Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/369 E. 2021/1991 K. 22.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/369 – 2021/1991
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/369
KARAR NO : 2021/1991

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :…
ÜYE :…
ÜYE :…
KATİP :…

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :24/09/2020
NUMARASI :2019/76 Esas – 2020/320 Karar

DAVACI :BETATRANS LOJİSTİK İNŞAAT SANAYİ TİCARET ANONİM ŞİRKETİ –
VEKİLİ :Av. …
DAVALILAR :1-DENİZ FAKTORİNG A.Ş. -…
VEKİLİ :Av. …
:2-DEMİR REKLAMCILIK MEDYA ORGANİZASYON OYUN HİZMETLERİ SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. –
DAVA :Çek istirdatı
DAVA TARİHİ :18/02/2019

KARAR TARİHİ :22/11/2021
KR. YAZIM TARİHİ :07/12/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Yapı ve Kredi Bankası A.Ş.’ye ait … çek seri numaralı 11.09.2018 keşide tarihli 18.000,00 TL değerindeki çekin zayi (kaybolma- çalınma) olması nedeniyle Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesinde çekin iptali için dava açıldığını, yargılama devam ederken çekin, davalı Demir Reklamcılık Medya Org. Oyun Hizm. San. ve Tic. Ltd. Şti. ile yapılan faktoring sözleşmesi uyarınca diğer davalı Deniz Faktoring A.Ş. tarafından 11.09.2018 tarihinde ibraz edildiğini, Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/396 E. sayılı dosyasında davacı tarafa çeki ibraz edene veya edenlere karşı istirdat davası açılması için süre verildiğini, bu nedenle işbu davaya açtıklarını, konuyla ilgili olarak Körfez Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, soruşturmanın devam ettiğini, davalı Deniz Faktoring A.Ş. tarafından davacı aleyhine, dava konusu çeke dayalı olarak İstanbul 31. İcra Müdürlüğü’nün 2018/33647 E. nolu dosyası ile icra takibi başlatıldığını, çek üzerindeki imzaya, borca, faiz ve tüm ferileriyle birlikte itiraz ettiklerini, söz konusu itirazın İstanbul 11. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/882 E. sayılı dosyası ile derdest olduğunu, istirdadı istenen çekin arkasındaki, davacı şirkete ait olduğu iddia edilen cirodaki imzanın ve kaşenin, davacıya ait olmadığını, ciro zincirinde bulunan dava dışı Hisar Etiket Tektil San. Tic. Ltd. Şti.’ye ait olduğu iddia edilen ciro beyanının da söz konusu şirkete ait olmadığını, bu açıdan çekin davacı şirket tarafından ciro edilmediği gibi hiç bir zaman dava dışı Hisar Etiket Tekstil San. Tic. Ltd. Şti.’ye de geçmediğini, hamil olduğunu iddia eden davalı Demir Reklamcılık Medya Oyun Hiz. Ltd. Şti.’e ait imzaların bilinmediğini, çekin arkasındaki ciro beyanları ile kaşelerin hepsinin sahte olduğunu, davalı Deniz Faktoring A.Ş.’nin, İstanbul 11. İcra Hukuk Mahkemesinin 2018/882 E. sayılı dosyasına sunmuş olduğu 30.01.2019 tarihli “Cevap Dilekçesinde” diğer davalı ile genel faktoring sözleşmesi imzaladıklarını, istirdata konu çekin de bu kapsamda alındığını ve takibe konulduğunu, ancak birden çok borçludan çeklerin çalıntı olduğuna ilişkin geri dönüşler alındığını ve çeklerin çalınması sebebiyle birçok savcılık şikayetine konu edildikleri bilgisi üzerine, çeklerin çalıntı olabileceğinin değerlendirildiğini ve davaya konu icra dosyasının vazgeçilmek suretiyle 28.09.2018 tarihinde kapatıldığını beyan ettiklerini, davalıların her ikisinin de tacir olduğunu, her tacirin, ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiğini, hamil olduğunu iddia eden davalı Demir Reklamcılık Medya Tic. Ltd. Şti.’nin Hisar Etiket Tekstil San. Tic. Ltd. Şti’ den çeki devir alırken, kaşesinin üzerinde imzası olan kişinin şirketin gerçekten yetkili temsilcisi olup olmadığını araştırmak zorunda olduğunu, Demir Reklamcılık Medya Tic. Ltd. Şti. çeki ciro ile devralırken, basiretli iş adamı gibi davranmış ve imzası bulunan kişiden yetki belgesi, imza sirküsü vb. istemiş olsaydı çek üzerinde bulunan imza ve kaşelerin sahte olduğunu kolaylıkla görebileceğini, yine diğer davalı Deniz Faktoring A.Ş.’nin de genel faktoring sözleşmesi kapsamında hamil olduğunu iddia eden Demir Reklamcılık Medya San. Ltd. Şti. adına çeki devreden kişinin şirketin yetkili temsilcisi olup olmadığını basiretli bir iş adamından beklenen özenle araştırmak zorunda olduğunu, eğer gerekli özeni göstermiş olsaydı söz konusu çeklerdeki ciro kayıtlarının en azından şüphe uyandıracak şekilde uydurma olduğunu göreceğini, bütün bunları yapmayan, hamil olduğunu iddia eden Demir Reklamcılık Medya San. Tic. Şti. ile Deniz Faktoring A.Ş.’nin kötüniyetli olduğunun tartışmasız olduğunu, hamil olduğunu iddia eden Demir Reklamcılık Medya San. Tic. Şti ile dava dışı Hisar Etiket Tekstil San. Tic. Ltd. Şti ve davacının herhangi bir ticari ilişkisinin bulunmadığını beyanla; davacının elinden rızası dışında çıkan Yapı ve Kredi Bankası A.Ş.’ye ait … Çek Seri Numaralı 11.09.2018 keşide tarihli 18.000,00 TL değerindeki çek hakkında önleyici tedbir olarak ödemeden men yasağı verilmesi ile çekin istirdadına ve davacının çekin meşru hamili olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Deniz Faktoring A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı ile diğer davalı Demir Reklamcılık Medya Organizasyon Oyun Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında imzalanan genel faktoring sözleşmesi kapsamında ciro yoluyla tevdi alınan dava konusu çeke ilişkin müvekkili tarafından İstanbul 31. İcra Müdürlüğü’nün 2018/33647 E. sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, davacı tarafından açılan davanın davalı yönünden reddi gerektiği, davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olduğunu, davalının alacağı tevsik eden belgelere binaen faktoring işlemi yaptığını ve dava konusu çeki usulüne uygun olarak ciro yolu ile tevdi aldığını, davacının açtığı dava ile çekteki imzanın sahte olması sebebiyle dava konusu çekin istirdadını talep ettiğini, davalı ile diğer davalı Demir Reklamcılık Medya Organizasyon Oyun Hizmetleri San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında 13.06.2018 tarihinde genel faktoring sözleşmesi mevcut olduğunu, bu sözleşme çerçevesinde dava konusu çekin 13.07.2018 tarihli alacak bildirim formu ve çek senet tevdi bordrosuna istinaden ciro yoluyla davalı şirkete intikal ettiğini, davalı şirketin iktisap ettiği dava konusu çekteki ciro silsilesinde, çeki veren kişinin, devralınan faturada alacaklı gözüken kişi ve bu kişiden bir önceki cirantanın da faturadaki borçlu ile aynı olduğunu, fatura ile kambiyo senedi arasındaki tutarların uyumlu olduğu hususlarında gerekli araştırmaları yaparak çeki iktisap ettiğini, davalının 6361 sayılı kanuna uygun olarak faktoring işlemi yaptığını, çekin iktisabında kötü niyeti ve ağır kusuru bulunmadığını, TTK’nın 792. maddesi gereğince davalı yönünden davanın reddi gerektiğini, davalının dava konusu çeke ilişkin faktoring işlemi yaptığı sırada çeke ilişkin herhangi bir menfi kayıt bulunmadığını, çekin davalıya 13.07.2018 tarihinde intikal ettiğini, Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/396 E. sayılı dosya nezdinde verilen ödeme yasağı kararının ise 19.07.2018 tarihli olup, çekin faktoring işlemine tabi tutulduğu tarihten sonra olduğunu, davalının çekin çalındığından haberdar olmasının da mümkün olmayıp davalıya kötü niyet atfedilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, dava konusu çekin konu edildiği icra takip dosyasından taraflarınca vazgeçilmek suretiyle kapatıldığını, çekin icra müdürlüğü kasasında bulunduğunu, ciro imzasının sahte olması halinde dahi bu hususun tek başına çekin istirdadına yeterli olmayacağını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Açılan davanın reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu faktoring sözleşmesinin 13/06/2018 tarihinde yapıldığını ve davalı fatroring şirketinin naylon/sahte fatura ve çalıntı çeki, 13/07/2018 tarihinde yani 2015 tarihli Faktoring Yönetmeliğinin yürürlüğe girmesinden sonra devraldığını, bu nedenle davalı faktoring şirketinin yükümlükleri yerine getirip getirmediği, faktoring mevzuatı özellikle 2015 tarihli Faktoring Yönetmeliği hükümlerine göre belirlenmesi gerektiğini, Yargıtayın emsal kararlarına rağmen, yerel mahkemenin bu yönetmeliği hiç görmemesi ve değerlendirmemesinin usul ve esas bakımından eksik ve hatalı olduğunu, davalı Faktoring Şirketinin, 6361 sayılı Kanun veya 2015 tarihli Faktoring Yönetmeliğinde açıklandığı şekilde çeki iktisap etmemesinin onun aynı zamanda TTK m. 792 uyarıncada kötüniyetli veya ağır kusurlu olduğunu, davalı faktoring şirketinin dava konusu çeki iktisap etmesinde kötüniyetli veya ağır kusurlu olup olmadığı öncelikle 6361 sayılı Kanun ve özellikle 2015 tarihli Faktoring Yönetmeliği ile diğer ikincil mevzuata (genelge, tebliği vb.) belirlenmesi gerekirken yerel mahkemenin bu yönde hiç bir araştırma ve değerlendirme yapmadan karar vermesinin eksik ve hatalı olduğunu, yerel mahkemenin davalı faktoring şirketinin “kötüniyetli veya ağır kusurlu olduğunun” davacı tarafça ispat edilmediği gerekçesinin eksik ve hatalı değerlendirmeye dayandığını, işbu dava kapsamında ön inceleme ve karar duruşması da dahil olmak üzere hiçbir duruşmasına katılmayan davalı faktoring şirketi lehine AAÜT gereği ayrıca vekalet ücretine hükmedildiğini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı faktoring şirketinin alacağı tevsik eden belgelere binaen faktoring işlemi yaptığını ve dava konusu çeki usulüne uygun olarak ciro yolu ile tevdi aldığını, davalı şirketin dava konusu çeke ilişkin faktoring işlemi yaptığı sırada çeke ilişkin herhangi bir menfi kayıt bulunmadığını, davacı her ne kadar dava konusu çekteki imzanın kendisine ait olmadığını iddia etmekte ise de, bu iddia iyi niyetli hamil olan davalı yönünden çekin iadesini gerektiren bir durum olmadığını belirterek; istinaf başvurusunun reddine, yerel mahkeme kararının onanmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24/09/2020 tarih, 2019/76 Esas – 2020/320 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, TTK’nin 792. maddesine dayalı olarak açılan çek istirdadı istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş, karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dosya kapsamı delillere göre; davacı, dava konusu çekin kargoda kaybolduğunu, ödemeden men kararı aldıklarını, ancak çekin davalı faktoring şirketi tarafından icra takibine konulduğunu, faktoring şirketinin yeterli istihbarat yapmadan bu çeki temlik almakla ağır kusurlu sayılması gerektiğini iddia ederek istirdat talebinde bulunmuş, davalı ise, çekin kanuna uygun olarak gerçekleştirilen faktoring işlemi çerçevesinde temlik alındığını, çalıntı iddiasının kendilerine karşı ileri sürülemeyeceğini zira çekin temlikinde ağır kusurlu ve kötüniyetli olmadıklarını savunarak davanın reddini talep etmiş mahkemece, çekin iadesine yönelik koşulların gerçekleşmediği gerekçeli ile davanın reddine karar verilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6361 sayılı Finansal Kiralama Faktoring ve Finansman Şirketler Kanunu’nun 9/2. maddesine göre; “faktoring şirketi kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilemeyen alacaklar ile kurulaca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir alamaz ve tahsilini üstlenemez.”
04.02.2015 tarih ve 29257 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “faktoring işlemlerinde uygulanacak usul ve esaslar hakkında yönetmelik” 8/1 maddesinde ise; “faturalı alacağa istinaden kambiyo senedi veya diğer senetlerin alınması halinde alınan kambiyo senedi veya diğer senetteki ciro silsilesinde kuruluşa kambiyo senedi ve diğer senedi ciro edip veren kişinin, devralınan faturada alacaklı olarak gözüken kişi ve bu kişiden bir önceki cirantanın veya keşidecinin de faturadaki borçlu ile aynı kişi olması gerekir. Fatura ile kambiyo senedi veya diğer senetteki tutarın uyumlu olmasına dikkat edilir” düzenlemesine yer verilmiştir.
Bu açıklamalar karşısında somut olayın değerlendirilmesine gelince, dava konusu çeki davalı Faktoring şirketine cirolayarak temlik eden cirantanın sunulan faturada alacaklı olarak görülen, bir önceki cirantanın ise faturada borçlu olarak görünen şirket olduğu, fatura ile çek bedelinin de uyumlu bulunduğu dosya içeriğinden anlaşılmış ve böylece dava konusu çekin 6361 sayılı Yasanın 9/2 ve yukarıda sözü edilen yönetmeliğin 8. maddesi hükmüne uygun şekilde faktoring şirketine devredilmiş olduğu görülmüştür.
Öte yandan, dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı T.T.K.’nun 790. maddesine göre; “cirosu kabil bir çeki elinde bulunduran kişi, son ciro beyaz ciro olsa bile kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı takdirde yetkili hamil sayılır”.
Eldeki davada dava konusu çekte lehtardan hamile ciro silsilenin tam olduğu, herhangi bir kopukluk bulunmadığı anlaşıldığından davalı Denizbank Faktoring A.Ş.’nin yetkili hamil olduğunun kabulü gerekir.
6102 sayılı TTK’nın 792. maddesine göre; “çek herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddesine göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çek geri vermekle hükümlüdür.”
6361 sayılı Yasanın 9/2 maddesi hükmü ve yukarıda sözü edilen yönetmeliğin 8. maddesi, faktoring şirketlerine, kambiyo senetlerine dayalı olsa bile temlike konu alacağın bir mal veya hizmet satışından doğduğunu fatura ile tevsik etme ve kambiyo senedi ile faturanın uyumlu olduğunu araştırma yükümlülüğünü yüklemiş, 6102 sayılı TTK’nın 790. maddesi ise ciro silsilesinde dış görünüş itibari ile kopukluk olup olmadığını inceleme yükümlülüğünü yüklemiştir. Faktoring şirketlerine bunların dışında daha fazla yükümlülük yükleyen bir mevzuat hükmü bulunmamaktadır.
Somut olay bakımından 6102. sayılı T.T.K.’nun 792. maddesi gereğince davalı Deniz Faktoring A.Ş.’nin dava konusu çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu hususunda davacı tarafça yeterli ve inandırıcı delil sunulamadığından, mahkemece davanın reddine karar verilmesi ve davada haklı çıkan, kendisini de vekil ile temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmetmesi usul ve yasaya uygun bulunduğundan başvurunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Mahkemece, gerekçeli karar başlığında; taraf vekillerinin adreslerinin yazılmamış olması, 6100 sayılı HMK’nın 297-(1)-b) maddesine aykırı olmakla birlikte sonuca etkili olmadığından, kaldırma nedeni yapılmamış ve bu hususa eleştiri getirilmekle yetinilmiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davacı istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 4,90 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda miktarı itibariyle KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/11/2021


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip ….
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*