Emsal Mahkeme Kararı Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/306 E. 2021/2041 K. 24.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/306
KARAR NO : 2021/2041

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :… (…)
ÜYE :… (…)
ÜYE :… (…)
KATİP :… (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :03/11/2020
NUMARASI :2020/376 Esas – 2020/456 Karar

DAVACI :… –
VEKİLİ :Av. … –
DAVA :Zayi Belgesi Verilmesi
DAVA TARİHİ :07/07/2020

KARAR TARİHİ :24/11/2021
KR. YAZIM TARİHİ :29/11/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin kuruluşundan sonra merkezini Aksaray iline aldığını ve faaliyetine başladığını, daha sonra ise 2013 yılından sonra merkezini Aksaray ilinden alarak faaliyetine Kocaeli ilinde devam etmeye başladığını, taşınma işlemlerinden sonra bir süre eski muhasebecisi ile devam etmiş olup yeni bir muhasebeci ile anlaşmaya karar verdikten sonra 2018 yılında …isimli eski muhasebecisinden tüm defterler ve bir kısım diğer ticari belgeler istenildiğini, hatta söz konusu defterlerin iadesi talebiyle …isimli mali müşavire ekte sunulan Körfez 2. Noterliğince hazırlanan 11695 yevmiye numaralı 17.12.2018 tarihli ihtarname de yollandığını, yollanan ihtarda açıkça 2016 yılına ait ticari defteri sunmuş olduğu fakat diğer yılların da iadesi gerektiği belirtildiğini, …isimli mali müşavir ise diğer yıllara ait ticari defterler için sürekli olarak müvekkil şirket yetkilileri oyalandığını, davacı şirket yetkilileri iyi niyetli olarak eski yıllara ait defterleri beklemiş olsalar da yaklaşık 10 gün önce …ile irtibat kurmaya çalışırken vefat ettiğini öğrendiklerini, söz konusu 2011, 2012, 2013, 2014, 2015 ve 2017 yıllarına ait ticari defterler müvekkil şirkete teslim edilmediğini, alınan duyumlara göre mali müşavirin vefatından sonra söz konusu büro kapatıldığını, ticari defterlerin müvekkil şirketçe bulunması imkansız durumda olup, zayi olduklarının kabulü gerektiğini, bu nedenlerle 2011, 2012, 2013, 2014, 2015 ve 2017 yıllarına ait ticari defterlere zayi belgesi verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince; “… davanın reddine …” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İlk derece mahkemesince verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ticari defterlerin davacı şirketçe bulunması imkansız durumda olup, zayi olduklarının kabulü gerektiği halde yerel mahkemece aksi yönde karar verilmesinin hukuka aykırılık içerdiğini, kaybolan belge ve defterlerin, davacı şirketin kendi iç düzenini sağlamaya yönelik evraklardan oluştuğunu, söz konusu evraklarda resmi kurumlardan gizlenebilecek veya gerçek ve tüzel kişilere verilebilecek herhangi bir zararın bulunmadığını, davacı şirketin, defterleri olmadan ticari hayatına devam edebilmesinin mümkün olmamakla beraber yerel mahkemece verilen karar ticari hayatın sonlanmasına yol açtığını belirterek; istinaf taleplerinin kabulüne, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi talebiyle istinaf yoluna başvurmuştur.
DELİLLER: Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 03/11/2020 tarih, 2020/376 Esas – 2020/456 Karar sayılı kararı ve tüm dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; 6102 sayılı TTK’nın 82. maddesinin 7. fıkrasına dayalı olarak açılmış zayi belgesi verilmesi istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, kararına karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurmuştur.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
İlk derece mahkemesince; dosya kapsamından davacı şirketin Kocaeli’nde ticari işletmesi bulunduğu görülerek, 2011,2012,2013,2014,2015 ve 2017 yıllarına ait ticari defterlerini bulmalarının imkansız olduğu bahisle zayi belgesi verilmesi istemine yönelik olarak işbu davayı açmış ise de, defterlerin kayıp olduğuna dair herhangi bir tutanak tanzim edilmediği gibi herhangi bir tespit raporu da alınmadığı, bu durumda söz konusu ticari defterlerin kayıp olduğu hususunda kesin ve inandırıcı delil ibraz edilmediği, şirket muhasebecisine çekilen Körfez 2. Noterliği 11695 yevmiye numaralı 17.12.2018 tarihli ihtarnameden sonra dava tarihine kadar eski muhasebecisinin kendisini oyaladığını iddia etmişse de, bu kadar süre hareketsiz kalarak,basiretli tacir gibi davranmadığı, 6102 TTK’nın 82/7 maddesinde, zayi belgesi verilebilecek hallerin tahdidi olarak sayıldığı,somut olayda belirtilen sebep, TTK’nın 82/7 maddesinde belirtilen olağanüstü hallerden de olmadığı gerekçesiyle zayi belgesi verilmesi talebinin reddine karar verilmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 82/7 maddesine göre; bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine zayi belgesi verilmesini isteyebilir. Madde metninde yangın, su baskını veya yer sarsıntısı ibarelerinden sonra yer alan “gibi” sözcüğüyle benzer olayların kastedildiği, ziya haline ilişkin sınırlı sayıda bir düzenleme getirilmediği anlaşılmaktadır(Yargıtay 11. H.D. 2016/4865 E. 2017/2800 K.10.05.2017).
Öte yandan, tacirin, anılan yasa maddesinden yararlanabilmesi için bir taraftan ticari defterlerin ve belgelerin korunması amacıyla gereken dikkat ve ihtimamı göstermiş bulunması, diğer taraftan da ziyaa uğramanın onun iradesi dışında, elinde olmayan bir nedenle meydana gelmiş olması zorunludur. Mücbir nedenlerin ispatı, bunu iddia eden tacire aittir. İleri sürülen mücbir nedenin dayandığı olayların defter ve belgelerin yok olması veya elden çıkması sonucunu doğuracak nitelik ve yoğunlukta olup olmadığı araştırılmalı ve irade dışında defter ve vesikaların tamamen veya kısmen kaybı yahut yok olması sonucu oluştuğunda mücbir neden kabul edilmektedir. Davacı tutmak ve saklamakla yükümlü olduğu defter ve belgeleri özenle korumakla yükümlüdür.
Somut olayda; davacı yasada sayılı mücbir sebeplere dayanmamış olup,davacının 17.12.2018 tarihinde muhasebecisine ihtarname göndererek ilgili defterlerin teslimini istediği anlaşılmakla,bu tarih itibariyle defterlerinin muhasebecisi elinde olduğunu bildiğinin,muhasebecinin elinde bulunan defterlerin zayii olduğu kabul edilemeyeceği gibi,muhasebeci elinde bulunduğu bilinen ticari defterlerin muhasebeciden istirdadı için dava açılmasının da mümkün olduğunun ayrıca; davacının 15 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra zayi belgesi talep ettiğinin anlaşılmasına, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, özen yükümlülüğünün yerine getirilmesine rağmen zayi olayının gerçekleştiğinin ispat edilememesine göre, ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak; davacının istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden; istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca; davacının İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harcının hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30 TL istinaf karar harcından, istinafa gelirken peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 4,90 TL istinaf karar harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302/5 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
4-İstinaf eden tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf eden tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edene iadesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
7-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
8-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda miktarı itibariyle KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi.24/11/2021


Başkan …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Üye …
¸e-imzalıdır

Katip …
¸e-imzalıdır

* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*