Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/332 E. 2021/2021 K. 23.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/332
KARAR NO : 2021/2021

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :21/10/2020
NUMARASI :2018/249 Esas – 2020/434 Karar

DAVACI :KINACI KARDEŞLER BUZ BRİKET İNŞ. HAF. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
VEKİLİ :Av. … –
DAVALILAR :1-….
:2-… (T.C. No: …) –
VEKİLLERİ :Av. … & Av. …
:Av. … –
DAVANIN KONUSU :İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :04/05/2018

KARAR TARİHİ :23/11/2021
KR. YAZIM TARİHİ :23/12/2021

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, davalılar ….-… ortaklığının Köseköy Kartepe ilinde faaliyet gösteren şantiyesine vermiş olduğu mallardan dolayı 11/10/2017 tarihli, 153356 seri nolu, KDV dahil toplam 16.117,25 TL fatura alacağı bulunduğunu, bu fatura alacağının tahsili için Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü 2018/15245 Esas sayılı dosyası ile her iki davalı aleyhine icra takibi yapıldığını, icra emri ve ekinde bulunan fatura alacağı ile sevk irsaliyelerin davalılara tebliğ edildiğini, davalılar tarafından 29/03/2018 tarihli dilekçe ile takibe itiraz edildiğini ve takibin durdurulduğunu, davalılar tarafından Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü 2018/15245 Esas sayılı dosyasında davalılar tarafından yapılan haksız ve kötüniyetli itirazın iptali ile takibin devamına, müvekkilinin alacaklarının teminat altına alınabilmesi için davalılar adına kayıtlı olan araç ve gayrimenkuller ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarına teminatsız olarak ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Kocaeli Büyükşehir Belediyesi yol inşaatında kullanılmak üzere müvekkil firma tarafından davacı firmadan büz, baca, beton boru satın aldığını, davacının dava konusu ettiği malzemeye ait fatura bedeli dahil davacıya ödendiğini, tahsilinin de 30/04/2018 tarihinde yapıldığını, esasen davacıdan şantiyeye gelen malzemelerin eksik getirilip teslim edildiğini, bu sebeple davacıya borçlu değil aksine şantiye getirilmeyen ve müvekkile teslim edilmeyen malzemeler nedeniyle 21.818,28-TL tutarında evvelce teslim ettiği çeklerin tahsili nedeniyle davacıdan alacağının kaldığını, davacı firma yetkilisi …’nın malzemenin tesliminden çeki aldığı ana kadar bu ticaretin tüm safhalarında dürüst davranmadığını, davalı tarafından eksik gönderilen malların davacı ile görüşülerek bir kısım düzeltmeler yapıldığını, davalı müvekkil firma tarafından Bornova 1. Noterliği’nin 09/10/2017 tarih ve 24741 yevmiye nolu ihtarnamesi ile iade faturasının geri iade edilmesi nedeniyle, faturanın 7 gün içinde cari hesaptan düşülmesinin istendiğini, davanın ve ihtiyati haciz talebinin reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … davanın kısmen kabulü ile davalıların Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü 2018/15245 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile takibin 6.843,00-TL üzerinden devamına, hüküm altına alınan 6.843,00-TL üzerinden %20 icra inkâr tazminatının davalılardan alınıp davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalılar, davacı şirketten alacaklı olmasına rağmen, genel bir dava olan ve takipteki faturalar ile sınırlı bir inceleme yapmak zorunda olmayan yerel mahkeme tarafından, davalıların sonradan kesmiş olduğu ve karşı tarafça da itiraz edilmemiş bulunan 23.705,57 TL’lik, (davacının alacaklı olduğu sonucuna varılan miktarın 3 katından daha fazla) fatura dikkate alınmaksızın, hakkaniyete aykırı karar verildiğini; davalılar, davacı firmadan alacaklı olmasına rağmen borçlu çıkarılmasını netice veren bilirkişi raporlarının davalıların alacaklı olduğuna dair kısımları dikkate alınmamış ve sınırlı inceleme yapılabileceği belirtilerek yasa, usul ve hakkaniyete aykırı karar verildiğini beyan ederek, yerel mahkeme kararının bozulmasına, davanın reddine karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde özetle; emsal Yargıtay kararları uyarınca, itirazın iptali davalarında mevcut faturanın dikkate alınması gerektiğinden, 6.843,00 TL asıl alacak ve bu alacağa işlemiş faizi olan 226,66 TL olmak üzere toplam 7.069,66 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmesinde bir hata olmadığını, bu nedenle davalı vekilinin alacaklı olduğu iddiası geçerli olmayıp, davacı şirket tarafından borçlulara teslim etmiş olduğu mallarla ilgili davalı taraflar ticari defterlerinde birtakım faturaları işlemediği zira ihtilaf da bu işlenmeyen faturalar ve bu mallara ilişkin ödemelerin eksik olması ile ilgili olarak ortaya çıktığını, itirazın iptali davasında, dava konusu 11/10/2017 tarihli 16.117,25 TL’lik fatura olduğu, bu faturaya ilişkin davalı taraflarca dosyaya ödeme belgesi ibraz edilemediğini ayrıca icra takibine konu olmayan ve gerekçeli kararda belirtilen toplam 18.399,82 TL’lik fatura alacaklarıyla ilgili olarak, her türlü dava, talep ve yasal haklarını saklı tuttuklarını beyan ederek, davalı yanın istinaf taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/10/2020 Tarih – 2018/249 Esas – 2020/434 Karar sayılı kararı ve tüm dosya dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, hüküm davalılar tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacının, davalılar ….-… ortaklığının Köseköy Kartepe ilinde faaliyet gösteren şantiyesine vermiş olduğu mallardan dolayı 11/10/2017 tarihli, 153356 seri nolu, KDV dahil toplam 16.117,25 TL fatura alacağı bulunduğu, bu fatura alacağının tahsili için Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü’nün 2018/15245 Esas sayılı dosyası ile her iki davalı aleyhine icra takibi yapıldığı, icra emri ve ekinde bulunan fatura alacağı ile sevk irsaliyelerin davalılara tebliğ edildiği, davalılar tarafından 29/03/2018 tarihli dilekçe ile takibe itiraz edildiği ve takibin durdurulduğu belirtilerek, davalılar tarafından yapılan itirazın haksız ve hukuka aykırı olduğu nedeniyle takibin iptali için eldeki davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince açılan davanın kısmen kabulüne karar verildiği, verilen karara karşı davalılar vekilince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda; ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasa’da delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de; ancak, HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir.
Tarafın ticari defterleri, yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde, lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde, dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Ayrıca davacı defterleri usulüne uygun tutulmuş ve bu defterlerde ödeme kaydına ilişkin davalı lehine bir kayıt var ise, bu durum davalı lehine delil oluşturacaktır.
Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece, davacı alacağının tespitine yönelik olarak davacı ticari defterleri üzerinde SMMM bilirkişisine inceleme yaptırılmış olup, bilirkişi tarafından tanzim edilen rapora göre; ticari ilişkinin varlığına yönelik kayıt içeren defterlere göre, takibe konu edilen faturanın davacı defterlerinde kayıtlı bulunduğu ve fatura borcunun ödendiği, davacının alacağının bulunmadığı tespit edilmiştir. Bir başka anlatımla, davacı ticari defterlerine kayıtlı olan fatura sebebiyle oluşan borç davalı tarafından ödenerek sona erdirilmiştir. Belirlenen bu durum karşısında, davacı tarafından fatura sebebiyle alacağın bulunduğu ispat edilememiş, defter ve kayıtları davalı lehine borcun ödendiğini gösteren delil halini almıştır.
Kötüniyet tazminatı, takibe girişmekte kötüniyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklıya yönelik bir yaptırım niteliğindedir. Anılan yasa hükmüne göre, alacaklının anılan tazminata mahkum edilebilmesi, açıkça, takibin kötüniyetle yapılmış olması koşuluna bağlanmıştır. Hemen belirtmek gerekir ki, alacaklının icra takibini kötüniyetli olarak yaptığı hususu, borçlu tarafından kanıtlanmalıdır. Öğretiye ve Yargıtay uygulamasına göre, alacağının bulunmadığını bildiği veya bilmesi gereken bir durumda olduğu halde, icra takibine girişen alacaklı, kötüniyetli kabul edilir.
Bu bağlamda, davacının tacir sıfatı, davaya konu faturaların kendi ticari defterlerinde tahsil edilmiş olarak kayıtlı olmasına rağmen yapılan takibin dosya kapsamı delillere göre kötüniyetli ve haksız olduğu anlaşılmakla mahkemece davalı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile kavram hatası da yapılarak talebin reddi doğru görülmemiş, bu nedenlerle davalıların istinaf başvurusunun kabulü ile kararın kaldırılarak davalılar lehine kötüniyet tazminatına karar vermek gerekmiştir.
Bu nedenlerle; davalılar vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle kabulüne, yerel mahkemenin kararının davalılar lehine kaldırılmasına dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından; dairemizce davanın esası hakkında HMK’nın 353-(1)-b)-2) madde gereğince hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere ;
1-)Davalıların ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle ESASTAN KABULÜNE, Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21/10/2020 tarih, 2018/249 Esas ve 2020/434 Karar sayılı kararının HMK’nın 353-(1)-b)-2) maddesi gereğince, KALDIRILMASINA, HMK’nın 353-(1)-b)-2) maddesi gereğince YENİDEN HÜKÜM KURULMASINA,
a-Davanın REDDİ ile,
-İİK’nın 67-(2) maddesi gereği davacı takipte haksız ve kötüniyetli olduğundan asıl alacağın (16.826,63-TL) %20’si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
b-Alınması gerekli maktu 59,30-TL karar ve ilam harcının, peşin yatırılan 203,23-TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 143,93-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
c-Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına
d-Davalılar kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
e-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
f-Kullanılmayan gider avansının karar keşinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
2-)İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;
a-İstinaf Kanun Yoluna Başvuru harcının hazineye irad kaydına,
b-İstinaf Karar Harcının talep halinde ilk derece mahkemesince davalıya iadesine,
c-Davalılar tarafından yapılan 148,60-TL İstinaf Kanun yolu masrafı ile 48,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 197,10 TL’nin davacıdan tahsili ile davalılara verilmesine,
d-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
e-Davalıların yatırdığı istinaf gider avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesince davalılara iadesine,
f-Kararın, 6100 sayılı HMK’nın 359-(4) maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/11/2021


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*