Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. SAKARYA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 7. HUKUK DAİRESİ
T.C.
SAKARYA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
7. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/305
KARAR NO : 2021/2024
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :KOCAELİ 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ :17/11/2020
NUMARASI :2019/409 Esas – 2020/495 Karar
DAVACI :… (T.C. No: …) –
VEKİLİ :Av. … –
DAVALI :… (T.C. No: …) –
VEKİLLERİ :Av. … & Av. … –
DAVANIN KONUSU :Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :02/10/2019
KARAR TARİHİ :23/11/2021
KR. YAZIM TARİHİ :23/12/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla HMK’nın 353. ve 356. maddeleri gereğince; dosya içeriğine ve kararın niteliğine göre sonuca etkili olmadığından duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının isim ve soy ismi sahte imzası ile Ziraat Bankası Beşikdüzü Şubesi 0144565 seri numaralı 20/03/2016 tarihli 15.500 TL bedelli çekin adına ciro edildiğini, Kocaeli 4. İcra Müdürlüğü 2016/6737 Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, takip dosyasından taşınır ve taşınmaz malları üzerine konulan hacze itirazın üzerine hacizlerin kaldırıldığını, müvekkile ödeme emri 09/10/2019 tarihinde tebliğ edildiğini, dava konusu çekin çalıntı olması ve imzaların sahte olması nedeniyle Kocaeli 7. Ağır Ceza Mahkemesi 2019/256 Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, halen derdest olduğunu, çek için Görele Asliye Hukuk Mahkemesi 2016/120 Esas sayılı dosyasından tedbir kararı verildiğini belirterek Kocaeli 4. İcra Müdürlüğü 2016/6737 Esas sayılı dosyasından müvekkil hakkında yürütülen takibin dava sonuna kadar durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan bu davada Kocaeli 4. İcra Müdürlüğü’nün 6737 Esas sayılı dosyası ile açılan icra takibinin iptali ve davacının müvekkile borçlu olmadığının tespitinin talep edildiğini, çekteki imzanın davacıya ait olduğunu, bu hususun davacının başka kurum ve kuruluşlarda ki imzaları ile takibe konu senetteki imzasının karşılaştırılması sonucu alınacak bilirkişi raporu ile ispat edilebileceğini, davacının Görele Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/120 Esas sayılı dosyasından ihtiyati tedbir kararı verildiğinin beyan etse de bahse konu davanın usulden reddedildiğini, kararın kesinleştiğini, Kocaeli 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2019/256 Esas sayılı dosyasının derdest olduğunu, çekteki imzanın sahte olup olmadığının hususunun kesinleşmediğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI ÖZETİ:
İlk derece mahkemesince yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; ” … davanın kabulü ile davacı …’ın Kocaeli 8. İcra Müdürlüğü 2020/33984 E (Eski Dosya numarası Kocaeli 4. İcra Müdürlüğü ‘nün 22016/6737 E) sayılı dosyasında takibe konu T.C. Ziraat Bankası A.Ş. Beşikdüzü Trabzon Şubesine ait keşidecis…olan, 20.03.2016 düzenleme tarihli, 15.500,00-TL bedelli, 0144565 numaralı çek nedeni ile dolayı davalı …’e borçlu olmadığının tespitine, koşulları oluşmadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine … ” karar verilmiştir.
Bu karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükme esas bilirkişi raporunda çekteki imza ile mukayese belgelerdeki imzalar arasında bir takım benzerlikler görüldüğünden bahisle, çekteki imzanın … eli ürünü olmadığı kanaatine varıldığı, bilirkişi raporuna itirazları mahkemece reddedilmekle, raporunun hükme esas alınması hatalı olduğunu, Yargıtay 12. HD. konu ile ilgili olarak 2016/1048 E. – 2016/13844 K. sayılı kararında, imza incelemesi için talep ettikleri hususlar doğrultusunda alınacak raporun hükme esas teşkil edebileceğine karar verildiğini, çekteki imza, davacıya ait olup, yeniden imza incelemesi yapıldığında bu husus ortaya çıkacağını beyan ederek, istinaf taleplerinin kabulüne, kararın kaldırılmasına, davanın reddine, davacı aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, aksi kanaat hasıl olursa yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın mahkemesine tevdiine karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili, istinaf ve davalının istinafına cevap dilekçesinde özetle; davacı yan takibe konu çekte bulunan imzanın davacıya ait olmadığını Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı 2016/20185 soruşturma dosyası, Kocaeli 7. Ağır Ceza Mahkemesi 2019/256 E.-2020/72 K. sayılı dosyası, sebebiyle bilmekte olup söz konusu imzanın davacının el ürünü bir imza olmamasını bilmesine rağmen kötü niyetli olarak kambiyo takibine girişilmesi ve davacının menkul ve gayrimenkullerine haciz uygulamış olması karşısında kötü niyet tazminatının koşullarının oluşmadığından söz edilemeyeceği, İİK 72/5 maddesinde kötü niyet tazminatının şartları açıklandığını, yerel mahkemece kötü niyet tazminatı talebinin reddine ilişkin karar gerekçesi yazılmadığı, Yargıtay 9. HD. 2016/16428 E.-2016/12347 K. sayılı kararında hüküm kurulan hususta gerekçe yazılmamasını adil yargılanma hakkına aykırı görmüş ve bozma sebebi yaptığı, davalıların kötü niyetli hareket ettikleri sabit olduğunu beyan ederek, yerel mahkemece verilen kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine ilişkin hükmün kaldırılmasını, %20’den az olmamak üzere davalı yanın kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep ederek, istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Davacı vekili dilekçenin istinafa cevap kısmında özetle; davalı yanın iddiasının aksine bilirkişi raporu denetime elverişli ve hükme esas alınmaya uygun bulunduğunu, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi’nden alınan 40968900-101.01.02-2020/68165 sayılı raporda; “Tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından yapılan incelemede; İnceleme konusu çekteki 1. ciro imzası ile …’ın mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediği” hususları belirtildiğini beyan ederek, davalı tarafından emsal olarak sunulan yüksek yargı kararında belirtilen unsurları içerir rapora ilişkin istinaf taleplerinin reddini talep etmiştir.
DELİLLER: Kocaeli 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/11/2020 Tarih – 2019/409 Esas – 2020/495 Karar sayılı kararı ve tüm dosya dosya kapsamı.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; kambiyo senedine dayalı yapılan icra takibi nedeni ile menfi tespit ve kötüniyet tazminatı talebine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulüne karar verilmiş olup, hüküm taraf vekilleri tarafından istinaf edilmiştir.
İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi uyarınca, ileri sürülen istinaf sebepleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.
Dosyanın incelenmesinde; davacının isim ve soy ismi sahte imzası ile Ziraat Bankası Beşikdüzü Şubesi 0144565 seri numaralı 20/03/2016 tarihli 15.500,00 TL bedelli çekin adına ciro edildiği ve akabinde Kocaeli 4. İcra Müdürlüğü’nün 2016/6737 Esas sayılı dosyası ile davacı aleyhine takip başlatıldığı belirtilerek, Kocaeli 4. İcra Müdürlüğü’nün 2016/6737 Esas sayılı dosyasından borçlu olmadığının tespiti için eldeki davanın açıldığı, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verildiği, verilen karara karşı taraf vekillerince istinaf kanun yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır.
1-Davacının istinaf istemi yönünden yapılan incelemede;
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 72-(5) maddesi; “dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlamın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir. Borçluyu menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa, talebi üzerine, borçlunun dava sebebi ile uğradığı zararın da alacaklıdan tahsiline karar verilir. Takdir edilecek zarar, haksızlığı anlaşılan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olamaz” hükmünü içermektedir.
Madde metninden de açıkça anlaşıldığı üzere, menfi tespit davası açmak zorunda bırakılan borçlunun tazminat talep edebilmesi için gerekli koşullar; bu yönde bir talep olması, borçluya karşı icra takibi yapılmış bulunması ile takibin haksız ve kötüniyetli olmasıdır.
Başka bir ifadeyle; İcra İflas Kanunu’nun 72-(5) maddesi hükmüne göre, menfi tespit davasının davacı (borçlu) lehine sonuçlanması üzerine, alacak likit olsun veya olmasın, böyle bir alacağa dayalı takibin, haksız ve kötüniyetli olması halinde, istem varsa, davacı (borçlu) lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gereklidir. Takibin haksız olması tek başına yetmemekte, ayrıca kötüniyetli olması da gerekmekte olup, ispat yükü; takibin kötüniyetli olduğunu iddia eden davacı (borçlu)’nun üzerindedir.
Nitekim aynı ilkeler, Hukuk Genel Kurulu’nun 17/03/2010 tarihli ve 2010/19-123 E. 2010/154 K., 07/12/2011 tarihli ve 2011/13-576 E. 2011/747 K. ve 20/03/2013 tarihli ve 2012/19-778 E. 2013/250 K. sayılı kararlarında da vurgulanmıştır.
Somut davada; davacı …’ın dava konusu çekte keşideci olmadığı, keşidecinin bonoyu düzenleyerek davacı lehtara verdiği, ciro silsilesindeki en son lehtarın davalı olduğu, davalının davaya konu edilen çek ile Kocaeli 4. İcra Müdürlüğü’nün 2016/6737 Esas sayılı takip dosyası ile davacı yönünden takip başlattığı, davalı tarafından son ve yetkili hamil sıfatıyla yapılan takibin kötüniyetli olmadığı, ayrıca davalının kötü niyetle icra takibi yapıldığı da davacı tarafından kanıtlanamadığından ve kötüniyet tazminatı koşulları oluşmadığından kötüniyet tazminatı talebinin ilk derece mahkemesince reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
2-Davalının istinaf istemi yönünden yapılan incelemede;
Somut davada, ilk derece mahkemesince; taraf beyanları, Kocaeli 4. İcra Müdürlüğü’nün 22016/6737 E. sayılı dosyası, İstanbul Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi raporu, Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığı 2016/20185 soruşturma dosyası, Kocaeli 7. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2019/256 E. 2020/72 K. sayılı dosyası, Görele Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/120 E. sayılı dosyası ile tüm dosya kapsamından, davalı tarafça davacı tarafa karşı Kocaeli 4. İcra Müdürlüğü’nün 22016/6737 E. sayılı dosyası ile 20.03.2016 vade tarihli 15.500,00-TL bedelli 0144565 numaralı çek nedeni ile kambiyo senetlerine özgü takip yapıldığı, söz konusu çekte davacının lehtar olarak gözüktüğü, davalının ise hamil olduğu,davacının çekteki imzayı inkar ettiği ve borçlu olmadığının tespitini istediği, davacının imza örnekleri ve mukayese imzaları alınarak Adli Tıp Kurumuna gönderildiği, Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesinden alınan raporda,söz konusu çekteki birinci ciro imzası ile …’ın mevcut mukayese imzaları arasında ilgi ve irtibat tespit edilemediğinin belirtildiği görülerek,takip konusu çekteki imzanın davacıya ait olmadığı anlaşılarak, davacının söz konusu çekten dolayı bir sorumluluğu bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne şeklinde karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşılmıştır.
Tüm bu açıklamalara, dosya kapsamına, kararın dayandığı delillerle, yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında; mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmamasına, HMK’nın 355. maddesi uyarınca; kamu düzenine ilişkin konularda da kararın esasına etkili bir aykırılık bulunmaması nazara alınarak, davacı ve davalı vekillerinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 353-(1)-b)-1) maddesi uyarınca; tarafların İSTİNAF BAŞVURULARININ AYRI AYRI ESASTAN REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvurma harçlarının hazineye gelir kaydına,
3-Davacı Yönünden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken harç peşin alındığından, yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davalı Yönünden; Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 1.058,80 TL İstinaf Karar Harcından, istinafa gelirken peşin alınan 265,00 TL’nin mahsubu ile bakiye 793,80 TL istinaf karar harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, harç tahsili ve harç tahsil müzekkeresi yazılması işlemlerinin HMK’nın 302-(5) maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
5-İstinaf edenler tarafından istinaf kanun yoluna başvuru için yapılan masrafların kendi üzerlerinde bırakılmasına,
6-İstinaf edenler tarafından yatırılan istinaf avansından kullanılmayan kısmının HMK’nın 333. maddesi uyarınca; karar kesinleştikten sonra ilk derece mahkemesince istinaf edenlere iadesine,
7-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
8-Gerekçeli kararın tebliği işlemlerinin ilk derece mahkemesi tarafından yerine getirilmesine,
9-Dosyanın mahkemesine gönderilmesine,
İlişkin; Dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362. maddesi uyarınca KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 23/11/2021
…
Başkan-…
¸e-imzalıdır
…
Üye-…
¸e-imzalıdır
…
Üye-…
¸e-imzalıdır
…
Katip …
¸e-imzalıdır.
* Bu belge, 5070 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.*