Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/328 E. 2021/1964 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/328
KARAR NO : 2021/1964

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/11/2020
NUMARASI : 2018/685 Esas – 2020/459 Karar

DAVACI : … (T.C. NO:…) –

VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … (T.C. NO:…) –
VEKİLİ : Av. …

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/12/2018

KARAR TARİHİ : 18/11/2021
KR. YAZIM TARİHİ : 18/12/2021

İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; dava dışı Tasfiye Halinde Fethiye Kundura Alışveriş Merkezi Ticaret Ltd. Şti.’nin 27/01/2014 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi’nde 13/01/2014 tarihinde tescil edildiği ilan olunan 31/12/2013 tarihli şirket müdürlerince alınan kararla tasfiyesine karar verildiğini, tasfiye işlerini yürütmek üzere aynı zamanda şirket ortağı olan davalı …’ın tasfiye memuru olarak atandığını, davacının şirket ortaklarından olan …ın oğlu ve davalının yeğeni olduğunu, davacının söz konusu şirkette uzun yıllar çalıştığını, şirketin tasfiye sürecine girdikten sonra iş akdinin işveren tarafından haksız ve hukuka aykırı olarak feshediliğini, davacının iş akdinin haksız ve hukuka aykırı olarak feshedilmesi ve işçilik hak ve alacaklarının ödenmemesi üzerine dava dışı şirket aleyhine Kocaeli 6. İş Mahkemesi’nin 2014/333 Esas sayılı dosyası ile işçilik alacakları davası açtığını, davacının yargılama neticesinde Kocaeli 2. İcra Müdürlüğü’nün 2016/13160 Esas sayılı dosyası ile takip başlattığını, takibin kesinleşmesi üzerine alacağın tahsili için tasfiye halindeki şirket aleyhine haciz taleplerinde bulunulduğunu ancak bugüne kadar tasfiye halindeki şirketin kayda değer hiçbir malvarlığına ulaşılamadığını belirterek davanın kabulü ile Kocaeli 6. İş Mahkemesi’nin 05/10/2016 tarih 2014/333 Esas 2016/897 Karar sayılı kararı ile davacı lehine hükmedilmesine, 5.423,25 TL brüt kıdem tazminatının akdin feshi tarihi olan 12/02/2011 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte, 2.081,52 TL brüt ihbar tazminatının 100,00 TL’lik kısmının 03/07/2014 tarihinden itibaren, 1.981,52 TL’lik kısmının 27/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 4.649,55 TL brüt fazla çalışma ücretinin 100,00 TL’lik kısmının 03/07/2014 tarihinden itibaren, 4.549,55 TL’lik kısmının 27/05/2016 tarihinden itibaren yasal faizden aşağı olmamak üzere işleyecek bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı ile birlikte 429,90 TL brüt genel tatil ücretinin 100,00 TL’lik kısmının 03/07/2014 tarihinden itibaren, 329,90 TL’lik kısmının 27/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden az olmamak üzere bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı ile birlikte, 719,71 TL brüt hafta sonu çalışma ücretinin 100,00 TL’lik kısmının 03/07/2014 tarihinden itibaren, 619,71 TL’lik kısmının 27/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden az olmamak üzere bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı ile birlikte, Kocaeli 6. İş Mahkemesi’nin 2014/333 Esas sayılı dosyasında yapılan 1.067,92 TL yargılama giderinin karar tarihi olan 05/10/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaların yerinde olmadığını, davalının kendisine yüklenen edimlerini etkisiz olarak yerine getirdiğini, aksinin iddia edilse dahi şirketin yeterli mal varlığı bulunmadığından söz konusu ödemeleri yapamayacağının aşikar olduğunu, davacı tarafı, davalının akrabası olduğu, şirketin maddi durumunun mal varlığının olmadığının açıkça bilmesine rağmen bu yolu izleyerek davalıyı külfet altına sokmak istediğini, mal varlığı olmayan şirketin ödeme yapamayacağını bilmesine rağmen tasfiye memurunun üzerine gidilmeye çalışmasının kötü niyetli hareket olduğunu, davacı tarafın müvekkilinin tasfiye memuru olduğu şirketten bağımsız başka bir tüzel kişilik olan Fethiye Kundura Giyim Tekstil ve Dış Ticaret Ltd. Şti.’de hisse sahibi olmasını kendi lehine yorumlamaya çalıştığını, söz konusu şirketin davalının tasfiye memuru olarak seçildiği şirketin tasfiye kararı almasından evvel kurulduğunu, tasfiye memurunun sorumluluğuna dair davalar için öngörülen zamanaşımı süresinin dolduğunu, davalıya usulüne uygun tebligat yapılmadığını, davacı tarafın, davalı ve şirket ortalarının akrabası olduğunu, bu itibarla şirketle ve davalıya ilgili iddialarını öğrendiği tarihin sonrasında olduğu beyanına itibar edilemeyeceğini belirterek hukuka aykırı ve yasal dayanaktan yoksun olan talepler ile davanın reddine, karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … Davanın KABULÜ ile; 14.371,85 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; değerlendirilmesi gereken hususların; şirketin aktif-pasif mal varlığının bulunup bulunmadığı ve şirketin mal varlığı var ise öncelikli olan diğer alacaklılara ödeme yapılmasından sonra davacı alacaklıya herhangi bir bedel kalıp kalmayacağı olduğunu; gerekli araştırmalar yapılmadığını; hükme esas bilirkişi raporunun hatalı olduğunu; hükümde yer alan miktara bakıldığında davacı tarafın talebi hakkında tam kabul kararı verilmediği görülmekte olduğunu; davalı lehine vekalet ücreti hükmedilmesi gerekirken bu hususun da gözardı edildiğini beyan ile; yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; davalının tasfiye memuru olarak atandığı şirketin ticari defter ve belgelerini usulüne uygun tutmadığı hatta söz konusu defter ve belgeleri ibrazdan kaçındığı sabit olmasına rağmen tamamen soyut ve gerçek dışı beyan ve iddialarla tasfiye halindeki şirketin malvarlığının bulunmadığı bu nedenle sorumluluğuna gidileme yönündeki iddiaların kabul edilebilir olmadığını; davalı tasfiye memurunun kendisinden beklenen özeni gösterdiğini ispat etmesi gerekirken gerekli özeni gösterdiği yönündeki tamamen soyut ve gerçek dışı beyan ve iddialara itibar edilmesi mümkün olmadığını bu nedenle; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiğini; dava dilekçesinde Kocaeli 6. İş Mahkemesi’nin ilamına uygun olarak talepte bulunulmuş ise de faiz talebi yönünden dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesinin yerinde olmadığını; faize ilişkin taleplerimizin hiç değilse TTK uyarınca reeskont avans faizine hükmedilmesi veya en azından faiz başlangıç tarihinin iş mahkemesi ilamının takibe konulduğu tarihten itibaren hükmedilmesinin gerektiğini beyan ile; yerel mahkeme kararının faiz başlangıç tarihine ve türü yönünden kaldırılmasına, karar verilmesini, talep ederiz.
DELİLLER: Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/11/2020 Tarih – 2018/685 Esas – 2020/459 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
DAVA; tasfiye memurunun sorumluluğuna dayalı tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili ve katılma yoluyla davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İstinaf incelemesi HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf sebepleri ile sınırlı olarak ve kamu düzeni yönünden yapılmıştır.
Dosyanın incelemesinde; davacı, davalının tasfiye memuru olduğu Tasfiye Halindeki Fethiye Kundura Alışveriş Merkezi Ticaret Ltd. Şti.’den işçilik alacakları için açtığı davada, Kocaeli 6. İş Mahkemesi’nin 05/10/2016 tarih, 2014/333 E. 2016/897 K. sayılı kararı ile lehine verilen kararın İstanbul BAM 26. HD.nin 20/04/2017 tarih, 2017/84 E. 2017/411 K. sayılı kararı ile kesinleştiği, ilamın Kocaeli 2. İcra Dairesi’nin 2016/13160 E. Sayılı dosyası ile takibe konulduğu, davalı tasfiye memurunun tasfiye aşamasında alacağı için pay ayırmadığı, aynı iş yerinde aynı iş kolunda faaliyet gösteren dava dışı Fethiye Kundura Giyim Tekstil ve Dış Tic. Ltd. Şti.’ye ortak olduğu gerekçesi ile eldeki davayı açtığı davalının davanın reddini istediği, mahkemece 19/03/2020 tarihli bilirkişi raporu alındıktan sonra davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı taraf vekillerinin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Uyuşmazlık; davacının dava dışı şirketten olan alacağı yönünden tasfiye memuru olan davalının sorumluluğunun doğup doğmadığı noktasındadır.
Davacının alacaklı olduğu Tasfiye Halindeki Fethiye Kundura Alışveriş Merkezi Ticaret Ltd. Şti.’nin 13/12/2013 tarihinde tasfiye kararı aldığı, tasfiye memuru olarak davalının atandığı, kararın 13/01/2014 tarihinde ilan edildiği görülmektedir.
6102 sayılı TTK’nın 643 maddesi uyarınca, anonim şirketlerin tasfiyesine ilişkin 536 vd. maddeleri limited şirketlerde de uygulanır.
6102 sayılı TTK’nın Tasfiye aşamasında alacaklıların korunması ve çağrılmasına ilişkin 541. Maddesine göre; “(1) Alacaklı oldukları şirket defterlerinden veya diğer belgelerden anlaşılan ve yerleşim yerleri bilinen kişiler taahhütlü mektupla, diğer alacaklılar Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde ve şirketin internet sitesinde ve aynı zamanda esas sözleşmede öngörüldüğü şekilde, birer hafta arayla yapılacak üç ilanla şirketin sona ermiş bulunduğu konusunda bilgilendirilirler ve alacaklarını tasfiye memurlarına bildirmeye çağrılırlar.
(2) Alacaklı oldukları bilinenler, bildirimde bulunmazlarsa alacaklarının tutarı Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nca belirlenecek bir bankaya depo edilir.
(3) Şirketin, henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçlarını karşılayacak tutarda para notere depo edilir; meğerki, bu gibi borçlar yeterli bir şekilde teminat altına alınmış veya şirket varlığının pay sahipleri arasında paylaşımı bu borçların ödenmesi şartına bağlanmış olsun.
(4) Yukarıdaki fıkralarda yazılı hükümlere aykırı hareket eden tasfiye memurları haksız olarak ödedikleri paralardan dolayı 553 üncü madde uyarınca sorumludur.”
Bu hükümlerden anlaşıldığı üzere; şirketin henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçlarını karşılayacak tutarın ise notere depo edilmesi gerekmektedir. Davacının, dava dışı şirket aleyhine Kocaeli 6. İş Mahkemesi’nin 2014/333 Esas sayılı dosyası ile işçilik alacakları davası açtığı açık olmakla, davacının bu davadan kazanacağı muhtemel ve teminat altına alınmayan alacak için TTK’nın 541-(3) maddesi uyarınca tasfiye memurunun borcu karşılayacak tutarda parayı notere depo etmesi gerekmektedir. Hükme esas alınan 19/03/2019 tarihli bilirkişi raporunda belirtildiği üzere; davalının anılan hüküm uyarınca işlem yapmadığı, dava dışı şirketin banka hesaplarında para transferleri olmasına rağmen davacı için pay ayrılmadığı anlaşılmakla, davalının davacının zararından sorumlu olduğu görülmektedir. Bu nedenle ilk derece mahkemesi kararının esas yönünden usul ve yasaya uygun olduğu sonucuna varılmıştır.
Diğer yandan, dava dışı şirket hakkında aynı alacak için Kocaeli 2. İcra Dairesi’nin 2016/13160 E. sayılı icra takip dosyasının derdest olduğu, eldeki dava sonucunda aynı alacağın iki kez tahsil edilmesi sonucunu doğuracak şekilde karar verildiği, eldeki davada tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından kararın kaldırılarak yeniden hüküm verilmesi gerekmiştir.
Açıklanan bu nedenlerle; taraf vekillerinin istinaf başvurularının reddine, kararın 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi gereğince kamı düzeni gereğince kaldırılmasına, dosyada toplanacak başkaca delil bulunmadığı anlaşıldığından ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirir bir hususta bulunmadığından; dairemizce davanın esası hakkında HMK’nın 353-(1)-b)-2) madde gereğince hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Tarafların İSTİNAF BAŞVURULARININ AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE;
1-)Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/11/2020 Tarih – 2018/685 Esas – 2020/459 Karar sayılı kararının HMK’nın 355. maddesi gereğince kamu düzeni gereğince KALDIRILMASINA,
YENİDEN YARGILAMA YAPILMASI GEREKMEDİĞİNDEN AŞAĞIDAKİ ŞEKİLDE HÜKÜM KURULMASINA,
a-Davanın KABULÜ ile;
14.371,85 TL’nin “Kocaeli 2. İcra Dairesinin 2016/13160 E. Sayılı icra takip dosyası” ile tahsilde tekerrür olmayacak şekilde dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b-Alınması gerekli 981,74 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 245,44 TL harcın mahsubu ile kalan 736,30 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
c-Davacı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince hesaplanan 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d-Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL başvurma harcı ve 245,44 TL peşin harç ki toplam 281,34 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
e-Davacı tarafından yapılan 95,35 TL müzekkere ve tebligat giderleri ile 1.000,00 TL bilirkişi ücreti ki toplamı 1.095,35 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
f-HMK’nın 120. maddesi gereğince davacı tarafından yatırılan gider avansından karar kesinleşene kadar yapılacak masraflar mahsup edilerek arta kalan miktar olduğu taktirde karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,

2-)İstinaf incelemesi yönünden harç ve yargılama masrafları;
Davacı Yönünden
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken harç peşin alındığından, yeniden alınmasına yer olmadığına,
Davalı Yönünden
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 981,74 TL İstinaf Karar Harcından, istinafa gelirken peşin alınan 246,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 735,74 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
3-)İstinaf Kanun Yoluna Başvurma Harçlarının hazineye gelir kaydına,
4-)İstinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların, istinaf edenler üzerinde bırakılmasına,
5-)İstinaf edenler tarafından yatırılan, istinaf avansından kullanılmayan kısmın HMK’nın 333. maddesi uyarınca; ilk derece mahkemesince istinaf edenlere iadesine,
6-)İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-)Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-)Dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/11/2021


Başkan …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Üye …
¸e-imzalıdır.

Katip …
¸e-imzalıdır.

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*