Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/310 E. 2021/2001 K. 22.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/310
KARAR NO : 2021/2001

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :13/11/2020
NUMARASI :2020/113 Esas – 2020/487 Karar

DAVACI :…. –
VEKİLİ :Av. … –
DAVALI :YUNUSCAN İNŞAAT HARFİYAT NAK. TUR. GIDA. SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ. –
VEKİLİ :Av. … –
DAVA :Rücuen Tazminat (Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ :12/06/2018

KARAR TARİHİ :22/11/2021
KR. YAZIM TARİHİ :08/12/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafa ait ve davacı şirket nezdinde… nolu ihtiyari mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı bulunan… plaka sayılı araç sürücüsünün 13/12/2017 tarihinde Kocaeli İl Emniyet Müdürlüğü’ne ait … nolu M Tipi Plaka Tanıma Sistemi (PTS) ağına çarparak 287.553,16 TL’lik hasara uğramasına sebebiyet verdiğini, ayrıca kazada başka araçlarında hasar gördüğünü, meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası sonucunda davacı şirketin trafik sigortacısı olan Ray Sigorta A.Ş’nin ödediği meblağın üstü olan Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na 24/04/2018 tarihinde 86.260,78 TL hasar tazminat bedeli ödemek zorunda kaldığını, KTK 81,95 Trafik Sigortası Genel Şartlarının B-4-a ve ç İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarının 4-a ve d maddesi uyarınca “trafiği tehlikeye sokacak şekilde gabari kurallarına aykırı ve taşınan damperin açık şekilde bilinçli taksir ve trafik kurallarının ağır kusuru ile ihlal etmek, Trafik Sigortası Genel Şartlarının B.4/f maddesi uyarınca sürücünün olay yeri terk etmesi ağır kusuru nedeni ile sigorta şirketinin ödemek durumunda kaldığı tazminat tutarını rücuen talep hakkının doğmasına neden olduğunu, bu nedenle trafik sigorta şirketi olan Ray Sigorta A.Ş.’nin 03/05/2018 tarihli yazısı ile rücu hakkını kullandığını sigortalıya ihbar ettiğini, aynı mahiyetli olarak trafik sigortasının devamı mahiyetindeki ihtiyari mali mesuliyet sigortacısı olarak da davacı şirket tarafından 09/05/2018 tarihli yazı ile rücu hakkının kullanıldığını, ancak davalının talebi karşılayamayacağını belirterek itiraz ettiğini, Trafik Sigortası Genel Şartları ile İhtiyari Mali Mesuliyet Sigortası Genel Şartlarında rücu şartlarının kesin olarak değil örnekleme yolu ile sayıldığını, burada temel olarak rücu nedeni bilinçli taksir ile potansiyel tehlike oluşturma halinin olduğunu bu sebeple şimdilik 86.260,78 TL rücu tazminat alacağının ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın belirsiz alacak davası olarak açılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı şirketin maliki olduğu ve davacı … şirketi tarafından kasko sigortası ile sigortalanmış olan… plakalı aracın 13/12/2017 tarihinde dava dışı sürücü …’ın sevk ve idaresinde Dilovası istikametine seyir halinde iken Şirinyalı mevkisinde meydana gelen ve farkına dahi varmadığı kaza nedeni ile gerek sürücünün gerek ise davalı şirketin ağır kusurlu olduğu iddiasının izahtan yoksun olduğunu, zira olay sonrası kollukta verilen ifadelerden ve gerek ise Körfez Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2017/5253 soruşturma numarası ile yürütülen soruşturma dosyasından verilen 26/12/2017 tarihli kovuşturmaya yer olmadığına dair karardan da görüldüğü üzeri olay sürücüsünün kasıtı ve ağır kusurunun olmadığını, talihsiz ve istem dışı kazanın kaza tarihi ve kazının gerçekleştiği saat dikkate alındığında 13/12/2017 tarihinde ve kış mevsiminde sabah 06:30 gibi mevsim itibari ile daha gece karanlığı denilen bir zaman diliminde meydana geldiğini, sürücünün kazanın meyana gelmesinden habersiz bir şekilde seyrine davam ettiği, kimliği ehliyetli oluğunu, mesai gereği Dilovası’nda bulunan bir firmaya gitmekte olduğunun sabit olduğu, davacı … şirketince kazanın meydana geldiğinin farkında bile olmayan sürücüyü olay yerini terk etmekle itham etmenin izahtan yoksun olduğunu, Yargıtay’ın sigortalı araç sürücüsünün kaza sonrası olay yerinen ayrılması tek başına hasarın teminat ışı kalmasına neden olamayacağını, trafik sigortası genel şartlarında belirtilen sigortacının işleten rücu hakkının somut delillerle sigortacı tarafından ispatı gerektiğine ilişkin içtihatlar geliştirdiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… Davanın reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; sigorta şirketinin poliçe genel şartlarının ihlal eden sebeplerden birinin varlığını ispat külfeti altında olduğunu, bu durumun varlığını ispat ettiğinde rücu hakkının doğacağını, sigorta ettirenin ise olay yerini terk için zorunlu hallerin varlığı sebebi ile olay yerinden ayrıldığını ispat etmesi gerektiğini, dava konusu kazada sürücünün bu hallerin varlığı sebebi ile terki gerçekleştirdiğini ispat edemediğini, sürücünün ağır kusurlu olarak KTK’nın 95. maddesi ve Sigorta Genel Şartları B.4.f maddesini (01.06.2015 tarihinde yapılan değişiklik nedeniyle) ihlal ederek olay yerini terk ettiğini ve bu ağır kusurun yaptırımın ise aynı yasada belirtilen teminat dışında kalan hallerden olduğunun ve sigortalıya rücu nedeni olduğunun açıkça düzenlendiğini, diğer yandan trafik sigortasında Genel Şartların 14.5.2015 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girdiğini, buna göre ispat yükünün de yer değiştirdiğini, dolayısı ile gerekçeli karara dayanak yapılan eski tarihli Yargıtay kararlarının artık geçersiz olduğunu belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
Davalı vekili tarafından istinaf başvurusuna karşı cevap dilekçesi verilmemiştir.
DELİLLER: Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 13/11/2020 tarih, 2020/113 Esas – 2020/487 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ihtiyari mali mesuliyet poliçesine dayanılarak genel şartlara aykırılık (olay yerini terk ve ağır kusur) iddiasına dayalı rücuen alacak istemine ilişkindir.

İlk derece mahkemesince; davanın reddine karar verilmiş, karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Somut olayda; davalı şirket adına kayıtlı, davacı nezdinde 09/12/2017-09/12/2018 tarihleri arasında ihtiyari mali mesuliyet sigortası bulunan… plaka sayılı aracın 13/12/2017 tarihinde dava dışı sürücü …’ın sevk ve idaresinde iken, seyir halinde bulunduğu yol güzergahındaki plaka tanıma sistemine açık olan damperi ile çarpması neticesinde plaka tanıma sisteminin hasar gördüğü, sonrasında güzergahta seyir halinde bulunan diğer araçların yol üzerine düşen hasarlı parçalara çarpmaları sebebiyle zarar gördükleri, eldeki dava ile zorunlu mali mesuliyet sigortası teminatını geçen zararın varlığı nedeniyle ihtiyari mali mesuliyet sigortacısı olarak ödenen hasar miktarının sürücünün olay yerini terk etmesi ve damper açık vaziyette seyri nedeniyle ağır kusurlu olması nedeniyle sigortalıdan rücuen tahsilinin talep edildiği, Dairemizin 05/02/2020 tarih, 2019/1285 E, 2020/159 K. sayılı kararı sonrası mahkemece yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Bu kapsamda davacı, dava dilekçesinde rücu nedeni olarak; olay yerini sebepsiz bir şekilde terk edilmesi ve olayın sigortalı veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin ağır kusuru sonucunda meydana gelmesi sebeplerine dayandırmaktadır.
Motorlu Kara Taşıtları İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın 1. maddesinde “sigortacı, işbu poliçede gösterilen aracın kullanılmasından doğan ve Karayolları Trafik Kanununa ve Umumi Hükümlere göre aracın işletenine terettüp eden hukuki sorumluluğu ve bu poliçe teminat kapsamında olmak şartıyla Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası hadlerinin üzerinde kalan kısmını, poliçede yazılı hadlere kadar temin eder” düzenlemesine yer verilmiştir.
Genel şartları 4. maddesinde ise, Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez. Ödemede bulunan sigortacı, sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, tazminatın kaldırılmasını veya azaltılmasını sağlayabileceği oranda sigortalıya rücu edebilir.
Sigortalıya başlıca şu nedenlerle rücu edilir:
a) Sigortalının kasdi bir hareketi veya ağır kusuru yüzünden sebebiyet verilen zarar ve ziyanlara ilişkin talepler,
b) Aracın, Karayolları Trafik Kanununa göre geçerli sürücü belgesi olmayan kimseler tarafından sevkedilmesi veya geçerli trafik belgesi olmadan kullanılması halinde sebebiyet verilen zarar ve ziyana ilişkin talepler,
c) Aracın, alkollü içkilerin etkisi altında olup güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş olan veya uyuşturucu veya keyif verici maddeler almış kimseler tarafından sevk ve idare edilmesi halinde sebebiyet verilen zarar ve ziyana ilişkin talepler,
d) Araçların yolcu taşınmaya mahsus olmayan yerlerinde yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilen kapasite dışında fazla yolcu veya yük taşınması sebebiyle doğacak zarar ve ziyanlara ilişkin talepler.
Bunlardan başka, sigorta ettiren zarar vukuunda 10. maddede belirtilen yükümlülüklerini yerine getirmez ve bunun sonucu zarar ve ziyan miktarında bir artış olursa, sigortacı zarar görene tazminatı ödemekle beraber, bu artış için sigorta ettirene rücu eder. düzenlemesine yer verilmiştir.
Söz konusu bu düzenlemelere göre; sigortalıya rücu için bentler halinde belirtilen sebeplerin gerçekleşmesi veya kanunda ve sigorta sözlemesinde rücu sebebi olarak belirlenen olgunun vuku bulması gerekmektedir. Bu belirlemelere göre; olay yerini terk nedeni kaza tarihi itibariyle yürürlükte bulunan İhtiyari Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında rücu nedeni olarak yer almadığı gibi taraflar arasındaki sigorta sözleşmesinde ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerinde bu sebep rücu nedeni olarak yer almamaktadır. Bu nedenle davacının sigortalı araç sürücüsünün kaza yerini terk etmesi nedenine dayalı rücu istemi yerinde değildir.
Öte yandan, eldeki davada, davacı olay yerini terk nedeni yanında, sigortalı araç sürücüsünün damperi açık vaziyette seyir etmesinin ağır kusur kapsamında kaldığı ileri sürerek rücu talebinde bulunmuştur. Bu nedenle, kazaya sebebiyet veren sürücünün sigortalı aracı damperi açık vaziyette sürmesinin ağır kusur kapsamında kabul edilip edilmeyeceğinin belirlenmesinin gerektiği, ihtiyari mali mesuliyet sigortası genel şartları 4-(a) maddesi uyarınca, rücu nedeni olarak belirlenen ağır kusurun kabulü için “tam kusur” olarak değil, kasta yakın bir kusurun varlığı gerekmektedir. Bu bağlamda, somut olayda; kazaya sebebiyet veren aracın damperi açık vaziyette seyir halinde olduğu ve hasara açık olan damperin sebebiyet verdiği sabit ise de; kazanın gece vakti gerçekleşmesi, ispat yükü üzerine düşen davacının sürücünün kusurlu davranışının kasta yakın nitelikteki bir kusur olduğunu ispat edememesi karşısında ileri sürülen bu neden yönünden de rücu koşulu gerçekleşmemiştir. Bu hali ile dosya kapsamı delillere göre; davacının ilk derece mahkemesi kararına karşı ileri sürdüğü istinaf sebeplerinin yerinde olmadığı, kaldırma kararı sonrası verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılmıştır.
Mahkemece, gerekçeli karar başlığında; davacının adresinin yazılmamış olması, 6100 sayılı HMK’nın 297-(1)-b) maddesine aykırı olmakla birlikte sonuca etkili olmadığından, kaldırma nedeni yapılmamış ve bu hususa eleştiri getirilmekle yetinilmiştir.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davacının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 4,90 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda miktarı itibariyle KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.22/11/2021


Başkan …
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Üye …
¸e-imzalıdır


Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*