Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/366 E. 2021/1984 K. 22.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/366
KARAR NO : 2021/1984

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :01/10/2020
NUMARASI :2019/171 Esas – 2020/345 Karar

DAVACI :SOMPO SİGORTA A.Ş. –
VEKİLİ :Av. … –
DAVALILAR :1-KARAN YAPI PROJE VE İNŞAAT SAN. TİC. LTD. ŞTİ. –
VEKİLİ :Av. …
:2-… (T.C.No:…) –
DAVA :Tazminat
DAVA TARİHİ :19/10/2018

KARAR TARİHİ :22/11/2021
KR. YAZIM TARİHİ :08/12/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirkete Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı Karan Yapı Proje ve İnş. Tic. Ltd. Şti’ ye ait … plakalı aracın …’un sevk ve idaresinde iken 14/06/2017 tarihinde … plakalı araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu çok araçlı yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini ve söz konusu hasar nedeniyle zarara uğrayan araç hasiplerine 60.177,00-TL hasar tazminatı ödendiğini, kaza tutanağından da görüleceği üzere sigortalı araç sürücüsünün alkollü olduğunu ve söz konusu kazaya sigortalı araç sürücüsünün Kocaeli ili, İzmit İlçesi, Gazanfer Bilge bulvarı iniş istikametinde Santral Aile Hekimliğine 30 metre kala virajda direksiyon hakimiyetini kaybederek önce dava dışı … plakalı motosiklete ardından … plakalı araçlara çarparak sebebiyet vermesi sebebiyle kusurlu olduğunu, … plakalı araç sahibine rücu edilmesi gerektiğinin tespit edildiğini, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının sigortacının sigortalısına rücu hakkını düzenleyen B4 hükmü uyarınca söz konusu kazada ehliyetsiz ve alkollü olan sürücünün kazanın gerçekleşmesinde ağır kusurlu olduğunu ve Genel Şartlar B4 hükmünde şartların gerçekleştiğini beyanla dava tarihinden itibaren yasal faizi ile 60.177,00-TL tutarlı alacağın davalılardan rücuen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Karan Yapı Proje ve İnşaat San. Tic. Ltd. Şti. vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı şirketin aracın sürücüsü …’un ehliyetsiz ve alkollü olduğu iddiasının gerçek dışı olduğunu, sürücünün ehliyeti olduğunu, Kocaeli İl Emniyet Müdürlüğü Trafik Denetleme Şube Müdürlüğü personeli polis memurları tarafından hazırlanan Ölümlü/Yaralanmalı Trafik Kazası Tespit Tutanağı’na göre davaya sebebiyet veren trafik kazasının 14.06.2017 günü 11:40’ta meydana geldiğini, sürücü …’un kazanın gerçekleşmesinden sonra kaza mahalline 200 – 250 metre mesafede bulunan Kocaeli Devlet Hastanesi’nde kan değerlerinin ölçüldüğünü, yani kazanın hemen akabinde …’ un derhal Devlet Hastanesinde bulunduğunu, kazanın meydana geliş saati ile istem saati arasında geçen süre 49 dakika olmasına rağmen, kaza sonrası yaşanan travma, emniyet yetkililerinin olaya müdahalesi ve yapılması zorunlu açıklamalar/gereken prosedür, hastaneye intikal, hastanedeki başvuru işlemleri göz önüne alındığı zaman; istemin en kısa sürede/ivedilikle yapıldığının anlaşıldığını, rapora göre başvurucunun “negatif, alkolsüzdür” durumunun tespit edildiğini, ilgili raporda …’un Etanol (mg/dl) değerinin 25 olarak ölçüldüğünü, normal kabul edilen referans aralığının ise 0-50 bandı olduğunu, rapordaki 25 mg/dl değerin alkol kullanımı ile alakalı olmadığını, kronik şeker hastalığı ile alakalı olduğunu, alkol değerinin diyabet hastalığının sonucu olduğunu, kazanın meydana geldiği Gazanfer Bilge Bulvarından aşağı yönde kamyon tipi araçların inişinin yasaklanması, bu duruma ilişkin yamaç başına uyarı levhaları konularak kamyon tipi araçların başka istikametten inişinin yönlendirilmesi; 2017 yılının Eylül ayında gerçekleştirilmiş bir husus olduğunu, 2017 yılının Eylül ayında Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından Tuana Evleri’nden Erenler Cedit Konutlarına dönen viraja, Erenler Cedit Konutları önündeki Dörtyol ağzına, Akçakoca Evlerinin karşısına denk gelen viraja ve Ana Kavşağın yanındaki üst geçidin hemen üstüne olmak üzere 4 adet uyarı levhası yerleştirildiğini, kazaya karışan aracın tamamen kusurlu olduğu iddiasının gerçek olmadığını, trafik sigortası genel şartlarının B.4 maddesinde belirtilen ve sigortacının halefiyetine imkan sağlayan toplam 7 bentte sayılan durumların hiçbirinin işbu davada gerçekleşmediğini, davalıya ait aracın da karıştığı kaza neticesinde meydana gelen olayların; toplumsal yaşam, ticaret hayatı, günlük gereksinimler, ulaşım ihtiyacı gibi yaşamın sirkülasyonu içerisinde gerçekleşebilme rizikosu bulunan olaylar olduğunu, sonucunda ağır bir hastalık veya ölüm haricinde; dava konusu kaza gibi basit yaralanmalar ve hafif maddi hasarların oluştuğu trafik kazalarının günlük yaşamda her sürücünün, yayanın başına gelebilecek riskler olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … tarafından davaya cevap verilmediği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Açılan davanın reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kazada, alkollü olan sigortalı araç sürücüsünün kazanın gerçekleşmesinde ağır kusurlu olması nedeniyle davacı … şirketinin … plakalı araç sahibi ve sürücüsüne karşı rücu hakkının söz konusu olduğunu, yerel mahkemenin kazanın alkolün etkisi ile gerçekleşmediği yönünde vermiş olduğu kararın kanuna ve hukuka aykırı olduğunu, yerel mahkemenin sigortalı araç sürücünün kazanın meydana gelmesindeki trafik kurallarına aykırı davranışı nedeniyle kusurlu bulunmasının başlı başına ağır kusur veya kast anlamına gelmeyeceği, araç sürücüsünün kural ihlalinin rücu şartı kapsamında ağır kusur sayılamayacağından rücu koşullarının gerçekleşmediği yönündeki kanaatinin yerinde olmadığını belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; yerel mahkemede rücu şartlarının oluşup oluşmadığı konusunda içerisinde nörolog bulunan bilirkişi heyetinden rapor alındığını, söz konusu heyetin raporuna göre kazanın münhasıran alkolün etkisi ile oluşmadığı ve yolun %18 eğimli olmasının kazada etkili olduğu gibi hususlara değinildiğini, ayrıca sürücü …’un alkollü olduğu yönündeki hiçbir iddiayı davanın başından beri kabul etmediklerini, çünkü sürücünün ağır diyabet (şeker) hastası olduğunu, kullandığı ilaçlar nedeniyle kanında yapılan testlerde de etanol değerinin yüksek çıktığının görüldüğünü, bu yüzden sürücü …’un alkol aldığı iddiasını kabul etmemekle birlikte bir an için kendisinin kaza sırasında alkollü olduğunu varsaysak dahi kazanın sadece alkol etkisiyle oluşmadığının açık olduğunu, kazanın oluşumunda başkaca etkenlerin olması sebebiyle sigorta şirketinin rücu hakkı doğmadığını belirterek; istinaf başvurusunun reddine, yerel mahkeme kararının onanmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/10/2020 tarih, 2019/171 Esas – 2020/345 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı … tarafından ZMSS kapsamında sigortalanan aracın ehliyetsiz ve alkollü olarak kullanıldığı, zorunlu sigorta poliçesi genel şartlarına aykırı davranıldığı iddiasıyla üçüncü şahıslara yapılan ödemenin rücuen davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş, karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda; davacı … tarafından eldeki dava sigorta sözleşmesinin tarafı olan araç maliki ile sürücüye yönelik açılmış, rücu nedeni olarak da sigorta ödemesine sebebiyet veren araç sürücüsünün, alkollü, ehliyetsiz ve ağır kusuruna dayanılmış, mahkemece, her iki davalı yönünden rücu koşullarının gerçekleşmemesi nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
1-Davacı istinaf sebepleri yönünden yapılan inceleme de;
Sigortacının rücu hakkı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 95-(2) maddesinde düzenlenmiş olup, anılan maddede; “Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigorta ettirene başvurabilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarının B.4. maddesinde sigorta ettirene rücu halleri düzenlenmiş olup, buna göre;
“-Tazminatı gerektiren olayın, sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş olması,
-Tazminatı gerektiren olayın, aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip ya da ehliyetine geçici/sürekli el konulmuş kimseler tarafından sevk edilmesi veya trafik kurallarının ihlali sonucunda meydana gelmiş olması,
-Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelmiş olması,
-Tazminatı gerektiren olayın, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya patlayıcı, parlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilakı yüzünden meydana gelmiş olması,
-Sigortalının rizikonun gerçekleşmesi halinde bu genel şartların B.1. maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmemesinden dolayı zarar ve ziyan miktarında bir artış olması,
-Tazminatı gerektiren olayın aracın çalınması veya gasp edilmesi sonucunda olması halinde, çalınma veya gasp edilme olayında sigortalının kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurlu olduğunun tespit edilmesi,
-Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin, tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halleri” rücu sebebi olarak kabul edilmiştir.
Öte yandan, ZMMS Poliçesi Genel Şartları’nın B.4-(d) maddesi hükmü uyarınca da; tazminatı gerektiren olayın, işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin alkollü içki almış olmaları nedeniyle aracı güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş bulunmalarından ileri geliyorsa; sigortacı, 3. kişinin zararını karşıladıktan sonra akidi olan kendi sigortalısına rücu edebilir. Davacı sigortacının; aracın alkollü kullanılmış olması nedeniyle; bu aracın neden olduğu kaza sonucu 3. kişiye ödenen sigorta tazminatını talebe hakkı bulunmaktaysa da, bu talebi sigortalı araç sürücüsünün kusur oranına isabet eden miktarla sınırlı olup, ayrıca; münhasıran alkol etkisiyle kazanın meydana gelmiş olması gereklidir.
Hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla; sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez.
Diğer taraftan, eldeki davada, davacı kamyon giremez işaretli yola araç sürücüsünün araç ile girmesi ağır kusur kapsamında kaldığı ileri sürerek rücu talebinde bulunmuştur. Bu nedenle, kazaya sebebiyet veren sürücünün uyarı levhasının varlığına rağmen kazanın gerçekleştiği yolda seyir etmesinin ağır kusur kapsamında kabul edilip edilmeyeceğinin belirlenmesinin gerektiği, zorunlu mali mesuliyet sigortası genel şartları B.4-(a) maddesi uyarınca, rücu nedeni olarak belirlenen ağır kusurun kabulü için “tam kusur” olarak değil, kasta yakın bir kusurun varlığını gerekmektedir.
Bu kapsamda, dosya kapsamı deliller, hükme esas alınan bilirkişi raporu uyarınca, davalı araç sürücüsünün kazaya karışan araç için gerekli olan ehliyetnameye sahip olması, rücu istemine konu kazanın münhasıran alkolün etkisi ile gerçekleşmemesi, bir başka anlatımla, sigorta ödemesine konu kazaya yolun eğimli olmasının etki etmesi ve sürücünün ileri sürülen kusur ihlalinin kasta yakın mahiyetteki kusur niteliğinde bulunmaması nedeniyle mahkemenin rücu koşullarının gerçekleşmediği yönündeki kabulünde isabetsizlik yoktur. Bu nedenlerle, ileri sürülen istinaf sebeplerine göre, ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan davacı istinaf başvurusunun esastan reddi gerektiği değerlendirilmiştir.
2-Kamu düzeni yönünden yapılan inceleme de;
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarının, “Zarar Görenlerin Haklarının Saklı Ttulması ve Sigortacının Sigortalıya Rücu Hakkı” başlıklı B.4.-(1) maddesinde “Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.(Değişik:RG-2/2/2016-29612)Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda kazaya sebebiyet veren sigortalıya rücu edebilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Söz konusu bu düzenlemeye göre; sigorta şirketi tarafından rücu istemi, akidi olan sigortalıya karşı ileri sürülebilecektir. Bir başka anlatımla, davalı sürücü … ile sigorta şirketi arasında sözleşme ilişkisinin bulunmaması nedeniyle bu davalının eldeki davada taraf sıfatı (husumet ehliyeti) bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemece …’a yönelik davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, davalı sürücü yönünden de uyuşmazlığın esasına yönelik değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden kararın kaldırılması gerekmiştir.
Açıklanan bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle esastan reddine, kararın yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle HMK’nın 355, maddesi gereği kaldırılmasına, dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından; dairemizce davanın esası hakkında HMK’nın 353-(1)-b)-2) ve 355 maddeleri gereğince hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere ;
1-Davacının ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle ESASTAN REDDİNE, 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi gereği Kocaeli 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/10/2020 tarih, 2019/171 Esas ve 2020/345 Karar sayılı kararının HMK’nın 353-(1)-b)-2) maddesi gereğince, KALDIRILMASINA,
YENİDEN YARGILAMA YAPILMASI GEREKMEDİĞİNDEN AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE HÜKÜM KURULMASINA,
a)Açılan davanın;
-Davalı … yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
-Davalı Karan Yapı Proje ve İnşaat San. Tic. Ltd. Şti. yönünden esastan REDDİNE,
b)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 1.027,68 TL harcın mahsubu ile bakiye 968,30 TL harcın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacıya iadesine,
c)Davalı Karan Yapı Proje ve İnşaat San. Tic. Ltd. Şti. kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 8.623,01 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı Karan Yapı Proje ve İnşaat San. Tic. Ltd. Şti.’ye verilmesine,
d)Davacı tarafça yatırılan 59,30 TL harç gideri ve dökümü yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
e)Dava açılırken peşin yatırılan avansın kullanılmayan kısmının iadesine,
2-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;
a)İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 4,90 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
c)İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
d)İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
e)İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
f)Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
g)Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362-(1)-b)-2) maddesi gereğince; miktar itibari ile KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/11/2021


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*