Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/34 E. 2021/1671 K. 11.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/34
KARAR NO : 2021/1671

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :01/07/2020
NUMARASI :2017/765 Esas – 2020/313 Karar

DAVACI :… (T.C. No: …) –
VEKİLLERİ :Av. … –
:Av. … –
DAVALILAR :1-… (T.C. No: …) –
:2-… (T.C. No: …) –
VEKİLİ :Av. … –
DAVANIN KONUSU :Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :18/12/2015
KARAR TARİHİ :11/10/2021
KR. YAZIM TARİHİ :10/11/2021

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 01/07/2014 tarihinde … plakalı 2003 Model AUDİ A4 marka otomobili, araç sahibi olan Altıntepe Otomotiv İnşaat Tekstil Emlak Sanayi ve Tic. Ltd. Şti.’den 43.000,00 TL karşılığında satın aldığını, müvekkilinin söz konusu aracı taksitle satın alma sözleşmesi yaparak satın aldığı tarihte adına tescil ettirmediğini, taksitler bitene kadar aracın Altıntepe Otomotiv adına kayıtlı olmaya devam ettiğini, ancak işbu satım sözleşmesi ile birlikte aracın zilyetliğinin müvekkiline geçtiğini, müvekkilinin daha sonra aracı 18.07.2014 tarihinde davalılardan …’ya 43.500,00TL karşılığında sattığını, müvekkili ile davalılardan … ve …’nun babası …’nun aralarında yaptıkları 18/07/2014 tarihli sözleşme uyarınca; davalı …’nun, aracın satış bedeli olan 43.500,00 TL’nin 5.500,00 TL’sini Renault Laguna marka aracı takasta sayarak müvekkiline bu şekilde ödediğini, kalan 38.000,00 TL için ise; 07/08/2014 düzenleme tarihli, her biri 1.000,00 TL olan 10.08.2014, 10.09.2014, 10.10.2014, 10.11.2014, 10.12.2014, 10.01.2015, 10.02.2015, 10.03.2015, 10.04.2015, 10.05.2015, 10.06.2015, 10.07.2015, 10.08.2015, 10.09.2015, 10.10.2015, 10.11.2015, 10.12.2015, 10.01.2016, 10.02.2016, 10.03.2016, 10.04.2016, 10.05.2016, 10.06.2016, 10.07.2016, 10.08.2016, 10.09.2016, 10.10.2016, 10.11.2016, 10.12.2016, 10.01.2017, 10.02.2017, 10.03.2017, 10.04.2017, 10.05.2017, 10.06.2017, 10.07.2017, 10.08.2017, 10.09.2017, 10.10.2017 ödeme günlü toplam 38 adet senedi tanzim ederek müvekkiline verildiğini, 18/07/2014 tarihli sözleşmenin davalılardan …’nun babası diğer davalı … tarafından müteselsil borçlu olarak imzalandığını, söz konusu tarihli sözleşmenin 7. maddesinde; ‘tanzim ve imza edilen işbu bonolardan herhangi birisinin vadesinde ödenmediği veya protesto olduğu takdirde tüm bonolar adı geçen borçlu tarafından muacceliyet kesbedecektir. Alacaklı borcun tamamını tahsil etme imkanına sahip olacaktır’ denildiğini, satım sözleşmesinin imzalanmasından sonra aracın davalılardan …’ya teslim edildiğini, … tarafından 10.08.2014, 10.09.2014, 10.10.2014 ödeme günlü senetlerin karşılığında 3.000,00 TL müvekkiline ödeme yapıldığını ve senet asıllarının işbu ödemelerin karşılığında kendisine verildiğini, devam eden aylarda müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkilinin davalılardan … ile yaptığı telefon görüşmesinde söz konusu aracı geri getirmesi halinde parayı iade edeceğini taahhüd etmesine karşın; davalılardan …’nun aracı iade etmek istemediğini, aracın tamir masrafına mahsuben 2 adet senedi vermesi halinde aracın masraflarının karşılanacağını belirttiğini, müvekkilinin davalı …’nun bu talebini kabul ettiğini ve söz konusu aylara ilişkin 10.11.2014 ve 10.12.2014 ödeme tarihli 2 adet senedi …’ya aracın tamiri ve değişmesi gereken parçalarına mahsuben 10.02.2015 tarihinde geri verdiğini, müvekkili tarafından ödeme günü gelmesine rağmen ödenmeyen senetlerin iyiniyetten kaynaklı olarak icra takibine konu edilmediğini, söz konusu aracın davalı … tarafından bilerek ve isteyerek uçurumdan aşağı atıldığını, işbu olay neticesinde müvekkilin alacağını tahsil edememesi nedeniyle zararının meydana geldiğini, bu nedenle müvekkilinin sözleşme hükümlerine aykırı davranılması nedeniyle mağdur durumda olduğunu, müvekkilinin daha fazla mağdur olmasının engellenmesi için öcelikle davalılardan … hakkında tespit edilmesi halinde adına kayıtlı araçlara ve tespit edilmesi halinde yine adına kayıtlı gayrimenkullere üçüncü şahıslara devrin önlenmesi adına ihtiyati tedbir şerhinin konulmasını, 33.000,00 TL’nin işlemiş yasal faizleri ile birlikte davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … davacının davalı … aleyhine açtığı davanın reddine, davacının davalı … aleyhine açtığı davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile reddine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kambiyo senetlerinde geçerli olan soyutluk (mücerretlik) ilkesi gereğince, temel sözleşmenin geçersiz olması dava konusu bonoların da geçersiz olduğu anlamına gelmeyeceği, temel hukuki ilişkinin geçersizliğine ilişkin savunma, def’i niteliğinde olup ancak davalılar tarafından ileri sürülebileceği, mahkeme def’i hususunu re’sen dikkate alamayacağını, sözleşmenin davalı … tarafından da imzalandığı ayrıca davalılar yasal süresi içerisinde cevap vermediği halde beyanları doğrultusunda sözleşme incelemesi için dosyanın yerel mahkeme tarafından ATK’ya gönderilmesi; davalının, yerel mahkeme nezdinde sözleşmeyi kendisinin imzaladığı yönündeki beyanının ve davalıların ihtarlı isticvap davetine rağmen duruşmaya gelmemesinin hukuki sonuçlarının göz ardı edilip, salt ATK raporuna dayanılarak davalı … yönünden davanın reddine karar verilmesi hukuka aykırı olduğunu beyan ederek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, tahsilde tekerrür olmamak şartıyla 33.000,00-TL alacaklarının işlemiş yasal faizleriyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
DELİLLER: Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/07/2020 tarih – 2017/765 Esas – 2020/313 sayılı kararı ve tüm dosya dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; harici araç satım sözleşmesinden kaynaklı alacak istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın reddine karar verilmiş karara karşı davacı tarafca istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın yapılan incelemesinde; davacının 01/07/2014 tarihinde … plakalı 2003 Model AUDİ A4 marka otomobili araç sahibi olan Altıntepe Otomotiv İnşaat Tekstil Emlak Sanayi ve Tic. Ltd. Şti.’den 43.000,00 TL karşılığında satın aldığı, davacının söz konusu aracı taksitle satın alma sözleşmesi yaparak satın aldığı bu nedenle adına tescil ettirmediği, davacının daha sonra aracı 18.07.2014 tarihinde davalılardan …’ya 43.500,00TL karşılığında sattığı, yapılan 18/07/2014 tarihli sözleşme uyarınca; davalı …’nun, aracın satış bedeli olan 43.500,00 TL’nin 5.500,00 TL’sini Renault Laguna marka aracı takasta sayarak davacıya bu şekilde ödediği, kalan 38.000,00 TL için ise; 07/08/2014 düzenleme tarihli, her biri 1.000,00 TL olan 10.08.2014, 10.09.2014, 10.10.2014, 10.11.2014, 10.12.2014, 10.01.2015, 10.02.2015, 10.03.2015, 10.04.2015, 10.05.2015, 10.06.2015, 10.07.2015, 10.08.2015, 10.09.2015, 10.10.2015, 10.11.2015, 10.12.2015, 10.01.2016, 10.02.2016, 10.03.2016, 10.04.2016, 10.05.2016, 10.06.2016, 10.07.2016, 10.08.2016, 10.09.2016, 10.10.2016, 10.11.2016, 10.12.2016, 10.01.2017, 10.02.2017, 10.03.2017, 10.04.2017, 10.05.2017, 10.06.2017, 10.07.2017, 10.08.2017, 10.09.2017, 10.10.2017 ödeme günlü toplam 38 adet senedi tanzim ederek davacıya verdiği,18/07/2014 tarihli harici satış sözleşmenin davalılardan …’nun babası olan diğer davalı … tarafından da müteselsil borçlu olarak imzalandığı, sözleşmenin 7.maddesinde; ‘tanzim ve imza edilen işbu bonolardan herhangi birisinin vadesinde ödenmediği veya protesto olduğu takdirde tüm bonolar adı geçen borçlu tarafından muacceliyet kesbedecektir, alacaklı borcun tamamını tahsil etme imkanına sahip olacaktır’ denildiği, satım sözleşmesinin imzalanmasından sonra aracın davalılardan …’ya teslim edildiği, … tarafından, 10.08.2014, 10.09.2014, 10.10.2014 ödeme günlü senetlerin karşılığında 3.000,00 TL davacıya ödeme yapıldığı, diğer senetlerin ödenmediği, bunun yanı sıra aracın da iade edilmediği, iade edilmeyen aracın kullanılmaz hale getirildiği belirtilerek, sözleşme gereğince kendisine verilen bonolar karşılığı ödenmeyen 33.000,00 TL’nin işlemiş yasal faizleri ile birlikte davalılardan müteselsilen ve müştereken tahsil edilmesi için eldeki davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince davanın davalı … yönünden reddine, diğer davalı … yönünden ise pasif husumet ehliyeti yokluğundan reddine karar verilmiş, verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 20/d maddesi; “tescil edilmiş araçların her çeşit satış ve devirleri, satış ve devri yapılacak araçtan dolayı motorlu taşıtlar vergisi, gecikme faizi, gecikme zammı, vergi cezası ve trafik idari para cezası borcu bulunmadığının tespit edilmesi ve taşıt üzerinde satış ve/veya devri kısıtlayıcı herhangi bir tedbir veya kayıt bulunmaması halinde araç sahibi adına düzenlenmiş, tescil belgesi veya trafik tescil kayıtları esas alınarak, noterler tarafından yapılır. Noterler tarafından yapılmayan her çeşit satış ve devirler geçersizdir” hükmünü amir bulunmaktadır.
Belirtilen madde uyarınca araç devrinin noterden yapılması zorunlu olup, bu şart kanuni şekil şartı niteliğinde olmakla, tarafların iradeleri ile değiştirilemez ve kanuni şekil şartına uygun olarak yapılmayan sözleşmeler hükümsüzdür. Bu itibarla geçersiz olan sözleşme taraflar yönünden herhangi bir hak ve borç doğurmaz, bu nedenle geçersiz bir sözleşmenin tarafları, o sözleşme ile yükümlendikleri edimleri yerine getirmekten kaçınabilirler ve sözleşmenin karşı tarafı edimin ifasını talep edemez. Böyle bir sözleşme ancak tarafların sadece aldıklarını karşı tarafa geri vermek yükümlülüğü doğurur. Yine geçersiz bir sözleşme sebebiyle verdiğini geri isteyen taraf sözleşmeden dolayı elinde bulundurduğunu iade ile yükümlüdür ve bu iade kural olarak aynı anda ve karşılıklı yapılmak durumundadır.
Yukarıda belirtildiği üzere somut olayda; … plakalı araç, geçersiz sözleşme ile satışa konmuş olup, davalı …’ya zilyetliğinin devredildiği, ceza soruşturma dosyası kapsamından 11/02/2015 tarihinde araç …’nun zilyetliğinde iken uçurumdan düşerek zarar gördüğü, bu tarihten sonra araç maliki Altıntepe Otomotiv İnşaat Gıda Tekstil Emlak Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi tarafından 18/05/2015 tarihli noterde tanzim olunan sözleşme ile dava dışı Mehmet İzki’ye 5.000,00 TL bedel ile satışının yapıldığı ve aracın hurdaya ayrılarak tescil kayıtlarının kapatıldığı, davacının geçersiz sözleşmeye dayalı olarak ve bu sözleşmeye istinaden tanzim edilen bono bedellerini açıklanan bu durum karşısında davalı …’dan talep hakkı bulunmadığı, aynı nedenle davalı …’nun da davaya konu senetler nedeniyle davacı yana borçlu olmadığının kabulü gerektiğinden yerinde görülmeyen davalı … aleyhine açılan davanın reddine şeklinde karar verilmişse de; davacının dayandığı araç satış sözleşmesi 2918 sayılı kanunun 20/d maddesi uyarınca resmi şekil şartına uyulmaksızın yapıldığından dolayı geçersiz olduğu gibi, taraflar arasında harici araç satım sözleşmesi düzenlendiği konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu durumda; taraflar arasında, … plaka sayılı aracın alım satımı konusunda harici de olsa bir sözleşme düzenlendiği, dayanılan sözleşmede belirtildiği şekilde araç bedelinin ödenmediği, davacının, geçersiz sözleşmeden dolayı vermiş olduğu aracı alması gerekirken bu aracı, aracın davalı tarafça kullanılmaz hale getirilmesi nedeniyle alamaması sonrasında, ilk derece mahkemesince; davacının 33.000,00 TL üzerinden açtığı davada, sözleşmeye konu aracın 6.000,00 TL olan hurda bedelinin davacı tarafça alınması hususu göz önünde bulundurularak, bu miktarın dava edilen miktardan düşülmesi sonrasında davacının 27.000,00 TL alacağının bulunduğunun kabulü ile bu miktar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken, sözleşmeye istinaden tanzim edilen bono bedellerini açıklanan bu durum karşısında davalı …’dan talep hakkı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddedilmesi yerinde görülmemiş, hükmün bu nedenle kaldırılması gerekmiştir.
Davalı … aleyhine açılan davanın ise; soruşturma dosyasına ibraz edilen 18/07/2014 tarihli satış sözleşmesi ile dava dilekçesi ekindeki 18/07/2014 tarihli satış sözleşmesinin farklılık arz ettiği, dava dilekçesi ekinde ibraz edilen sözleşmede alıcı-borçlu kısmında … ve … isimlerinin yazılı olduğu ve tek imzanın bulunduğu, soruşturma dosyasındaki sözleşmede ise yalnız … ismi yazılı olduğu ve tek imza bulunduğu, mahkemece aldırılan ATK raporunda … isminin sonradan sıkıştırılarak ilave edildiğinin bildirildiği, davaya konu bonolarda keşidecinin …, lehtarın … olduğu, …’nun bonolarda da isim ve imzasının bulunmadığı, davalı …’nun araç satış sözleşmesinin tarafı olmaması ve dava konusu bonolarda alacaklı ve borçlu sıfatının bulunmaması nedeniyle pasif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle davanın reddine şeklinde karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle kısmen kabulüne, yerel mahkemenin kararının kaldırılmasına dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından; dairemizce davanın esası hakkında HMK’nın 353-(1)-b)-2) madde gereğince hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere ;
1-Davacının ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KISMEN KABULÜNE, GEBZE ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 01/07/2020 tarih, 2017/765 Esas ve 2020/313 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, HMK’nın 353. maddesi gereğince YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
a-Davacının davalı … aleyhine açtığı davanın pasif husumet yokluğu nedeni ile REDDİNE,
b-Davacının davalı … aleyhine açtığı davanın KISMEN KABULÜ İLE;
27.000,00 TL alacağın dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesini, fazlaya ilişkin talebin reddine,

c-Alınması gereken 1.844,37 TL karar ve ilam harcının 563,56 TL peşin harçtan mahsubu sonucu artan 1.280,81 TL’nin davalı …’dan tahsili ile hazineye irat kaydına,
d-Davacının yaptığı toplam 951,00-TL yargılama gideri ile ATK fatura bedeli olan 310,00-TL’nin toplamı 1.261,00-TL kabul ret oranına göre hesaplanan (%81,82) 1.031,75-TL’nin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
e-14/11/2019 tarihli 7154573658 numaralı ATK fatura bedeli olan 310,00 TL’nin davacıdan tahsili ile ATK’ya ödenmesine,
f-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca hesap ve takdir edilen 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davalı …’dan tahsili ile davacıya ödenmesine,
g-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. 13/1 maddesi uyarınca hesap ve takdir edilen 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile adı geçen davalıya ödenmesine,
h-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan A.A.Ü.T. 7/2 maddesi uyarınca hesap ve takdir edilen 4.080,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan tahsili ile adı geçen davalıya ödenmesine,
ı-Yargılama sonucunda ve re’sen yapılacak gider olmadığı takdirde, gerekirse re’sen yapılacak gider de mahsup edilmek ve 6100 sayılı HMK’nın 333. maddesi gereğince yatırılan avansın kullanılmayan kısmının yatırana iadesine,
2-İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;
a)Davacının yatırmış olduğu istinaf karar harcının talebi halinde ilk derece mahkemesince kendisine iadesine,
b)Davacı tarafından yapılan istinaf başvuru harcı 148,60 TL ve posta gideri 98,00 TL olmak üzere toplam 246,60 TL yargılama giderinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
c)İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
d)Davacı tarafça yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının mahkemesince davacı tarafa iadesine,
e)Kararın 6100 sayılı HMK’nın 359-(3). maddesi uyarınca ilk derece mahkemesince taraflara TEBLİĞİNE,
İlişkin; dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362-(1)-a) maddesi gereğince; miktar itibari ile KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.11/10/2021


Başkan-…
¸e-imzalıdır

Üye-…
¸e-imzalıdır

Üye-…
¸e-imzalıdır

Katip-…
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*