Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/324 E. 2021/2052 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/324 – 2021/2052
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/324
KARAR NO : 2021/2052

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :….
ÜYE :….
ÜYE :…
KATİP :…

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :27/11/2020
NUMARASI :2020/12 Esas – 2020/527 Karar

DAVACI :TEMUROĞLU İÇECEK GIDA VE İHTİYAÇ MADDELERİ İÇ VE DIŞ TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ -..
VEKİLİ :Av….
DAVALI :ANADOLU ANONİM TÜRK SİGORTA ŞİRKETİ –
VEKİLİ :Av. …
DAVA :Tazminat
DAVA TARİHİ :08/01/2020
KARAR TARİHİ :24/11/2021
KR. YAZIM TARİHİ :29/11/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 08/09/2019 tarihinde davacı şirkete ait … plaka sayalı araç ile … plakalı aracın çarpması sonucu davacının aracının ağır hasar aldığını, davalı şirketin davacının aracını kasko poliçesi ile teminat altına aldığını, ancak şirkete yapılan yazılı tazmin talebinin gereği yerine getirilmediğini, arabuluculuk görüşmesinin de anlaşmazlıkla sonuçlandığını, hasarlanan aracın onarım bedelinin, hasar tespit ve tazminine ilişkin davacının 10/09/2019 tarihinde davalı sigorta şirketine başvurduğunu, davalı sigorta şirketinin hasarı tespit maksatlı 24/09/2019 tarihinde sigorta eksperi …’u ekspertiz maksatlı görevlendirdiğini, davacının aracındaki hasar onarım bedeli tespiti için görevlendirilen sigorta eksperi …’dan raporunun celp edilerek davacının aracındaki hasar bedelinin uzman bilirkişice değerlendirilmesini, davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı aracın üzerinde Türkiye İş Bankası Kocaeli Şubesinin rehin alacağı bulunduğunu, yargılama sırasında rehin alacaklısı dain-i mürtehin İş Bankası Kocaeli Şubesinin muvafakati alınması gerektiğini, aksi takdirde davacının dava ehliyeti bulunmayacağından dava ehliyeti dava şartı yokluğundan davanın reddini talep ettiğini, hasarın teminat dışı olduğunu, sigortalı davacının bahse konu kaza sebebiyle meydana gelen zararın tazmini talebinden feragat ettiğini, davalı şirketin sorumluluğu bulunmadığından davanın reddini talep ettiğini, davacı sigortalı aracını kullandığı iddia edilen sürücünün olay yerini terk ettiğini, polis gelmeden ve kaza tespit tutanağı tanzim edilmeden olay yerinden alelacele kaçtığını, karşı araç sürücü ve yolcusunun ifadeleri ile kamera görüntüleri kolluk tarafından incelenerek davacının aracının kazaya karıştığı tespit edildiğini, kolluk tarafından yapılan soruşturma neticesinde davacının aracını kullandığı iddia edilen … adına trafik kazası sonrası kaza tespit tutanağı düzenlenmeden olay yerinin terk edilmesi sebebiyle trafik cezası tanzim edildiğini, davacı sigortalının aracını kullandığı iddia edilen sürücünün olay yerini terk etmesi, polis çağırmadan araç ile birlikte olay yerinden firar etmesi sebebiyle polis tarafından trafik kazası tespit tutanağının tanzim edilememesi sebebiyle dava konusu talep kasko sigortası genel şartları gereğince teminat dışı olup davacı taleplerinin tümden reddi gerektiğini, kasko poliçesi teminat dışında kalan davacının tüm taleplerinin fahiş derecede yüksek olduğunu, araç üzerinde keşif sureti ile bilirkişi incelemesi yapılmasını, aracın tamiri yapılmış ise tamir faturasının sunulması için davacı tarafa kesin mehil verilmesini ve arcın tamir bedelinin bilirkişi marifeti ile tespit edilmesini, gerçek hasarın hesap edilmesi ve zararın sigorta poliçesi teminatı kapsamında kalıp kalmadığının tespiti ile hasarın kasko sigorta poliçesi teminatı kapsamında olduğunun kabulü halinde müvekkil sigorta şirketinin ödemekle yükümlü olduğu bedeli kusurlu 3. şahıslara rücu hakkını kullanabilmesi amacıyla kazaya karşın araçların kusur oranlarının da tespiti için sigorta hukuku uzmanı ve trafikçi makine mühendisi bilirkişi heyeti tarafından incelemesi yapılmasını talep ettiğini, yargılama sırasında yaptırılacak bilirkişi incelmesi sonucunda davacının talebinin kasko poliçesi teminat kapsamında olduğunun tespiti halinde ise müvekkil şirketin rücu haklarını kullanabilmesi bakımında dosyanın kazaya karışan diğer araç olan … plakalı aracın trafik sigortacısı Mapfre Sigorta A.Ş.’ye ihbar edilmesini talep ettiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin emsal gösterdiği Yargıtay kararına konu olayın, bu dava konusu kazadan farklı olmakla, bu dosyaya emsal olarak gösterilmesine itiraz ettiğini, yerel mahkemece hiçbir resmi sıfatı olmayan kıymeti kendinden menkul Siar araştırma şirketini ve raporunu kesin delil saymasına davacının ifadesi diye sundukları beyanları, savcılığa verdiği gerçek ifadesiyle denk tutup, bunların çelişkisinden bahsetmesine itiraz ettiğini, yerel mahkemenin gerekçesinde kaza anında alkollü olmadığını ispatlamasını davacı şirkete ait araç sürücüsünden beklemesine itiraz ettiğini belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kararın miktar itibari ile kesin olması sebebiyle yerel mahkeme tarafından verilen hükümde davacı tarafa istinaf hakkı tanınmasının hatalı olup, bu hususun resen dikkate alınarak kararın miktar itibari ile kesin olduğunun kabulü ile davacının istinaf talebinin usulden reddine karar verilmesini, davacı sigortalının aracını kullandığı iddia edilen sürücü …’un olay yerini terk etmesi, polis çağırmadan araç ile birlikte olay yerinden alelacele firar etmesi sebebiyle polis tarafından trafik kazası tespit tutanağının tanzim edilememesi sebebiyle dava konusu talep Kasko Sigortası Genel Şartları A.5.10. maddesi gereğince teminat dışı olup davacı taleplerinin tümden reddi gerektiğini belirterek; istinaf başvurusunun reddine, yerel mahkeme kararının onanmasına, karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 27/11/2020 tarih, 2020/12 Esas – 2020/527 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince somut olayda davacı şirket yetkilisinin sigorta şirketine verdiği dilekçede; aracın hızlı olduğunu, dönüş yaparken karşı araca arkadan çarptığını ve durduğunu, çarpan araçtan 4-5 kişinin indiğini, Sapanca’nın sakıncalı bir bölge, can güvenliği söz konusu olduğu için olay yerini terk ettiğini belirttiği ancak; kollukta verdiği ifade de aracın kendi aracının sağ arka kısmına vurması neticesinde aracın sarsıldığını, aracına çarpan BMW aracın yoluna devam ettiğini,ilerde durup aracına baktığında hasar meydana geldiğini, diğer aracın kaza mahallinden ayrıldığı için kendisinin de buradan ayrılıp yoluna devam ettiğini beyan ettiği görüldüğünden, davacı şirkete ait aracın sürücüsünün yaralanmadığı ve yapılan kazada can güvenliğini tehlikeye atacak hiç bir durum olmadığı halde, olay yerinden ayrılması, kazanın oluş biçimi ve meydana geldiği saat gözetildiğinde; haklı sebeple olay yerini terkin ötesine geçen bir durum olduğu ve aksi durumu ispat yükünün, davacı sigortalıya geçtiği , davacıya ait araç sürücüsünün kaza anında alkollü olmadığı ve zararın poliçe teminatı kapsamında kaldığı dosyadaki mevcut deliler ile ispatlanamadığından; davanın reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mal sigortaları türünden olan kasko sigortasının teminat kapsamını belirleyen KSGŞ A/1 maddesine göre; gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketli bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile 3. kişilerin kötüniyet ve muziplikle yaptıkları hareketler ile fiil ehliyetine sahip olmayan kişilerin yol açacağı zararlar, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bütününün sigortanın teminat kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.Diğer taraftan, poliçe tanzim tarihi ve olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nın 1409/1 maddesi uyarınca, sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı maddenin 2. fıkrası hükmüne göre, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5. maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir. İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte sigortalı, Kasko Poliçesi Genel Şartları’nın A.5. maddesi ve TTK 1446/2 maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde imiş gibi ihbar ederse ispat yükü yer değiştirip oluşan rizikonun teminat içinde kaldığının ispat yükü sigortalıya geçer.
Somut olayda, davacı vekilinin 08.09.2019 tarihinde saat 00.15, saat 04:30 sıralarında meydana gelen ikili kazadan sonra müvekkilin sürücüsünün, aracına çarpan tam kapasite yolcusu bulunan dava dışı araçtakilerin ve sürücüsünün baskısı sonucu olay yerini terk etmek zorunda kaldığını bu nedenle müvekkiline ait araçta meydana gelen hasarın poliçe teminatı kapsamında olduğunu ileri sürdüğü anlaşılmaktadır.
Olay tarihinde geçerli olan KSGŞ’nın A.5.10. maddesinde, “zorunlu haller (tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma vb) hariç olmak üzere bu maddenin 5.4 ve 5.5 nolu bendlerdeki ihlaller nedeniyle, sürücünün kimliğinin tespit edilmesini engellemek için kaza yerinden ayrılma” denilmek suretiyle, maddede ifade olunan haller ile benzer haller dışında olay yerini terkin, zararın teminat dışı olmasına yol açacağı kabul edilmiştir.
Yukarıda belirtilen kanun ve sigorta genel şartları gereğince, kural olarak zararın teminat dışı olduğunu ispat yükü, davalı sigortacıda bulunsa da; somut olayın özellikleri dikkate alındığında, davacının tek taraflı kazada, can güvenliğini tehlikeye atacak hiçbir durum olmadığı halde, sigorta poliçesini almak üzere olay yerinden ayrılması, kazanın kolluk birimine bildirilmemesi, çekicinin davacı dışında başka bir şahıs tarafından talep edilmesi, kazanın oluş biçimi ve meydana geldiği saat gözetildiğinde, haklı sebeple olay yerini terk etmenin ötesine geçen bir durum bulunduğu ve sürücünün kim olduğunun, kaza anında alkollü ve ehliyetsiz olmadığını ispat yükünün davacı sigortalıya geçtiğinin kabulü gerekmektedir.
Taraflar arasında güven ve iyiniyet esasına dayanan sigorta sözleşmelerinde, gerek sigortalının gerekse sigortacının haklarını kullanırken ve yükümlülüklerini yerine getirirken iyiniyetle hareket etmesi; rizikonun gerçekleşmesinden sonra doğru ihbar yükümlülüğü altında bulunan sigortalının, bu yükümlülüğüne uyup uymadığının saptanmasında da bu ilkenin göz önünde tutulması gerekmektedir.
Sonuç olarak, 2918 Sayılı Karayolu Trafik Kanunu’nun 81.maddesi uyarınca kazaya karışanlar, kazayı; yetkili ve görevli memurlara bildirmek, bunlar gelinceye kadar veya bunların iznini almadan kaza yerinden ayrılmamak zorundadır.
Kasko Genel Şartları, teminat dışında kalan zararlar başlığı altında düzenlenen 5.10.Zorunlu haller (tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma vb) hariç olmak üzere bu maddenin 5.4 ve 5.5 nolu benlerdeki ihlaller nedeniyle, sürücünün kimliğinin tespit edilmesini engellemek için kaza yerinden ayrılması. 
01.04.2013 tarihinde yürürlüğe giren Kasko Genel Şartlar A.5.10.maddesi “Zorunlu haler(tedavi ve yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeni ile uzaklaşma vb) hariç olmak üzere bu maddenin 5.4 ve 5.5 nolu bentlerindeki ihlaller nedeni ile sürücünün kimliğinin tespit edilmesini engellemek için kaza yerinden ayrılması” teminat dışı hal olarak düzenlenmiştir.
Mahkemece, gerekçeli karar başlığında; davalı ile taraf vekillerinin adreslerinin yazılmamış olması, 6100 sayılı HMK’nın 297-(1)-b) maddesine aykırı olmakla birlikte sonuca etkili olmadığından, kaldırma nedeni yapılmamış ve bu hususa eleştiri getirilmekle yetinilmiştir.
Eldeki uyuşmazlıkta davacı vekili tarafından araç sürücüsünün,can güvenliği nedeniyle kaza yerinden ayrılmak zorunda kaldığının ileri sürüldüğü ancak, davacı sürücüsünün beyanlarının çelişkili ve davacının bu iddiasını ispat etmeye yeterli ve inandırıcı bulunmadığı, davacı tarafından olay yerinin zaruri nedenlerle terk edildiğinin ispat edilemediği, buna göre Kasko Genel Şartlar A.5.10. maddesi uyarınca talebin teminat dışında kaldığı anlaşıldığından,dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, hükme esas alınan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre,usul ve yasaya uygun ilk derece mahkemesi kararına yönelik; davacı vekili tarafından yapılan istinaf itirazları yerinde görülmemiş ve başvurunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca; davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 4,90 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302/5 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda miktarı itibariyle KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/11/2021

….
Başkan…
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Üye ….
¸e-imzalıdır


Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*