Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/346 E. 2021/2037 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/346
KARAR NO : 2021/2037

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :11/09/2020
NUMARASI :2019/843 Esas – 2020/402 Karar

DAVACI :… (T.C.No:…) –
VEKİLİ :Av. …
DAVALI :… (T.C.No:…)
VEKİLİ :Av. … –
DAVA :İstirdat
DAVA TARİHİ :12/09/2019

KARAR TARİHİ :24/11/2021
KR. YAZIM TARİHİ :29/11/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından davacı aleyhine Gebze 4. İcra Dairesinin 2019/40361 esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, icra takibi yapılmadan önce Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/387 D.İş numaralı dosyasında ihtiyati haciz kararı alındığını ve takip kesinleşmesi beklenmeden haciz işlemlerine başlandığını, davacıya yapılan icra takip borcunun davacının alacaklı olduğu Gebze 4. İcra Dairesinin 2019/1686 Esas numaralı dosyasında alacağından tahsil edildiğini, ancak davacının davalıya karşı herhangi bir borcu bulunmadığını, davacının 05/03/2014 tarihinde Altıntaş Turizm ve Otomotiv Ticaret Limited Şirketinde sigortalı olarak çalışmaya başladığını, iş akdinin Ekim 2016’da Altınlas Otomotiv İnşaat Nakliye ve Petrol Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne devredildiğini, davacıya 08/03/2014 tarihinde sözleşme adı altında işten ayrılması halinde 6.000,00 TL cayma bedeli ödeyeceğine ilişkin hukuken herhangi bir geçerliliği olmayan bir evrak ve ödeme kısmı boş bırakılan …senet imzalatıldığını, bilindiği gibi çalışma süresi içerisinde işçiden alınan boş senet ve cezai şart içeren sözleşmelerin hukuken geçersiz olduğunu, davacının 21/04/2017 tarihinde işveren tarafından işten çıkartıldığını, bir an için cezai şart kabul edilecek olsa dahi, işveren feshi olduğundan cezai şart ödeme yükümlülüğü bulunmadığını, davacının işveren tarafından işten çıkartılmasına rağmen imzalatılan senedin boş yerlerinin şirket yetkilileri tarafından doldurularak takibe konulduğunu, Altınlas Otomotiv’de müdür yardımcısı olarak çalışan davalının senet alacaklısı olarak yazıldığını, ancak davacının şirketlere veya senette ismi geçen davalıya herhangi bir borcu olmadığını, iş akdi haksız ve geçersiz olarak feshedilen müvekkili adına davalı şirketlere dava açıldığını, ilk derece mahkemesince verilen hükümde davalı şirketin davacıyı işten çıkardığının tespit edildiğini, kararın Bölge Adliye Mahkemesi kararı ile kesinleştiğini, kararın kesinleşmesi ile birlikte şirket tarafından icra dosyasında kalan bakiyenin ödeneceği zaman bu icra takibinin başlatılmasının da davalının kötü niyetli olduğunu kanıtladığını, davalının SGK’dan çalıştığı şirketlerin listesi istenildiğinde Altıntaş Turizm ve Altınlas Otomotiv ile olan bağının ortaya çıkacağını, davacının borcu olmayan bir parayı ödemesi sebebiyle iş bu davayı açmak zorunluluğu doğduğunu, davacının davalı ile borç doğuran herhangi bir hukuki ilişkisi bulunmadığını, yerleşik Yargıtay kararları gereğince menfi tespit ve istirdat davalarında kambiyo senedi ile takibe geçen alacaklı olduğunu iddia eden davalının kambiyo senedinin altında yatan hukuki ilişkiyi ve borcun varlığını ispatla mükellef olduğunu, tüm bu nedenlerle davacının borçlu olmamasına karşın davacıdan tahsil edilen 8.530,57 TL’nin istirdadına, davalı aleyhine dava konusu miktarın %40’ından az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının iddialarının hiçbirisini kabul etmediklerini, takibe konu bonodan da görüleceği üzere …’ın davalıya borcuna binaen alınan bono vadesi içerisinde ödenmediğinden davalı tarafından ihtiyati haciz başlatıldığını, ihtiyati hacze konu dayanak belgenin geçerli bir kambiyo senedi olduğunu ve davacının iddia ettiği şahıslarla ve vakıalarla alakası olmadığını, davacı …’ın iddiaları incelendiğinde bu iddiaların muhatabının davalı olmadığının anlaşılacağını, davacı tarafın iddialarının, dava dışı 3.kişilere ve dava ile alakalı olmayan belgelere ilişkin olduğunu, iddia edilenlere ilişkin davalının bilgisi ve alakası bulunmadığını, iddialar açısından davalının 3. kişi konumunda olduğunu, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, bununla birlikte; Gebze 4. İcra Dairesinin 2019/40361 Esas sayılı icra takibine dayanak borç 6.000.00 TL bedelli, 15.06.2017 düzenleme tarihli, 24.07.2017 vade tarihli, bonodan kaynaklı kambiyo ilişkisine dayalı olarak başlatılmış bir icra takibi olduğunu, icra takibine konu senedin düzenleme tarihi 15.06.2017 olup davacının işe başlama tarihi olarak belirttiği tarih 05.03.2014 olduğunu, icra takibi senet kambiyo senedinin sağlaması gereken tüm özelliklere sahip olup bu hususta tereddüt bulunmadığını, davacı tarafın iddia ettiği hususların iş hukukunun konusu olduğunu, davalı ile de bir ilgisi bulunmadığını, huzurdaki davanın kambiyo hukukundan kaynaklandığını, senet üzerinde herhangi bir bedel kaydı da bulunmadığını, bu sebeple kambiyo senedi altında yatan sebebi ispat yükünün davacı tarafta olduğunu, zira kambiyo taahhütlerinin soyut borç ikrarını içerdiğini, kambiyo senedinden kaynaklanan talebin geçerliliği, temel ilişkiden kaynaklanan temel talebin ve bununla ilgili olarak taraflar arasında varılmış amaca ilişkin mutabakatın geçerliliğinden tamamen bağımsız olduğunu, kambiyo senedinden doğan talep hakkına kambiyo hukuku, temel talebe ise, bu talebin ait olduğu hukuk kuralları uygulanacağını, yerleşik Yargıtay kararlarında kabul edildiği gibi, bonolara özgü seçimlik unsurlardan birinin de, temel borç ilişkisinden kaynaklanan borcun dayandığı nedenin gösterilmesine yönelik “bedel kaydı” olduğunu, “bedel kaydı”nın kambiyo senedinin ihtiyari kayıtlarından olduğunu, bu kaydın keşidecinin (borçlunun), senedin lehdarından (alacaklıdan) karşı edayı aldığını ispata yaradığını, aslında kambiyo senetleri hukuku yönünden bu kayıtların bir anlamı ve önemi bulunmadığını, çünkü, kambiyo senedinin düzenlenmesiyle, soyut bir borç ilişkisi yaratıldığını, bu nedenle de karşı edimin elde edilip, edilmediğinin önemi de bulunmadığını, temel borç ilişkisinin bir sözcükle senede yansıtılması şeklinde ortaya çıkan bedel kaydının varlığı ya da yokluğunun senedin bono niteliğini etkilemeyeceğini, bedel kayıtlarının daha çok keşideci ile lehdar arasındaki iç ilişki yönünden ve ispat konusunda önem taşıdığını, kişisel def’i nedenlerinin varlığını kanıtlanmasının kolaylaştırdığını, sözü edilen kayıtların özellikle ispat hukuku açısından ilgilileri bağlayıcı nitelikte olduğunu, bedel kaydı içeren bononun lehdarının, artık senedin “kayıtsız ve koşulsuz bir borç ikrarı olduğu” yolundaki soyutluk kuralına dayanamayacağını, ancak takibe konu senet incelendiğinde herhangi bir bedel kaydı bulunmadığının kayıtsız şartsız borç ikrarı içerdiğinin açıkça görüleceğini, bu sebeple davacının istirdat davası açmasında herhangi bir hukuki yarar bulunmadığını, tüm bu sebeplerle haksız, hukuka aykırı davanın ve davacının tüm taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sehven asliye ticaret mahkemesinde ikame edilen davada görevsiz mahkemece kurulan hükmün kaldırılması ve dosyanın görevli mahkemede görülmesi gerektiğini, dava konusu senedin teminat senedi olduğunu, 08.03.2014 tarihinde sözleşme kapsamındaki cayma hükmünün de hukuken geçersiz olduğunu ve icra takibine konu edilemeyeceğini, taraflar arasında her ne kadar kambiyo ilişkisinden bahsedilse de esasen davaya konu senedin işçi-işveren ilişkisi kapsamında imza altına alındığını, bu nedenle tanıkla ispat mümkünken, bu talebin haksız olarak yerel mahkemece reddedildiğini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili tarafından istinaf başvurusuna karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 11/09/2020 tarih, 2019/843 Esas – 2020/402 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı tarafa borçlu olunmadığı iddiasıyla icra baskısı altında ödenen bedelin istirdadı istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Davanın açıldığı mahkemenin uyuşmazlığın çözümü bakımından görevli olması HMK’nın 114/1-c maddesi uyarınca dava şartı olup bu husus aynı kanunun 115/1 maddesi uyarınca resen gözetilir.
Somut olayda; davacı 05/03/2014 tarihinde Altıntaş Turizm ve Otomotiv Ticaret Limited Şirketinde sigortalı olarak çalışmaya başladığını, iş akdinin Ekim 2016’da Altınlas Otomotiv İnşaat Nakliye ve Petrol Ürünleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne devredildiğini, müvekkiline 08/03/2014 tarihinde sözleşme adı altında işten ayrılması halinde 6.000,00 TL cayma bedeli ödeyeceğine ilişkin hukuken herhangi bir geçerliliği olmayan bir evrak ve ödeme kısmı boş bırakılan …senet imzalatıldığını, 21/04/2017 tarihinde işveren tarafından işten çıkartıldığını, davalı tarafından söz konusu senede dayalı olarak müvekkili aleyhine Gebze 4. İcra Dairesinin 2019/40361 esas sayılı dosyasında açılan icra dosyasında; icra takip borcunun müvekkilinin alacaklı olduğu Gebze 4. İcra Dairesinin 2019/1686 Esas numaralı dosyasında alacağından tahsil edildiğini beyanla, eldeki istirdat davasını açtığı, takibe konu 15.06.2017 düzenlenme tarihli, 24.07.2017 ödeme tarihli 6.000,00 TL bedelli bononun keşidecisinin …, lehdarının … olan bono olduğu görülmüştür.
Uyuşmazlık işçi-işveren ilişkileri nedeniyle verildiği iddia edilen bonodan dolayı borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkindir. İşe girerken veya iş akdi devam ederken işveren tarafından işçiden aralarındaki iş akdi ile ilgili olarak alınan senetten dolayı çıkan uyuşmazlıklarda iş hukukunun uygulanması gerekir. Dolayısıyla bu hususlarda yapılacak yargılamada iş mahkemeleri görevlidir. O halde mahkemece, dava şartı (görev) eksikliği nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın esasına ilişkin karar verilmesi usul ve yasaya uygun görülmemiştir.
Açıklanan tüm bu gerekçelerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle kabulüne, diğer istinaf nedenlerinin bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, kararın açıklanan gerekçeler doğrultusunda kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6-3 maddesi gereğince; dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının ilk derece mahkemesinin kararına ilişkin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6-3 maddesi gereğince; yukarıda açılanan hususlara ilişkin olmak üzere ESASTAN KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6-3 maddesi gereğince; Gebze Asliye Ticaret Mahkemesinin 11/09/2020 tarih, 2019/843 Esas ve 2020/402 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın açıklanan eksikliklerin giderilmesi için 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6-3 maddesi gereğince mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf karar harcının talebi halinde ve ilk derece mahkemesi tarafından istinaf edene iadesine,
5-İstinaf eden tarafından istinaf başvurusu için yapılan giderlerin, esas hükümle birlikte ilk derece mahkemesi tarafından yargılama giderleri içinde değerlendirilmesine,
6-Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359/3 maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
7-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Davacının diğer istinaf nedenlerinin kararın kaldırılması nedenine göre bu aşamada incelenmesine yer olmadığına,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6-3 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.24/11/2021


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*