müvekkiline düşen % 50 kısmına isabet eden bölümünden fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 30.000,00-TL’nin dava tarihinden itibaren kısa vadeli kredilere uygulanan reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde özetle; davalının, davacıya borcu olmayıp, Gemsan işi nedeniyle davacıdan alacaklı olduklarını, davacının Gemsan işi bitmeden ve hiçbir iş yapmadan alacağından fazlasını kendi ve başka hesaplara aktararak müvekkilini zarara uğrattığını, davalı yetkililerinin bir takım muhasebe oyunları ile davalıyı borçlu çıkardığını, zararın farkına varılır varılmaz ortaklık ilişkisinin sonlandırıldığını, davalının muhasebe, finans ve paralarının davalı firma yetkilileri tarafından tutulduğu hususu davalının kabulünde olup, taraflar arasındaki ilişkinin sona erme nedeninin davalı Ünka’nın Gemsan’dan alınan işteki paraların büyük çoğunluğunun karşılığı iş yapılmaksızın haksız ve karşılığı olmadan kendi hesaplarına aktarması ve davalının bir önceki %50 kar paylaşımı şeklinde yapılan OPET işinden olan kar payını ödememesi olduğunu, davalı tarafından 03/07/2007 tarihinden önce yapılan ortak işler için 62.770,00-TL toplam tutarlı çek ödediğini, davalının Gemsan’ın kalan işini kendisinin tamamladığını ve bu iş ile ilgili paraların büyük çoğunluğunun daha önceden ödendiğinden ve davalının bu paraları kendisine aktardığından zarar ettiğini, işçi tazminatlarını dahi kendisi ödemek zorunda kaldığını, davalı tarafın hurda malzemeleri davalıya verip parasal değeri olan malzemeleri kendi uhdesinde bıraktığını beyan ederek davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … ANA DOSYA BAKIMINDAN ;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
-472.636,78-TL’nin 19/09/2007 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
-Fazlaya ilişkin talebin reddine;
KARŞI DAVA BAKIMINDAN,
1-Davanın REDDİNE;
BİRLEŞEN KOCAELİ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2010/141 ESAS SAYILI DOSYASI BAKIMINDAN;
1-Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
-30.000,00-TL’nin dava tarihinden itibaren 31.439,90-TL’nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı şirketten tahsili ile davacıya ödenmesine,
-Islahla talep edilen fazlaya ilişkin talebin reddine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı-karşı davacı, birleşen davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sayın mahkemenin davacı davasını kısmen kabul etmesi, karşı davayı reddetmesi, birleşen davayı tam olarak kabul etmesi gerekirken kısmen kabul etmesi isabetli olmadığını; YILSEL’den, davalıya aktarılan paraların bir kısmı YILSEL’in üstlendiği işe sarf edildiği ve bakiyyesinden fazlasının YILSEL’e iade edildiği ortadayken ve ayrıca bilirkişi heyeti tarafından bu paranın ödenmeye başlandığı tarih (10.01.2007) esas alınarak bu para akşının borç olamayacağı, tarafların aralarındaki anlaşma gereği işlerin yürütülmesinden kaynaklanacağı değerlendirilmesine rağmen, sonuç bölümünde davalının tespit ve bulgulara aykırı olarak sebep ve saikinin analaşılmasına imkan olmayarak davacı karşı davalı YILSEL’in davalıdan 472.636,78.TL alacak talep edebileceğine dair tespitini kabul edip bu bedele hükmetmenin doğru olmadığını; davalı dava konusu … plakalı aracı kullandığını ikrar ettiği halde sayın mahkeme bu ikrara rağmen ve savunmayı aşar şekilde “davalı-karşı davacı şirkete ait olan aracın Yıl Sel adına çalıştığına dair delil ve belge de ibraz edilmediği gerekçesiyle davayı reddettiğnii; bu yönüyle de karar hukuka aykırı olup buna itiraz ettiklerini; birleşen dava yönünden; ticari defter ve belgelerin sunulmaması, düzenli kayıt işlemlerinin yapılmadığı anlaşılmasına rağmen tamamen afaki kabullerle davacı karşı davalının iddiaları kabul edildiğini ve hukuksuz karar verildiğini; davacı karşı davalı (birleşen davanın davalısı) ticari defter ve kayıtlarını sunmadığı için bilirkişilerce birleşen davanın alacağı hesap edilmediği gibi raporlara itirazların dikkate alınmadığını; sayın mahkemenin kabulüne göre davacı / karşı davalının davası kısmen kabul edilip itiraz kısmen kaldırıldığına göre kısmen reddedilen yön bakımından davalı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmemesi yasaya aykırı olduğunu; ana dava bakımından yargılama giderlerine davanın kabul ve red oranına aykırı olarak hüküm tesis edildiğini; birleşen dava bakımından reddolunan kısım bakımından davalı şirket lehine daha az vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, mahkemece 39.101,07. TL ilam vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı-karşı davalı, birleşen davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ana dosya yönünden, dosyada toplanan tüm deliller şahit ifadeleri dikkate alındığında alacak miktarının daha fazla olduğunun ortada olduğunu; birleşen dava yönünden, bilirkişilerin hesaplarını kabul etmediklerini; bilirkişi raporuna yaptıkları itirazların dikkate alınmadığını; faiz taleplerinin sayın mahkemece kabul edildiğinden, ana dosyadaki red vekalet ücretinin 3.400,00 TL olması gerekirken, sayın mahkemece sanki faizler reddedilmiş gibi 25.845,94 TL aleyhimize vekalet ücretine hükmedildiğini; sayın mahkemenin kararı bu yönü ile de hatalı olduğunu beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davalı-karşı davacı, birleşen davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde değindikleri hususları tekrar ettiklerini beyan ile; istinaf istemlerinin reddine, karar verilmesini, talep ederiz.
DELİLLER: Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/09/2020 Tarih – 2014/346 Esas – 2020/340 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl, karşı ve birleşen dava; adi ortaklığın tasfiyesine ilişkindir.
Mahkemece, asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne, karşı davanın reddine karar verilmiş, karara karşı taraf vekilleri istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davalı birleşen ve karşı davacı ile dava dışı Opet .. A.Ş. arasında 18/04/2005 tarihinde sözleşme imzalandığı, sözleşme gereğince yapılacak işin yapımının davalı birleşen ve karşı davacının, işin koordinasyonunun da davacı-karşı ve birleşen davalının yapılması ve elde edilecek kârın %50 oranında paylaşılması konusunda taraflar arasında sözlü sözleşme yapıldığı; davacı-karşı ve birleşen davalı ile dava dışı Gemsan … A.Ş. arasında tank ve boru imalat ve montaj işi için sözleşme yapıldığı, sözleşme gereğince yapılacak işin yapımının davacı birleşen ve karşı davalının yapması, davalı-karşı ve birleşen davacının ekipmanlarının kullanılması ve elde edilecek kârın %50 oranında paylaşılması konusunda taraflar arasında sözlü sözleşme yapıldığı; asıl davada davacının gönderdiği paralardan ödenmeyen kısmın tahsilinin, karşı davada … plaka sayılı aracın kullanımından kaynaklanan alacağın tahsilinin, birleşen davada ikinci işte elde edilen kârın ödenmesinin talep edildiği, ilk derece mahkemesince, asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne, karşı davanın reddine karar verildiği karara karşı taraf vekillerinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
1-İddiaların ileri sürülüş biçimine ve davacının cevaba cevabı ile davasını ıslah etmesine göre taraflar arasında adi ortaklık kurulduğu, tarafların adi ortaklıktan doğan alacaklarını talep ettikleri, uyuşmazlığın adi ortaklığın masraflara katılma ve kâr payı dağıtımına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Adi Ortaklık 6098 sayılı TBK’nın 620. maddesinde; “Adi ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir” şeklinde tanımlanmıştır. Adi ortaklığın sona ermesi sebepleri de Kanun’un 639. maddesinde sayılmış olup “ortaklık sözleşmesinde öngörülen amacın gerçekleşmesi veya gerçekleşmesinin imkansız duruma gelmesi” sona erme sebepleri arasında sayılmıştır.
Adi ortaklığın amacının gerçekleşmesi veya gerçekleşmesinin imkansız duruma gelmesi ile sona eren adi şirketin tasfiyesi gerekir.
Tasfiye 6098 sayılı TBK’nın 642 vd. maddelerinde düzenlenmiştir.
Tasfiye usulünü düzenleyen 6098 sayılı TBK’nın 644. maddesine göre; “Ortaklığın sona ermesi hâlinde tasfiye, yönetici olmayan ortaklar da dâhil olmak üzere, bütün ortakların elbirliğiyle yapılır. Ancak, ortaklık sözleşmesinde, ortaklardan biri tarafından kendi adına ve ortaklık hesabına belirli bazı işlemlerin yapılması öngörülmüşse, bu ortak, ortaklığın sona ermesinden sonra da o işlemleri tek başına yapmak ve diğerlerine hesap vermekle yükümlüdür.
Ortaklar, tasfiye işlerini yürütmek üzere tasfiye görevlisi atayabilirler. Bu konuda anlaşamamaları hâlinde, ortaklardan her biri, tasfiye görevlisinin hâkim tarafından atanması isteminde bulunabilir.
Tasfiye görevlisine ödenecek ücret, sözleşmede buna ilişkin bir hüküm veya ortaklarca oybirliğiyle verilmiş bir karar yoksa tasfiyenin gerektirdiği emek ile ortaklık malvarlığının geliri göz önünde tutularak hâkim tarafından belirlenir ve ortaklık malvarlığından, buna imkân bulunamazsa, ortaklardan müteselsilen karşılanır.
Tasfiye usulüne veya tasfiye sonucunda her bir ortağa dağıtılacak paya ilişkin olarak doğabilecek uyuşmazlıklar, ilgililerin istemi üzerine hâkim tarafından çözüme bağlanır”.
Aynı kanunun kazanç ve zararın paylaşımı başlıklı 643. maddesinde ise “Ortaklığın borçları ödendikten ve ortaklardan her birinin ortaklığa verdiği avanslar ile ortaklık için yaptığı giderler ve koymuş olduğu katılım payı geri verildikten sonra bir şey artarsa, bu kazanç, ortaklar arasında paylaşılır.
Ortaklığın, borçlar, giderler ve avanslar ödendikten sonra kalan varlığı, ortakların koydukları katılım paylarının geri verilmesine yetmezse, zarar ortaklar arasında paylaşılır.” hükmü yer almaktadır. Katılım payı olarak bir şeyin mülkiyetini koyan ortak, ortaklığın sona ermesi üzerine yapılacak tasfiye sonucunda, o şeyi olduğu gibi geri alamaz; ancak, koyduğu katılım payına ne değer biçilmişse, o değeri isteyebilir. Bu değer belirlenmemişse, geri alma, o şeyin katılım payı olarak konduğu zamandaki değeri üzerinden yapılır (TBK’nın 642. md.).
Keza, aynı kanunun kazanç ve zarara katılma başlıklı 623. maddesine göre de; “Sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa, her ortağın kazanç ve zarardaki payı, katılım payının değerine ve niteliğine bakılmaksızın eşittir.
Sözleşmede ortakların kazanç veya zarara katılım paylarından biri belirlenmişse bu belirleme, diğerindeki payı da ifade eder.
Bir ortağın zarara katılmaksızın yalnız kazanca katılacağına ilişkin anlaşma, ancak katılma payı olarak yalnızca emeğini koymuş olan ortak için geçerlidir.” hükmünü ihtiva etmektedir.
Anılan hükümler ve açıklamalar uyarınca eldeki uyuşmazlık değerlendirildiğinde; taraflar arasında adi ortaklık kurulduğu, tarafların adi ortaklıktan %50 oranında payları olduğu, adi ortaklığın iki iş yaptığı (Gemsan … A.Ş. işinin ortaklık tarafından bitirilip bitirilmediği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık vardır), ancak tarafların adi ortaklığı yukarıda açıklanan hükümler uyarınca tasfiye etmedikleri, 6100 sayılı HMK’nın 31. maddesi uyarınca re’sen, davanın adi ortaklığın tasfiyesi davası olarak kabul edilmesi gerektiği ve tarafların adi ortaklığa ilişkin ortaklık payları nedeni ile alacak talebinde bulunamayacakları ancak tasfiyeden arta kalan kârdan ortaklık payları oranında pay isteyebilecekleri anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince adi ortaklığın tasfiyesi gerçekleştirilip oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, davanın alacak davası olarak kabulü ile hüküm kurulması doğru olmamıştır. Bu nedenle kararın kaldırılması gerekmiştir.
Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş; 6098 sayılı TBK’nın 642. vd. maddelerinde düzenlenen ve Yargıtay 3. H.D. 21/10/2021 tarih, 2021/6796 E., 2021/10534 K. sayılı ilamında belirtilen ve istikrarlı biçimde uygulanan tasfiye usulüne göre adi ortaklığın tasfiyesini gerçekleştirmek ve oluşacak sonuca göre bir karar vermek olmalıdır.
2-Kaldırma nedenine göre diğer istinaf istemleri incelenmemiştir.
3-Gerekçeli karar başlığında; asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı gösterilmemesi 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesine aykırı ise de, bu eksiklik mahallinde her zaman düzeltilebileceğinden eleştirilmekle yetinilmiştir.
Açıklanan nedenlerle; taraf vekillerinin istinaf başvurusunun (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle kabulü ile ilk derece mahkemesinin kararının HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesince kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Tarafların; İlk derece mahkemesinin kararına ilişkin İstinaf Başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-a)-6) maddesi gereğince ESASTAN KABULÜNE,
a-Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 30/09/2020 Tarih – 2014/346 Esas – 2020/340 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
b-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için ilk derece mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
2-İstinaf Karar Harçlarının, talepleri halinde ve ilk derece mahkemesince istinaf edenlere iadesine,
3-İstinaf edenler tarafından yapılan İstinaf başvuru giderlerinin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından değerlendirilmesine,
4-Kararın, 6100 sayılı HMK’nın 359-(4) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-İİK’nın 36-(5) maddesi gereğince Kocaeli 8. İcra Dairesi’nin 16/12/2020 Tarih – 2020/114939 Esas sayılı dosyasına sunulan teminatın yatırana iadesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362-(1)-g) maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.
17/03/2022
…
Başkan …
¸e-imzalıdır.
…
Üye …
¸e-imzalıdır.
…
Üye …
¸e-imzalıdır.
…
Katip …
¸e-imzalıdır.
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*